RAVZA KAVAKCI KAN (İstanbul) - Müsaadenizle biraz pozitif ayrımcılık yapacağım.

Bir kadın gazeteciden böyle hassas bir günde sergilediği duruştan dolayı bir kadın gazeteciye teşekkür etmek istiyorum.

BAŞKAN - Bizim de ilk kadın konuğumuz.

GAZETECİ-YAZAR HANDE FIRAT - Öyle mi? Çok teşekkür ederim.

RAVZA KAVAKCI KAN (İstanbul) - Gültan Hanım da vardı, ikinci kadın misafirimiz ama siyaset dışı ilk misafirimizsiniz. Bu manada, tarihe de bir not düşmek açısından, o gün 246, 247 oldu şehit sayımız, birkaç gün evvel yoğun bakımda olan bir gazimizi de Hakk'a uğurladık, 247 şehidimiz, 2.194 yaralımızın olduğu bu korkunç darbe girişiminde, kadınlarımız Meclise de ilk gelenlerdendi, ben gerçi İstanbul'daydım ancak sabaha doğru gelebildim ama hem yayın açısından Ayşe Keşir Milletvekilimiz ilk yayın yapanlardandı ve tanklardan güçlü kadınlarımız sokaklardaydı o gün; bu, çok önemli, tekrar sizin vesilenizle paylaşmak istedim.

Nehir kaç yaşında?

GAZETECİ-YAZAR HANDE FIRAT - 11 yaşında.

RAVZA KAVAKCI KAN (İstanbul) - Evet, Allah hayırlı uzun ömürler versin inşallah.

O gün tabii yine rastladığımız bir şey, anneler, evet, hepimiz korktuk ama önceliklerimizi ayırıp sokaktaydık; bebeğini bile, gazilerimiz arasında bebeğini evde bırakıp çıkanlar oldu. Yine, tekrar bu kahraman kadınlarımıza buradan selam gönderelim.

Benim birkaç tane kısa sorum var. Sayın Cumhurbaşkanımızdan önce size bağlanmak isteyen oldu mu? Siyasetçilerden herhangi bir bağlantı talebi geldi mi?

GAZETECİ-YAZAR HANDE FIRAT - Şöyle: Biz genelde aradık. İlknur İnceöz yayındaydı. Bir de olayın aşırı sıcaklığı sebebiyle daha çok o saate kadar dikkat ederseniz görüntü almaya ve ne olduğunu ortaya koymaya çalıştı bütün televizyonlar. Aslında, gecenin ilk kritik açıklaması Başbakanın açıklamasıdır. Çünkü ilk dakikalarda, biliyorsunuz, acaba olası -hani daha bu iş hiç tam ortaya çıkmamışken- bir terör saldırısı mı var? Hatta, biz şeye kadar geldik yani kendi aramızda bir ara: "Hem İstanbul hem Ankara'da bir hareketlilik varsa eş zamanlı bir şey mi acaba düşünülüyor?" diye. İlk, en başında böyle düşünüldü, sonra tabii ilk açıklamayı Başbakan yaptı, kalkışma açıklaması. Bu açıklama pek çok defa döndürüldü ekranda. Dolayısıyla, İlknur Hanım'ı bir hatırlıyorum ama gene bir kayıtlara bakmak lazım.

RAVZA KAVAKCI KAN (İstanbul) - Çok teşekkür ederim.

Ben şöyle bir şey yaşadım: Yaklaşık herhâlde on biri biraz geçiyordu, Cumhurbaşkanımızın ve Sayın Başbakanın açıklamasından önce sokaktaydım, bir yabancı kanala bağlandım, muhatabım bana şeyi soruyordu: "Nasıl oluyor da Cumhurbaşkanı hayatta?" Hani, bağlanacağını söylüyoruz. O anda birden irkildim "Siz bana nasıl güvende... Yani ölmüş olmalıydı mı?" diyorsunuz, "Ne demek istiyorsunuz?" Buna benzer destek mesajlarından bahsediyorsunuz kitabınızda, yani olaylar bitip de telefonunuza bakabildiğiniz noktada yabancılardan da birçok destek mesajı geldiğini söylüyorsunuz, sizi mutlu ettiğini. Ama buna benzer şeylere de rastladınız mı? Yani daha ilk andan darbe taraftarı birkaç şeyi gördük çünkü ya da yayınla ilgili, böyle bir şeye rastladınız mı? Onun haricinde de tehdit aldınız mı Cumhurbaşkanımızla bağlantının da akabinde?

GAZETECİ-YAZAR HANDE FIRAT - Şöyle: Bir defa haber zaten... Şimdi, Cumhurbaşkanı, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı o saate kadar konuşmamış olsaydı, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı o saate kadar konuşmamış olsaydı ya da hiç duymamış olsaydık, hatta nerede olduğunu bilmiyoruz ve işte haber alınamıyor, Türkiye Cumhuriyeti'nin Ana Muhalefet Partisi Lideri Sayın Kemal Kılıçdaroğlu ya da Başbakan Yardımcısı... Yani şunu söylemeye çalışıyorum: Kimden haber alamıyorsanız ya da kimi görmediyseniz televizyonlar açısından haberdir bu. O saat itibarıyla, evet, sosyal medya da dâhil birtakım "fısıltı gazetesi" deyim, hayata geçmişti. Şimdi, tamam, ben biliyorum, konuştum, ekrana verdim, "Cumhurbaşkanı birazdan açıklama yapacak." İşte, Marmaris'te, güvende, gelişmeleri izliyor. ama siz de biliyorsunuz her şey televizyonun verdiği haber üzerinden gitmiyor; bir sosyal medya var, bir fısıltı gazetesi var, bir gidiyor böyle... "Cumhurbaşkanı hayattı mı?" gibi birtakım iddialar sosyal medyada dönmeye başlamıştı. Tüm bunları geçiyorum, yani biz hepimiz televizyoncuyuz, işte burada da var arkadaşlarım, ilk açıklamayı almak haberciliktir ve önemlidir. Dolayısıyla, evet, Cumhurbaşkanının sesli ve görüntülü açıklaması benim için büyük haberdi, yani bunu biliyorum, o gece biliyordum.

İkincisi: Bu tip tabii ki mesajlar oldu, yani o gece, şöyle söyleyeyim size, belli bir süre sığınakta kalmamızın güvenli olacağı bize söylendi sonrasında. Zaten inanılmaz sallandık, inanılmaz, o sonik patlamaları da tabii o an bilmiyorduk ama hani tepemize bomba yağıyor gibi hissediyorduk. Dolayısıyla, sığınakta geçirdik, pek çok siyasetçi, gene söyleyeyim, iktidardan muhalefetten pek çok isim aradılar "Aman, dikkat edin kendinize." diye. Ve yabancılar, evet, yani ertesi sabah inanılamayacak sayıda mesaj aldım, destek mesajları. Bunun çoğunluğu Orta Doğu'dan, "cesur kadın" şeklinde ifadelerle. Tabii, yani böyle olunca, biliyorsunuz, insanın seveni de oluyor, sevmeyeni de oluyor, böyle.

RAVZA KAVAKCI KAN (İstanbul) - Son bir soruyla hemen toparlıyorum. Kitabınızda Sayın Başbakanın sabaha doğru sizi aradığından, teşekkür ettiğinden bahsediyorsunuz, Nehir'in durumunu sorduğundan. Hem Sayın Başbakanla hem de Sayın Cumhurbaşkanımızla bu FaceTime görüşmesinin akabinde ilk yüz yüze geldiğinizde, hani profesyonel şeyi bir kenara bırakınca ne hissettiniz, ben onu da merak ediyorum, farklı bir duygu oluştu mu sizin için?

GAZETECİ-YAZAR HANDE FIRAT - Onlarla yüz yüze geldim, Sayın Bahçeli aradı, Sayın Kılıçdaroğlu'yla konuştum, hepsi için aynı şeyi söyleyebilirim, tabii ki çok duygusal bir durum bu. Yani hem kullandıkları ifadeler, bunun ne önemi olduğunu anlatmaları, hepsi adına söylüyorum, beni çok onurlandırdı, çok gurur duydum ve tabii çok duygulandım.

RAVZA KAVAKCI KAN (İstanbul) - Ben tekrar teşekkür ediyorum o günkü dik duruşunuz için hem habercilik adına hem de bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak.

Teşekkür ederiz, sağ olun.