KOMİSYON KONUŞMASI

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Sayın Başkan, "madde üzerinde" dediniz ama ben madde üzerine geçebileceğimiz kanaatinde değilim, çünkü usule ilişkin tartışmalar tükenmedi. Asla diğer partideki arkadaşların söz hakkına bir itirazım yok, yani onu not edeyim, ama o kadar fazla söz alındı ki usule ilişkin, önergenin oylanma yöntemine ilişkin, ben, sadece önergenin usulüne dair söz istemiştim ama, ısrarla, Başkanlık Divanınız bana "5'inci madde üzerinde konuşacaksın." diyorlar.

BAŞKAN - Usul ve esas hakkında, birlikte...

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Bu yöntemi doğru bulmadığımı peşinen söylüyorum ve bu tutumun kesinlikle usule aykırı olduğunu, yani Anayasa Değişiklik Teklifi'nin böyle bir ihtisas komisyonunda görüşülmesi sırasında bu yöntemin Anayasa tartışmalarını sakatladığını peşinen ifade etmek istiyorum.

Değerli Başkan, önergeye dair konuşacağım, zaten maddeye dair de protesto olarak konuşmuyorum, çünkü bizim her madde üzerinde gerçekten söz söyleme istemimiz var. Burada asıl yapılması gereken en önemli unsurlardan biri de... Tabii ki işin siyasi boyutu çok çok önemli. Yani burada siyasetçiler olarak bulunuyoruz, ama maddenin ne getireceği, ne götüreceği, niye karşıyız, niye değerlendiriyoruz, bunların da yeterince tartışılması gerekiyor ama Başkanlık Divanı -diyeyim- çok sık değişiyor ve bu değişiklikte, o ara yöntemlerde de kaymalar oluyor. Ve açıkçası, burada, Komisyon üyeleri, madde üzerinde düşüncelerini, önerilerini, eleştirilerini sunamadan, biz, bir bakıyoruz, aniden şurada bir görüntü oluşuyor, arkada ayakta milletvekili arkadaşlar pozisyon alıyorlar, elde bir önergeyle geliniyor -artık ezberledim, yani ne zaman önerge geleceğini salondan anlıyorum- işte, hemen dışarıda olan arkadaşlar arkada duruyor, pozisyon netleşiyor, pat, önerge okunuyor, "Kabul edenler... Etmeyenler..." önerge geçmiş oluyor. Ya, böyle bir şey olabilir mi?

BAŞKAN - Çok zekisiniz demek ki efendim.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Yani söz hakkımız var, biz daha madde üzerinde söz istemişken, bir bakıyoruz, bir madde geçmiş oluyor. Bunun yöntemini kesinlikle kabul edilemez buluyoruz.

Değerli Başkan, 5'inci madde çekildi, yani yedek milletvekilliği. Kamuoyunda en çok tartışılan maddelerden bir tanesiydi. Biz mutluyuz bunun çekilmesinden. Esasa dair hiçbir itirazımız yok aslında, ama bunu söylemek istiyoruz. Yani bizim bu maddenin çekilmiş...

OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Çekildi işte.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Osman Bey, lütfen, her seferinde sos oluyorsunuz yani, biraz bekleyin ya, bir dinleyin ya Allah aşkına.

Tekliften çıkarıldı, ama bunun çıkarılma yöntemi de...

BAŞKAN - Ama siz kabul vermediniz anladığım kadarıyla.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Hayır, hayır, çıkarılma yöntemi de önemlidir. Biz, bütün... (Gürültüler)

Ya, bir dinlesenize, anlatacağım arkadaşlar.

BAŞKAN - Evet, hatibi dinliyoruz arkadaşlar.

Devam edin efendim.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Hukukçuların bir lafı vardır "Usul esastan önemlidir." diye. Bir şeyi yaparken onun yöntemini iyi kurmak ve kesinlikle yasal, anayasal kurallara uymak lazım. Önemli olan o değişikliğin usulüne uygun olarak yapılmasıdır. Biz, zaten, parti olarak, bu teklifin tümden geri çekilmesini savunuyoruz ve en son bu önergeyi de vereceğiz gerekli aşamalarda, yani o ayrı bir tartışma. Bu nedenle, bir maddenin çıkmış olmasına da karşı değiliz, ama şöyle bir şey var, bazı arkadaşlar bilmiyor, Halkların Demokratik Partisine önerge gelmedi arkadaşlar. Diğer partilere geldi mi, soruyorum. Mesela Cumhuriyet Halk Partisine geldi mi Sayın Gök?

LEVENT GÖK (Ankara) - Hayır, gelmedi, oylandıktan sonra...

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Gelmedi değil mi?

Bize oylama yapılmadan önce bir önerge gelmedi. "Biz bu maddeyi çekiyoruz, siz ne diyorsunuz?" diye bir önerge gelmedi. Bu İç Tüzük'e aykırıdır, bu Komisyonun çalışma sistemine aykırıdır. Önerge geldiğinde, belki, biz elimizi kaldırıp söz isteyip "evet" diyeceğiz. Onu değerlendirme hakkımız yok mu? Burada önergenin çekilmesi sırasında... (Gürültüler)

BAŞKAN - Evet, hatibi dinleyelim arkadaşlar.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - ...her partinin bu çekme iradesine karşılık söz söyleme hakkı vardır ve yapılan tartışmalarda o sözler verilseydi, bu kadar da -Komisyon ve iktidar partisi çok istiyor- zaman kaybı olmayacaktı, birkaç cümleyle söyleyecektik. "Tamam, yedek milletvekilliği çekilsin." değil mi Osman Bey? Ama bize önerge gelmedi, sorulmadı, sadece okundu, hiçbir şey de anlamadık, pat, çekildi. Ama, biz, önergeyle bunun çekileceğini basından okumuştuk. Ben önceki konuşmalarımda çıkarıldığını da söylemiştim.

Peki, biz, burada neyi tartışıyoruz? Anayasa Komisyonu üyesi olarak, yedek milletvekilliğinin çıkarılması konusunda söz söyleyemeyeceksek... "İyidir, güzel bir şey oluyor." demek istiyoruz, her zaman belki eleştirmeyeceğiz. Bunu söyleme hakkı verilmedi, bu nedenle bu işlem aslında butlandır, butlana mahkûmdur, bunu söylemek istiyorum.

Değerli arkadaşlar, iktidar partisinin bir yasama pratiği var. Bu kanunlarda çok sık karşımıza çıkıyor. Yasama organı neredeyse bir yapboz tahtası gibi bir kanunu çıkarıyor, sonra üç ay geçiyor, beş ay geçiyor, bir yıl geçiyor, diyorlar ki: "Vallahi, burada hata var, biz yeni bir öneri getiriyoruz, bunu düzeltiyoruz." Yasalarda torba yasalarla, çorba yasa teklifleriyle artık kafamız allak bullak oldu, hukuk fakülteleri ve hukukçular, yargı erkinde görev yapan savunmanlar da dâhil hangi yasanın ne zaman değiştiğini yakalamakta zorlanıyorlar, uygulamadan arkadaşlar bunu söylüyor. "Ya, en son bu madde ne zaman değişti?" diye bakıyorlar, bir ay önce, üç ay önce.

Şimdi, bunu Anayasa'da yapmaya başladık. 2010 yılında bir referandum yapıldı ve o zaman yapılan eleştiriler dikkate alınmadı. Cumhurbaşkanlığının halk tarafından seçilmesinin bir sistem sorunu olacağı konusunda -biraz önce de söylemiştim- çok ciddi eleştiriler geldi, o kabul edilmedi, şimdi geldi önümüze altı yıl sonra.

Anayasalar için altı yıl çok kısa bir süredir ve Anayasa literatüründe anayasalar tanımlanırken özellikle şu cümle kullanılır: "Anayasalar aşkın zamanlı metinlerdir." Bir gün, bir yıl, üç yıl sonrasını öngörmez, elli yıl, yüz yıl sonrasını öngörür ve sık sık değişen metinler değildir. 2010'daki değişikliğe, şimdi ona uydurmak için tekrar değişiklik teklifi var önümüzde.

Peki, biz bugün bir önerge verdik, dedik ki: "Bu Anayasa Komisyonu çalışmalarını durdurun." O talebimizi tekrar ediyoruz. Bu çalışmaların, hele hele bu gece bu maddenin çekilmesinden sonra, bize söz verilmemesinden sonra, bu Anayasa Komisyonu çalışmalarının ve tartışmalarının yetersizliği apaçık ortaya çıkmıştır. Bu tartışma devam etmelidir. Bu tartışma daha Komisyonda yeterince yapılmadan -bütün milletvekilleri için söylüyorum, parti ayrımı yapmadan- bunun sonuçlarını öngöremeden, bu Komisyon çalışmaya niye devam ediyor? Niye devam ediyoruz biz? Gerçekten burada tümüyle çekilmesi gerekiyor bize göre, ama olgun bir tartışma gerekiyor, bütün boyutlarıyla bunu değerlendirmemiz gerekiyor ve Anayasa değişikliğinde, bir yıl sonra iktidar partisi karşımıza gelip, "Valla, bu uygulamada şöyle bir sorun çıkaracak." derse, ben kendi adıma hiç şaşırmam, ama...

BAŞKAN - Sayın Beştaş, arada bir şey söyleyeyim, devam edin.

Hep "çekme" diye tabir ediliyor, hâlbuki bizim buradaki metinden çıkarma, önerge.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Ne fark ediyor, ha çekme, ha çıkarma? Sonuçta metin çıktı.

BAŞKAN - Teknik olarak...

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Yani çektiniz. Teknik olarak, teklif sahipleri, bu maddeyi tartışmalardan sonra çekmiştir ve niye çekildiğini tahmin etmek de hiç zor değildir. Hiç zor değildir. Acaba 330'u bulamayız kaygısıyla mı çekildi? Yoksa, gelecek dönemlerde biz tekrar milletvekili olabilir miyiz umuduyla mı, tekrar seçilme umuduyla mı çekildi ya da kaldırıldı? Yani bilmiyorum, birçok sebep uçuşuyor, kamuoyu tartışıyor. Biz burada tartışamıyoruz, bize o hak verilmiyor ama kamuoyu bunu çok daha güçlü tartışıyor.

BAŞKAN - Şu anda bu hakkınızı kullanıyorsunuz.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - O hakkımı kullanamadım, önerge gelmedi önüme.

BAŞKAN - Tartışıyorsunuz, bakın, kullanıyorsunuz.

Tutanaklara geçsin, bütün vekillerimiz hakkını kullanıyor efendim.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Bir madde için söz istiyorum, bir bakıyoruz, o madde apar topar geçirilmiş, diğer maddede bize söz veriliyor. O maddeye ilişkin hazırlığımız var...

MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) - Sayın Beştaş, önerge okundu ama.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Ama bize gelmesi gerekiyor usul açısından. Eğer "gelmemeli" diyorsanız söyleyin, yani ona da bir şey demiyorum.

BAŞKAN - Evet, devam edin, buyurun.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Şimdi, bizim somut talebimiz şu: Bu maddeyi çekenlerde "Tekrar milletvekili olacağız." duygusu varsa, gelecek dönemde seçilecek bir Meclis olmayacak. Bu Meclis olmayacak, çünkü bütün yetkiler zaten Cumhurbaşkanında toplanacak, o Meclisin bir vasfı, bir kanun yapma, bütçe çıkarma ya da şu anki konumda olmayacağını şimdiden görmemiz gerekiyor ve ben başta da söylemiştim, protesto etmek için, yoksa bu maddede söyleyeceğimiz söz yoktur anlamında değil. Bu madde üzerinde de tabii ki çok ciddi önerilerimiz var, sunabiliriz tekrar söz verilirse ama usul açısından ciddi bir sakatlık var, bu sakatlığın düzeltilmesi gerekiyor. Maddeler üzerindeki tartışma doyuma ulaşmalı, herkes ikna olmak zorunda. Aksi hâlde, bu, yeterli olmayacaktır ve bizim somut talebimiz de bu Anayasa Komisyonu çalışmalarının, teklifin kamuoyunda, barolarda, üniversitelerde, akademi dünyasında, farklı sivil toplum kuruluşlarında, bir bütün olarak halk arasında tartışılması için komisyon çalışmalarının durdurulmasıdır. Çünkü, bu tartışmalar devam ederse, biz eminiz ki halkın görüşleri bu teklifin içeriğini değiştirecektir ve olumlu yöne evrilecektir diyorum.

Teşekkür ediyorum.