| Komisyon Adı | : | (10 / 276, 277, 278, 279) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
| Konu | : | Türk Kızılayı Genel Başkanı Kerem Kınık'ın Fetullahçı terör örgütüne ilişkin bilgi vermesi |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 22 .12.2016 |
MEHMET ERDOĞAN (Muğla) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Özel bilgiler verdiniz ama ben tabii soru sırasını terse çevireceğim şimdi kaldığımız yerden devam etmek için.
Şimdi, bu mevzuatla ilgili çok özel şeyler söylediniz. Bununla ilgili sizin hazırlayıp Başbakanlığa sunduğunuz bir mevzuat tasarısı var mı?
TÜRK KIZILAYI GENEL BAŞKANI KEREM KINIK - Henüz yok, üzerinde çalışıyoruz.
MEHMET ERDOĞAN (Muğla) - Çalışıyorsunuz, bunu ilk defa burada mı paylaştınız?
TÜRK KIZILAYI GENEL BAŞKANI KEREM KINIK - Evet yani bu konu bizim Dernekler Dairesiyle çünkü biz bir derneğiz sonuçta... Kızılayın statüsü 1864 Cenevre Konvansiyonu'yla tanımlanmış, daha sonra 1868'de Osmanlı Yaralı Askerlere Yardım (Muavenet) Cemiyeti olarak o statüde kurulmuş. Devlete destekleyici rolü olan ulusal dernek statüsünde yani ikinci bir Kızılay Türkiye'de kurulamaz. Bu, uluslararası mevzuat gereği böyle. Rolleri ve hak ve ödevleri bu uluslararası çerçeveyle hazırlanmış ve hâlen de bizim -Reşat Bey'in bahsetmiş olduğu- bir ihdas kanunumuz var, kısa bir ihdas kanunu ama çerçevesi bize yetmiyor. Mesela, biz millî ödevler yapıyoruz...
MEHMET ERDOĞAN (Muğla) - Tamam, bu yetmiyor da bununla ilgili taslak var mı elinizde, çalıştığınız bir metin var mı?
TÜRK KIZILAYI GENEL BAŞKANI KEREM KINIK - Var, var.
MEHMET ERDOĞAN (Muğla) - Bu metin Başbakanlığa sunuldu mu?
TÜRK KIZILAYI GENEL BAŞKANI KEREM KINIK - Henüz daha sunulmadı.
MEHMET ERDOĞAN (Muğla) - Sunulmadı, tamam, o önemli.
BAŞKAN - Zaten ne zaman geçmiştiniz Başkanlığa?
TÜRK KIZILAYI GENEL BAŞKANI KEREM KINIK - 4 Nisan.
MEHMET ERDOĞAN (Muğla) - Şimdi, tabii, siz biraz önce AFAD planlarından bahsettiniz. Şimdi, AFAD da yeni bir kurum. Biliyorsunuz, Sivil Savunma Genel Müdürlüğünün kapatılmasından, daha doğrusu 1999 Marmara depremindeki tecrübelerden sonra sivil savunma konusunda birtakım yeni ihtiyaçlar ortaya çıktı. Bu konuda tabii ki farklı görüşler vardı o zaman. Bunlardan bir tanesi, işte İçişleri Bakanlığı bünyesindeki bir Sivil Savunma Genel Müdürlüğünün bu işi yapamadığı, bunun Başbakanlık tarafından organize edilmesi, bu konu çok tartışıldı. O tartışmaların içerisinde ben AFAD'ı kuranlar gibi düşünmüyordum. Mesela, benim de o zamanki fikrim, Sivil Savunma Genel Müdürlüğünün muhakkak kalması ama Başbakanlıkta bir üst koordinasyon biriminin kurulması çünkü Türkiye'de mülki idarenin çok etkin bir yapısı var, tarihimizden gelen, geleneklerimizden gelen bir yapısı var. Mülki idarenin içinde olmadığı bir yapılanmanın operasyonlarda başarıya sıkıntı getireceğini hep düşündüm. O zaman da bir mülki idare amiri olarak Sivil Savunmanın kapatılması yerine sivil savunmaların, işte bu büyükşehirlere falan, özellikle bu bazı yapılanmaların... Ki şimdi İçişleri Bakanlığı bunu da ciddi ciddi tartışıyor, itfaiyenin belediyelerden alınarak bu taşra yapılanmasının itfaiyeyle birlikte yeniden bir yapıya kavuşturulması konusunu. Ama, orada siz bir şeyin altını çizdiniz, dediniz ki: "İşgal planı yok." Türkiye'de işgal planı vardı, bu, Genelkurmaydaydı. Bülent Arınç'a suikast iddiası sonrası kozmik odalardaki bilgi ve belgelerin ele geçmesiyle bu işgal planı bugün deşifre oldu, birilerinin eline geçti. Yani, işgal planı bugün olmayabilir ama o gün vardı.
TÜRK KIZILAYI GENEL BAŞKANI KEREM KINIK - Silahlı Kuvvetlerde var da Türkiye Afet Müdahale Planı'nın içinde yok, onu ifade ettim yani sivil Afet Müdahale Planı'nın içinde yok, tabii ki Genelkurmayımızda var.
MEHMET ERDOĞAN (Muğla) - Tabii, Dernekler Dairesi yeni bir birim, İçişleri Bakanlığında 2004 yılında kurulmuş. Ben onu da daha yeni sanıyordum ama 2004 yılında kurulmuş. Dolayısıyla, tabii, Dernekler Dairesi Başkanlığı kurulurken de zaten Türkiye'de belki özürlü kurulmuş birimlerden birisi İçişleri Bakanlığı içerisinde. O bakımdan, onların denetimlerinin ne kadar sağlıklı ve ne kadar yeterli olduğunu tartışıyoruz çünkü bugün İçişleri Bakanlığından 15 Temmuz sonrası en yüksek ihraç olunan birim dernekler denetçileri, aşağı yukarı yarıdan fazlası ihraç edildi 15 Temmuz sonrası. Onun kuruluşundan itibaren organizasyonu zaten başka türlü yapıldı.
Şimdi, siz, ilk başta yaptığınız sunum sırasında gerçekten Fetullahçı terör örgütünün yurt içi ve yurt dışı yapılanmasına dönük çok teferruatlı bilgiler verdiniz. Hani, aklıma ilk gelen soru, acaba içinde bulundunuz mu diye merak ettim çünkü bu kadar detaya vâkıf olmak... Bize gelen şu ana kadar Emniyetçiler de dâhil olmak üzere kimse sizin kadar bu yapılanma konusunda detay bilgi vermedi ya da veremedi. Onun için, içinde bulunup bulunmadığınızı şahsen merak ediyorum, tabii cevap verip vermemek sizin takdiriniz. Ama, merak ettiğim konu, 15 Temmuz öncesi siz bu bildiklerinizle ilgili herhangi bir yere yani Kızılayın kendi yapılanması bakımından bir rapor verdiniz mi? Birinci sorum bu.
TÜRK KIZILAYI GENEL BAŞKANI KEREM KINIK - Bu yapının içerisinde hiçbir zaman olmadım, hayatımda hiç Türkçe Olimpiyatlarına gitmedim. Bu konuyla alakalı, hani öğrenciliğimden itibaren yani sosyal kimliğim itibarıyla...
AYTUN ÇIRAY (İzmir) - Türkçe Olimpiyatlarına giden, yapı içinde olmuş oluyor mu?
TÜRK KIZILAYI GENEL BAŞKANI KEREM KINIK - Yok, ona bile gitmedim diyorum yani.
AYTUN ÇIRAY (İzmir) - Yani, giden çok yöneticilerimiz, belediye başkanlarımız var da onun için söylüyorum.
TÜRK KIZILAYI GENEL BAŞKANI KEREM KINIK - Yani, üniversite hayatımızda da öğrenci hareketlerinin içerisinde bulunduk, bunlarla mücadeleyle geçti ömrümüz. Ya, o tarihlerde böyle bir şey yoktu yani o anlamda bir mensubiyetim yok. Arkadaşlarım içinde vardı yani pek çok, herkesin olduğu gibi -çok yaygın bir toplumsal ağ yani- tanıdıklarımız vardı, hâlen de var bu anlamda ama o yapının içerisinde bulunmadım. Selçuk Bey de benzer bir soruyu sormuştu raporlamayla ilgili yani öyle bir raporlama yapmadım.
MEHMET ERDOĞAN (Muğla) - Pekâlâ, şimdi, benim merak ettiğim bir başka konu var. Şimdi, Kızılayın faaliyetleri içerisinde tabii ki işte bu fitre, zekât toplamak, kurban vesaire yurt içi ve yurt dışı yardımları var. İşte, bu biraz önce bahsettiğiniz FETÖ yapılanması içerisinde de benzer şeyler var. Şimdi, burada bir konu daha var, Türkiye'de Diyanet Vakfının da benzer çalışmaları var. Şimdi, Diyanetin bu konuda devreye girip yeterince vatandaşa yönlendirme yapamamasının, Diyanetin kendisinin bu işin içinde olmasının olumsuz bir yanı var mı sizce?
TÜRK KIZILAYI GENEL BAŞKANI KEREM KINIK - Diyanet Vakfı, il ve ilçe müftülükleri düzeyinde örgütlenmiş, müftülerin doğal mütevelli heyeti başkanı olduğu, Türkiye'nin herhâlde aile ve sosyal politikalardaki sosyal yardımlaşma, dayanışma vakıflarından sonra veya benzerdir sayıları, o yaygınlıktaki tek...
MEHMET ERDOĞAN (Muğla) - Yurt dışı yapılanması?
TÜRK KIZILAYI GENEL BAŞKANI KEREM KINIK - Yurt dışı yapılanması da var, yurt dışı yapılanmaları da var, temsilcilikleri var bu anlamda. Ve faaliyetlerini yürütürken hem inşaat faaliyetleri hem insani yardım faaliyetleri hem eğitim faaliyetleri, zaman zaman da kalkınma, altyapı destekleri anlamında aslında çok boyutlu bir kalkınma ve insani yardım misyonerlik kuruluşu. Fakat, yapının gönüllüğe çok basmaması yani memurların daha çok bu konuyla ilgili taşra teşkilatında yönetici oluyor olması, gönüllü kazanımı noktasındaki tavrı -benim okumam- onların zaafları yani aslında çok daha yaygın, Türkiye'de 90 bine yakın caminin tümü bu organizasyon için bir vasıta aslında ve yeni yönetimi de, şu andaki Genel Müdürü de çok başarılı bir insani yardım kuruluşu yöneticisidir, şimdiki arkadaşımız da ve kurumsal kapasiteyi artırma noktasında da çok ciddi çalışmalar yaptı. Ki mesela, Türkiye'de kurban bağışları bir kriterse en fazla sayıda kurban bağışı alan ve kesen organizasyon, geçen Kurban Bayramı'nda 250 bin hisse kurban topladı ve kestiler. Ama, katılıyorum, kesinlikle daha güçlü olabilir, potansiyelleri çok yüksek.
MEHMET ERDOĞAN (Muğla) - Bir de şimdi sizin söylediğiniz yani bu sivil organizasyonlarda en büyük konulardan birisi, sonrasında vatandaşın bunu kontrol edip edememesi. Bu manada aslında sosyal yardımlaşma, dayanışma vakıfları da ciddi bir kontrol mekanizmasına sahip çünkü hem orada devlet var hem de oradaki bütün sivil organizasyonların hepsi bu işin içinde var ama baktığımızda, sosyal yardımlaşma, dayanışma vakfının kullandığı kaynakların tamamı devlet kaynağı, gönüllü bağış hemen hemen içinde yok. Yani, buradaki sıkıntıyı siz nasıl görüyorsunuz