KOMİSYON KONUŞMASI

ZEKERİYA BİRKAN (Bursa) - Pek artık o özlü sorular şeyine girmeyeceğim çünkü ben hakikaten soruyu sormak için sormak anlamında değil de bir şeyler öğrenmek için ya da bir konuyu daha derin açmak için olabilir. Ama Aykut Bey'in sözünün kesilmiş olması doğru değil, bundan sonra dikkatli olalım çünkü gerçekten, o anlamda daha şey yapmayı, yani söz almadan konuşalım diye düşünüyorum.

BAŞKAN - Söz almadan konuşmayalım.

ZEKERİYA BİRKAN (Bursa) - Pardon, söz almadan konuşmayalım.

Ben bugün biraz rahatsızım, doktora gidip geldim.

Öncelikle hoş geldiniz diyorum Sayın Genel Müdürüm.

ANKARA ESKİ EMNİYET MÜDÜRÜ CEVDET SARAL - Hoş bulduk.

ZEKERİYA BİRKAN (Bursa) - Ben, tabii, verdiğiniz bilgiler, yazdığınız rapor gerçekten, şu ana kadar bizim önümüze gelen en kapsamlı, en donanımlı ve bu örgütü de tarihsel süreç içinde inceleyen en güzel raporlardan bir tanesi. Ben, tesadüf, son iki yazdır Ahmet Yaşar Ocak'ın Babai isyanları ve Kalenderîlik'le ilgili, "Osmanlı Toplumunda Zındıklar ve Mülhidler" diye o hareketleri anlattığı yazılarını okudum. Sizin bu raporda da bunlardan bahsetmeniz ve konuşmanızda da bahsetmeniz gerçekten Osmanlı ve devam eden ülkemiz tarihi açısından da bu örgütün tarihsel bir bağlantısı olduğunu da ortaya koyuyor. Bu açıdan da sizi tebrik ediyorum.

Benim sormak istediğim bir soru şu: 28 Şubatın başaktörü Ecevit'tir yani sivil görünen aktör, arkasında da askerler var ya da o dönemki darbeciler, cuntacılar var. Tabii, burada dinlediğimiz konuklarımızdan şunu da öğrendik: Bu örgüt için milat 28 Şubat aslında. Yani birçok milat var ama en önemli duraklardan bir tanesi 28 Şubat. Çünkü 28 Şubatta, sözde, dindarlara ya da dinî cemaatlere "irtica" adı altında baskı yapılırken bu örgüt de -tırnak içinde- kendini bir dinî cemaat saymış olmasına rağmen, bu örgüt büyüyor ve bu, o dönemdeki hem siyasi iktidarın hem de askerî vesayetçilerin elinde büyüyor. Hatta, ben, şunu da çok merak etmişimdir: Yani Balyoz ve Ergenekon davaları birer sonuç almamış müdahale sayılabilecekken, bunlar üzerinde hemen kısa sürede asıp kesip, yargılayıp, müebbetler, cezalar verilirken 28 Şubat postmodern darbesinde -ki o hâkimlerin birçoğu da tutuklandı- yani böyle daha light, yıllar sonra açılan bir dava yani burada bir el elelik var. Bu 28 Şubatın bu örgütü büyüttüğünü siz de düşünüyor musunuz? Bir tanesi bu.

Bir diğer konu: Şimdi, siz bu raporu hazırladınız, arkasından bu rapor yanılmıyorsam -düzeltebilirsiniz- emniyet müdürlüğünden Hürriyet'in Ankara bürosuna gidiyor ve arkasından telekulak skandalı çıkıyor; değil mi, ben yanılıyor muyum?

BAŞKAN - Hatırlatmıştık, sormuştuk.

ZEKERİYA BİRKAN (Bursa) - Sorduysanız ben o zaman sormayayım.

Bu telekulak yani burada bu örgütün dışarıda birilerini kullandığı ya da bağlantı kurduğu anlamında bir olay var.

Bir diğer nokta: Şimdi, bu örgüt, işte 7 Şubat MİT krizi -geçen burada da konuştuk yani Gezi olaylarını bizzat belki şey anlamında söylemiyorum, arkadaşlar itiraz ediyor ama- Gezi olayları, arkasından 17 Şubat, arkasından 15 Temmuz gibi mevcut, var olan iktidara müdahalelerde bulunuyor yani bugün geriye doğru baktığımız zaman bunu gözlemleyebiliyoruz.

Peki, bu örgüt yine bu 2011 seçimlerinde Cumhuriyet Halk Partisinin yani Deniz Baykal'ı gönderip onun yerine yeni bir genel başkanın seçilmesinde CHP'ye bir müdahalesi oldu mu yani bu konuda sizin hem bu örgütü bilen birisi olarak...

MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul) - O tarihte görevde değildi.

ZEKERİYA BİRKAN (Bursa) - Yani MHP'ye mesela aynı şekilde. Yine son yıllarda siyasi partilere müdahaleleri oldu mu yani bundan neyi amaçlamış olabilir, Türkiye siyasetini yeniden dizayn etmeyi mi?

Yine, bu örgütle ilgili siz çok güzel şeyler söylediniz, felsefi altyapısıyla ilgili. Yani ben gerçekten hâlâ anlamakta zorlanıyorum. Yani tanımlarınız tarihsel terimlere uyuyor; Şeyh Bedreddin olayına, Baba İshak'a yani bütün bunlara uyuyor, hemen hemen aynı şeyler var. Yani koca koca generallerin, koca koca profesörlerin, basının ya da bütün var olan... Hepimiz de aldandığımızı söylüyoruz çünkü burada Mustafa Önsel de söyledi, "Hepimiz hata yaptık ve aldandık." diye. Yani bunda din üzerinde uygulanmış olan baskının, insanların dinlerini sahih kaynaklardan öğrenememiş olmalarının bir etkisi var mı?

Bir de Diyanetin bu konudaki, tarihsel süreç içinde -tabii bugünü söylemiyorum, bu örgüt bugün kurulmadı- Diyanetin pozisyonunu da değerlendirir misiniz diye soruyorum.

Tekrar, katıldığınız için teşekkür ediyorum, saygılarımı sunuyorum.