KOMİSYON KONUŞMASI

ZEKERİYA BİRKAN (Bursa) - Çok Değerli Müsteşarım, öncelikle hoş geldiniz ben verdiğiniz bilgiler için de teşekkür ediyorum.

Tabii, birçok konuya değindiniz. Son soru sorulunca bazı şeyleri toparlıyorsunuz ama sonradan zaman içinde de değiştirmek yoluna gidiyorsunuz.

Şimdi, Türkiye'nin yani bu en son darbe, bu FETÖ darbesi bizim meşru Hükûmete yapılmış olan en son darbe. Türkiye'nin hemen hemen her on yılında bir askerî vesayet müdahalelerini de dikkate aldığımız zaman, her on yılına bir darbe düştüğü dönemler olduğu için yani çok kırılgan bir yapımız var. Bu, bir sistemden mi kaynaklanıyor? Yani, tabii ki her on yılda bir darbe olunca, sil baştan yapınca, yeniden düzenlemek yeniden toparlamak zor oluyor. Bu, sadece MİT açısından değil bütün kurumlar açısından zor oluyor. Yani, bu örgütün büyümesinde ve bu darbeler kuşağının oluşmasında, hep bu darbelerin bir bağı var mı ya da Türkiye'de bir sistem sorunu var mı? Çünkü meşru iktidarı her on yılda bir şekilde götürüyoruz. Sistem sorunu görüyor musunuz, bilmiyorum anlatabildim mi?

MİT ESKİ MÜSTEŞARI EMRE TANER - Evet, ben müsaade ederseniz hemen buna cevap vereyim, ondan sonra öteki sorunuzu alayım.

Şimdi, 15 Temmuzu öteki darbelerle aynı kefeye koymamız mümkün değildir. Öteki darbelerde, ihtilallerde, denemelerde ve başından sonuna ordunun hiyerarşi içerisinde -27 Mayıs hariç- yekpare bir faaliyet söz konusudur. O yüzden de halk bir şey yapmamıştır, sokağa da çıkamamıştır çünkü güç, çok kararlıdır ve etkilidir. O itibarla, 15 Temmuzu tamamen FETÖ'nün ordu içine sızan çeteleri marifetiyle yapmaya çalıştığı bir darbe olarak nitelemek durumundayız. Öteki darbelerden kaynak aldığını veya esinlendiğini söylemek ne kadar doğru olur bilemiyorum. O kanaatte değilim.

ZEKERİYA BİRKAN (Bursa) - Bir sorum var, yani arka arkaya darbeler geliyor, kurumları dağıtıyoruz, sonra yeniden toparlıyoruz. Yani bir sistem...

MİT ESKİ MÜSTEŞARI EMRE TANER - Ama, yani şimdi onu öteki darbelerde tabii zaruretler ve gerekçeler çok farklıydı 12 Eylül de dâhildir buna, diğerleri de dâhildir, denemeler de dâhildir, belki 27 Mayıs da bir bölümüyle dâhildir ama burada öyle değil. Burada çok daha farklı bir anlayış söz konusu. Burada dış destek var.

ZEKERİYA BİRKAN (Bursa) - Ama, nihayetinde bir darbe.

MİT ESKİ MÜSTEŞARI EMRE TANER - Burada dış destek var; bu çok önemli.

BAŞKAN - "Dış destek var." dediniz.

MİT ESKİ MÜSTEŞARI EMRE TANER - Evet, burada bir dış destek var.

ZEKERİYA BİRKAN (Bursa) - Bir sorum daha var... Bu MİT Kanunu'yla ilgili değişiklikleri soruyor da Hüseyin Bey.

HÜSEYİN KOCABIYIK (İzmir) - MİT Kanunu'nda çok önemli değişiklikler yaptık, onları yeterli bulmuyor musunuz?

MİT ESKİ MÜSTEŞARI EMRE TANER - Efendim, o değişikler benden sonra oldu. Hakan Bey'in zamanında oldu. Onları ben bilemiyorum yani o itibarla ben kendi dönemim itibarıyla burada bilgi takdim ediyorum.

HÜSEYİN KOCABIYIK (İzmir) - "Yeni birtakım kararlar almak lazım." dediniz de. Yeterli değil mi o alınan kararlar?

MİT ESKİ MÜSTEŞARI EMRE TANER - Okumadım, bilmiyorum yani o konuda bir şeyim olmadı.

HÜSEYİN KOCABIYIK (İzmir) - Çok önemli kararlar alındı.

MİT ESKİ MÜSTEŞARI EMRE TANER - Evet, onu bilsem ona göre konuşurdum zannediyorum ama ben eski kanuna göre gündeme getirdim bunu.

ZEKERİYA BİRKAN (Bursa) - Şimdi, Değerli Müsteşarım, bir şeyi anlamakta hakikaten sadece ben değil eminim ki hepimiz de zorlanıyoruz çünkü biz konuşmacı olarak buraya kimi çağırdıysak hani bu olaylarla, bu örgütle ilgili, darbelerle ilgili devletimizde görev yapan, işte bilgisine başvurmamız gereken kişileri çağırdığımız zaman bir şey görüyoruz: Herkes bu örgütle mücadele ediyor yani herkes mücadele ediyor, işte örgüt var, 1990'da var, 1970'de var, işte 2000'de var, orada var, burada var, MİT krizinde var. Ama, bir şey var ki biz bir darbeye maruz kalıyoruz. Yani, bunu gerçekten ben anlamakta zorlanıyorum. Şimdi, Genelkurmay başkanlarımız geliyor yani her camiyi dinleyip, her dindarı örgüt üyesi görüp, ciddi bir istihbarat oluşturan, az önce söylediğiniz gibi "Jandarma öyle bir istihbarat ki bizi bile dinliyordu." diye bakıyorsunuz. "Bize MİT'ten rapor gelmedi o yüzden atamadık." Yine geriye dönüp bakıyorsunuz "Benim zamanımda hiç yoktu." Emniyet müdürü diyor ki: "Benim bölgemde hiç bir tanesine rastlamadık." Yani burada bir şey var, yani bu nasıl bir şey? Yani gerçekten bunu şey için soruyorum: Hani, tamam biz sivil hayattayız. Ben hayatım boyunca bürokrat olmadığım için, yani hiçbir örgüt üyesini de şu makamdan alıp bu makama atamadım. Yani, devlet işinde olmadığım için söylüyorum.