KOMİSYON KONUŞMASI

HASAN TURAN (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlar, Devlet Hava Meydanlarımızın ve diğer kurumlarımızın kıymetli yetkilileri; hepinizi tekrardan selamlıyorum.

Erzurum'da bir restoranta giden bir vatandaş bir kürdan istemiş. Sonra restorant sahibi de demiş ki: "Vallahi, alan cidir, alan cidir, galmiyir ki." Burada da şimdi, konuşan gidiyor, konuşan gidiyor. Maksat hasıl oldu, artık daha bundan sonra konuşmaya gerek yok gibi bir...

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Biz buradayız.

HASAN TURAN (İstanbul) - Ben şu diğer arkadaşlar için söyledim, burada kalanları tenzih ediyorum. Maksat hasıl oldu, haber değeri üretildi, konuşulacaklar konuşuldu, medyaya servisler yapıldı, bundan sonra Türk havacılık sektörünü, Türk havacılık sektöründeki gelişmeleri, halka yapılan hizmetleri konuşmasak da olur gibi bir fotoğraf ortaya çıktı ve şunlara da ben buradan baktıkça doğrusu üzülüyorum. Biraz önce kardeşimiz de etik bir şeyle ilgili, başlayan mevzu diye göndermede bulunduğu için söyleme gereği duydum.

HURŞİT YILDIRIM (İstanbul) - Cevabını almadan da gitti ama.

HASAN TURAN (İstanbul) - Şimdi, bir genel müdürümüz var, hem de bir hanım, hanımefendi, en azından, her zaman Mecliste söylediğimiz, biz burada ne konuşursak konuşalım hepsi güme gitti ve ben vicdanen ki...

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Tutanaklara geçti...

HASAN TURAN (İstanbul) - ...CHP Grup Başkan Vekiliniz Engin Bey bazen "Siyaset bir vicdan işidir." falan derken vicdanen böyle bir başlangıcın bizim siyasetçinin ve siyaset vicdanına hiç uygun düşmediğini ifade etmek istiyorum. Onu özellikle...

Şimdi, şunları da konuşmuyoruz ayrıca, rakamlar üzerinden bir konuşalım: Bakın 2003 yılında ülkemizdeki havaalanı sayısı 26. Şu anda 2015 yılı verileriyle havaalanı sayımız 55. Yanlışımız yok değil mi?

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Yani yolcuların ne kadar olduğunu, sayılarını da söyleyin, onu da söyleyin.

HASAN TURAN (İstanbul) - Sektör istihdamı 65 bin kişi, bugün 192 bin kişi. Yani 130 bin kişi daha fazla ekmek yiyor. Hava yolu işletmesi aynı. Terminal kapasitesi 55 milyon 2003 yılında. Bugün 250 milyon, yani 5 kat artmış. Uçak trafiği 529 bin yolcu. Bugün 1 milyon 800 bin yolcu kapasitesine göre. Ülkemiz Avrupa sıralamasında 2003 yılında 7'nci sırada, bugün itibarıyla 3'üncü sırada. Dünya sıralamasında 18'inci sırada 2003 yılında, bugün itibarıyla 8'inci sırada.

Dolayısıyla, bizim her zaman siyaseten vurguladığımız ve altını çizdiğimiz bir gerçeklik ve yaşanmış hayatın bizzat slogana dönüşmüş ifadesi var, o da şu: Hava yolunu halkın yoluna dönüştürdük. Örneğin, ben, Giresunluyum, İstanbul Milletvekiliyim. Biz Samsun'dan memlekete giderken iki saatlik yolu, üç saatlik yolu -bugün bir buçuk saatte gidilen yolu- üç-üç buçuk saatte gider kara yoluyla. Bolaman tünellerinde bir kamyonun arkasına takılırsak eyvah iki saatte o yol bitmez ve memlekete varacağımız saati, Karadeniz de göründüğü için, iple çekerdik. Ancak bugün kara yolu da hava yolu gibi oldu, çok hızlı bir şekilde ulaşıyoruz. O da yetmedi, hayaldi gerçek oldu. Dünyada ikinci, Avrupa'da birinci olan denizin üzerine, hem de Karadeniz gibi hırçın bir denizin üzerine havaalanı yaptık. Vatandaş İstanbul'dan fındık toplamaya veya memleket hasreti gidermeye gittiğinde uçağa biniyor bir saat on beş dakikada, bir buçuk saatte Ordu Giresun Havaalanı'na iniyor. "Yapamazlar, edemezler, çalışmaz, yolcu bulmaz, sakın ha." diye sürekli felaket tellallığının arasında öyle bir yapıldı ki bugün uçaklar vızır vızır çalışıyor, hiç de zarar etmiyor ama buna bile hep kusur bulanlar oldu. Arkadaşlar, şurada bir bardak var, bak içinde bir su var, bardağın neresinden baktığınız çok önemli. Bazen isterseniz içindeki suyu görürsünüz bazen de boş tarafını. Tabii, ilerleme açısından boş tarafı görmenin gereğine inanıyor ve destekliyorum, eğer ilerlemek istiyorsak eleştireceğiz. Ancak eleştirirken biraz önce başta olduğu gibi bitirerek eleştirirsek yazık olur. Havacılığı konuşmadan basın mensupları çıktı yani nedir bu? Gözün içinde mertek aramaktan başka hiçbir şey değil. Hiçbir şey değildir yani dünden haber başladı, hepimiz burada siyasetçinin algısı da yerlere serildi, rüşvetçi olduk çıktık. Ya, madem alıyoruz biraz iyi yani pahalı bir şeyler alsaydık bari ya iPad'li olduk yani bizim kıymetimiz bu kadar mı ya? Siyaset algısı böyle yerlere seriliyor bu ülkede. Siyasete kurban etmemek lazım, siyaseti her ucuz materyalin malzemesi hâline dönüştürmemek lazım diye düşünüyorum.

Bakın, biraz önce bardağın boş tarafından bahsettim ya, boş tarafıyla ilgili bir örnek vereceğim. Arkadaşlar, devletin vermiş olduğu garantilerden ettiğimiz zararları ballandıra ballandıra anlatıyorlar. Ne zararlar etmişiz. 41 milyon dolar veya euro zarar etmişiz, değil mi? Peki, ne kadar kâr ettik hiç söyleyen var mı, hiç duydunuz mu burada? Duymadınız çünkü eksik görmeye alışmış göze fazileti gösteremezsiniz. Bu garantilerden dolayı 411 milyon euro kâr etmişiz toplam totalinde, bilmiyorum bakıyorsanız kümülatif bakacaksınız. Ormana bakarken sadece ağacı görürseniz oradaki ormanı ıskalıyorsunuz demektir. 411 milyon euro kâr ediyorsunuz... Hepimiz sağlamayı biliriz, matematiğin en basit kuralıdır, artıdan eksiği çıkartırız totalde ettiğimiz kâr ortaya çıkar ve bilanço da ortaya çıkmış olur, oradan zarar ettiğiniz 40 milyon euroyu da düşersiniz totalde biz kâr etmişizdir. Ama siz onu öyle her gün servis ederseniz ki "Biz zarar ediyoruz." o zaman bu memlekete yatırım gelmez, havaalanı da gelmez. Diyorsunuz ki, havaalanı yapmanın, yatırım yapmanın iki yöntemi var. Bir: Ya, kendi özgün kaynaklarınızla yaparsınız. İki: Yap-işlet-devret diye dünyada kullanılan bir yöntemi kullanırsınız. Yani başkasının parasıyla ülkenize yatırım yaptırırsınız, tırnak içerisinde tüccar anlayışı, -Cumhurbaşkanımız da her zaman söylerdi- kazan-kazan formülü. Sadece ben kazanayım diye bir şey var mı dünyada ya? Bu katı devletçilik anlayışı bugün Rusya'da bile kalmadı, hiçbir yerde kalmadı. Yani ne yapıyorsunuz siz? Yatırım yaptırıyorsunuz ama adama diyorsunuz ki yatırım yap, devleti zengin et, milleti zengin et ama kâr etme. Böyle bir şey var mı ya, böyle bir yatırım yapar mısınız siz? Hiç kimse yapar mı burada, aklı olan yapar mı? Tabii ki garanti veriyorsunuz, ona da Hazine garantisi vermiyorsunuz, kendi kredini bul, yatırımı yap. Şu kadar şey karşılıklı bir fizibilite yaptırıyorsunuz, ülke kaynakları keşke Yağma Hasan'ın böreği gibi bu kadar geniş olsa da hiçbir şekilde... O zaman bizim şeyi beklememiz lazım. Şimdi düşünüyoruz böyle Çanakkale'ye köprü yapacağız. Ne zaman yapalım? 2050 yılında, planlayalım. İzmir'e otoyol yapacağız, 2060 yılında. Havaalanı istiyor Ordu, Giresunlular, arkadaşlar 2070'i bekleyin. Rahmetli Demirel'e...

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Niye, on dört yıldır iktidardasınız...

HASAN TURAN (İstanbul) - On dört yıldır... Efendim...

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Yüzde 50 büyüme hızını büyüme hızını yakalasaydınız on dört yıldır...

HASAN TURAN (İstanbul) - Haydar Bey, sevgili kardeşim, bakın, on dört yıldır yaptıklarımızı saydım zaten biraz önce. 26 havalimanını bugün itibarıyla 55'e nasıl çıkardığımızın hikâyesini anlattım ben, ben başka bir hikâye anlatmıyorum ki.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Yüzde 80'ini özel sektör yaptı.

HASAN TURAN (İstanbul) - Hava yolunu halkın yoluna nasıl çevirdiğimizi anlatıyorum.

ORHAN DELİGÖZ (Erzurum) - Hiçbir iktidar yapamamış onu çünkü.

HASAN TURAN (İstanbul) - Ben başka bir hikâye anlatmıyorum ki. Hava yolunu halkın yoluna nasıl çevirdiğimizi anlatıyorum yani keçi gitmeyen yerlere otoyolları, çift yolları, duble yolları nasıl yaptığımızı anlattım. Denizin üzerine bir havaalanını nasıl yaptığımızı anlattım, ben başka bir şey anlatmıyorum ki.

Değerli arkadaşlar, şu anda da yapımı devam eden 8 tane değil mi Sayın Genel Müdürüm?

DHMİ GENEL MÜDÜRÜ FUNDA OCAK - 8.

HASAN TURAN (İstanbul) - 8 tane daha devam eden havalimanımızın faaliyeti devam ediyor. Tabii ki planladığınız 20-30 tane havalimanı içerisinde birkaç tanesi... Biraz önce mesela çıkan arkadaşımız Fethi Ağabey belki havaalanı istiyor. İstiyor değil mi?

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - İstiyor.

HASAN TURAN (İstanbul) - "Havaalanı istiyorum." diyor, "Hem de adını Ömer Halisdemir koyalım." diyor. Allah rahmet eylesin bütün şehitlerimize, ne kadar güzel. Sosyal talep olarak istiyoruz.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Hükûmetin görevi de bunu yapmak.

HASAN TURAN (İstanbul) - İşte bir bak, AK PARTİ'ye Allah razı olsun, standardı o kadar yükseltmiş ki herkes vilayetine havaalanı istiyor, geçmişte otoyol isteyemiyorduk, yol isteyemiyorduk. İşte beklentiyi artırmak, aslında koyduğumuz çıtanın başlangıcıdır. Şimdi, dolayısıyla havaalanı istiyor, havaalanını istiyor ama havaalanını isterken o vilayetin havaalanının yolcu kapasitesinin kaldırıp kaldırmayacağının hesabını yapmıyor, yapmak istemiyor. İnsanların sosyal taleplerini ne zamandan beri sadece fizibilite yaparak bizim devletimiz zarar mı eder kâr mı eder hesabıyla istediğine şahit oldunuz. Tabii ki ister, siz de hizmet üretmek zorundasınız, tek bir yolu da yoktur. Kaynağınız yetmiyorsa kaynak üretirsiniz yaparsınız, bizim de yaptığımız o, yapmışız 9 tanesi tutmuş 1 tanesi eksik çıkmış, öbüründen de telafi ediyorsunuz.

Arkadaşlar, hadiseye böyle bakmak lazım. Ben Devlet Hava Meydanları başta olmak üzere ilgili bütün kurumları milletin kalkınmasına, devletin kalkınmasına, Türkiye'mizin kalkınmasına destek veren bütün kurumları ve görev yapan herkesi tebrik ediyorum, çabalarından dolayı teşekkür ediyorum. Tabii, onlar bürokraside, siyasetin, Hükûmetin iradesini temsil ediyorlar, Hükûmetimiz başta olmak üzere şu andaki Başbakanımız sonuç itibarıyla bu ulaştırma politikalarına yön veren liderimizdi, o ve Cumhurbaşkanımızı da bu memleketimize yapmış olduğu katkılardan dolayı teşekkür ediyorum. Allah hepsinden razı olsun.