AYTUN ÇIRAY (İzmir) - Şimdi, soru sormadan önce isim vermeden tartışmaya yol açmamak için... Hani, ben, bu Komisyonda olan herkes ve aklı başında olan her Türk vatandaşı bu darbe girişimindeki şehit ve gazilere sonsuz saygı içindeler, yani sadece biz değil, bu Türkiye'nin tamamı. Fakat, geçenlerde önemli bir siyasi kendilerinin başına bir türlü kötü bir şey gelmediğini -Allah vermesin- çünkü Allah'ın onları himaye ettiği söyledi. Bunu kınıyorum. Çünkü bunun aksinden, mefhumumuhalifinden şehit olanların Allah tarafından himaye edilmediği anlamı çıkar.

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Melih Gökçek.

AYTUN ÇIRAY (İzmir) - Bu duyguları hepimizin paylaşacağını düşünüyorum.

Şimdi, çok önemli açıklamalar yaptınız Sayın Müdürüm. Bence çok somut, önemli açıklamalar yaptınız. En önemlisi de, eğer tedbirler alınmış olsaydı 17-25 Aralığın ve 15 Temmuzun -en azından diyelim- bu boyutlarıyla gerçekleşmeyeceğini ifade ettiniz, yanlış anlamadım değil mi? Yeterli tedbirler alınmadığı için bu noktaya kadar gelebildiğini söylediniz somut olarak.

SAKARYA İL EMNİYET MÜDÜRÜ EYÜP PINARBAŞI - Efendim, FETÖ terör örgütüyle gereken yani yapılması gereken mücadelenin eksik olduğunu arz etmeye çalıştım ben.

AYTUN ÇIRAY (İzmir) - Hem 17-25 Aralık öncesinde hem de sonrasında, 15 Temmuz öncesinde ikircikli davrananların, samimi davranmayanların, idareimaslahatçıların olduğunu söylediniz bunlarla mücadelede. Bunda ben sizi çok haksız görmüyorum, haklı görüyorum.

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Müdür Bey, çekinmeyin, Cumhurbaşkanı da aynısını söyledi zaten.

AYTUN ÇIRAY (İzmir) - Şimdi, mesela, Sayın Sadullah Ergin'i onun için burada dinlemek isterdik. Hem itirafçı olan HSYK yöneticisi... Hem de şu anda mesela dinlemek istediğimiz kişilerden bir tanesi şu anda bakanlardan bir şahsiyet, aynı zamanda kendisinin bakan yardımcısı o dönemde, şimdi kumpas olduğu ortaya çıkan bütün bu davalar döneminde ve onlarla çok yakın iş birliği içinde olan bir hukukçu da şu anda tutuklu FETÖ'den. Burada, bu samimiyetsizliğin göstergesi olarak görüyorum ben bunları. Böyle çok insan daha olduğunu düşünüyorum. Zaman zaman Sayın Cumhurbaşkanı bir adım atıyor fakat sonra bir duruyor, bunu anlayabilmiş değilim. Bütün bu insanları, bizim bildiklerimizi onun bildiğini de düşünüyorum.

Bakın, bir byLock listesi var, siz kırmızı byLock'tan söz ettiniz. Biz renklisini bilmiyorduk, bugün renklisini de öğrenmiş olduk. Bu byLock listesi bence Türkiye'de şeffaflaştırılmalı çünkü herkes birbirinden şüphe eder hâle geldi. Hakiki suçlu kim, suçsuz kim hiç olmazsa bilmeli bu toplum. Kim, neye göre konuşacak? Hadi, toplum arasında çok önemli değil ama devlet bürokrasisinde şüphe işleri durdurur, birbirine şüphe kâğıt imzalatmayı azaltır ve devleti yavaş yavaş kaosun içine çeker.

Şu somut bilgileriniz...

Şimdi, bugün Sayın Dışişleri Bakanı PKK'ya yardım edenlerin, destek olanların vatandaşlıktan çıkarılacağını söylemiş. Yine o konuda, isim vermek istemiyorum, olağanüstü beyanlar var, siyasiler tarafından, akıllara durgunluk. PKK destekleri, PKK'ya ve Abdullah Öcalan'a övgüler akıllara durgunluk yani dünyanın hiçbir ülkesinde bir terör örgütü ve onun liderine bu kadar övgüyü siyasiler yapmaz.

MEHMET ERDOĞAN (Muğla) - Görev yapan vali var ya.

AYTUN ÇIRAY (İzmir) - Şimdi, inşallah, yine bu dediği çıkacak mı çıkmayacak mı, bunları takibe alacağız hep yani izleyeceğiz çünkü terörle mücadele bir bütündür. Siz ne dediniz? "Polislerimizi PKK şehit etti ama -ben yanlış anlamadıysam- FETÖ'yle iş birliği yaparak şehit etti." Demek ki bir bütün olarak mücadele edilmesi lazım. Hakikaten seferberlik isteyen bir hadise.

Şimdi, bir iş adamı da gelmişti bir gün, ona da sormuştum, hep burada birtakım bürokratik ilişkilerden söz etti, bürokratların hatalarından söz etti, hep başka ilişkilerden... Peki, sizce, bir Emniyet görevlisi olarak, bu işin siyasi uzantısı, siyasi boyutu nedir? Yani bu kadar lafın arasında mesela Sayın Bakanın bir miktar yanlış anlaşıldığını düşünüyorum, kendisi Efkan Ala. "74 emniyet müdürü yerleştirilmiş." derken "Ben yerleştirdim." dememişti. Başkalarını, yine kendinden öncekileri suçlar bir konuşma yaptı. Bu 74 emniyet müdürü oraya girip kendi kendine oturamaz. Bunları sizce hangi siyasi irade oraya yerleştirdi?

SAKARYA İL EMNİYET MÜDÜRÜ EYÜP PINARBAŞI - Ben bu sorunuza cevap veremem efendim, ben bürokratım neticede.

AYTUN ÇIRAY (İzmir) - Hiç olmazsa "Siyasi sorumluğu olması gerekir." demiyor musunuz? Biraz önce bir bürokrat olarak çok ağır laflar ettiniz.

SAKARYA İL EMNİYET MÜDÜRÜ EYÜP PINARBAŞI - Ne gibi efendim?

AYTUN ÇIRAY (İzmir) - Şöyle: "Bu işle samimi mücadele edilmedi." derken bence hükûmetleri suçladınız.

SAKARYA İL EMNİYET MÜDÜRÜ EYÜP PINARBAŞI - Hayır efendim.

AYTUN ÇIRAY (İzmir) - Kimi suçladınız?

SAKARYA İL EMNİYET MÜDÜRÜ EYÜP PINARBAŞI - Ben bürokratları suçladım efendim.

AYTUN ÇIRAY (İzmir) - Bürokrat siyasi iradeye göre davranır.

BAŞKAN - Aytun Bey, istediğiniz cevabı değil de siz lütfen sorun ama...

AYTUN ÇIRAY (İzmir) - Hayır, hayır, soruyorum ben.

BAŞKAN - Soruyu sorun lütfen.

AYTUN ÇIRAY (İzmir) - Burada siz de hukuktan geldiniz, bürokrasiden gelen arkadaşlar var, gelmese bile yıllar içerisinde deneyimi olan insanlar var.

BAŞKAN - Yok, hayır, soruları sormada haklısınız tabii. Siz sorun sorularınızı.

AYTUN ÇIRAY (İzmir) - 17- 25 Aralıkla şimdi mi mücadele edecekler?

SAKARYA İL EMNİYET MÜDÜRÜ EYÜP PINARBAŞI - Şimdi, efendim, benim genel bir suçlamam yok.

AYTUN ÇIRAY (İzmir) - Yani, gökten gelen bir şeyle mücadele edecek hâli yoktu. Siyasetçi emir verecek...

SAKARYA İL EMNİYET MÜDÜRÜ EYÜP PINARBAŞI - Burada isimlendireyim isterseniz efendim.

AYTUN ÇIRAY (İzmir) - Bir dakika.

Siyasetçi bürokrata emir verir. Zaten, o zamanın Başbakanı, şimdiki Cumhurbaşkanı siyasi iradesini koydu, "17- 25 Aralık -ona göre- bir darbedir." dedi. "Bununla ilgili hepinize emrediyorum, hadi bakalım bu işi halledin." dediği zaman bu yukarıdan aşağıya herkesi bağlamaz mı?

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Hukuk içinde bağlar.

SAKARYA İL EMNİYET MÜDÜRÜ EYÜP PINARBAŞI - Efendim, burada bunu söylerken geneli söylemedim, Gezi olayları, Gezi olaylarındaki İstanbul Valisini, İstanbul Emniyet Müdürünü, yoksa diğer şeyleri... Ben müşahhas örnek verdim efendim.

AYTUN ÇIRAY (İzmir) - Cevap vermek zorunda değilsiniz.

SELÇUK ÖZDAĞ (Manisa) - Bürokratlar içindeki paralelci yapıyı mı kastediyorsunuz?

SAKARYA İL EMNİYET MÜDÜRÜ EYÜP PINARBAŞI - Evet efendim. Ben... İdareimaslahatçı ve denge politikasını güden zaten Fetullahçıdır efendim.

AYTUN ÇIRAY (İzmir) - Cevap vermek zorunda değilsiniz ama tutanaklara söyledikleriniz geçti.

SAKARYA İL EMNİYET MÜDÜRÜ EYÜP PINARBAŞI - Fetullahçı olmayan bunu gütmez ki.

AYTUN ÇIRAY (İzmir) - Müdür Bey, ben sizi cevapta zorlama hakkına sahip değilim ancak sözleriniz tutanaklarda var, o geçti tutanaklara.

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Kötü bir şey yok.

AYTUN ÇIRAY (İzmir) - Şimdi bakın, söylediğimiz şeyin arkasında durmazsak siyasi olarak, siyasiler olarak, bürokratlar olarak...

SAKARYA İL EMNİYET MÜDÜRÜ EYÜP PINARBAŞI - Şimdi, efendim, benim burada bunu söylemem...

AYTUN ÇIRAY (İzmir) - İzin verin, bir şey söyleyeceğim.

Burada hiç kimsenin buralardan gocunacağını ben düşünmüyorum bu aşamada. Siyasiler ve bürokratlar olarak bu işin arkasında durulmazsa, sizin gibi böyle laf söyleyip geri çekilirse hakikaten iradesizlik var demektir.

SAKARYA İL EMNİYET MÜDÜRÜ EYÜP PINARBAŞI - Benim geri çekildiğim bir şey yok efendim.

AYTUN ÇIRAY (İzmir) - Ben öyle algıladım. Cevap vermek zorunda değilsiniz.

SAKARYA İL EMNİYET MÜDÜRÜ EYÜP PINARBAŞI - Yok efendim.

AYTUN ÇIRAY (İzmir) - Benim başka sorum yok.

Teşekkür ederim.