| Komisyon Adı | : | (10 / 276, 277, 278, 279) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
| Konu | : | Ankara Jandarma eski Bölge Komutanı Tümgeneral İbrahim Aydın'ın 15 Temmuz gecesi yaşananlara ve Fetullahçı terör örgütüne ilişkin bilgi vermesi |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 24 .11.2016 |
ZEKERİYA BİRKAN (Bursa) - Teşekkür ediyorum Başkanım.
Değerli Komutanım, öncelikle, hoş geldiniz diyorum.
Az önce Hüseyin Bey'in sormuş olduğu soru üzerinden ben de hareket edeceğim. Burada daha önce dinlemiş olduğumuz Genelkurmay Başkanlarımız ve bilgi veren bazı kişilerle tabii, sizin anlattıklarınız ve daha sonraki anlatımlarda bir çelişki var, bir eksiklik var. Şimdi, bazı komutanlarımız, işte "Efendim, bize bilgi verilmedi.", "Bu konuda MİT'ten, İstihbarattan bize bilgi gelmedi.", "Bu konuda bizim istihbarat yetkimiz yok." gibi açıklamalarda bulundular. Tabii, ben hukukçuyum yani mahkeme ya da meslekte bir kurumdan bilgi talep ettiğimiz zaman bir yazı yazarız, gelmeyince arkasından bir daha tekit ederiz. Bir işlem yapılmadıysa da "Niye işlem yapılmıyor?" diye savcılığa suç duyurusunda bulunuruz. Yani, Zeynel Bey, öyle yapıyoruz değil mi mahkemede? Yani, iddia edilen bu kurumlarımızdan ilgilisine, "Filan filancalar hakkında biz bir bilgi istiyoruz, bilgi verilsin." diye, bu genel de olabilir, özele indirilmiş şey de olabilir, böyle bir duyumunuz, bilginiz var mı?
Bir diğer nokta: Bazı şeyler oturmuyor. Şimdi, hem "Bilgi verilmedi, o yüzden işlem yapamadık." denilen bir şey var; arkasından da her Yüksek Askerî Şûrada irtica, şu bu nedenle atılan birçok subay var ve buna hiçbir gerekçe de gerekmiyor. Yani, atmak için, hâlâ daha öyledir, Yüksek Askerî Şûra kararlarında en son mahkemeye gitme hakkı tanındı, birkaç seneye kadar. Onun dışında, AK PARTİ iktidarında da Cumhurbaşkanımız ya da katılan ilgili Başbakan şerh koyuyordu. Yine bu şerh de atılmayı engellemiyordu. Burada bir tezat var, bunu açıklamanız mümkün mü?
Bir diğer konu şu: Burada bir çürüme var yani zamana yayılan bir tıkanıklık, bir çürüme var yani kalp krizi gibi. Şimdi, biliyorsunuz, damarlar yavaş yavaş tıkanıyor ve sonunda da kalp krizi geçiriyor insanlar. Şunu öğrenmek istiyorum, siz tecrübeli de bir subaysınız: Orduda bir subayın cuntacı olup operasyon yapabilmesi için yaklaşık kaç yıl gerekiyor? Yani, bugün giren bir üsteğmen herhâlde darbe yapamaz ya da işte, yüzbaşı, binbaşı... Yani, orduya giren ne zaman operasyonel hâle gelir? Bu konuda bilginiz var mı?
Bir de istihbaratçı olduğunuz için bunu soruyorum, uzun yıllar istihbarat yaptığınız için: Tabii, bizim kurumlarımız var, bugün MİT'i kurmaya kalksan bir elli altmış sene geçmesi lazım ki bugünkü seviyeye gelsin. İşte, Jandarması var... Yani, o yüzden de evet, eksiklerimiz, hatalarımız, istihbarat yanlışlarımız olabilir ama ben kurumların yıpranmaması gerektiği kanaatindeyim çünkü orada canını dişine takan birçok insanımız var ama bir de ne var? Maruz kaldığımız sorunlar var. Bunları önlemesi gereken, sadece MİT açısından söylemiyorum bunu, Jandarma istihbarat, Emniyet istihbarat, Genelkurmay istihbarat, ne varsa yani bir sorun var. Sizce bizim analiz noktasında -istihbarat almak bir tarafa ama- bir sorunumuz var mı? Bu konuda eksiğimiz var mı? Bunun için neler alınması gerekiyor? Daha üst düzeyde bir öneriniz var mı?
Ben tekrar, katıldığınız ve verdiğiniz bilgiler için çok teşekkür ediyorum.