KOMİSYON KONUŞMASI

NUREDDİN NEBATİ (İstanbul) - Sayın Başkanım, Sayın Bakanıma ve sunumlarını yapan değerli ekibine öncelikle teşekkür ediyoruz. Güzel bir hazırlık yapmışlar. Ondan olsa gerek, ben Didem Engin Hanım'ı bekledim, genellikle güzel hazırlıklar yapar gelir ama anladığım kadarıyla o tasarıya örtük bir destek veriyor. Bugün biraz zayıf gördüm, biraz daha çalışarak gelirse... Espriydi. Kızmayın.

DİDEM ENGİN (İstanbul) - Uzay Ajansının kurulmasını destekliyoruz tabii ki ama ajans, aslında çok teknik bir kurum. Çok önemli konulardan bahsediyoruz.

NUREDDİN NEBATİ (İstanbul) - Şimdi pas vereceğim size.

BAŞKAN - Sataşma nedeniyle Didem Hanım'a söz vereceğim sonra.

Buyurun.

NUREDDİN NEBATİ (İstanbul) - Takdir ettiğim için söylüyorum gerçekten. Her zaman iyi hazırlıklar yaparak geliyorsunuz.

Sunumda baktığımızda, uzay ajansını kurmuş olan 38 ülke var, biz yokuz. Dünyada ekonomik olarak ilk 20 ülke içerisindeyiz gerek millî gelir açısından gerek diğer teknolojiler açısından ama uzay ajansını kurmuş olan ülkeler içerisinde yokuz. 38 tane ülke kurmuş bugüne kadar ve içlerinde çok enteresan ülkeler var. Bu geç kalmış bir çalışma.

Uydu fırlatma kabiliyetine sahip ülke sayısı 12, biz yokuz. Kaldı ki, 17 Ağustos 2011 tarihinde ilk yerli gözlem uydusu Rasat'ı fırlatmış olmamıza rağmen bu çalışmada geri kaldık. Elbette bunun anlaşılır tarafı var, zira, ülkenin içerisinde yaşayan vatandaşların temel ihtiyaçlarının karşılanması için, sağlık, yol gibi ihtiyaçların giderilmesi için öncelikle o alanlarda adım atılması gerekiyordu ama hiç olmazsa bu kanunu keşke birkaç yıl önce, özellikle de 2011'den önce, fırlatmayı yapmadan önce kurmuş olsaydık. 21 adet aktif fırlatma üssü var dünyada.

58 milyon dolar harcamışız 2015 yılında. Bu, aslında Türkiye açısından kabul edilebilir bir rakam değil, 580 milyon dolar bile Türkiye'nin uzaya harcayacağı miktar açısından düşük bir miktardır.

Bunun için, bir, çok ciddi bir şekilde bir maddi kaynağın sağlanması gerekiyor. İkincisi, özellikle şu anda gördüğümüz üzere, Ulaştırma Bakanlığımızın ekibi burada, Bilim, Sanayi ve Ticaret Bakanlığımızın ekibi burada, birçok bakanlık bu konuyla ilgileniyor. Keşke bir uzay ve teknolojileri bakanlığı kursak çünkü dünyanın gidişatı uzay olmaksızın artık hesaplanamıyor. Uzayın olduğu, uzaydan faydalanmanın, uzaydan elde edilecek yararların gündeme geldiği bir dünyada yaşıyoruz ve bu değişim gün içerisinde farklılaşıyor. Bu değişimi yakalayabilmek için ve... "Muasır medeniyetler seviyesi" dediğimiz şey artık sadece Batı'nın bizatihi kendisi değil, muasır bir medeniyete ulaşmak uzaya sahip olmaktan geçiyor. Elbette ki Ulaştırma Bakanlığımızın yapmış olduğu Marmaraylar, üçüncü köprüler, üçüncü havaalanları bizim için büyük bir onur vesilesi ama bizim bir an önce uzaya kendi uydularımızı kendi topraklarımızdan, kendi fırlatma rampalarımızdan fırlatmamız da beklenir. Böylesine bir hedef koymamız gerekiyor. Hükûmetin ve bürokrasinin bu konudaki desteği ve yolu açık. Bunun için bizim gerekli desteği Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu olarak da vermemiz ve bunu artırmamız lazım. Özellikle de yönetim kurullarında ifade edilen sadece bilim kurullarından üyelerin getirilmiş olması yeterli olmayacaktır, elbette ki orada kamu hukukunu bilen, özellikle de uzay hukukunu -uzay hukuku diye bir hukuk var- bilen birilerinin olması ve bununla ilgili özel yetiştirilmiş, uzay hukuku ve diğer alanlarda, uzayla, kozmos ile nomos arasındaki ilişkilerin anlamlı bir şekilde dönüştürülmesi, uzayla ilişkilerin, dünyayla olan ilişkilerin geliştirilmesi ve Türkiye'nin uzay üzerindeki haklarının belirlenebilmesi için, özellikle uluslararası hukuk ve uzay hukuku alanında geliştirilmiş insanların da burada olması lazım.

Biz, teknolojiyi sadece teknik araçlar olarak algılarsak ve sadece uzaya gidişi bir fırlatma veya uzay gemisi olarak algılarsak yeterli bir çalışmayı yapmamış oluruz. Bu anlamda, bu kurullarda mutlaka sadece bilimle uğraşan, teknolojiyle uğraşan kişilerin değil, aynı zamanda yetkin, bu alanlarda özel ihtisas sahibi olan kişilerin de değerlendirilmesi ve ona göre bir tedbir alınması elzemdir, çünkü 323 milyar dolar gibi bir rakama ulaşmış bir pazarın katlanarak gideceğini, özellikle 2020'lerden sonra da bu işin çok geometrik olarak artacağını varsaymak için büyük bir bilgi sahibi olmaya gerek yok, çünkü her geçen gün uzay ve uzayın derinlikleri keşfediliyor. İşte, daha geçen gün NASA'da 7 tane yeni gezegen keşfedildi ve su olabileceği, Kur'an-ı Kerim'deki ifadeyle belki de âlemlere ulaşabileceğimiz ya da onların bize ulaşabilecekleri bir çağın içerisindeyiz şu anda, 21'inci yüzyıl böylesine bir yüzyıl.

Ayrıca, 21'inci yüzyılın bölgesel lider ülkesi olan Türkiye'nin bu dönemin sonunda dünya ülkeleri arasında liderlik konumuna gelebilmesi için uzay ve teknolojisi elzem ve bu konuda atılacak olan adımlar için harcanacak olan miktarın da hesaplanmadan yapılması gerektiğini ve koşulsuz bir şekilde gerçekleştirilmesi gerektiğini, aynı şekilde tasarıda öngörülen, özellikle özel sektörle iş birliğinin had safhaya getirilmesi, diğer sektörler açısından karşılaştırmalı anlamda bir kazanım elde ettirecektir bize.

Bakın, dünya fırlatma sayısı 86, 262 tane uydu fırlatılmış gözüküyor 2015 yılında. Trende baktığınız zaman, özellikle 2013, 2014, 2015'te çok ciddi bir şekilde sıçrama var, artık her ülke kendi uydusunu fırlatıyor. Dolayısıyla, burada, başta TÜBİTAK olmak üzere, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız ve ilgili bütün kurumların eş güdümlü hâlde çalışması için bir uzay ve teknolojiler bakanlığının kurulması konusunda -elbette ki Bakanlar Kurulunu ilgilendiren bir durumdur ama- bir beklenti söz konusu. Aynı zamanda yetki karmaşasının da giderilmesi için bu elzem olacaktır, özellikle bakanlar ve kurum ve kuruluşlar arasındaki ilişkilerde.

Tahsin Bey'in söylediği bu Başbakanlıkla ilgili konu, biliyorsunuz, 18 maddelik Anayasa paketi, değiştirdiğimiz paket içerisindeki 18 madde 16 Nisanda kabul edildikten sonra -ki inşallah kabul edilecektir- altı ay içerisinde uyum yasalarını zorunlu kılıyor. Dolayısıyla, bütün yasalardaki "Başbakanlık" ibaresi ilgili yerlere zaten değiştirilecek ve buna ilişkin de bir çalışma yapılacaktır. Dolayısıyla, bunu, bir gün kaybetmeden, an kaybetmeden -ki özellikle muhalefet partisi milletvekillerine teşekkür ediyorum- böylelikle çok geç kalmış ve ihtiyacımız olan, elzem olan bir konuyu iş birliğiyle, inşallah, bugün Komisyonda, çok kısa bir süre içerisinde de Genel Kurulda geçirmiş olacağız.

Ben özellikle de Komisyon üyelerine tekrar teşekkür ediyorum. TÜRKSAT, TÜBİTAK gibi kurumların, ASELSAN gibi kuruluşların bizim üyelerimizi özel olarak davet edip, uyduların nasıl çalıştığını, uyduların nasıl fırlatıldığını, uyduların bize sağladığı imkânları, bir dahaki sefere fırlatılacak uyduların kapasitelerini ve bize kazandırmış olduklarını, özellikle ekonomik ve teknolojik üstünlüklerle ilgili bir bilgilendirme yapmalarını, ayrı ayrı özel olarak yapmalarını, özellikle ben kendi adıma rica ediyorum.

Mars'a da geri dönmemek üzere gönderilecek bir astronot arıyorsanız, yaşımız geçmiş olsa da biz hazırız, gidip geri dönmemek kaydıyla Necip Abi'den ben o sözü de almış olabilirim kendime.

Teşekkür ediyorum.

Allah hayırlısını versin.