KOMİSYON KONUŞMASI

AHMET AKIN (Balıkesir) - Öncelikle, bir ara verdik, o aradan sonra sizlerle beraber olmak çok güzel. Hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum. Umuyorum güzel işlere vesile olur ve gerçek Türkiye problemleri, dış politika üzerinde, böyle, etkimiz olan, konular hakkında gerçekten bilgimiz olan yeni bir dönem olmuş diye umut ediyorum.

Ekmeleddin Bey'in de ilgili olduğunu görüyorum ve Balıkesir'e yatırıma davet ediyorum aynı zamanda. En güzel zeytinin, zeytinyağının yapıldığı yer ama bitik durumdayız, onu söyleyeyim; berbat yani böyle konuşmalar güzel ama zeytinci, zeytinyağcı bitik durumda.

Şimdi, bizim bu anlaşmayla ilgili olarak, toplamında genel bir sorun gözükmüyor. Ancak, Bakanlar Kurulunun 1986 yılında kabul edilen ve 1993 yılında değiştirilerek süresi uzatılan Uluslararası Zeytinyağı Ve Sofralık Zeytin Anlaşması 1998 yılında çekilmişti. Zamanın Dış Ticaret Müsteşarlığı yetkilileri, AB ülkelerinin kendi üretimlerinin yüksek olduğu yıllarda Türkiye'den yapılan zeytinyağı ithalatına yönelik yüksek oranlı gümrük vergileri ve tarife dışı bazı engeller koyduğunu ve Tunus'a sağlanan kolaylıkların Türkiye'ye sağlanmadığını söylüyorlardı. Buradan hareket ederek Türkiye'nin 1998 yılında çekildiği anlaşma ile söz konusu anlaşmanın aynı olup olmadığın merak ediyoruz. Eğer aynı ise çekilme gerekçesi olarak gösterilen sorunların giderilip giderilmediğini merak ediyoruz.

Bir de Sayın Başkan, bizim zeytincimiz, zeytinyağcımız gerçekten müthiş bir sıkıntı içerisinde. Yani, bu uluslararası... Demin kendiniz dediniz: Zeytinin anavatanı, hakikaten de öyle fakat yani bunun bedelini çok kötü şekilde ödüyor. Mesela verimlilik olarak İtalya'da, İspanya'da ağaç başına zeytin verimliliği 45-50 kilogram, bizim ülkemizde 9-14 kilogram arası. Şimdi yani belki burada tam şeyi değil ama bunlara da destek olursanız veya neler yapıyorsunuz, onu da merak ediyoruz, hazır sizi burada yakalamışken. Mesela, ülkemizde kişi başı zeytinyağı tüketimi, yanlış hatırlamıyorsam, 2 litre; en şey olan Avrupa ülkesinde 16-17 litre, hatta Yunanistan'da 24-26 diye tahmin ediyorum. Ondan sonra, zeytinyağı, uluslararası standartlarda yer alan kriterlere bir türlü uyum sağlanamıyor. Yani, gerçekten bunu biz bir dünya markası hâline getirebiliriz, zeytini ve zeytinyağımızı. İspanya, İtalya'nın kalitesine eş değerde bir zeytinyağımız var, zeytinimiz var fakat hiçbir şekilde bir getirisi yok. İnanın, şu anda bu işle uğraşan herkes çok dertli.

Ben 60 soruluk bayağı ciddi bir çalışmayla Sayın Bakana sormuştum, hâlâ cevap gelmedi. O da herhâlde bizim Dışişleri Bakanı gibi çok yoğun, meşgul onların hepsi. Yani size yollayayım, bari siz bize cevap verin, biz de aydınlatalım. Çünkü, Hükûmetin, iktidarın işi başka, onlar başkanlıkla ilgileniyor; biz milletin ekmeğiyle, ne yiyeceği, ne içeceğiyle ilgileniyoruz.

Onun için, gerçekten bu, çok önemli. Sizden ricamız, zeytinle ve zeytinyağıyla uğraşan bu emekçilere, bu yatırım yapanlara destek olunması, verimin yükseltilmesi için mücadele edilmesi. Bu iş, gün geçtikçe bölgemizde azalıyor.

Bir de en son artık zeytin ve zeytinyağını o kadar gözden çıkardılar ki o bölgelere ait arazileri bile kamulaştırır hâle geldiler. Santraller yapılıyor, elbette enerji üretimine karşı değiliz ama...

Onun için, bu konularda da hassasiyetinizi özellikle rica ediyor, hepinize saygılar sunuyorum.