KOMİSYON KONUŞMASI

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Sayın Başkan, ilk sözü istemiştim fakat siz vücut diliyle ısrarla söz vermeyeceğinizi ifade ettiniz. Bu sizin kendinize güvensizliğinizi ve gizli kapaklı bir iş yaptığınızı açıkça ortaya koyuyor. Bütün Divan buna tanıktır.

BAŞKAN - Biz Başkanlık Divanı olarak artık bugün bütün eleştirileri kabul ediyoruz.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Lütfen Başkan, en sonu söyleyeyim: Önerge okunurken şu önergenin...

BAŞKAN - Şöyle açıklayayım...

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Ama, ben sizi anlamıyorum şu anda, bir dinlerseniz, sonra cevap verin.

BAŞKAN - Buyurun, artık cevap vermiyoruz.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Şu önerge tam bir sayfa ve siz okumadan -saat tutmadık ama tutmalıyız bundan sonra- bir dakika önce geldi ve emin olun, bu önergeyi okuma sırasında ancak okuyabildik. Bunu karşılaştırma olanağı bile vermediniz ve iki saattir bu maddeyi tartışıyoruz. HSYK gibi yargı için en temel kurulu tartışıyoruz ama siz önergeyi on dakika ara verdikten sonra gelip alelacele okutarak, bütün ısrarıma rağmen, el kaldırarak ayağa kalkmama rağmen...

Komik bir şey söylemiyorum, bari Divan ciddi olsun. Lütfen, biraz ciddiyete davet ediyorum. Burada çok ciddi bir şey konuşuyoruz.

CAHİT ÖZKAN (Denizli) - Ne ciddiyeti be! Bizi konuşturmuyorsunuz.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Sen sus be, ne bağırıyorsun?

BAŞKAN - Değerli arkadaşlar...

CAHİT ÖZKAN (Denizli) - Bizi hiç konuşturmadılar ya!

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Sen kime saldırıyorsun? Bu ne ya! Eşkıya mısın sen! Hayret bir şey ya! Haydutluk yapıyorsun, haydutluk. Bunun adı haydutluktur.

BAŞKAN - Sayın Beştaş, devam edin.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Ben burada konuşuyorum, sen orada kalkıyorsun.

BAŞKAN - Sayın Beştaş, devam edin.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Bu çok önemli bir önerge, değişiklik olsun, olmasın. Sayın Turan diyor ki: Sadece müsteşar eklenmiş ve doğru, ben de inceledim sonra bu tartışmalar sırasında. Bunu öğrenmemize neden olanak tanımıyorsunuz? Sorun orada. Neden bizim okumamıza ve karşılaştırma yapmamıza izin vermiyorsunuz? Bu maksimum beş dakikadır. Beş dakika içinde biz bunu okuyacağız, üç dakika söz alacağız ve sonra oylama yapılacak. Benim anlamadığım mesele şu: Oy çoğunluğunuz var, zaten oylama yapabiliyorsunuz. Biz istediğimiz kadar söyleyelim, siz istediğiniz neticeyi alıyorsunuz. Peki, bu acele niye? Neyi kaçırıyorsunuz? Neyi gizliyorsunuz? Bunu anlamıyorum. Biz konuşacağız, siz oylayacaksınız. Neden ısrarla şu seremoni? Üç dakika geç oylayın yani ne olacak? Bu kadar önemli bir kurulu... Bize söz vermemek adına, uzatmamak adına bir saat görüşmeleri uzattınız.

Diğer mesele, Sayın Başkan, doğru, önergede fazla bir şey değişmemiş, müsteşar eklenmiş, o da önemli değil ama önemli olan, son gece sizin bu bir şeyleri gizleme, kaptıkaçtı, kaçamaklar, gizli gizli görüşmeler ve bu Komisyonun iradesi dışında mutfakta her şey gidip geliyor, dokuz gündür buna tanıklık ediyoruz. Sizin iktidarınız, iktidar partisi -dünyada tek, ilktir bu, başka örneği yoktur- yargılanmamak için mahkeme kaldıran bir iktidardır, mahkeme ihdas eden bir iktidardır. 17-25 Aralıktan sonra 3 defa mahkeme değiştirdiniz. HSYK'nin yapısını kaç kere değiştirdiniz ben hatırlamıyorum bu kadar takip ettiğim hâlde. Dün Anayasa Mahkemesine atadığınız üyeyi sonra terör örgütü üyesi diye cezaevine gönderdiniz. HSYK'yi, Yargıtay üyelerini, ağır ceza mahkemesi başkanlarını terör örgütü ilan ettiniz. Yarın bunu ilan etmeyeceğinize kim güvenebilir? Siz kendinize güvenmezken halk size niye güvensin? Biz size niye güvenelim? Siz, kendi kendinize güvensizlik üzerine bunu inşa etmişsiniz ve şu anda, tek dert, gerçekten siz de tam bir padişahlık sistemi getirdiğinizin farkındasınız. Bu telaşınız, bu korkunuz buna dairdir.

"Şu anda Anayasa Komisyonunda ne yapılıyor?" derseniz, ben iki şey söylerim: İktidar partisinin müthiş bir korkusu var, müthiş bir telaşı var ve korkunç bir acelesi var.

Sabahlara kadar çalışıyoruz. Ya, üç ay sonra çıkaralım. Anayasa yapıyoruz. Bu suçu örtme iradesidir. İşlenen suçları, yargıyı, yürütmeyi, yasamayı tekleştirerek bu ülkeyi uçuruma sürüklüyorsunuz ve şu anda sadece siz uçurumdan düşmüyoruz, hepimiz birden düşüyoruz o uçurumdan... (Gürültüler)

BAŞKAN - Değerli arkadaşlar... Değerli arkadaşlar...

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - ...ve sizin geçmişte yargılattığınız, yargıladığınız...

BAŞKAN - Arkadaşlar, lütfen dinleyelim.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Bitiriyorum, bir müsaade edin.

BAŞKAN - Buyurun, buyurun.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Sizin, şu anda "FETÖ terör örgütü üyesi" dediğiniz hâkim, savcılar var ya, geçmişte 10 bin insanı tutukladılar ve Cizre'de, Nusaybin'de, Sur'da binlerce insanı öldüren askerler şu anda tutuklu, o yargıçlar tutuklu...

VELİ AĞBABA (Malatya) - O zaman da alkışlıyorlardı.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - ...ama sizin iktidarınız "terör örgütü" dedikleri hâkimlerin kararlarının arkasında duruyor. Yargı değişse de bakışınız değişmiyor muhalefete. Şu anda, siz, bu kapalı kapılar ardında... HDP'nin milletvekillerinin tutuklanma sebeplerini oluşturan fezlekelerin yüzde 70'ini sizin "FETÖ üyesi" dediğiniz savcılar hazırlamış, biliyor musunuz? Ama şu anda size sorsak, "Hayır, biz onları bilmiyoruz." diyeceksiniz. Biliyorsunuz, işinize gelince, size yönelince o soruşturmalar, o fezlekeler, hasıraltı etmesini, mahkeme kurmasını, mahkeme kaldırmasını gayet iyi biliyorsunuz, ama muhalefete sıra gelince, bir partinin eş genel başkanını cezaevine rehin olarak alabiliyorsunuz. Yanınızda bulunan Yasin Aktay, Başbakan Yardımcısı, "Halk rahatladı." diyor. Bence Yasin Aktay tutuklanırsa halk daha çok rahatlayacak.

YASİN AKTAY (Siirt) - Saçmalıyorsunuz! Lafları neresinden anlıyorsunuz?

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Kendisi talimat vermiştir. Kendisi bu operasyonda, Yasin Aktay... (AK PARTİ sıralarından gürültüler) yargının kendi talimatıyla bu kararları verdiğini itiraf etmiştir.

YASİN AKTAY (Siirt) - İftira atıyorsun, iftira atıyorsun! Saçmalıyorsunuz!

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Elimde demecin var be, ne iftirası?

YASİN AKTAY (Siirt) - 50 defadır söylüyorsun, cümlenin doğrusunu söylüyoruz, anlamıyorsunuz ya!

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Söylüyoruz, sen yalan atıyorsun! Senin ne konuştuğunu gayet iyi biliyorum ben!

YASİN AKTAY (Siirt) - Hiçbir şey bilmiyorsun! Hiçbir şey bilmiyorsun!

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Sen hiçbir şey bilmiyorsun! Senin nasıl dönek olduğunu ben iyi biliyorum.

BAŞKAN - Sayın Beştaş... Sayın Beştaş... Sayın Beştaş, toparlayın lütfen.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Dün ne konuştuğunu, bugün ne konuştuğunu gayet iyi biliyorum.

BAŞKAN - Sayın Beştaş, toparlayın lütfen...

YASİN AKTAY (Siirt) - Siz ne bileceksiniz ya? Siz ne bileceksiniz?

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Biliyorum, biliyorum, sen merak etme! Tarihine bak sen, tarihine! Geçmişine bak!

BAŞKAN - Sayın Beştaş... Sayın Beştaş, toparlayın lütfen...

YASİN AKTAY (Siirt) - Nereden talimat aldığınızı biliyoruz! Kimin talimatıyla hareket ettiğinizi biliyoruz!

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Yalanla, iftirayla siyaset yapılmaz. Yarın sen de tutuklanacaksın, sen de! Tamam mı?

BAŞKAN - Değerli arkadaşlar, Komisyon gündemine hâkimdir.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Son olarak şunu söylüyorum...

BAŞKAN - Sayın Beştaş...

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Bu korku ve telaşa son verin. Çok komik oluyorsunuz. Korku ve telaşla geçirmeyin, sakin olun. Burada konuşmalarımızı yapıyoruz, sonra oylama yapıyorsunuz zaten. Divan dinlemesin, ama halk dinliyor, emin olun.

Bugün bu siyasetle bir partiyi yok etmeye çalıştığınızı tarih yazıyor, ama bu yok etme yarın size yönelecek. Bu suçları, siz, bütün HSYK'yi AKP üyelerinden de atasanız, uluslararası ceza mahkemesinden kurtulamazsınız, uluslararası yargıdan kurtulamazsınız. Bu mümkün değil.

YASİN AKTAY (Siirt) - Siz Türkiye'nin mahkemelerinden kurtulamazsınız!

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Bu nedenle, bu yönteminizi protesto ediyoruz ve sizi gerçekten demokratik bir yönteme davet ediyoruz.