KOMİSYON KONUŞMASI

ZEKERİYA BİRKAN (Bursa) - Değerli Başkanım, değerli Komisyon üyeleri; uzamasın diye ısrarla söz almıyoruz, çoğumuz almıyor. Ama her toplantıya başladığımızda yine basın geliyor, konuk geliyor, usul tartışması, yok "Şunu yapmadınız." Yok, "Bu olmadı." Her şeye itiraz. Bizi konuşturmuyorsunuz. Ya, "Bizi konuşturmuyorsunuz." diyorsunuz, en çok siz konuşuyorsunuz.

AYTUN ÇIRAY (İzmir) - Siz konuşmak istemiyorsunuz da o yüzden.

MİHRİMAH BELMA SATIR (İstanbul) - Hiç alakası yok.

ZEKERİYA BİRKAN (Bursa) - Biz, bakın, Aytun Bey, yani biz de sizin kadar az çok bir şeyler biliyoruz, yani, lütfen, rica ediyorum, bakın, açın tutanaklara bakın, açıldığından beri siz konuşuyorsunuz. Ben şunu söylüyorum: Muhalefet demek muhalefetin ya da bu Komisyon üyesi arkadaşların her dediği kabul anlamına gelmez. Talebinizi söylersiniz, biz de talebimizi söyleriz, Komisyon değerlendirir.

Çok alanda bu işi uzatmaya gerek yok Başkanım. Bu uzmanlar meselesini daha önce görüştük, görüştük bunu, yazılan yazıları görüştük.

AYTUN ÇIRAY (İzmir) - Yapılsaydı görüşmeyecek miydik?

ZEKERİYA BİRKAN (Bursa) - Görüştük. Her seferinde farklı bir taleple geldiniz. Bakın, o diğer şeyi de söyledi.

Bir diğer nokta Başkanım, ben şunu söylüyorum: Önemli olan, bu bir araştırma komisyonu, bilgi sahibi olmak. Biz yeterince bazı konularda eğer, işte, güncel olsun, medyatik olsun, birilerini suçlayalım ya da birilerinden hınç çıkaralım ya da başka hesapları görelim diye bir iddia varsa ona ben bir şey demiyorum. Ama eğer araştırma komisyonundan amaç bir şeyler öğrenmekse, bilgi öğrenmekse, iyi sorularla hazırlanmış olan şeylerin daha etkili olacağı kanaatindeyim ben de. Yani, eğer yazıp... Bu her gün gündemde kalmaz, bir hafta sonra zaten düşecek. "Ben gelmiyorum." dese ne yapacaksın? Ne olacak? Tarihin bir kısmı eksik kalacak.

Ben şunu söylüyorum Başkanım, "Bazı konuları sonradan görüşelim, tekrardan görüşelim"e gerek yok. Biz arkadaşların fikirlerine saygı duyuyoruz. Ben şahsen duyuyorum ama o fikirleri kabul etmek zorunda değilim. Otururuz, biz bir Başkanlık Divanı seçtik...

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - O zaman kendi başınıza...

ZEKERİYA BİRKAN (Bursa) - Öyle bir iddiamız yok. Bakın, Aykut Bey, öyle bir iddiam yok. Ama şunu söyleyeyim: Yani, sizin her söylediğinizi de biz kabul etmek zorunda değiliz ya da bu Komisyon kabul etmek zorunda değil. Bu Komisyon bir bütün. Bakın, ben muhalefet, iktidar diye de bir şey görmüyorum. Bazen bizim sormadığımız soruyu siz soruyorsunuz, sizin sormadığınız soruyu biz soruyoruz. Niye? Bu darbeye hepimiz muhatap olduk. Araştırılsın.

BAŞKAN - Peki. Konuğumuz geldi arkadaşlar.

ZEKERİYA BİRKAN (Bursa) - Bence...

AYTUN ÇIRAY (İzmir) - Arkadaşlar, biz...

ZEKERİYA BİRKAN (Bursa) - Benim konuşmamı lütfen kesmeyin Aytun Bey, lütfen rica ediyorum, bakın, ben sizin konuşmanızı kesmedim, mikrofon açıkken kesmeyin.

Başkanım, ben şunu söylüyorum: Biz Başkanlık Divanını seçtik, sizi de Başkan seçtik, size yetkiler verdik bazı konularla ilgili. Eğer arkadaşların fikirleri varsa, diğer arkadaşların fikirleri varsa, bizim arkadaşların da fikirleri varsa otururuz, sonuçta bir oylama yaparız, çözeriz yani. Ama her seferinde aynı şeyleri tartışmaktan inanın rahatsız oluyorum artık.

Teşekkür ediyorum.