| Komisyon Adı | : | ANAYASA KOMİSYONU |
| Konu | : | Komisyon çalışmalarında İç Tüzük hükümlerine uyulması ve hakaret içeren kaba sözler söylenmemesi gerektiği hakkında görüşmeler |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 27 .12.2016 |
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) - Sayın Başkanım, değerli arkadaşlar; bir kere böylesine hararetli bir ortam kesinlikle hiçbir müzakere için uygun değil. Hele tarihî olayları anlamak, tarihî hakikatlere ulaşmak diye bir durum söz konusu olmaz; sadece birbirimizi üzeriz, bundan da bir sonuç çıkmaz.
Rus hikâyeciliği için derler ki: "Bütün hikâyeciler Gogol'un paltosundan çıktı." Esasen biz de hepimiz cumhuriyetin paltosundan çıktık. 1923'te cumhuriyet kuruldu, evet, tek parti kuruldu, herkes de Cumhuriyet Halk Partisindeydi. Zaten 1923 yılının Eylül ayında Cumhuriyet Halk Partisi kurulurken bütün halkın partisi olarak kuruldu. Her ne kadar 1924'te Terakkiperver Fırkası kurulduysa da 1925'te Takrir-i Sükûn'la kapatıldı. 1930'da bir Serbest Fırka denemesi oldu, yüz günü bulmadı ömrü, o da kapatıldı. 1946'ya kadar böyle geldik.
Herkesin geçmişi, geçmişteki o siyasi, toplumsal, kültürel tartışmalar CHP'nin içinde şu veya bu şekilde yer aldı. Dolayısıyla, yakın tarihe ilişkin kanaatlerimiz farklı olabilir, değerlendirmelerimiz farklı olabilir. Bunları yaparken esasen güncel siyasi mücadelelerin bir parçası gibi anlaşılabilecek yorumların çok faydalı olduğu kanaatinde değilim.
Tarih, meziyetleriyle, hatalarıyla birlikte hepimizin tarihidir, her şeyden önce bunu bir kere teslim etmek gerekiyor. Esasen tarihte yaşanmış olanları bizim tekrar yeniden kurgulamamız ve değiştirmemiz diye bir durum da söz konusu değildir. Meziyetleri de geleceğe yansıtmak isteriz. Hatalar var ise ki hatasız hiçbir şey olmaz, onlardan da arileşmiş bir gelecek kurmak isteriz. Ama emin olun, bugünün de tarihteki o aktörler gibi, o insanlar gibi meziyetleri ve hataları var, bunu da unutmayalım. Yani hepimiz sanki sütten çıkmış ak kaşık gibiyiz ama tarihte birileri, aynı zamanda hataları vardı ve meziyetleri vardı şeklinde bir değerlendirmeyi doğru bulmam. Tarih bizim tarihimiz, Cumhuriyet Halk Partisiyle, AK PARTİ'siyle, Halkların Demokratik Partisiyle, Milliyetçi Hareket Partisiyle hepimizin tarihi. Tarihe ilişkin değerlendirmelerin kesinlikle çok daha soğukkanlı, çok daha makul bir şekilde yapılması ve eğer kimi iddialarımıza karşımızdakileri inandırmak istiyorsak, daha doğrusu durduğumuz yerin doğru olduğunu düşünüyorsak onlara da nüfuz edecek bir dilin kullanılması gerekir. Burada öyle bir dilin olduğu kanaatinde de değilim. O bakımdan, tarihe ilişkin tartışmaları çok daha soğukkanlı ve dikkatli bir üslupla yapmak, hepimizin geçmişi olduğunu da unutmamak gerekiyor.
Öte yandan, gerçekten de kullandığınız siyasi dile ilişkin bana öyle geliyor ki içinde bulunduğumuz siyasi heyetin normal gibi gördüğü kavramlar karşı tarafta hakaret gibi anlaşılabiliyor. Biraz belki -ne diyorlar, o çok kullanılan kavramla- empati gerekiyor galiba. Mukabil taraf benim söylediğimden ne anlıyor?
Eminim ki Sayın Mehmet Metiner burada bu konuşmayı yaparken kendisine biraz laf atıldı, atılmasaydı çok daha nüfuz edici bir konuşma yapma kararlılığındaydı, konuşma şeklinde öyle bir mecrada ilerlemeye çalışıyordu ama bu biraz da karşılıklı gelişiyor galiba. Belki birbirimizi daha dikkatli bir şekilde dinleyip söyleyeceklerimiz var ise bunları daha sonra söz alarak yaparsak bir usul olarak birbirimizi daha iyi anlarız diye düşünüyorum.
Bir de gerçekten de bugün yaşadığımız olayları değerlendirirken, birtakım siyasi kurumları ve kişileri değerlendirirken, Cumhurbaşkanını, Başbakanı, bunları değerlendirirken bunların da aynı zamanda her türlü siyasi tartışmanın ötesinde konum ve kurum olarak ortak değerlerimiz olduğunu, o tarihî sürekliliğin bir parçası olduğunu da lütfen unutmayalım, bir kenara not edelim, yaptığımız eleştirileri böyle bir bağlam içerisinde ifade edelim derim.
Çok teşekkür ediyorum.