AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Ben de bir şey söyleyebilir miyim?

Şimdi, bir: Ben bu Komisyonda söylemediğin hiçbir şeyi Twitter'a yazmam; bunların hepsini size söylüyorum, ondan sonra gelip Twitter'a yazıyorum. Söyleme şansım yoksa da zaten yazdıklarımı görüyorsunuz. Onun için hani...

İkinci mesele şuraya geliyor: Bize sanmayın ki sadece AK troller yükleniyor, bana en çok yüklenen cemaat hesapları. "Sen nasıl FETÖ dersin?"

MİHRİMAH BELMA SATIR (İstanbul) - Çoğu cemaat zaten.

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Yani "Sen nasıl, işte, şey dersin." Bilmem ne... Yazdıklarımın altına bakın. Ama ben şunu hiçbir zaman yapmayacağım: İsterse 80 milyona karşı tek başıma kalayım, ben vicdanımı kanatan bir konuda konuşmak zorundayım. Bu CHP'yi de zor durumda bırakabilir, başka yeri de zor durumda bırakabilir; hiçbir zaman bunu yapmadım çünkü şunu gördüm ben hayatımda: Dönemsel olarak değer yargıları yükseliyor olabilir. Yani, açılım sürecinde yapmayın, etmeyin dediğimizde "faşistler, bilmem neler" neler deniliyordu bize, neler deniliyordu; Ergenekon döneminde "postal yalayıcılar, darbeciler..." Bugünler de geçecek, bakın, bugünler de geçecek. Çünkü tarih ırmağı bir yerde akıyor, doğrular ortaya çıkacak. Aslında, bizim buradaki müdahalelerimiz size kötü müdahaleler değil. Biz biraz frenleyebiliyorsak sizleri de kişisel olarak...

Mesela, 70 tane uzman var. Ya, daha önce Darbeyi Araştırma Komisyonunda da uzmanlar vardı. Burada bir sürü insanın geleceğini korumaya çalışıyoruz. Onun için, hani, bunlar kötü niyetli, önyargılı... Benim kendi adıma böyle bir şey yok arkadaş, bütün kalbim ve samimiyetimle konuşuyorum. Bazen öfkem de bu yüzden yoksa ayıp değil mi ben insanlara sesimi yükselteyim? Ekrem Dumanlı'yla benim ne işim olur ya?

MİHRİMAH BELMA SATIR (İstanbul) - Aykut Bey, öyle diyorsunuz ama yanlış yapıyorsunuz. Şimdi "tweet" atmışsınız.

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Şimdi attım, evet.

MİHRİMAH BELMA SATIR (İstanbul) - Evet "Ne Kışanak ne Dumanlı'yla işim olur. Ancak 'Bu görüşme basın önünde oldu, gizli değildi.' dediğimde Komisyon Başkanı Petek 'Ekrem Dumanlı'yı savunuyorsunuz.' deyince kıyamet koptu."

"Ekrem Dumanlı'yı savunuyorsunuz." demedi, "...savunuyor duruma düşmeyin." dedi. Arada korkunç fark var ve siz bunu bile bile yapıyorsunuz ya da danışmanlarınız çok yetersiz, eğer danışmanınız...

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Ben atıyorum, ne danışman atacak; gayet elimde telefon, şimdi yazdım.

MİHRİMAH BELMA SATIR (İstanbul) - Ha, bir de böyle bir şey var, bir yanlış yapılıyor "Danışmanım attı." deniliyor.

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Çağıralım tutanağı.

MİHRİMAH BELMA SATIR (İstanbul) - Bakın, "Ekrem Dumanlı'yı savunuyor duruma düşüyorsunuz." dedi.

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - "Savunuyorsunuz." diyor yani "...savunur pozisyona düşüyorsunuz."...

MİHRİMAH BELMA SATIR (İstanbul) - Farklı, çok farklı.

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Samimiyetle bir şey söyleyeyim mi, bu 140 karakter meselesi var da, bilmiyorum Twitter'la pek bir...

BAŞKAN - Biz de onu samimi söyledik, "Bu pozisyona düşmeyin." dedik.

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Savunuyorsunuz duruma düşmek, savunmak; benim işim olmaz...

BAŞKAN - En azından orada bir düzeltme yaparsanız biz yanlışsa bile düzelttik, siz de onu düzeltirseniz mesele hallolur.

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Benim için hiçbir sorun yok ama "savunuyor..."

MİHRİMAH BELMA SATIR (İstanbul) - Yalnız, burada önemli olan siyasi kimliklerimizdir arkadaşlar, en korunması gereken de siyasettir.

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Dur, hatta şimdi videoya çekeyim, videosunu koyayım; benim için hiç sorun değil, benim tek şeyim saydamlığım ya, hiç benim için sorun değil.

BAŞKAN - Peki, teşekkür ediyorum.