MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Şöyle: Son yıllarda bizim inşaat sektörümüz özellikle konut alanında olmak üzere İstanbul'da, Antalya'da, Muğla'da, Yalova'da, tatil yörelerinde çok ciddi anlamda bir taleple karşı karşıya yani bir arz değil, bir taleple karşı karşıya. Özellikle belirli bölgelerden gelen turistler otelde tatil yapmak yerine bir konutu satın almak suretiyle daha uzun süre burada kalmak istiyorlar. Biliyorsunuz, konutun tatil bakımından sunduğu farklı imkânlar var. Yani, bazen ben de mesela konutta kalmayı tercih ederim. Dolayısıyla, böyle bir talep var ve burada da özellikle kaynak ülkelerde bu talebi görünce organize bir şekilde Türkiye'de konut talebi oluşturuluyor yani yabancı ülkelerdeki firmalar Türkiye'deki bu talebi gördükleri için yoğun bir şekilde buraya doğru bir talep oluşturuyorlar. Firmalarımız da -burada, biliyorsunuz, birinci yıl için zaten KDV söz konusu- Türkiye'deki konut talebini artıran yurt dışından gelen bir talep, bunu karşılamaya çalışıyor. Burada her zaman için karşımıza gelen taleplerden bir tanesi, bugüne özel bir şey değil, öteden beri. Yani, biz konut sektörü olarak, inşaat sektörü olarak çok ciddi anlamda Türkiye'ye döviz girdisi sağlıyoruz. Doğrudur, gerçekten. Yani, bu düzenleme olmaksızın Türkiye'ye ciddi anlamda gayrimenkul satışı üzerinden döviz geliyor. Alan kişi yüzde 18 katma değer vergisini kendince evin maliyetini artıran en büyük faktör olarak görüyor. Dolayısıyla, burada sektörün yaklaşımı eğer katma değer vergisi bakımından bir imkân sunulacak olursa yurt dışından gelen bu talebin çok daha büyüyeceği ve böylelikle konut sektörünün çok ciddi anlamda katma değer üreteceğini...

BAŞKAN - Sayın Bakan, bilmiyorum, bir şey sorabilir miyim?

Türkiye'den almazsa gelecek turist, bu KDV'den dolayı, İspanya ya da İtalya ya da -neyse alternatif ülke- Yunanistan'a gittiğinde bu bizim yapmış olduğumuz düzenlemeye benzer, oralarda bir muafiyet mi var?

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Ben şu anda diğer ülkelerde nasıl bir muafiyet olup olmadığını bilmiyorum ama bu imkânı bizim sunmamız hâlinde toplamda hem cari işlemler açığı bakımından hem döviz tedariki bakımından hem de oluşturacağı katma değer bakımından, oluşturacağı ekonomik büyüklük bakımından neden böyle bir fırsatı ekonomimizin yararına kullanmaktan kendimizi alıkoyalım? Soru bu. Yani, neden bu fırsatı elimizin... Şu an da talep var, bizim bu talebi daha da artırmamız lazım. Bakın, bugün inşaat sektörü, turizm sektörü deyip geçmeyin; bu kişi gelecek bu konutu alacak, bu konutun içerisine mobilya alacak, burada daha uzun süre kaldığı için daha fazla harcama yapacak. Yani, konuttan elde ettiğim getiriden çok daha fazlasını -bakın, konuttan vazgeçtim- katma değer vergisinin çok daha fazlasını bu konutun hazır hâle getirilmesi için alışlar yapacak, konutun içini yapmak için bir sürü alışlar yapacak, kendine göre içeride birtakım... Yani, şunu söyleyeyim: Totalde baktığımda vazgeçtiğim vergiden çok daha fazla bir vergiyi, katma değer vergisini alacağını düşünüyorum; bir. İkincisi, tapu harcı bakımından bir istisna yok burada. Yurt dışından gelen bütün bu konut talebinden dolayı tapu harcı gelirlerinde de bir artış olacak. Burada muhtemelen sözleşmeler yapılacak, damga vergisi gelecek. İnşaat sektörü üzerinden oluşacak ilave katma değerden ben gelir vergisi toplayacağım, prim toplayacağım. Yani, ekonomide oluşturacağı dalga etkisi buradaki vazgeçtiğim vergiden çok daha fazla bir şekilde bana gelecek; bu iyi bir şey. Ülkeye döviz kazandıracağız, yurt dışı talebi artıracağız, içeride istihdamı artıracağız; bu hepimizin istediği bir şey.

Şunu söyleyeyim: Sizin ifade ettiğiniz bütün çekinceler Maliye Bakanlığı olarak bizim için de çekinceler. Bu konunun da takipçisi olacağız. Herhangi bir şekilde de... Sektöre de ben ikazda bulunuyorum. Burada devletin getirdiği bu iyi niyetli girişim bir şekilde farklı yollarla suistimal edilmek istendiğinde devlet olarak vergi kanunlarının bize verdiği imkânları kullanırız, amacı dışında bu uygulamayı yapanlardan da bu vergiyi çatır çatır alırız, burada bir sorun yok.