KOMİSYON KONUŞMASI

MEHMET PARSAK (Afyonkarahisar) - Bakın, yeniden söylüyorum. Ben bunları söylerken size gerçekten mutlu olmuyorum yani mutlu olmak için falan da söylemiyorum ama siz bu tarz böyle sataşmalar yaptıkça kaçınılmaz olarak...

ÖZKAN YALIM (Uşak) - Sataşma yapmıyorum, gerçekleri anlatmaya çalışıyorum Sayın Mehmet Parsak. Sayın komşum, size anlatmaya çalışıyorum.

MEHMET PARSAK (Afyonkarahisar) - ...ben de hakkını vermek durumunda kalıyorum. Şimdi, Sayın Genel Başkan, cumartesi günü zannediyorum,

"Ben de ülkücüyüm." dedi. Herhâlde siz de ülkücü oldunuz ki, bizim partimizle ilgili...

ÖZKAN YALIM (Uşak) - Benim doğduğum andan beri milliyetçi olduğumu unutmayın sakın Sayın Parsak.

MEHMET PARSAK (Afyonkarahisar) - Siz de mi ülkücü oldunuz, onu mu söylüyorsunuz?

BAŞKAN - Lise yıllarında vardır Sayın Parsak, lise yıllarında.

MEHMET PARSAK (Afyonkarahisar) - Tamam. Bir fazla daha demek ki ülküdaşımız oldu, öyle mi, öyle mi bakalım yani?

Bakın, şunu söylemeye çalışıyorum: Biz, evet, komşu illerin milletvekiliyiz, başka çalışmalar dolayısıyla teşrikimesaimiz var, insan olarak ben Sayın Yalım'ı da çok severim ama benzer mahiyette, biraz daha acemisi, biraz daha ustası çok sataşmaya burada bir haftadır cevap verdim, buna da cevap veririm elbette ki.

Şimdi şunu çok net olarak ifade edeyim: Bir, siyasi yaklaşım itibarıyla "Efendim, bunu düzeltmek konusu size düşüyor, bunda sizin çok büyük vebaliniz var." Bakın, baştan beri ifade ediyorum, biz, Milliyetçi Hareket Partisi olarak 9 kişiden 1'inin oyunu aldık, o sizin zikrettiğiniz, Şubat 1969'dan beri, yani kırk yedi yıldır, her zaman olduğu gibi, seyirci kalmamayı, inisiyatif almayı tercih ettik, inisiyatif aldık, inisiyatif aldıktan sonra da Türk milletinin menfaatleri doğrultusunda, Türk devletinin bekasını düşünerek bir politika sergiledik. Bunun karşısında da siz seyirci kalmayı tercih ettiniz bu çerçevede, hâlâ da bunu devam ettiriyorsunuz. (Gürültüler)

BAŞKAN - Sayın Parsak, toparlayalım lütfen.

MEHMET PARSAK (Afyonkarahisar) - Özkan Bey, bir saniye, bakın, deminden beri de dinledim. Şimdi, burada bir eksiklik var -buna dün de cevap vermiştim esasen- bu eksiklikle alakalı olarak, böyle değerlendiriliyorsa, benim ya da Adalet ve Kalkınma Partisinin bir milletvekilinin bir değişiklik önergesi verme hakkı ne kadar var ise sizin de o kadar var. Bunu vermeyip ondan sonra da bir de -tırnak içinde söylüyorum, sizi incitmek için değil- akıl verircesine, böyle, "Bunu düzeltmelisiniz, bunun sorumluluğu sizin üzerinizde." filan gibi yaklaşımları bir kere doğru bulmadığımı yineleyerek ifade ediyorum. (Gürültüler)

İkinci olarak: Herkes, bakıyorum özellikle Cumhuriyet Halk Partisi milletvekilleri, illerinde bulunan milliyetçi...

ORHAN SARIBAL (Bursa) - Hiçbir zaman buna ortak olmayacağız, hiçbir zaman!"

BAŞKAN - Sayın Parsak, lütfen devam edin, toparlayın lütfen.

MEHMET PARSAK (Afyonkarahisar) - ...illerinde bulunan MHP tabanının, efendim, Milliyetçi Hareket Partililerin mesajlarını bize iletmek gibi bir talihsizliğe düşüyor. Biz, Milliyetçi Hareket Partililerin, dava arkadaşlarımızın, ülküdaşlarımızın mesajlarını, olması gereken yerlerde, teşkilatlarımızdan, kendi kaynaklarımızdan alıyoruz. Bunlarla ilgili burada size bir değerlendirme yapmak, sizin bunlarla ilgili bir söz söylemeniz, "Tabanınız şu konudan rahatsız, tabanınız bu konudan rahatsız..." Ben dün de söyledim; sizin ne yapmaya çalıştığınızı biliyoruz esasen ama burada bir tercih yapmanız lazım: Hangi tabana oynuyorsunuz?(Gürültüler)

Ha, şunu söyleyeyim: Milliyetçi Hareket Partisi tabanından, hiçbir gerçek milliyetçi ülkücüden bu tutumlarla bir değil, yarım oy bile alamazsınız, onu da ifade etmiş olayım. Bunun ötesinde...

ORHAN SARIBAL (Bursa) - Memleketi sattınız!

ALİ ŞEKER (İstanbul) - Bu oy meselesi değil. Bir kişiye Anayasa uydurulmaz.

MEHMET PARSAK (Afyonkarahisar) - E, ama öyle söylediği için, "Tabanınız kayıyor, işte, bilmem ne..." filan dediği için.

ORHAN SARIBAL (Bursa) - Asla içinde olmayacağız, asla!

OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Olmazsan olma! Olmazsan olma!

ALİ ŞEKER (İstanbul) - Suç işleme özgürlüğünü rahat rahat kullanın.

MEHMET PARSAK (Afyonkarahisar) - Bence de zaten oy meselesi değil, bence de zaten bu mesele bir memleket meselesi, bence de zaten milletimizin menfaatleri, devletimizin bekası çerçevesinde değerlendirilmesi gereken bir mesele.

ALİ ŞEKER (İstanbul) - Biz de o meseleyi değerlendiriyoruz.

BAŞKAN - Sayın Parsak, toparlar mısın?

MEHMET PARSAK (Afyonkarahisar) - Biz de bu çerçevede, kendi değerlendirmelerimiz çerçevesinde bir tutum alıyoruz.

ALİ ŞEKER (İstanbul) - Hesap vermemek için yapıyorsunuz. Hesap vermemek adına yaptığınız bir düzenleme, başka bir şey değil. Ülkeyi uçuruma götürüyorsunuz.

BAŞKAN - Sayın Parsak, toparlar mısınız?

MEHMET PARSAK (Afyonkarahisar) - Dolayısıyla, lütfen, son olarak şunu söyleyeyim -hani, hem grup başkan vekilleri var hem bu konuda daha önce de mesai sarf ettiğimiz genel başkan yardımcıları da var- ben şunu tavsiye edeyim size: Üzerinde konuştuğumuz teklifin hangi maddesi mesela şu anda? ("3'e geldik." sesleri) 3'e geldik. Ne düzenleniyor burada? On sekiz yaş.

Sayın Yalım, ben sizden bununla ilgili hiçbir şey duymadım şimdi.

ÖZKAN YALIM (Uşak) - Biz de sizden duymadık.

MEHMET PARSAK (Afyonkarahisar) - Ama diyorum ki: Biz burada, geneli üzerinde konuşmalarda, ondan öncesinde, Anayasa'ya aykırılık iddialarına ilişkin konuşmalarda çok kıymetli sözler söylendi, biz bunları dinledik.

NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa) - Değişiklikler yapmayı düşündünüz, faydalandınız tabii.

MEHMET PARSAK (Afyonkarahisar) - Belki de bu süreçte yapılabilecek değişikliklere de taban olur bunlar ama bunları aşan mahiyette, bir başka partiye akıl öğretmeye çalışmak, bir başka partinin tabanından mesaj getirmek filan gibi şeyler size de yakışmaz, doğru da değildir.

BAŞKAN - Sayın Parsak, toparlar mısın?

MUHARREM ERKEK (Çanakkale) - İyi niyetle paylaşıyoruz.

MEHMET PARSAK (Afyonkarahisar) - İyi niyetle olan şeyleri burada konuşmanız esnasında değil de, biz şurada da sohbet ediyoruz, o esnada söylersiniz.

Daha da verimli olması bakımından, burada, teklifle ilgili ne söylenecekse onlar söylensin, biz de ona göre bir şey söyleyelim. Onu ben hem istirham etmiş olayım hem tavsiye etmiş olayım.

Şunu da söyleyeyim: Bundan sonra da bu tarz sataşmalar olursa ben üzülerek ve kaçınılmaz olarak gene cevap vermek durumunda kalacağım. Onu da bilginize sunarım.

Teşekkür ediyorum.