KOMİSYON KONUŞMASI

BURHANETTİN UYSAL (Karabük) - Hocam, hoş geldiniz.

Verdiğiniz değerli bilgilerden dolayı teşekkür ediyoruz.

Tabii, arkadaşlarımız çok fazla sizleri yordu. 15 Temmuz akşamı olunca bir şiddetle karşı karşıya geldik. Tabii, sizin öğrencilik hayatınız var, Diyanet İşleri Başkanlığı döneminiz var. Bu terör yapılanmasını hiçbir zaman tasvip etmediğinizi, diyaloğa bile sıcak bakmadığınızı, bunun yanlış yöne gittiğini söylediniz. Diyalogdan bahseden bir yapılanma nasıl şiddete başvurdu?

DİYANET İŞLERİ ESKİ BAŞKANI ALİ BARDAKOĞLU - Çözemedim.

BURHANETTİN UYSAL (Karabük) - Çözemediniz.

DİYANET İŞLERİ ESKİ BAŞKANI ALİ BARDAKOĞLU - Yani, sizinle paylaştım ya samimi duygularımı, dedim ki "Bir tefsir hocasının, otuz yıl tefsir okutan bir hocanın bu örgütün yukarılarında olmasını çözemedim yani." Aynı kitabı okuduk, benim okuduğum kitapta böyle bir şey yok. Benim okuduğum kitabın hiçbir yerinde en küçük bir yeşil ışık yok buna. Yani, aynı kitabı okuduk değerli dostlar. Demek ki mesele din işi değil, konu dinî bilgiden değil, başka ayakları da var işin. Yani, konuyu sadece dinle açıklarsak kilitlenir kalırız. Dediğiniz doğru ama. Tasavvuftan yani Hanefi-Matürîdî çizgiden El Kaide çıkıyor, tasavvuf diye başlıyor, sonunda bir darbeci ihanet çetesi çıkıyor. Yani bunu çözmek o kadar kolay değil, çok girift bir şey. Uluslararası ilişkiler var, evrilmeler var, patolojik durum var, psikolojik hâller var. Belki de tarihteki mehdilerin de ben büyük kısmının samimi olduğu kanaatindeyim, gerçekten kendini öyle görüyor olabilir, patolojik bir durum bu. Yani, sahtekâr olmasından daha tehlikelidir yalnız bu. Mesela, Kadıyani Gulâm Ahmed Han da belki kendini mehdi ve Mesih olarak görüyordu ve samimiyetle inanıyordu. Şimdi, 15-20 tane mehdimiz var İslam dünyasında, belki kahir ekseriyeti gerçekten kendilerinin mehdi olduklarını, vahiy aldıklarını falan da düşünüyor olabilirler ama bizim İslam dünyası olarak, Türkiye olarak bu patolojik kanallara fazla açılmamamız ve onları toplumda fazla müessir kılmamamız gerekiyor. Yani, bunun olmasını önleyemeyiz. Kendini mehdi gören, gördüğü rüyayı Allah'la görüşme gören...

AYTUN ÇIRAY (İzmir) - Hocam, bunlar şizofren de olabilirler. Borderline vaka olur, şizofren de olabilirler.

DİYANET İŞLERİ ESKİ BAŞKANI ALİ BARDAKOĞLU - Olabilirler, olabilirler yani şizofrenik durumları da olabilir. Yani, başında nurla televizyonda konuşan kişiler var, biliyorsunuz, yani Allah üniversitesini kurmuş kişiler var. Bunlar şey olarak kendilerini öyle görebilirler ama bizim, devlet olarak, toplum olarak bunlara karşı bir çizgimizin, tavrımızın olmaması kötü. Yoksa ki onları sıfırlamak mümkün değil.

BAŞKAN - Evet, var mı Hocam sorunuz?

BURHANETTİN UYSAL (Karabük) - Hocam, 15 Temmuz akşamı neredeydiniz? Haberleri izlemeye başladığınızda bu şiddet olayını bu cemaatin yaptığı kanısı sizde oluştu mu?

DİYANET İŞLERİ ESKİ BAŞKANI ALİ BARDAKOĞLU - Önce oluşmadı. Yani, bir dinî cemaatin böyle bir şeye gideceğine... Yani, çünkü dinle iç içeyiz ya ama daha sonra, kısa bir zaman sonra kendi kendime dedim ki "Bu ilk defa olmuyor ki." O mehdilik bağını, kurtarıcılık bağını, Allah ve peygamberle görüşme şeylerini falan zihnime getirince, tamam dedim yani buna imkânsız değil dedim. Yani, kısa bir şey oldu ama. Yani bir dinî... Dediğiniz gibi, hayatında hep "diyalog", hoşgörü" diyen bir insandan yani "Hristiyan'a hoşgörü" diyenden yanı başındaki Müslüman'a katliam nasıl çıktı, anlamakta, kabullenmekte zorlandım, dediğiniz doğru.

BURHANETTİN UYSAL (Karabük) - Teşekkür ediyorum Hocam, sağ olun.