MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Yok, yok şöyle: Yani inanın bir projeksiyon yapmaktan çekinmiyorum. Yani burada gayrimenkul satış sayısı itibarıyla bir 18 bin adet satış var ama onların ne kadarı birinci el diyelim, ne kadarı ikinci el, ona dair bilgimiz yok. İkinci olarak burada belli varsayımlar konulabilir. Denilebilir ki işte ortalama 10 bin konut satılsa ortalama da satış fiyatı şu olursa bunun üzerinden tahminen şu kadar katma değer vergisi hesaplanır. Bunun üzerinden indirim KDV olarak tahminen şu kadarlık bir oranla indirim KDV olur ve sonuç itibarıyla şu kadarlık bir katma değer vergisinden vazgeçilmiş olabilir. Çünkü önemli olan, satış tutarının üzerinden hesaplanacak katma değer vergisi değil. Firma sonuçta bu malı üretmek için bir katma değer vergisi yüklenimine girişiyor ama birçok durumda da aslında başka işleri de bir arada yürütüyor yani bunların bir varsayım altında 10 bin konut üzerinden çünkü bilemiyorum ki ne kadar konut bu anlamda. Bu konuda diyelim ki rakam 1 milyar çıktı, 2 milyar çıktı. Arkadaşlara söyleyeyim şimdi: 10 bin konutta bir genel yaklaşım üzerinden belirli bir matrah diyelim ki yani denilebilir ki ortalama tapudaki beyan edilen konut ortalama satış değeri de 700 bin lira denilebilir 700 bin liradan 10 bin tane konut satılsa yüzde 18'den KDV'si şu yapar. Bunun üzerinden indirim KDV'si bunun yüzde 60'ıysa indirim KDV'si şu kadardır. Ödenecek KDV bu kadardır denilebilir ve ben size öyle bir şey getirebilirim ama getirmemde bir sorun yok, ben arkadaşlara o şekilde de talimat verdim ama arkadaşlar işin içinden çıkamadılar. Maliyeti gizlemek gibi bir gayretim yok fakat ben şunu söylüyorum: Bir, yaptığımız düzenleme toplamda ekonomi için farklı farklı nedenlerle katkı sağlayacak. Sadece inşaat sektörü değil, birçok diğer sektöre de katkı sağlayacak; mobilya sektörü, beyaz eşya sektörü, konaklama sektörü, inşaat sektörüne girdi sağlayan bütün sektörler çünkü temel varsayımımızın şu olması lazım: Eğer bu proje tutmazsa zaten bu işi boştan yere yapmış oluruz. Burada inşaat sektörünün gayrisafi yurt içi hasıla içindeki payı belli. Eğer bu düzenlemeyi yaparsak, yabancılara gayrimenkul edinimi karşılığı vatandaşlık verme düzenlemesini de yapmışsak, ikisi beraber konut sektörünü ve inşaat sektörünü büyütürse millî gelir içerisindeki payını artırırsa toplamda ekonomi olarak biz kazanırız. Bir de döviz girdisi sağlaması hasebiyle bizim ödemeler bilançosunda gayrimenkul satışları üzerinden gelen cari işlemler hesabını olumlu yönde etkileyen bir katkı sağlayacak. Katma değer vergisinden bir vergiden vazgeçiyoruz, bunun rakamını ortaya koyalım ama bu çok statik bir değerlendirme olur. Normalde şöyle yapılması lazım aslında 5018 sayılı Kanun'da yazan, bizim hâlâ beceremediğimiz şey şudur: Yapılan bir düzenlemenin orta ve uzun vadede ekonomiye katacağı değeri hesaplamamız lazım. Ben belki bugün katma değer vergisinden vazgeçiyorum ama istihdam vergisi alacağım, tapu harcından vergi alacağım, bu kişinin konut satışından sonra o konutla ilgili yaptığı bütün alışverişlerden katma değer vergisi alacağım yani bu kişinin yabancı olmasının bana faydası şu: Dışarıdan gelen ilave bir talep bu, mevcut bir talepte yer değişikliği yapmıyorum, bu ilave bir talep. Dolayısıyla, ilave her gelen talep yurt içi talebi artıracak, dâhilde alınan katma değer vergisini artıracak, inşaat sektörü canlanırsa istihdam üzerindeki vergileri ve pirim gelirlerini artıracak. Bizim iddiamız bu düzenlemenin ekonomiye net, olumlu katkı olacağıdır, bu konuyla ilgili düzenlemeyi getirmemizin temel amacı o. Burada suistimale açık boyutları olabilir mi? Önemli hususları ifade ettiniz, idare olarak bizim bunu mutlaka takip etmemiz lazım. Orada da kendi açıma avantajlı gördüğümüz konu bütün bu satışların hani diğer mal satışları gibi değil bunların hepsi tapuda cereyan ettiği için alıcısı belli, satıcısı belli, vekâletname vereni belli, dolayısıyla her türlü risk analizi yapabiliriz. Ayrıca, herhangi bir şekilde uygulamada bir riskle karşılaştığımızda getiririz Komisyona, biz başta Maliye Bakanlığı olarak ilave düzenlemeleri öneririz.