KOMİSYON KONUŞMASI

YUSUF BAŞER (Yozgat) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinize hayırlı akşamlar diliyorum.

Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, Türk hukuk sistemine 1961 Anayasası'yla girmiş ve o günden bugüne kadar gelinen her aşamada hep tartışma konusu olmuş, hâlen de olmaya devam ediyor. Bizim yapmış olduğumuz teklifle, bu tartışmaları sona erdirmek, milletin adına karar verici olan hâkim ve savcıların da millete uygun, milletin kanaatlerine uygun, doğru, tarafsız ve bağımsız bir şekilde yargı faaliyetlerini vermesi amaçlanmaktadır. Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu 1961 Anayasası'yla hukuk sistemine girmiş ve o dönem içerisinde Anayasa'mızın, 1961 Anayasası'na göre 18 üyesi var, bunlardan 6'sı Yargıtay tarafından 6'sı birinci sınıf hâkimler tarafından ve diğer 6'sı da Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Senatodan olmak üzere seçilmiş ancak 1971 yılında yapılan değişiklikle Cumhuriyet Senatosu ve Millet Meclisi seçmesi gereken Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu üyelerini seçemez hâle gelmiştir. Tabii, bunlar yapılırken de âdeta yargı dizayn edilmeye ve darbeler sonrası yapılan bu değişiklik olduğu için de ihtiyaçları ve yargıyı dizayn etmeye amaçlı olarak gelmiştir.

1982 yılına geldiğimizde ise Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, tek bir çatı altında birleştirilmiş ve değiştirdiğimiz 2010 referandumuna kadar da Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, Adalet Bakanı, müsteşar, 3 Yargıtay, 2 Danıştay olmak üzere, toplam 5 üyesi tarafından idare edilmekteydi, yönetilmekteydi. Hâkimlerle ilgili her türlü kararlar 5 kişi ne derse onlar tarafından verilmekteydi ve âdeta Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, Yargıtay üyelerini seçiyor, Danıştay üyelerini seçiyor; Danıştay üyeleri Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunu seçiyor, onlar da kendi içerisinden çıkmış kendilerini oraya atayan kişileri seçmek suretiyle âdeta bir kast sistemi vardı ve bizim 2010 referandumunda aslında yapmak istediğimiz şey tam da buydu, yargıda oluşan bu kast sistemini sona erdirmekti. Tabii, 2010 referandumuyla beraber biz bu sefer Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun üye sayısını 22'ye çıkardık ve bu üye sayısını çıkarırken de 10'u birinci derecede adli ve idari mahkemeler tarafından seçilen hâkimler, Yargıtay Genel Kurulundan 3, Danıştay'dan 2, Cumhurbaşkanı tarafından da 4 ve Adalet Akademisinden 1 kişi olmak üzere 22 kişiye çıkardık. Fakat değerli arkadaşlar, burada, özellikle zabıtlara girmesi anlamında şunu özellikle belirtmek istiyorum: Bizim 2010 referandumunda getirmek istediğimiz şey şuydu: Biz Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kuruluna hâkimlerin oy kullanmak istediği andan itibaren hâkimlerin ve savcıların oy kullanması için her birine yalnız 1 oy kullanma hakkı tanımıştık. Ancak şu an, yargıdan, bağımsızlıktan ve adaletin tarafsızlığından bahseden CHP, o zaman Anayasa Mahkemesine bu getirmiş olduğumuz düzenlemeyle ilgili olarak dava açtı ve Anayasa Mahkemesi de bu defa ne yaptı değerli arkadaşlar? Her hâkim 1 tane oy vermesi gerekirken çoğunlukçu anlayışı tekçi anlayışa da getirecek şekilde Anayasa Mahkemesi her bir üyenin 10 üye seçebiliyorsa 10 oy kullanması 4 üye seçebiliyorsa 4 tane oy kullanması şeklinde kabul etmiş oldu. Dolayısıyla değerli arkadaşlar, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kuruluna çoğulcu yapı yerine çoğunlukçu bir anlayış geldi. Tabii, o dönem içerisinde getirmiş olduğumuz bu sistemle beraber, yerel hâkimler ve savcılar da Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun seçtikleri için ve seçilen üyelerde yeniden bir daha üye olarak atanmaları için onunla ilgili olarak vermiş olduğu kararlarda objektif davranamadı ve sıkıntılar yaşadı, hep beraber yaşadık. Ama biraz önce de belirtmiş olduğum gibi bu sıkıntıların kaynağı aslında Cumhuriyet Halk Partisinin 2010 yılında bizim Anayasa değişiklik teklifi olarak sunmuş olduğumuz öneri, kanun hakkında Anayasa Mahkemesine açmış olduğu dava ve Anayasa Mahkemesinin de o şekilde karar vermesi neticesinde böyle bir husus ortaya çıktı.

İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana) - Yoksa FETÖ'cüler...

YUSUF BAŞER (Yozgat) - Tabii, işte, siz o şekilde müracaat ettiğiniz için FETÖ'cüler de adalet mekanizmasını işgal ettiler tabiri caizse ve şu ana kadar yapılmış olan sıkıntıların aslında temel sebeplerinden bir tanesi de bu. [CHP sıralarından alkışlar(!)]

Evet, değerli arkadaşlar, biz...

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Bravo!

BAŞKAN - Değerli arkadaşlar, Komisyon gündemine hâkimdir ama Komisyon şu an başka bir işle de meşgul aynı zamanda. Lütfen karşılıklı sataşma yapmayalım.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Biz de hâkimiz gündeme Başkan. Ne söylediğini bilmiyor ya.

YUSUF BAŞER (Yozgat) - Değerli arkadaşlar, eğri oturup doğru konuşalım.

BAŞKAN - Ben Sayın Hatibi de gündemi toparlamaya davet ediyorum.

YUSUF BAŞER (Yozgat) - Benim bunu yapmaktaki amacım sadece bir durum değerlendirmesini yapmak. Siyasi iradenin de yapması gereken şey, evet, bu şekilde yapılan bir değişikliğin aslında AK PARTİ'nin istemiş olduğu şekilde gerçekleşmediğini gördük. Dolayısıyla da toplumda yaşanan bu sıkıntıları gidermek amacıyla da yeni bir düzenleme yapmış olduk çünkü bizim gitmiş olduğumuz hâkimler ve savcılar -nereye giderseniz gidin- her birinin bizden bir istekleri vardı "Ne olursunuz, artık Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu bizim seçmemizden alın, biz kendi aramızda... Lojmanda komşuyuz, dairelerde, adalet saraylarında komşuyuz ancak bu, hâkimler arasında bir ihtilafa sebep oldu, adalet içerisindeki denge bozuldu." noktasında bizden talepte bulunmuşlardı.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Doğru, referandumla biz geçirdik, sizden talep ediyorlar!

YUSUF BAŞER (Yozgat) - Biz de o noktada toplumun ve yargı camiasının da görüşlerini de almak suretiyle yeni bir Anayasa teklifi içerisinde Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun üye sayısını azaltmak suretiyle ve geçmiş dönemde olmuş olduğu gibi millet adına karar vermesi gereken hâkimler ve savcıların da o manada hem yürütme tarafından hem de millet iradesinin temsilcisi olan Türkiye Büyük Millet Meclisi içerisinden... Teklifte detaylı olarak belirttiği için zamanınızı almak istemiyorum.

BAŞKAN - Sayın Başer, toparlayalım lütfen.

YUSUF BAŞER (Yozgat) - Bu doğrultu içerisinde biz böyle bir Anayasa teklifinde bulunduk. Amacımız, değerli arkadaşlar, yargının bağımsız olması, tarafsız olması, ideolojik duygulardan arınmış gözü kapalı...

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Amacınız, yeni FETÖ'ler yaratmak!

YUSUF BAŞER (Yozgat) - Adaletin temsilcisi de zaten temsil edilmektedir, gözü kapalı bir kadındır. Dolayısıyla, biz, o manada yargının da güvenini artırmak istiyoruz.

Bu duygu ve düşünceler içerisinde teklifimizin hayırlı olmasını temenni ediyor, hepinize saygılar sunuyorum.