Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
Konu | : | Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/1585) |
Dönemi | : | 26 |
Yasama Yılı | : | 2 |
Tarih | : | 14 .02.2017 |
MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Sayın Başkan, Komisyonumuzun değerli üyeleri, Sayın Bakan, kamu kuruluşlarının değerli temsilcileri, kıymetli basın mensupları; öncelikle hepinizi saygılarımla selamlıyorum.
Evet, Sayın Başkan, "Durmak yok, torbaya devam." diyoruz yani yeni bir torba düzenlemesi görüşüyoruz. Yine öncüsü teklif olarak geldi, artçısı tasarı olarak geldi. Sayın Komisyon Başkanımız artçıyı bertaraf etti, artçıyı almayacağız yani Bakanlar Kurulu tasarısını dikkate almıyoruz, teklif üzerinden gideceğiz. Tasarıda yer alan maddelerle ilgili buraya bir aktarma yok, sadece 2 maddelik bir konu aktarılacak.
Yine her zamanki söylediğimiz mevzuat hazırlamayla ilgili yönetmeliğe uymuyoruz, 5018 sayılı Kanun'a uymuyoruz. "Ben yaptım oldu." mantığıyla düzenlemeleri burada görüşmeye devam ediyoruz. Düzenleyici etki analizi yine yok maalesef. Sayın Bakanım "Vereceğim." diyorsunuz da yani 4 rakam değil biliyorsunuz düzenleyici etki analizi yani kapsamlı, yapılan düzenlemenin getirisini, götürüsünü ortaya koyan, etkilerini ortaya koyan bir çalışma olması lazım. Mevzuat amir hüküm olarak öngörüyor ama bu amir hükme maalesef uyulmuyor; hukuka uygun bir düzenleme, bir mevzuat çalışması yapamıyoruz.
Yine 5018'de bu mali boyutla ilgili amir hükümler var ama yine teklifin maddelerinin mali boyutuyla ilgili hiçbir bilgimiz yok. Yine aktüerya hesabı yapılacağını öngörüyor 5018; teklifin ekinde gerekse de tasarının ekinde herhangi bir hesap yok.
Sayın Bakanım, ben özellikle... "Daha sonra rakamlar vereceğim." dediniz. Bu vergi, vergi matrahına göre gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin istatistiğini yayınlıyordu daha önceden Maliye Bakanlığı yani sayısal olarak onları yine alabilirsek yani...
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Mükellef sayıları...
MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Mükellef sayıları ve matraha göre ya da ödenen, tahakkuk eden vergiye göre...
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Yüzdelik dilimler hâlinde mi?
MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Yani sayısal bilgiler, belli bir rakama kadar, kademeli bir şekilde; ne kadar mükellef var? Yani tasarıda bu vergi indirimiyle ilgili sağlıklı bir değerlendirme yapma anlamında bize ışık tutacak bir istatistik.
Evet, vergi indirimi defalarca...
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Dilim, dilim...
MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Evet, dilim dilim... Daha önce vardı bildiğim kadarıyla Maliyenin o tür istatistikleri.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Bir çıkaralım onu, vardır.
MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Tamam.
Vergisini düzenli ödeyenlere bir indirim getirilmesiyle ilgili bizim Milliyetçi Hareket Partisi olarak öteden beri gerek Plan ve Bütçe Komisyonunda gerekse Genel Kurulda gündeme getirdiğimiz bir düzenleme şimdi burada geliyor. Sayın Bakana da bu anlamda teşekkür ediyorum. Daha önceki torba kanun görüşmelerinde söz vermişti, kamuoyuna yaptığı açıklamalarda da bu konuda söz vermişti. Şimdi, bu söz konusu düzenleme teklifte yer alıyor.
Burada benim şöyle bir tespitim var, tabii tüm detayıyla ayrıntılı inceleme fırsatımız olmadı, madde üzerinde görüşürken daha ayrıntılı da gireriz. Verginin yüzde 5'i 1 milyon liraya kadar yani kabaca kurumlar vergisinde matrahın yüzde 1'i yani yüzde 20 olunca...
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Yok, verginin yüzde 5'i...
GARO PAYLAN (İstanbul) - Çıkan verginin, var olan verginin...
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Tabii, nereden baktığınıza bağlı olarak değişir.
MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Matrah yüzde 20 değil mi kurumlar vergisi?
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Matrah değil.
MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Kurumlar vergisi oranı...
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Matrah değil, biz vergimizden vazgeçiyoruz.
MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Yok yok, vergimizden vazgeçiyoruz da...
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Matrahtan vazgeçmiyoruz ki.
MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Yok, yok neticede o bir matrah üzerinden tahakkuk eden vergi.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - 100 lira vergi ödüyorsa, 5 lirasını almaktan vazgeçiyoruz.
MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Yani bana biraz rakamı yüksek göstermek için "5" denmiş gibi geldi. Mesela, bakın, Sayın Bakan, SGK'da 5 puandır, SGK'da prim oranında 5 puandır, burada 5 puan değil. Yani verginin üzerinden bir hesaplama...
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Sizinkini değil, bizimkini getirelim; bu yanlış.
MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Şimdi, böyle yapınca özellikle küçük esnaf, küçük işletme sahiplerine çok fazla bir şey getirmeyecek bu, yani bir 10 bin lira vergi ödeyene herhâlde 500 lira mı olur kabaca bir hesap. O anlamda, daha anlamlı hâle getirelim diyorum. 1 milyonu biraz geri çekebiliriz, azaltabiliriz ama oranı matrah üzerinden de yapabiliriz, vergi derseniz vergiyi daha yüksek bir oran koyup toplam varabileceği rakamı biraz geri çekebiliriz Maliyeye çok yük gelmesin diye.
Sayın Bakanım, burada şu söyleyeceğimi siz de kabul edersiniz herhâlde: Vergisini en düzenli ödeyenler çalışanlardır.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Onlara 2008'den beri indirim yapıyoruz.
MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Nerede indirim yapıyoruz Sayın Bakanım, etmeyin.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - 2008 yılından beri asgari geçim indirimi üzerinden en az yüzde 51, en yüksek yüzde 91 oranında çalışanların ücretlerinden almamız gereken vergiden vazgeçiyoruz.
Bakın, burada yüzde 5, orada en düşük yüzde 51.
MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Sayın Bakanım, onu biliyorum da, onu da vergi tarifesinin dilimlerini artırmayarak oradan geri alıyorsunuz.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Yok. Olur mu?
MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Yani son yıllara bakın -bende rakamları var hepsinin, mesela bu yılkini söyleyeyim- yeniden değerleme oranında ilk dilimde bir artış var, ondan sonraki dilimlerde hiç artış yok. Yani kanun "Yeniden değerleme oranında artırılır." demiş ama orada bir yüzde 5'lik bir yetki vermiş Maliyeye, Maliye o yetkiyi kullanarak bir anlamda hiç artırmamış, yani bu yolla da çalışanların daha az vergi ödemesini sağlayacak uygulamayı bertaraf etmişiz. Yani vergi tarifesi dilimlerinde artırmamız gerekiyor yeniden değerleme oranında. Hani "Küsuratlar atılır." diyor kanunda yüzde 5'e kadar. Tabii, yüzde 5'e kadar değil de tüm rakamı atsan onu ancak karşılar. Yani o kullanılarak çalışanların bir anlamda vergi yükünü daha ağırlaştırmış oldunuz.
Sayın Bakanım, maddede daha ayrıntılı konuşuruz, bu konutlarla ilgili KDV istisnası, yine yabancı uyrukluların aldığı iş yeri ve konutlarla ilgili bir KDV istisnası getiriyoruz. Yani vergi adaletsizliğini kendi vatandaşımız aleyhine devam ettiriyoruz. Kendi vatandaşımızdan, aldığı konutta, iş yerinde KDV alırken her ne kadar son bir geçici 150 metrekarenin üzerindeki olanları düşürdük ama neticede bildiğim kadarıyla yüzde 1 150 metrekarenin altındaysa, üzerindeyse de metrekare/birim değerine göre 8.18'di onu kısmen geçici olarak düşürdük. Ama neticede kendi vatandaşımızdan vergi alıyoruz, katma değer vergisi alıyoruz ama yabancı uyruklulara katma değer vergisi istisnası getiriyoruz. Bu, açıkça bir haksızlıktır, vergi adaletsizliğidir, bunu ifade etmek istiyorum.
Bir diğer konu, teklifle yapılan düzenleme, bu GSS'yle ilgili yapılan düzenleme. Hemen hemen her torbada bu GSS'yi bir türlü düzene sokamadık, mutlaka GSS'yle ilgili hükümler yer aldı geçtiğimiz yıllarda. Yaşı yükselttik, 20 yaş, 25 yaş dedik yükseköğrenimli olursa. O zaman da silmiştik geçmiş borçları. Şimdi yine GSS borçlarını silen, yapılandıran bir madde. Gerçi GSS'ye de yeni bir sistem -ki bana göre de uygun olmuş- öngörüyoruz. Yüzde 3'e indiriyoruz ve gelir testi zorunluluğunu kaldıran bir uygulama getiriyoruz. O yönüyle doğru olmuş. Ama biz baştan beri şunu söyledik hep: Özellikle gençlerimiz bir işe girmeden önce GSS primiyle karşı karşıya kalıyor.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Hayır, biz onu düzelttik.
MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Daha önceki bizim önerimizden bahsediyorum. Aile içi gelir testi yapılıp gencin hiçbir geliri olmadığı hâlde aile içi gelir testine göre bir gelir GSS primiyle karşı karşıya kalıyor idi, bu da hakikaten hem aileler açısından hem çocuklarımız açısından, gençlerimiz açısından büyük sıkıntı oluyor.
Şimdi, en son işsizlik verilerine baktım, genç işsizlik oranı yüzde 21,2. Baktığınız zaman, ne istihdamda ne eğitimde olan gençlerimizin oranı, 15-24 yaş, yani gençlerde yüzde 24,3. Eğitim düzeyine baktığımız zaman, özellikle üniversite mezunlarında yüzde 34,5'e çıktığını görüyoruz. Yani ne eğitimde ne istihdamda yer alan 15-24 yaş arası gençlerimizin, üniversite mezunu gençlerimizin oranı. Yani hep bunu söyledik Sayın Bakanım biz, yani bu çocuğun işi yok, zaten iş bulamamaktan dolayı bunalıma giriyor, bir de "GSS pirimi öde." diye ümüğüne çöküyoruz.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Öğrenci mezun olduktan sonra iki yıl boyunca prim almıyoruz.
MUSTAFA KALAYCI (Konya) - O iki yılı da, biz "işe girinceye kadar" dedik. Yani aile... Neticede gençlerin sağlık faturası daha düşüktür eğer bir şey yoksa, genelde yaşlandıkça sağlık hizmeti artar. Yani o süre zarfında ailesinin sağlık sigortasından yararlansın, gençlerimize de böyle bir yük bindirmeyelim dedik. Dediğimizde de haklı çıktık Sayın Bakanım, ikide bir silelim silelim diye teklif geliyor, düzenleme geliyor. İnşallah yeni sistemde böylesi bir mahzurla karşılaşmayacağız.
Yine bu kayıt dışı ve sahte sigortalılarla ilgili bir yıllık teşviklerden yararlanma yasağı, biraz esnetiyoruz. Maddede bir ifade var, o dikkatimi çekti, bir örnek verebilir misiniz bilmiyorum, diyorsunuz ki: "Kasıt olmaksızın ihmal veya başka nedenle..." Kasıt olmaksızın ihmal veya başka nedenle nasıl kayıt dışılık olur? Nasıl sahte sigortalı olur? Sahte sigortalı yaptıysa zaten...
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Hangi maddede?
MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Maddenin numarasını bilmiyorum.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - GSS mi?
MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Yok, kayıt dışı ve sahte sigortalılarla ilgili teşviklerden yararlanmama, 5510'daki hüküm, 11'inci madde. Yani orada "Kasıt olmaksızın ihmal veya başka nedenle..." demişiz. Yani buradaki amaç iyice anlatılırsa belki uygulamada çıkabilecek mahzurları da giderebiliriz, uygulamada çünkü o bir mahzur yaratabilir, yani kasıtlı olduğunu nereden bileceğiz? Ha, yani Suriyeli çalıştırmalar filan var, belki onu biraz daha açarak, uygulamada bunu yine uygulayamazsınız ama. Yani neticede Suriyeli çalıştıran hemen hemen hiçbir işletme yok benim elimde. Yani onlarla ilgili tespitlerde, tabii ki, işletmeler için çok ağır bir bedel ödettiriliyor. Onu bilmiyorum, başka türlü düzenlesek daha uygun olacak gibi. Yani mevcut düzenlemede uygulamada yine sıkıntılara yol açabilir.
Bu esnaf Ahilik sandığı bizim yine Milliyetçi Hareket Partisi olarak gerek seçim beyannamemizde gerekse yaptığımız konuşmalarda kurulmasını öngördüğümüz bir sistem. Biz "esnaf işsizlik fonu" demiştik, "esnaf Ahilik sandığı." Ancak, Sayın Bakanım, esnafın çok büyük sıkıntısı var. Yani bir yüzde 2 prim daha ödeme gücü yok. Yani daha önceki torbalarda da hep tartıştık, yüzde 34,5 prim ödüyor zaten esnaf, primini ödeyemediği için sağlık sigortasından yararlanabilsin diye Bakanlar Kurulu özel düzenlemeler yaptı, yani esnaf mevcut prim borcunu ödeyemiyor, bir de buraya nasıl prim yatırabilecek? Aslında normal primlerinden azaltma yapıp bu fonu öyle oluşturmak daha doğru olur diyorum.
Bir de bu "esnaf Ahilik sandığı" diyoruz, adı gibi olsun, hakikaten esnaf olsun Sayın Bakanım. Mesela şirket yönetim kurulu üyelerini niye kapsıyor? Yani o şirketler...
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Onlar da BAĞ-KUR'lu
MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Onlar da BAĞ-KUR'lu, onu kapsam dışına alsak daha doğru olur.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Olmaz, onlar iyi para kazanıyor.
MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Yok, yok bu esnaf neticede. Şirket batarsa şey vereceğiz ya, açıkta kaldı, işsiz kaldı diye, onun bir mantığı da tam yok.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Ne kadar çok olursa sigortacılık da...
MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Ama biraz daha hakkaniyete uygun olsun, hep para diye bakmayalım.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Ama yönetim kurulu için de geçerli, şirket herhangi bir şekilde kapandığında yönetim kurulu üyesi de bundan yararlanacak.
MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Bilmiyorum. Yani maddede yine ayrıntılı tartışalım, bana biraz şeyi uygun gelmedi.
Bir diğer konu, İŞKUR'dan arkadaşlarımız varsa madde gelince bu yurt içi ya da uluslararası kuruluşlarla ilgili iş birliği nedir? Yani hangi konularda nasıl, hangi projelerle ilgili bir çalışma olacak, o konuda bilgi alalım.
Bir de bu DSİ'yle ilgili madde var Sayın Bakanım, bu baraj ve baraj mücavir alanda kalanların iskânıyla ilgili. Çok ilginçtir, maddede Bayındırlık Bakanlığı ya da "Çevre ve Şehircilik Bakanlığının yetkilerini DSİ de kullanabilir." demişiz. Yani uygulama esaslarını da Bakanlar Kurulu belirleyecek. Yani benim orada anlamak istediğim, yani Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yapamadı mı bu iskân işini de, DSİ'ye böyle kendi görevlerini devrediyor? Onunla ilgili madde görüşülürken arkadaşlarımız bilgi verirse...
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Barajın etrafındaki yerler.
MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Yok, biliyorum, baraj ve baraj mücaviri alanlar, bizim başımızda da var Sayın Bakanım, bizim...
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Birkaç kurum aynı anda yapmaya kalkınca bu sefer yapılamıyor, DSİ hepsini yapsın geçsin diyoruz.
MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Yok yok, iskân işi Çevre ve Şehircilik Bakanlığındadır Sayın Bakanım, zaten maddeye bakarsanız...
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Yok yok, öyle de şunu diyorum: Biz eğer bu yetkiyi o bakanlıkta bırakırsak DSİ o projeyi gerçekleştirirken bu sefer Çevre ve Şehircilik Bakanlığının onu yapmasını bekliyor, bu sefer de iş gecikiyor. Tek bir noktadan barajla ilgili bütün konuları DSİ yapsın, bitirsin istiyoruz. Anlatırız yani onu.
MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Şeyde sorun var: Bizim Hadim ilçemize bağlı Dedemli -eski kasaba- barajın altında kaldı, yerleşim birimi. Kamulaştırmalar yapıldı ama iskân işi bir türlü yapılamadı. Yani yıllardır oradaki insanımız nereye yerleştirileceklerini bir türlü öğrenemediler, yerleştirilemediler. O anlamda sıkıntı var ama maddenin düzenleniş hâline baktığınız zaman, "Çevre ve Şehircilik Bakanlığına verilen yetkiler DSİ tarafından da kullanılabilir." diyor. Yani "Bu bakanlık yapamıyor, DSİ daha iyi yapar." der gibi bir anlam çıkıyor.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Değil.
MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Maddeyi tam okuyun Sayın Bakanım, o anlam çıkıyor.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Yok, ondan değil de, maksat itibarıyla işler iyi gitsin diye.
MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Madde okunurken zaten dikkatinizi çekecek sizlerin de.
Son olarak, bu çiftçilerin kredi borçlarının yeniden yapılandırılmasıyla ilgili bir madde gelecek teklife ilave. Biz bunu olumlu buluyoruz. Daha önceki yeniden yapılandırmayla ilgili kanun görüşülürken de hem Komisyonda hem Genel Kurulda ifade etmiştik. Gerçekten çiftçimiz çok zor durumda. Şu anda bankalara olan borcu, BDDK verilerine göre, 72 milyar lirayı aşmış durumda. Her şeyi ipotekli, tarlası, arazisi, evi barkı, hakikaten çok zor durumda. Bugün Tarım Bakanımız da bu konuda açıklama yaptı, bunu biz olumlu bir düzenleme olarak görüyoruz.
Buna ilave olarak çiftçilerin, sulama birliklerinin, sulama kooperatiflerinin TEDAŞ'a geçmişten kalan borçlarının da artık tümüyle silinmesi için yani bir madde ilave edelim diyorum. Bundan hem devletimizin hem de çiftçimizin faydası, yararlanması söz konusu olacak. Bununla ilgili de çiftçilerle ilgili hazır kredi borçlarının yapılandırılması getirilecek. Bir de bu elektrik borçlarını, geçmiş, TEDAŞ'a olan elektrik borçlarını bu yapılandırma kapsamına alalım. Faizsiz bu borçlarını ödeme imkânı sunalım. Hem borçlarıyla ilgili kamu olarak alacaklarımızın tahsilini sağlamış oluruz hem de çiftçimiz, sulama birliklerimiz, kooperatiflerimiz bu sıkıntıdan kurtulur diyorum.
Ben teşekkür ediyorum, maddelerde ayrıca ayrıntılı görüşlerimizi ifade ederim.