Komisyon Adı | : | ANAYASA KOMİSYONU |
Konu | : | Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/1504) |
Dönemi | : | 26 |
Yasama Yılı | : | 2 |
Tarih | : | 28 .12.2016 |
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 59'u artık 55 diye kabul ediyoruz. Biz de oradan çalalım bari.
Benim maddem 11'inci madde yani 106'yı değiştiren madde. Başlığıyla, içeriğiyle bir bütün olarak değişikliği öngören bir düzenleme. Doğrusu, gecenin bu saatinde niye bu kadar önemli tartışmaları yapmak zorunda bırakılıyoruz, bir kez daha ortaya koymak isterim çünkü bunlar çok önemli değişiklikler. İlk günden beri söylediğimiz gibi, bütün sistemi, bütün rejimi, bütün gelecek kurgusunu, hükûmet sistemini, denge denetleme sistemini, fren mekanizmalarını ortadan kaldıran bir düzenleme bütünüyle karşı karşıyayız ve tekrar ettim ama tekrar etmekten vazgeçmeyeceğiz çünkü her an bunların değişme ihtimali vardır ve değişmelidir, durdurulmalıdır. Bunu en başta söyleyeyim.
Şimdi, nedir burada? Cumhurbaşkanı yardımcıları ve vekâlet meselesi düzenlenmiş. Burada Cumhurbaşkanı yardımcıları şöyle düzenleniyor: Cumhurbaşkanı seçildikten sonra sınırsız yardımcı atayabilecek. Burada herhangi bir sayı sınırı yok. Bu çok önemli bir şey. 10 mu, 20 mi, 30 mu, bir kere, bir kapsam belirtmesi lazım. "Yeterince" ölçüsü nedir, bu büyük bir soru işareti. Mesela Amerika Birleşik Devletleri'nde başkan yardımcılarını halk seçiyor ve Cumhurbaşkanının bu düzenlemeye göre makamının herhangi bir sebeple boşalması hâlinde 45 gün içerisinde yeni bir seçim yapılacak ve yenisi seçilene dek Cumhurbaşkanına vekâleten yardımcısı vekâlet görevini üstlenecek. Şayet -çok önemli burası- genel seçime bir yıl kalmışsa ya da daha az süre kaldıysa Meclis seçimi de Cumhurbaşkanlığı seçimiyle birlikte yenileniyor ve genel seçime...
Değerli milletvekilleri, gerçekten önemli hususları ifade ettiğime inanıyorum, yani en azından ben inanıyorum. Sizler inanır mısınız, takdirinize bırakıyorum. Genel seçime bir yıldan fazla süre kaldı ya da daha az kaldı, bu durumda Cumhurbaşkanının görevi devam ediyor. Aslında iki dönem için seçiliyor ama burada büyük bir açık kapı var. Kalan süreyi tamamlayan Cumhurbaşkanı için bu süre dönemden sayılmıyor. Orada yine bir siyasi manevra alanı devam ediyor, aynen yorumluyorum buradan: Böylece kalan süreyi tamamlayan Cumhurbaşkanı daha sonraki seçimlerde aday olabiliyor ve aslında 2 defa daha Cumhurbaşkanı adayı olabilir bu yöntemle. Meclis seçimi yenileyecek bir yıl kalmadan önce ya da bir yıl... O durumda, yani bu formülasyona göre...
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Bir yıldan fazla süre varsa...
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - İşte, yani o ve Meclisin seçimi ile Cumhurbaşkanlığı seçiminin aynı gün olduğu ve çoğunluğun yürütme ve...
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Bir yıldan fazla olursa...
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Ben bitireyim.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Bir yıldan fazla olursa, Cumhurbaşkanı seçimi tek başına yapılıyor, görev süresine.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Bir yıldan az olursa.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Bir yıldan fazla olursa. Bir yıldan az olursa birlikte yapılıyor.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Ha, işte burada süre uzatılabiliyor. Meclis yani bu erken seçim kararını aldığında onun süresi dolmadığı için o, dönem sayılmıyor.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Öyle değil.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Hayır, hayır yani maddeyi yorumlayalım yani beraber yorumlayalım.
Sayılmıyor ve burada 2 defa daha, aslında, Cumhurbaşkanı olabilecek.
Peki, Cumhurbaşkanı yardımcıları ve bakanların atanma ve görevden alınmaları nasıl oluyor? Tıpkı atama gibi, görevden alma da Cumhurbaşkanlığı tarafından yapılıyor. İstediğini atar, istemediğini yani hoşuna gitmez, tıpkı Davutoğlu'nda... Hiçbir anayasal dayanağı olmadığı hâlde, alındığı hâlde; burada artık bir anayasal dayanak var. Tümüyle onun iradesine kavuşuyor.
Peki, burada Cumhurbaşkanı hangi kritere bağlı; denetime ya da onaya? Yani bir kişiyi, Cumhurbaşkanını diyelim ki halk seçti. Eskiden, Osmanlı döneminde ve diğer ülkelerde padişahın vezir atama yöntemi vardı. Ne? Bu da aynısı, vezir atıyor, kendisine vezir atıyor ve parlamenterlerin Cumhurbaşkanı yardımcısı veya bakan olarak atanması durumunda zaten Parlamento üyeliği sona eriyor. Yedek vekilliği çektiğiniz için onu tartışmıyorum.
Değerli arkadaşlar, burada önemli bir şey söyleyeceğim. Bu, Cumhurbaşkanı yardımcıları ve bakanlar... Bugün bir önerge geldi, mesela, düşünün, değerli arkadaşlar, ilk düzenlemede Cumhurbaşkanı yardımcıları ve bakanların, liyakat, üniversite mezunu, ilkokul mezunu, kaç yaşında olacak, erkekse askerliğini yapmış mı olacak, bunlara ilişkin hiçbir şey yoktu. Cumhurbaşkanı isterse herkesi yani 80 yaşındakini, ilkokul mezununu, hatta ilkokul mezunu olmayanı -ki biz savunuruz okuryazarsa- yani böyle bir ölçü yok. Fakat bugün fark edilmiş olacak ki tartışmalardan, önergeyle "Milletvekili seçilme yeterliliğine sahip olanlar arasından Cumhurbaşkanı seçilebilir." ibaresi eklendi. Bu, bir nebze, hani kendince, Cumhurbaşkanı yardımcılarını ve bakanları en azından bir ölçüye kavuşturdu.
Peki değerli arkadaşlar, Cumhurbaşkanı kimleri atayabilir? Mesela eşini atayabilir mi; kardeşini, oğlunu, gelinini, babasını, dedesini yani hani bir bütün olarak? Bizim, Meclis İçtüzüğü'müzde, kendimize danışman seçerken -madde telefonumda kayıtlı, ezberimde değil- bizim birinci derecede yakınlarımızı kendimize danışman almamız engellenmiş yasal düzenlemeyle. Biz danışman alamıyoruz ama Cumhurbaşkanı, çocuğunu, damadını, kardeşini, eşini, kızını Cumhurbaşkanı yardımcısı ve bakan atayabilir. Anayasa düzenlemesine göre hiçbir engel yoktur buna ve bu, çok tehlikeli bir şeydir yani bir aile devletine dönüşmek, tıpkı eskiden olduğu gibi, bununla mümkün hâle gelmiştir. Olur, olmaz; onu tartışmıyoruz ama anayasacılıkta şu önemlidir: Neye kapı açıyorsunuz, ne olanaklı hâle geliyor? Tıpkı şu önergede -aslında biz hiçbir katkı sunmak amacıyla değil ama, tümünü geri seçmek istiyoruz- milletvekilliği seçilme yeterliliği olmasaydı yine korkunç bir açık vardı. Kim olacak Cumhurbaşkanı yardımcısı? Yani böyle bir şey olamaz.
Diğer mesele, gelelim suç işleme meselesine. Cumhurbaşkanı yardımcıları -şu an Bakan ama mesela Berat Albayrak Cumhurbaşkanı yardımcısı oldu ya da başka biri, Elitaş oldu ya da ne bileyim başka biri oldu- bunlar nasıl soruşturulacak? Hani şeye kadar biliyoruz yani bu düzenlemeye göre, tamam vekillikleri bitiyor, şey yapılıyor...
Ha, bir de yemin de yeni eklendi. Yani düşünün yürütmeyi bir kişiye veriyoruz, o yürütmedeki bir kişi kendisine sınırsız sayıda yardımcı ve bakan atıyor; yemin yoktu. İnsaf yani, milletvekili olarak biz, Parlamento üyesi olarak yemin içiyoruz, içmek zorundayız ama yürütmede bu yoktu, bu açık da kapatıldı. Yani bu önergeler öyle tartışılmayacak önergeler değil. Bu yönüyle Sayın Parsak, hâlâ çalışmanızın hummalı bir şekilde devam ettiğini fark ediyoruz yani bunu da iletmiş olayım.
CEYHUN İRGİL (Bursa) - Sayın Beştaş, biraz aceleye geldi Anayasa'mız kusura bakmayın; yavaş yavaş!
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Çok aceleye gelmiş ve gerçekten öyle bir acele ki ben gece konuşmayı pek beceremem aslında ama kendimi zorluyorum hani iyi bir konuşma anlatabileyim diye.
Peki, bu soruşturmalar nasıl olacak? Bir şema çıkardım yani iyi anlaşılsın diye ama size gösteremiyorum. Cumhurbaşkanı yardımcıları ve bakanlar şöyle yargılanabilecek, yani sistem böyle kurulmuş: İlk sırada, hani Meclis ve Cumhurbaşkanı -başkan daha doğrusu- aynı gün aynı çoğunlukla seçiliyor ya, Meclis ve Başkan aynı çoğunluğa dayanıyor yani aynı iradedeler aslında, farklı bir irade yok orada. "Meclisin salt çoğunluğuyla soruşturma istenebilir." diyor; madde böyle. Salt çoğunluğu bulabilirse -bizce bulamaz- diyelim ki buldu, hani iyi varsayımla Meclis silkindi ve dedi ki: Ya, ben şu Cumhurbaşkanı yardımcısını şikâyet ediyorum, soruşturma açılsın. İkinci aşama ne? Beşte 3 çoğunlukla soruşturma açılabiliyor. Bunu nasıl yapacak? Beşte 3 bulunabilecek mi? Yani Cumhurbaşkanı yardımcısını biz gerçekten Yüce Divana göndermek istiyoruz -büyük bir hırsızlık yaptı, büyük bir yolsuzluk yaptı, yüz kızartıcı bir suç işledi; olur ya, hani tarihte var, birçok ülkede var- bunun için beşte 3 lazım ama garanti ne? Meclis benden yana, Meclis arkamda; ben onu yaptırmam ona.
CEYHUN İRGİL (Bursa) - "Başkanlık sisteminde öyle bir ahlaksızlık olmaz.", öyle diyorlar.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Yok.
Şimdi, bunu da geçtik, bunu da varsayıyorum hani iyi ihtimalle, beşte 3'ü de aldık, hani vekiller bir şekilde direndi. Sonra partiler arası bir komisyon kuruluyor. Hani şimdi kuruluyor ya, Aladağ için, işte, Ensar Vakfı için... Herkes gücü oranında, sayısına göre komisyona üye veriyor. E, komisyonun karar alma nisabı belli. Bu komisyondan o Cumhurbaşkanı yardımcısının ve bakanın Yüce Divana sevki için bir karar çıkması lazım. O komisyondan karar çıkarabilir miyiz? Yani bence çıkaramayız, mümkün değil.
Diyelim ki ondan da çıktı, sonra nereye gidiyor? Genel Kurula. Genel Kurula, yani bu olamayacak 3 aşamayı atladım, aslında imkânsız. Burada üçte 2, Meclis Genel Kurulunda Cumhurbaşkanı yardımcısını sevk edebilir Yüce Divana. Üçte 2, çok ciddi bir nisaptır bu. O kadar ciddidir ki Meclis tarihinde çok az bulunur. Bu, sevk edilemez demektir. "Ben, Cumhurbaşkanı yardımcılarımı ve bakanlarımı sonuna kadar korurum, ancak ben karar alıp Meclise talimat verirsem..." Ki o da çok olası değil bu uygulamadan. Böylece bu suçlar cezasız kalacak, tıpkı 17-25 Aralıkta yaşadığımız komisyon deneyimi ve diğer deneyimler gibi.
Diyelim ki bunu da geçti, Yüce Divana gidiyor -imkânsız ötesi bir şey.- Anayasa Mahkemesine yani. Anayasa Mahkemesi kime bağlı biliyoruz. Anayasa Mahkemesine ilişkin değişiklik yok. Nasıl olacak? Böyle hani diyorlar ya, neydi? Deveye hendek atlatmak. İmkânsız ötesi bir şey kurgulanmış bu maddede. Bu, çok tehlikelidir. Hiçbir başkanlık sisteminde -hepsini mümkün olduğunca inceledim- asla ve asla yürütme böyle bir zırha bürünmemiştir yani bu, suç işlenebilir özgürlüğünü otomatikman zaten vermek anlamına gelir.
Peki, değerli arkadaşlar, bu Anayasa değişikliğinde başka çelişkiler yok mu? Çok. Mesela şey yok değerli arkadaşlar, yemin değiştirilmemiş. Cumhurbaşkanı yemin içecek -burada çok tartışmadık- tarafsızlık yemini içecek. E, Cumhurbaşkanı artık taraflı. Cumhurbaşkanı genel başkan olabilecek. Genel başkan olabilecek bir Cumhurbaşkanı nasıl yemin içer tarafsızım diye? Bu yemine bağlı kalmak zorunda. Şimdi, Anayasa'nın diğer maddesi bu şekilde göz ardı edilmiş oluyor ve bu, çok tartışılan meselelerden biridir.
Şimdi, mesela 103'üncü madde bununla doğrudan bağlantılı.
Yine başka bir bölümde bir maddeyle, dünya anayasacılık tarihine inanılmaz negatif bir katkı yapılıyor. Pozitif demek isterdim. 19'uncu maddede, tek bir maddede, 58 Anayasa maddesi değiştiriliyor. Böyle bir şey yok. Her Anayasa maddesi 175'teki usule göre değişir. Tek bir virgül bile değiştirsen, tek bir kelime bile değiştirsen, sen 175'e uymak zorundasın. Uymazsan, o Anayasa değişikliği, bırakın meşruiyeti, yasal olarak, anayasal olarak değiştirilememiş oluyor.
Şimdi, burada, geldiğimiz noktada hep "torba anayasa, torba yasa, çorba yasa" diyoruz ya, hani metafor olarak, bu, torba bir anayasa. 1 maddeyle biz 175'i atlıyoruz -kaçtı, 103 müydü- yemini atlıyoruz, bütün Anayasa'yı kendimizce bu değişiklik sistemine yani hani...
Kesmediniz, bu arada teşekkür ederim, toparlamaya çalışıyorum ama sanırım, kötü bir konuşma yapmıyorum, hani dikkat çekiyorum.
BAŞKAN - Hayır, kesinlikle kötü değil, yalnız...
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Mümkün olduğunca teknik, hani gerçekten çok ciddi risklere işaret etmeye çalışıyorum.
Bu da kabul edilemez bir mesele.
Değerli arkadaşlar, bir de diyoruz ki: Cumhurbaşkanının tarafsızlığını kaldırdık bu metinde fakat organları, organlar arasındaki uyumu sağlama yetkisini de ona veriyoruz. Hangi organ? Kendisiyle, kendisinin genel başkanı olduğu, seçim listesini hazırladığı, milletvekili seçtirdiği Meclisle arasında, kendi arasında uyum sağlayacak. Arkadaşlar, yok ki üçüncü bir güç. Kendisi, ben ve benim milletvekillerim. Bari o cümle olmaz yani. Bu, gerçekten artık komik oluyor. Ne uyumu sağlıyorsunuz? Öyle bir şey yok, öyle bir şey olamaz yani.
CEYHUN İRGİL (Bursa) - Siz bunu gerçekten böyle tartışarak mı yazdınız yani düşünerek mi oldu?
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Burada Anayasa'nın sistematiği allak bullak olmuş durumda.
Bir de milletin, devletin birliğini temsil etme görevi. Onu, yarınki konuşmalarda artık değerlendiririz, çok geç oldu.
Yani bir kişiye, kendisiyle diğer organla arasında uyum sağlama görevi verilmesi, tıpkı mesaj verme gibi, gerçekten bütün dünyayı Türkiye'ye güldürecek. Ben şimdiden söylüyorum, anayasacılar bunun üzerine yüzlerce sayfalık makale yazacaklar, haber vereyim, kafayı yiyecekler yani.
BAŞKAN - Sayın Beştaş...
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Diyecekler ki burada ne düşündüler? Tabii, bu arada...
REŞAT PETEK (Burdur) - Başkanı etkilediğiniz için sözümü kesmedi.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Başkana güveniyorum. Yok, benim derdim, gerçekten anlatmak.
BAŞKAN - Sayın Beştaş, benim de derdim süreci...
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Yoksa gecenin bu saatinde benim de uykum geliyor, ben de yorgunum yani onu söyleyeyim.
BAŞKAN - Biliyorum, anlıyorum...
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Yok, bitiriyorum.
Ayrıca...
AKIN ÜSTÜNDAĞ (Muğla) - Uyuduğunuzu zannettiler de.
BAŞKAN - Benim mi?
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Bu dediğim noktaların hepsi, gerçekten anayasacılıkta çok büyük defektlerdir. Hani, ben bunu laf olsun diye söylemiyorum. Aslında, siyasi değerlendirmemde vardı, onları yine yarın yapacağım, gecenin bu saatinde...
REŞAT PETEK (Burdur) - Bir sonraki maddede...
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Ama şunu söyleyeyim: Gerçekten bu madde, bir kere, bütün paket gibi, böyle toptan çöpe atılmalı. Bunu kim yazdıysa... Sayın Parsak, 2013'te o kadar çalıştık, her satırı o kadar tartıştık ama burada sistematik yok.
CEYHUN İRGİL (Bursa) - Her şeyde Parsak'ı suçlamayın.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Parsak'ı suçlamıyorum bu arada çünkü bir uzlaşma metni...
BAŞKAN - Sayın Beştaş...
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Bitiriyorum Başkan, lütfen, vallahi bitiriyorum.
BAŞKAN - Tamam, şimdi...
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Herkes gayet memnun, dinliyor.
BAŞKAN - Demediğim zaman... Ama ben şunu ifade edeyim, Komisyonumuz gündeme hâkimdir, bunu ifade edeyim.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Burada Komisyonunuzun hâkim olduğuna inansam, asla böyle bir sistematik çalışması yapmazdım arkadaşlar.
BAŞKAN - Teşekkür ederiz.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Yani sistematiği, sırf anlatmak için çıkardım. Burada kesinlikle sakıncalar, riskler çok ciddidir. Bu metin, böyle gece yarılarına kadar, sabahlara kadar çalışılarak düzeltilebilecek bir metin değildir. Hani diyorlar ya deveye, diyorsun ki eğri... Neydi ya?
CEYHUN İRGİL (Bursa) - "Nerem doğru?"
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Diyorlar ki: "Neren eğri?" Diyor ki: "Nerem doğru ki." Yani, bunun hiçbir doğru yanı yok. O yüzden, gelin bunu, baştan şu mutfağa geri çekelim, o mutfağa hepimiz girelim, yeni, demokratik...
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - İnanarak mı söylüyorsunuz?
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Hayır, bunu inanarak söylüyorum.
...hepimiz birlikte o mutfakta kolları sıvayalım, yeni bir anayasa yapalım, hepimiz birlikte rahatlayalım diyorum.
Teşekkür ediyorum.