ŞAHİN TİN (Denizli) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Çok değerli Bakanım, Bakan Yardımcımız, değerli bürokratlar, değerli başkanlar; öncelikle bu toplantımızın hayırlı olmasını ve alınacak olan kararların da TÜBİTAK'la ilgili alacağımız kararların da Türkiye ve ülkemiz için de hayırlı ve inşallah uğurlu ve başarılı olmasını temenni ediyorum.

Sözlerimin başında tabii ki öncelikle dünya kadınlarının ve tabii Türkiye'deki kadınlarımızın gününü kutluyoruz. Şunu da belirtmek istiyorum. Aslında, dünyada kadınlara değer veren ve onların haklarını savunmanın yine ilk başlangıcı Türkiye'de gerçekleştirilmiştir. Ki hanımların, bayanların haklarını ve onların ezilmesini ortadan kaldıran... İlk İslam'ın kabulüyle bu dünyada kadınlara değer verilmiş, daha sonra Türkiye'de Atatürk'ün seçme ve seçilme hakkıyla kadınlara verilen önem artmış ve bugün de yine Cumhurbaşkanımızın da büyük destekleriyle kadınların her alanda çalışmaları, olmaları, siyasette, ekonomide, bilimde, sanayide olmaları hep desteklenmiştir. Şunun için anlattım bunu: Ne yazık ki kamuoyuna ve medyaya baktığınızda, efendim, sanki Türkiye kadın hakları anlamında ya da kadınlara verilen değer ve önem hakkında hep geri bırakılmış, geride kalmış, Orta Çağ'ı yaşıyormuş gibi bir hava estirilmeye çalışılıyor. Ben buna katılmıyorum. İstatistiklere bakıldığında, dünyada aslında gelişmiş diye bildiğimiz -Avrupa Birliği, ABD olsun- ülkelerde bugün bir kadının obje olarak kullanıldığını ve ne yazık ki oralarda da şiddete maruz kaldığını da görmekteyiz.

Değerli Bakanım, öncelikle ben bugüne kadar görev yapan TÜBİTAK'taki değerli arkadaşlara çok teşekkür ederim. Şimdi, bazı konuşmacı arkadaşlarımız, konan hedeflerin aslında çok yüksek olduğunu, uçuk olduğunu belirttiler ama bugüne kadar geldiğimiz nokta burası. Bundan sonra nasıl o katma değeri artıracak teknolojik gelişimlere doğru ulaşırız?

MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) - Bizim söylediğimizden o sonuç çıkmasın Sayın Tin.

ŞAHİN TİN (Denizli) - Hayır, ben genel konuşuyorum.

MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) - Yani çok...

ŞAHİN TİN (Denizli) - Yo yo, o değil, benim anlatmak istediğim başka bir şey.

Şimdi, biz neden sistem yapıyoruz, yeni bir TÜBİTAK oluşumunda varız? Şimdiye kadar belki de ağır aksak yürüyen, efendim, birçok sebepten dolayı ağırlaşan, zayıflayan, engellerle karşılaşılan TÜBİTAK'taki eski düzenlemeleri, yasaları yenileştirerek ne yapıyoruz? Günümüze uygun, çağımıza uygun, dünyanın kabul ettiği sistem üzerinde geliştirmeye gayret ediyoruz. O zaman yeni bir arabaya binmeye benziyor. Yeni arabayla veya yüksek teknolojik bir arabayla daha hızlı gidersiniz. Yani bizim yeni sistemle TÜBİTAK'la, inşallah, o hedefleri yakalayacağımızı düşünüyorum. O açıdan da bence kendimizi çok da aşağıda görmeyelim ve hedef koymak güzeldir, büyümek güzeldir, gelişmek güzeldir ve çalışmalıyız diye düşünüyorum.

O yüzden de şunları da buradan belirtmeden geçemeyeceğim: Yüksek teknoloji bizim en önemli düsturlarımızdan birisi olmalı. Yüksek kârlılık, yüksek sanayi, yüksek bilim, yüksek ahlak, yüksek hedefler ve siyasallaşmayan, politikleşmeyen teknoloji, bilim; en önemli şey bu. Tabii, burada öncelik sektörel iş birliğinin geliştirilmesi, yüksek diyalogların oluşturulması. İnsanlık ve dünya için de inşallah, yeni sistemde Türkiye'de, yeni TÜBİTAK'la, ben daha hayırlı ve güzel gelişmelerin olacağına inanıyorum.

Ben, şimdiye kadar bu tasarıda görev yapan değerli bürokratlara, başkanlara ve Bakanlığımıza çok teşekkür ederim. Hayırlı uğurlu olsun diyorum, sağ olun diyorum.