KOMİSYON KONUŞMASI

HASAN TURAN (İstanbul) - Sayın Başkanım, değerli arkadaşlar; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, öncelikle, ben de bugün Adana'da gerçekleştirilen menfur terör saldırısında hayatını kaybeden kardeşlerimize, vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet diliyorum. Aileleri başta olmak üzere, memleketimizin, milletimizin başı sağ olsun ve terörü şiddetle kınıyorum, bütün destekçileriyle beraber, failleriyle beraber.

Yine, bugün 24 Kasım Öğretmenler Günü, başta bizi yetiştiren, bizlerde emeği olan öğretmenlerimiz olmak üzere bütün öğretmenlerimizin gününü kutluyorum. Ahirete intikal edenlere Rabb'imden rahmet diliyorum.

Değerli arkadaşlar, ben bir kere, usulen bu yöntemin doğru olmadığını düşünüyorum. Şimdi, bir davranış, bir hareketle ilgili ona katılmayabilirsiniz. Birincisi, bizim KİT Komisyonunun usulünde, komisyon açılır, tanışma faslından sonra genel müdür konuşmasını yapar, sonra üyeler söz ister ama burası bugün, bu Komisyonun genel kurallarının dışarısına çıkarak basın toplantısı salonuna dönüştü. Meclisimizin idari binaları içerisinde basın toplantısı yapmak için ayrılmış yerler vardır. O konuda bir davranışı, bir tutumu eğer uygun bulmuyorsanız bu iPad'leri alır bizzat oraya gider, orada açıklamayı da yaparsınız.

Bugün burada biz, Devlet Hava Meydanlarının yaptığı faaliyetlerin denetimini yapmak üzere bir araya geldik. Bu konuyla ilgili de, bu tutumla ilgili de soru-cevap faslından ve genel müdürün konuşmasından sonra başlayan süreçte düşüncelerinizi de beyan edebilirsiniz, onun cevabını da alabilirsiniz. Haydar Bey biraz önce diyor ki: "Bunu hangi gerekçeyle, nereden kaynağını üreterek nasıl aldığını bilmiyorum ama kınıyorum."

Bir insan, bir kere, ahlaken ve prensip olarak, ilkesel olarak, bilmediği konuda hüküm vermez, kanaat belirtmez. İlk önce, bilmediği konunun gerekçesini, sebebini, o kaynakları neyse onları öğrenir ondan sonra kanaatini belli eder ama maksat, kanaat ve o konuda bilgi sahibi olmak olmayınca yani bizim atalarımızın deyimiyle üzüm yemek değil bağcıyı dövmek olunca, propaganda değeri olduğunu düşündüğünüz her şeyi alabildiğince kullanırsınız. Kullanırsınız ama bunun millette karşılığı olmaz, millet bunu görür. Yani şöyle: "Habbeden kubbe çıkarmak." derler bizim atalarımız. Alırsınız bir tane iPad'i, toplarsınız buraya bütün basın mensubu kardeşlerimizi, davet edersiniz.