KOMİSYON KONUŞMASI

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Sayın Başkanım, öncelikle bütün yapılan eleştirilere, değerlendirmelere teşekkür ediyorum. İnşallah maddelere geçildiğinde de bu konularla ilgili daha detaylı, daha teknik düzeyde bilgiler de vereceğim. Ama, geneli itibarıyla yapılan eleştirilere ve değerlendirmelere bakıldığında şunu söylemem gerekiyor ki bu düzenlemeler genel anlamda ekonomide farklı toplum kesimlerinin beklentilerine karşılık olmak üzere getirilen düzenlemelerdir. 3 ana omurgası var: Vergi kanunları, İşsizlik Sigortası Kanunu ve sosyal güvenlik, genel sağlık sigortası sistemine ilişkin düzenleme. Devlet Su İşleriyle ilgili olan düzenleme tabii ayrı bir düzenleme olarak ayrıca bulunuyor.

Burada vergi kanunlarıyla ilgili yapmış olduğumuz düzenlemede 1'inci madde itibarıyla söylemek gerekirse uzun süredir ne zaman yeniden yapılandırma yasasını buraya getirsek hep beraber "Vergisini süresinde ödeyen mükelleflere herhangi bir iyileştirme yapmaksızın belirli sürelerde tekrar tekrar yeniden yapılandırma kanunları yapılmakta, böylelikle vergisini süresinde ödeyen mükellef cezalandırılmaktadır." şeklinde değerlendirmeler vardı. Biz de Bakanlık olarak haklı gördüğümüz bu değerlendirmeler konusunda gerekli çalışmaları yaptık. Bakanlar Kurulunda da bu konuyu Bakan olarak ben kendim sundum ve bugün Komisyona gelen hâliyle birlikte belirli koşullar altında mükelleflere böyle bir imkân getiriyoruz. Uygulamaya da ilk defa 2018 yılında verilecek beyannamelerden itibaren başlayacağız.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Yani, 2020 mi olacak?

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Yok, öyle değil, hayır. Geriye işleyecek ama 2018 Mart ayında beyannamesini verdiğinde geçmiş üç yıla ilişkin ödeme yükümlülüklerini sağlamışsa yararlanabilecek. Burada Gelir İdaresi Başkanlığının, tabii, bu sistemle ilgili bir altyapı kurması lazım, bununla ilgili bir... Zaman zaman söylüyorum, mükellefin bir vergi karne sistemini oluşturmamız lazım. Hem beyan, hem ödeme hem de vergi denetimi bakımından beyanname verildiği anda bu bilgilerin hazır olması lazım. O anlamda bir süreye ihtiyacımız var. Çok doğru bir soru sordunuz, ilk defa 2018 yılında verilecek beyannamelerde uygulanmaya başlayacak, dolayısıyla 2015, 2016 ve 2017 yıllarında üç yıl arka arkaya kanunda öngörülen şartları taşıyan mükellefler bu uygulamadan yararlanacak. Onun için, bu düzenleme -bu teklifin içinde getirilmiş olması- hani, son anda ortaya çıkan, aceleyle hazırlanılan bir düzenleme değil, gerçekten üzerinde uzun süre çalıştığımız bir düzenleme.

Diğer taraftan, tasarıda vergi kanunlarıyla ilgili ikincil düzenleme konut sektörüyle veya inşaat sektörüyle ilişkili. Burada da inşaat sektörüyle ilgili, aslında, uzun süredir sektörde maliyetlerin düşürülmesi ve talebin artırılması konusunda çalışıyoruz. Bundan önce Bakanlar Kurulu kararıyla da sektörde talebi artıracak ve maliyetleri düşürecek bir kısım düzenlemeleri de yaptık. Burada da yine sektörün özellikle inşaat maliyetleri içerisinde gerçekten tekrar tekrar maliyet oluşturan, vergi doğuran sözleşmelerle ilgili düzenlemeler yapıyoruz. Ama, tabii, ben hak veriyorum, burada yabancılara konut ve iş yeri satışı konusu önemli bir konu yani politik düzeyde tartışılması doğru bir konu.

Bizim buradaki temel bakış açımız, özellikle, Türkiye, son dönemde olmak üzere yabancılardan çok ciddi anlamda konut talebinde bulunulan bir ülke. Yani, gerek Türki cumhuriyetlerden gerek Avrupa'dan gerek Körfez'den çok farklı ülkelerden insanlar gelip Türkiye'de tatil yapmak istiyorlar. Hatta, tatil yaptıkları dönemden bir süre sonra da düzenli olarak Türkiye'ye gelme kararını vererek konut edinmeyi de bir tatil yapma yöntemi olarak seçiyorlar. Özellikle tatil yörelerinde çok sayıda insan bu şekilde konut ediniyor ve bu insanlar için, aslında, konut edinmeyi Türkiye için uzun vadeli döviz kazandırıcı işlem olması bakımından da teşvik edilmesi gereken bir sektör olarak görüyoruz. Burada konut sektöründe getirdiğimiz imkân konut sektörüne getirilen bir imkân olmaktan öte, aslında turizm sektörüne getirilen bir imkân. Ülkeye döviz kazandırıcı gelir sağlaması bakımından aslında yapısal bir düzenleme.

Zaman zaman hep anlatılır, İspanya'da çok ciddi anlamda böyle "yabancıların satışına arz edilen tatil siteleri" diye farklı uygulamalar vardır ve turizm sektörünü İspanya bu şekilde ciddi anlamda büyütmüştür. Türkiye, olarak inşaat sektörü ve turizm sektörü bu yapacağımız düzenleme neticesinde aslında çok uzun soluklu bir şekilde yurt dışındaki rakip ülkelere göre önemli bir pazar avantajı elde edecek diye düşünüyoruz.

Burada yabancıların konut edinimi veya iş yeri edinimi sınırsız değil, kuralları var, kaideleri var, Tapu Kanunu'nda bu konuyla ilgili kısıtlar var, düzenlemeler var. Dolayısıyla, o düzenlemelerin de olduğunu bir tarafa not etmek gerekiyor. Burada herhangi bir şekilde kendi vatandaşlarımızın aleyhine bir durum oluşturmak değil, Türkiye'ye döviz kazandırıcı bir işlem yapmak amacıyla bunu teşvik ediyoruz. Nitekim, katma değer vergisi sistemi içerisinde farklı argümanlar söyleyebilirsiniz ama hani, yolcu beraberinde götürülen mallarda katma değer vergisi iadesi var. Yani, Türkiye'de tatilde bulunduğu süre içerisinde alışveriş yapan bir kişi havalimanında veya yetkili mükellefler nezdinde, almış olduğu mallardan dolayı katma değer vergisinin iadesini alabiliyor veya yine, Katma Değer Vergisi Kanunu'nda yurt dışındaki müşterilere yapılan bir kısım hizmetler katma değer vergisinden müstesna. Yani, burada meseleye biz olumlu bakıyoruz. Turizm sektörünün, inşaat sektörünün gelişmesi, uzun vadede Türkiye'ye döviz kazandırıcı işlem bakımından olumlu bakıyoruz. Buradan yapmış olduğumuz düzenlemeden dolayı umut ediyoruz ki bu döneme ait bir konjonktürel konu olarak yaklaşmıyoruz, genel anlamda yabancıya konut sektörü birçok sektörü beraberinde etkileyecektir düşünüyorum.

Ahilik Fonu'yla ilişkili olarak -Esnaf Ahilik Fonu'nun adından başladık tartışmaya ama- inanın, bu, sivil toplum örgütleriyle de gerçekten birlikte çalışılarak, birlikte hazırlanılarak, onların görüşleri alınarak, ismine varıncaya kadar görüşleri de dikkate alınmak suretiyle hazırlandı ve getirildi. Arkadaşlar ilgili maddede teknik olarak açıklayacaklardır, gerekli bilgilendirmeyi de yaparlar. Maliye olarak sürdürülebilirliği olan bir fondur. Aktüeryal dengesi, prim ödeme oranları ve yararlanma koşulları belirlenirken hesap edilen bir fondur. Dolayısıyla, burada esnafımız bakımından aslında talep edilen bir konuydu. Yani, burada düzenlemenin getirilmesinin arkasında kabul etmek gerekir ki esnaflarımızın, sivil toplum örgütlerinin de bu yönde talebi de olmuştur. Ama, sistemin işleyişine ilişkin olarak bu madde geldiğinde, öneriler, görüşler, bazı konularda tereddütler olduğunu gördük. Yani, arkadaşlar onları not aldılar, ben de kendilerinden hazırlık yapmalarını istedim. Bu manada, bu sistem çalışmalı; gerçekten, iş yerini kapatan bir esnaf için bu imkân sağlanmalı.

Adında "esnaf" olsa bile aslında burada kapsam BAĞ-KUR iştirakçileri yani bizim eski BAĞ-KUR düzenlemesine bağlı olarak... Artık, alıştık yani "BAĞ-KUR'lu" diyoruz ama yeni sistemde SGK'lı. O jargondan gidecek olursak hani, ilk anda "esnaf" demeyeceğimiz birtakım meslek grupları da burada kapsam içerisinde ama netice itibarıyla bakıldığında aslında mevcut mevzuatta aynı grupta sosyal güvenlik prim iştirakçisi oldukları için onları dışarıda bırakmamız doğru olmaz diye düşünüyoruz.

Genel sağlık sigortası konusuyla ilgili yapılan değerlendirmelerde, benim gördüğüm, genel anlamda düzenleme olumlu karşılanıyor. Özellikle alt gelir gruplarında yapılan tahsilat bakımından sistemin gerçekten zorlukları var. Özellikle, gelir testi sistemini ilk çıkardıktan sonra, hatırlarsanız, sanki bir veya iki defa daha tekrar müracaat imkânı getirdik yani "Gelin, müracaat edin, durumunuza uygun olarak prim tahakkuklarını yenileyim." diye ama orada da bekleneni alamadık. Burada sistemi tersine çeviriyoruz, herhangi bir şekilde gelir testi yapmaya gerek yok ama kişi bunu da ödemek istemiyorsa o takdirde gelip kendisi ihtiyari olarak gelir testini yaptırabilecek.

Son olarak -Devlet Su İşleriyle ilgili yapılan düzenlemede- bilebildiğim kadarıyla, zaman zaman bu baraj imalatlarında, baraj yapımlarında, barajın yapıldığı alanda yapılan kamulaştırmalara bağlı olarak veya baraj alanını çevreleyen alanlardaki birtakım düzenlemeler nedeniyle başka kamu kurum ve kuruluşlarının da bu konuda harekete geçmesi gerekiyor. Fakat aynı derecede, tabii birden fazla kamu kurumunun aynı işte görevli olduğu durumlarda da uygulamada ve icrada sıkıntılar meydana gelebiliyor. Devlet Su İşleri burada iskân meselesinde çok daha hızlı bir şekilde çözüm üretmek, proje bütünlüğü içerisinde bu uygulamayı yapabilmek bakımından böyle bir yetki istiyor ama her türlü soru bakımından, her türlü değerlendirme bakımından ilgili kurumdaki arkadaşlarımız da gelip açıklamalar yapacaklardır.

Son olarak, yürütme maddesiyle ilgili olarak, özellikle, belki bu gayrimenkul sektörüyle ilgili olarak yapılan düzenlemede 7'nci ayın 1'i olarak 4'üncü maddeyi düzenledik ama bu düzenlemeyi de aslında belki de yakın bir zamana çekmek mümkün olabilir. Eğer uygun karşılanırsa yürütme maddesindeki konut satışıyla ilgili düzenlemeyi de en yakın zamana çekelim, öbür türlü, bu defa da satışların ötelenmesi gibi bir durumla karşı karşıya kalabiliriz diye düşünüyorum. O konuyla ilgili de bir önergemiz olacak.