KOMİSYON KONUŞMASI

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli arkadaşlarım, Sayın Bakanım, değerli bürokratlar, sivil toplum kuruluşlarının değerli temsilcileri ve basın mensupları; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Sayın Bakanım, sıkıntılı bir dönemdeyiz tabii ki. Dün de biz konuştuk, cumhuriyet tarihinin en yapısal krizinin, önemli krizinin olduğu dönemi yaşıyoruz. Hakikaten sıkıntılı, böyle bir dönemde Hükûmet üyesisiniz, Allah kolaylık versin. Bir de bazı konularda bizim tarafımızdan algılandığına göre, istediğiniz gibi hareket edemiyorsunuz yani olayı toplu olarak değerlendirip ona göre tedbirler alınmasında bazı sıkıntılar var çünkü gelen tasarılara bakıyoruz ya da tekliflere bakıyoruz, bazen tasarılar teklif şeklinde geliyor ya da kanun hükmünde kararname olarak çıkıyor; birbirinden çok ayrı, bir bütünlük arz etmeyen şeyler. Şimdi, burada da buna benzer bir sıkıntı var.

Sosyal güvenlik uluslararası normlarda kabul edilen bir konu. Uluslararası Çalışma Örgütüne göre 9 tane risk vardır sosyal sigortacılıkta; bunlar: İş kazası, meslek hastalığı, analık, ölüm, yaşlılık, aile yardımları... Kaçını saydım bilmiyorum, 9 tane, bunların hepsi Türkiye'de vardır, bizim sistemimizde vardır; işsizlik de bunlardan bir tanesidir. Normal olarak, bir kişinin başına gelebilecek bütün riskleri bu saydığımız 9 başlık ihtiva etmektedir. Yani bir kişinin, bir vatandaşımızın başına bir problem geldiği zaman, sosyal güvenliği varsa, sosyal sigortası varsa o riski kapatmak mümkündür bunlarla, işsizlik de buna dâhil.

Ücretli çalışanlarla ilgili şu anda önemli bir sorun söz konusu değil, bütün risklerini kavrıyoruz, kapsıyoruz. Onların, ilave olarak, İşsizlik Fonu da var çünkü Türkiye'de işsizlik önemli bir problemdir. Sadece sigorta kapsamındaki işsizlik yardımlarıyla konuyu çözmek mümkün olmadığı için ilave olarak bir fon oluşturulmuştur, o fondan destek alınması tercih edilmiştir, böyle bir yola gidilmiştir çünkü Türkiye'de işsizlik büyük bir sorundur, sıkıntıdır hakikaten. Ki fon epeyden beri var, fonda biriken önemli meblağlar var ama fondan işsizlerin yararlanmasıyla ilgili olarak da büyük bir sıkıntı var çünkü İşsizlik Fonu'ndan yararlanabilmek için önce işe girmek, belli bir süre -bildiğimiz şartlarda- prim ödemek, ondan sonra işsiz kalınırsa yardımlardan yararlanmak gerekiyor ama Türkiye'de henüz işe giremiyor zaten insanların çoğu. Onun için, işsizlikle ilgili gerektiği kadar riski kapatamıyoruz.

Şimdi, burada da esnaflarla ilgili olarak da böyle bir fon, sandık oluşturuyoruz: Esnaf Ahilik Sandığı. Biraz önce TESK temsilcisi güzel söyledi, bunu destekliyorlar ama aslında destekledikleri Esnaf Ahilik Sandığı değil, esnafın işsiz kalması durumunda, sıkıntıya girmesi durumda, bu krizden etkilenmesi durumunda bir yardım alması, destek alması. Sandık, yoksa öyle asgari ücret esaslı, asgari ücretin en fazla yüzde 40'ına kadar olabilecek bir maaş alması değil; bu, esnafın sorununu çözmez. TOBB'un temsilcisi de çok güzel söyledi, esnafın işi bitirmesini de yani işsiz kalmasını da tam olarak tanımlamak da mümkün değil çünkü esnaf sayısı ile iş yeri sayısı arasında büyük fark vardır; esnaf sayısı daha fazladır iş yeri sayısından. Esnaf birkaç yere üye olabilir, birkaç yerde ortaklığı olabilir; bir yerde ortaklığı biter, esnaflığı biter, diğer yerde devam eder. Bunlar henüz bu çalışmada öngörülmüş değil; teklifte bu metinde bunlar öngörülmüş değil; önemli ölçüde eksik bırakılmış.

Bu şekilde yapılması durumunda sıkıntılar ortaya çıkacaktır. Uluslararası standartlara göre sosyal sigortacılık ilkelerine aykırı bir durum ortaya çıkacaktır, yanlış bir iş yapılmış olacak ve yapılan iş de şöyle: Esnafın krizini, esnafın sıkıntısını esnafın üzerine basarak, onlardan alınan ilave yüzde 2'yle gidermeye çalışmaktır bu. O da doğru değil çünkü bizim 2 milyon 800 bine yakın BAĞ-KUR'lumuz var, bunun bildiğim kadarıyla -Cevdet Bey yanlış varsa düzeltsin lütfen- 2 milyon 300 bin kadarı, Sayın Bakanım, 2 milyon 800 bin BAĞ-KUR'lunun 2 milyon 300 bin kadarı düzenli prim ödemiyor yani bundan yararlanmaları mümkün değil onların. Onlar zaten sıkıntıda; sıkıntıda olan bir insanın, bu getirilen düzenlemeden, sandıktan yararlanarak işsizlik ödemesi alması mümkün değil. Zaten aksatıyor 2 milyon 300 bini 2 milyon 800 binin, nasıl yararlanacak? Kalan 500 bin düzenli ödüyor, onlar da belli kesimler; şirket ortakları vesaire, onların da buna ihtiyacı yok. Yani bu getirilen, yapılan iş bir çözüm olmamış olacak, çözüm getirmemiş olacak; sıkıntı devam edecek. Üstelik ortalama 34,5 olan BAĞ-KUR primi, yeni bir yükle artmış olacak yani hiç ödeyemeyecekler bu sefer. Bunun çok anlamı olmamış olacak. Esnafla ilgili olarak, bu krizde, bu ekonomik krizde bir şeyler yapmak istiyorsak daha farklı bir yönteme başvurmamız gerekiyor. Biraz önce söylendiği gibi, esnaflığın nerede bittiğinin, nerede iflas ettiğinin, sıkıntıya girdiğinin tespitiyle ilgili bile önemli problemler var, sıkıntılar var yani hem hukuki hem uygulamayla ilgili sorunlar, sıkıntılar var hem de sosyal güvenlik açısından, sosyal sigortacılık açısından bu yanlış bir iş, bunu düzeltmemiz lazım.

Onun haricinde, Ahilikle ilgili olarak... Bunun Ahilikle bir ilgili yok, hiçbir ilgisi yok. Sadece esnaf bağlantılı olduğu için, Ahilik bizim için kutsal, anlamlı bir kavram olduğu için buraya girmiş, Ahilikle de hiçbir ilgisi yok, bir çağrışım yapmıyor aslında. Onun için, bunun daha detaylı olarak konuşulması lazım. Ayrıca belirteyim, tekrar konuya girmek istiyorum daha sonra. Mesela, bazı ibareler var: "Esnaf Ahilik Sandığı, damga vergisi hariç her türlü vergi, resim ve harçtan muaftır. Bu muafiyetin, 193 sayılı Kanun ile 5520 sayılı Kanun uyarınca yapılacak vergi kesintilerine şümulü yoktur." Gelir vergisi ve kurumlar vergisinden kesinti yapılacak ve yapılabilirmiş, damga vergisi ve harç alınmayacak ama gelir ve kurumlar vergisi kesintileri yapılabilecek. Hangi kesintiler bunlar, niye yapılsın? Onun da anlamı yok. Niye gelir ve kurumlar vergisi kesintileri yapılıyor, damga vergisi ve harç alınmıyor ki? Tam tersi olur zaten vergi kanunlarında. Bu, pek anlamlı değil. Yani biraz ezbere yazılmış, biraz İşsizlik Sigortası Fonu olduğu gibi bu tarafa kopya edilmiş, bu tarafa aktarılmaya çalışılmış; bunlar çok eksik bir şekilde gelmiş, bunun epey bir tartışılması lazım. Mantık olarak böyle bir kurum getiriyorsak bunun işe yaramayacağının da bilinmesi lazım. Sonuçta, iflas eden esnafa gerçekten hayır getirecek, destek olacak bir kurum değil burası, bu şekliyle.

Tekrar dönmek istiyorum.

Teşekkür ederim Sayın Başkanım, sağ olun.