| Komisyon Adı | : | ADALET KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 24 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 15 .10.2014 |
TURGUT DİBEK (Kırklareli) - Şimdi Sayın Başkanım, biz bugün buraya sizin bize 2 Ekim tarihli olarak gönderdiğiniz teklifi görüşmek için geldik. Önceden onu bize göndermiştiniz, bu 2 Ekim tarihli bir üst yazıyla Hâkimler ve Savcılar Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde değişiklikle ilgili teklifi. Sonra, hatta ben sanıyorum şöyle bir şey söyledim -bu HSYK seçimleri de biliyorsunuz gündemdeydi, işte pazar günü onlar da yapıldı- "Yani bu seçimlere göre bu teklifi görüşeceğiz mi görüşmeyeceğiz mi?" gibi böyle bir espri de yapmıştım ayaküzeri, sizinle karşılaştığımızda ve baktım ki siz seçimlerden önce gün verdiniz görüşmek adına, onu da bugün verdiniz. Onun da bize gelişi sanıyorum 8 Ekim. 8 Ekimde bu 18 maddelik teklifi görüşmek üzere Adalet Komisyonunun toplanacağını bugün için, 15'i için bildirdiniz.
Şimdi, bugün biz neyi görüşeceğiz, önce ona bir bakalım, onu bir netleştirmemiz lazım.
BAŞKAN - İşte, ona geçmedik daha.
TURGUT DİBEK (Kırklareli) - Biz de akşam işte ben sosyal medyadan gece geç saatlerde yine arkadaşlarımızın imzalarıyla bu 18 maddenin de içinde yer aldığı yani 18 maddelik bu bahsettiğim teklifi almış arkadaşlarımız, yeni bir teklifin içerisine monte etmişler ama o teklif Nasreddin Hoca'nın o kazanı gibi doğurmuş ve 35 madde olmuş. Yeni bir teklif var.
Tabii, şimdi görüyorum ki sizin az önce bahsettiğiniz bu teklif buraya geldi, ne yapacağız, ne olacak, Tüzük'e göre nasıl görüşülecek, işte kırk sekiz saat dolmadı, yeni geldi, birleştirilmesi gereken arkadaşlarımızın diğer yasa teklifleri var. Buradan pek Adalet Komisyonu olarak bizim geçmişte çok fazla teamüllerimizde -düşünüyorum ben iki dönemdir komisyonda çalışıyorum, bilmiyorum yanılıyorsam arkadaşlarımız veya sizler hatırlatın- pek böyle bir olayla karşılaşmadık. Belki, Aydın Bey, Plan Bütçe Komisyonunda görev yaptığı için, Plan Bütçe Komisyonunda buna benzer şeyler oluyor mu bilmiyorum. Yani gece veya sabahleyin teklif gelip işte kırk sekiz saat beklenmeden yarın onu bir şekilde görüşelim mi görüşmeyelim mi diye bakıyorlar mı bilmiyorum ama yani biz böyle bir şeye alışık değiliz.
Yani normalde ben sizden şunu bekliyordum öncelikle onu söyleyeyim: Böyle bir teklif geldiyse ya biz bu 18 maddeyi görüşmeyeceksek bu toplantıyı iptal edip yeni gelen bu teklifle ilgili olarak bizlere yeni bir çağrı yapmanız lazım. Yani o da işte hafta sonu pek olmaz. Arkadaşlarımız da biliyor, benim ilimde de var, çok sayıda barolar şu anda illerinde kongrelerini yapıyorlar ve dolayısıyla birçok yerde kongreler var. Cuma, cumartesi çalışamaz ama önümüzdeki hafta için böyle bir çağrı yaparsınız diye bekledim fakat bugün gördüğüm kadarıyla şöyle bir düşünceniz var: "Hepsini birleştirelim. Tamam, nasıl olsa bir alt komisyon kurma düşüncesi de ortaya çıkabilir arkadaşlarımızda. Zaten alt komisyon bunları, işte bu zaman eksikliğini de kendi görüşmelerinde tamamlar ve böyle bir yol alalım." gibi, anladığım kadarıyla iktidar grubu öyle bir düşünce içerisinde.
Öncelikle yani bu işin teknik kısmı yani bu tekliflerin görüşülmesiyle ilgili bu konunun bir defa çözülmesi lazım. Nasıl çözülecek? Mevcut, bize yaptığınız çağrıyı mı görüşeceğiz, 18 maddeyi mi görüşeceğiz? Öbürünü görüşme şansımız yok. Nasıl görüşeceğiz 35 maddeyi birleştirerek? Yani böyle bir teamülümüz var mı yok mu onu da arkadaşlar söylesin.
Şimdi, onun dışında -Sayın Bakan da burada- aslında tabii sözlerime başlarken yeni dönemle ilgili de artık son dönem, 24'üncü Dönemin son yasama yılı. Belki nisan sonu...
BAŞKAN - Noksan yasama yılı hatta, tam yasama yılı da değil.
TURGUT DİBEK (Kırklareli) - Evet, yani kamuoyunda 26 Nisan için seçim tarihini iktidarın işte düşündüğüne ve muhalefetle paylaşacağına dair haberler var. Yani bunu daha evvel de konuştuk. Ne kalmış? Atı yedi aylık bir süremiz kalmış. Böyle bir çalışacağız.
Ama Sayın Bakanım, değerli arkadaşlar; bu 35 maddelik düzenlemenin içerisine baktığımızda geçmişte yine, bilmiyorum, Türkiye Büyük Millet Meclisinin daha önceki dönemlerinde -Aydın Bey de belirtti, siz de vardınız, biz iki dönemdir varız- ya böyle, üç ayda, dört ayda, altı ayda insanların söylediklerinin tam tersine teklifler vermesi... Ki arkadaşlarımız kusuruma bakmasınlar, iktidar partisi milletvekilleri de var imzalayan, buradaki komisyon milletvekili arkadaşlarımız da var. Yani merak ediyorum -Ramazan arkadaşımız, diğerleri, işte Recep arkadaşımız, diğer arkadaşlarımız da var- yani biz mart ayında, şubat ayında -6256'ydı sanıyorum, o yasa çıktıktan sonra aldığı numara- işte, birtakım düzenlemeler yaptık, çok da güzel şeyler. Türkiye'de işte özgürlükleri genişletiyoruz, insan haklarını genişletiyoruz. Sayın Bakanımız burada uzun uzun sunumlar yaptı. Aramayla ilgili, işte, dinlemeyle ilgili, tutuklamalarla ilgili, mahkemelerle ilgili -zaten kaldırdık mahkemeleri de- çok güzel düzenlemeler yapıldı ve o düzenlemeler yapılırken -yani sizin söyleminizle söylüyorum- Türkiye'de artık yeni bir dönemin başladığına, insanların haklarını daha rahat kullanabileceğine dair, teminat altında olduğuna dair açıklamalar yapıldı. Şimdi, bakıyorum ki altı ay sonra tekrar eskiye dönüş, tekrar Meclis uygulamaları, tuhaf tuhaf düzenlemeler. Bu arada tabii yine belli kaygılar giderildiği için zannediyorum kafalarda, yeni düzenlemeler de var. İşte, mesela, Yargıtay tetkik hâkimlerinin HSYK'ya alınmış atanması. Yani Yargıtay 1. Başkanlık Kurulu seçiyordu, atıyordu, şimdi HSYK'ya alınmış. Niye alınmış? Diğer kurumlarda öyle mi oluyor, bilmiyorum. Anayasa Mahkemesinde veya diğer kurumlarda öyle mi oluyor?
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat ) - Danıştayda da aynısı oluyor.
TURGUT DİBEK (Kırklareli) - Neyse... Ama böyle düzenlemeler de var içine serpiştirilmiş.
Şimdi ben şunu merak ediyorum Sayın Bakanım, değerli arkadaşlar: Yani hukuk devletiyle, hukuk sistemimizle, yargıyla, uygulamayla geçmişte bu kadar kısa zamanlar içerisinde farklı uygulamalar yapılmış mı? Yani oynanmış mıdır demeyeyim yani o da benim pek üslubuma yakışmıyor. Niçin bunları yaptık? Yani biz altı ay önce, aramalarda somut delillere dayalı kuvvetli şüpheyi, kuvvetliyi getirirken o gün makul şüphe vardı. Yani arama niye yapılıyor? Delil elde etmek için yapılıyor. "Hayır kardeş, işte biz bu Avrupa Birliği normlarına veya Türkiye'nin yeni konjonktüründe genişletiyoruz." diye sizler bunu getirirken bugün niye ondan vazgeçiyorsunuz?
Efendim, aynı şekilde, mallara el koymayla ilgili olay. Aynı şekilde dinlemelerle ilgili... İşte o gün hatırlarsınız, dinlemelere mevcut bir hâkim karar veriyordu. "Hayır, ağır ceza mahkemesinde oy birliğiyle bu kararlar verilsin." diye hüküm getirdiniz. Ya, bunu anlamaya çalıştık. Şimdi niye bunu yaptınız? Tekrar geri getiriyorsunuz, tek hâkime geri getiriyorsunuz?
BAŞKAN - Turgutcuğum, esas usulü çözelim, ondan sonra esasa gireceğiz.
TURGUT DİBEK (Kırklareli) - Sayın Başkanım, bunları söylememiz lazım. Şimdi, gerçi kamuoyundan biz öğrenmeye çalışıyoruz. Bazı şeyler belki yanlış aksediyor olabilir sosyal medyada. Yani polise birtakım yetkiler verildi, genişletildi. Ben polisle ilgili bir yetki, genişletilme pek görmedim burada yani. Polisle ilgili birtakım düzenlemeler yok burada. Ha, tehditle ilgili suç biraz daha netleştirilmiş, orada mal varlığına ve hürriyete yönelik eylemler de tehdit suçu kapsamına alınmış. Anladığım kadarıyla bu son olaylar var bu işin içerisinde. Ama kamuoyu şöyle de değerlendiriyor: Yani bu teklif sanki polise yetki getiriyor, kolluğu daha fazla güçlendiriyor... Yani, pek bunun içerisinde öyle bir şey yok. Daha çok işte uygulamada, yargıda hâkim ve savcıların aldığı kararlar ve yine belli köşelerde değişiklikler yapılmış.
Ama şunu da söylemeden edemeyeceğim: Sayın Başbakan, daha önceki Başbakan, şu anki Cumhurbaşkanımız, sık sık 2023 vizyonundan, işte 2023 hedeflerinden bahsediyor, AKP iktidarı. Ya, siz burnunuzun ucunu göremiyorsunuz yani. Üç ay, beş ay sonrasını göremeyen bir iktidar, işte, 2023'ten nasıl bahseder. Yani biraz böyle komik duruma da düşüyor bu değişiklikler Sayın Bakanım.
Yani burada çıkıp hepimizin, bizlerin de burası öyle de... Ya "2023'te şunlar olacak." diyorsunuz, altı ay evvel diyorsunuz ki şunlar olacak bugün... Siz altı ay sonra, bıraktım 2023'ü, ya, seçimlerde ne olacağını da şu anda göremiyor olabilirsiniz. Yani 26 Nisan mı, mayıs mı, seçimlerde Türkiye'nin nasıl bir karar vereceğini de hep beraber göreceğiz. Ben yakıştıramadığımı düşünüyorum.
Hele hele biz Adalet Komisyonu üyeleri olarak bu kadar değişiklik... Böyle yani biraz aklımızla alay ediliyor gibi geliyor Sayın Başkanım, kusura bakmayın. Yani bu hukuku katlediyoruz. Yani bazı arkadaşlarımız -onları çok seviyorum, ikili ilişkiler içerisinde çok güzel sohbetlerimiz var ama- hukuk cellatlığı yapıyorlar. Bakın, dün basında, medyada vardı, Osmanlı döneminde cellatlarla ilgili değişik düzenlemeler, şeyler var yani. Bence dikkat etmek lazım.
BÜLENT TURAN (İstanbul) - Recep Bey mi, Ramazan Bey mi?
TURGUT DİBEK (Kırklareli) - Ramazan Bey, Recep... Yani böyle her şeye imza atıyorlar. Ben şimdi soracağım Ramazan arkadaşımıza, aşağıda şey bekliyor, 153'üncü madde buradan geçti Sayın Başkanım.
BAŞKAN - Bu esasla ilgili...
TURGUT DİBEK (Kırklareli) - Müdafinin dosya incelemesiyle ilgili buradan geçti, aşağıda sanıyorum 4'üncü sırada olması lazım, bekliyor. Şimdi buraya tekrar bunu niye koyduk?
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) - Onu yeniden değerlendirelim...
BAŞKAN - Arkadaşlar, bir dakika, tamam...
TURGUT DİBEK (Kırklareli) - Hayır. Neticede şunu söyleyeyim, uzatmayayım; bir...
BAŞKAN - Turgutcuğum, noktayınazarları tamamen not aldım, aydınlatacağım sizi.
TURGUT DİBEK (Kırklareli) - Sayın Başkanım, usulen neye karar vereceğimizi...
BAŞKAN - Anladım, onu aydınlatacağım.
TURGUT DİBEK (Kırklareli) - Hoş bir şey değil.
Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak kurallarına göre, Adalet Komisyonunun, sizin de o adaletli ve bugüne kadar göstermiş olduğunuz o tavra uygun çalışması gerektiğini düşünüyoruz. Böyle, oldu bittiler pek yakışmıyor bizim komisyonumuza. Buna bir karar verelim önce.