| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2017 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı (1/774) ile 2015 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı (1/733) ve Sayıştay tezkereleri a) Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı b) Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 24 .11.2016 |
ŞAHAP KAVCIOĞLU (Bayburt) - Sayın Başkanım, Değerli Bakanım, kıymetli milletvekili arkadaşlarım, kıymetli bürokratlar ve değerli basın mensupları; öncelikle hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Ben de bugün ülkemizde cereyan eden olaylar sonucu şehit olan kardeşlerimize Allah'tan rahmet diliyorum. Ayrıca, bu tür terörist olayları destekler mahiyette olduğunu düşündüğüm Avrupa Parlamentosu kararını da kınıyorum.
Sayın Bakanım, ülkemizde yapılan nüfus projeksiyonlarına göre 2023'te yaklaşık 90 milyona ulaşacak olan ülke nüfusumuz için sahip olduğumuz ortalama 25 milyon hektar işlenebilir tarım arazisi teknik kabullere göre yeterli görülmekte olup ülkesel önceliğimiz bu alanların korunarak üretimin geliştirilmesi ve planlanması, güvenli gıda zincirinin sağlanması, tarım sektöründe bulunan insanların gelir seviyesinin, dolayısıyla yaşamsal standartlarının iyileştirilmesidir. Ülke tarımımızın genel yapısına baktığımızda ortalama işletme büyüklüğü 60 dekar, ki Avrupa Birliği ortalaması 150 dekardır. Tarımda köyde yaşayan nüfus, toplam nüfusun yüzde 25'i, yaklaşık 17,5 milyon köylü nüfusumuz var. Tarımsal istihdamın toplam istihdamdaki payı da yüzde 24'ler civarındadır ki bu, Avrupa Birliğinde yaklaşık yüzde 5, Amerika Birleşik Devletleri'nde de yüzde 3'tür.
Bu anlamda, son dönemdeki tarımsal desteklere baktığımızda aslında Cumhuriyet Dönemi sonrası girdi desteği şeklinde yapılan tarımsal destekler, 1950'li yıllardan sonra destek alımı şekline, 2000'li yıllardan sonra da alan bazlı destekleme şeklinde ama 2006 yılında yasalaşan 5488 sayılı Tarım Kanunu'yla tarımsal desteklemeler daha çok doğrudan gelir desteği, fark ödemesi, hayvancılık destekleri, kırsal kalkınma destekleri şeklinde önemli bir ivme kazanmıştır. Ancak, bu yapılan destekler ülke genelinde olumlu sonuç vermesine rağmen, bazı şehirlerimizde sıkıntılar yaşamaktayız. Özellikle, ülkemizde tarımsal desteklerin dağılımı mülkiyet, altyapı gibi nedenlerle çok dengesizdir. Tarımsal üretim yapan bütün çiftçileri kapsamamaktadır. Türkiye'de işlenen tarım arazilerinin çiftçi kayıt sistemine kayıt oranı yani desteklemelerden yararlanma oranı ortalama yüzde 62'dir ama bu söylediğim nedenlerden dolayı bazı illerimizde yüzde 20 ile 30 arasıdır, kendi memleketim Bayburt'ta yüzde 26 civarındadır. Buna, özellikle, 2011 yılında, mesela, örnek olarak, Bakanlıkça ödenen destek miktarının kırsal nüfus başına düşen miktarı Bayburt'ta 217 TL iken Edirne'de bu oran 1.225 Türk lirasıdır. Mesela, Bayburt tarımındaki en önemli altyapı sorunu kadastro mülkiyet sorunudur. Biraz önce bazı arkadaşlar da bahsetti. Özellikle, hisseli mülkiyet yapısı, hibe destekli hayvancılık yatırımlarına ve düşük faizli çiftçi kredilerine başvurularda büyük engel oluşturmaktadır. Bakanlıkça tarımsal desteklerin mülkiyet şartı aranmaksızın mülkiyet hisse bağı yeterli görülerek araziyi işleyene verilmesinin sağlanması bir öneri olarak değerlendirilirse memnun oluruz.
Aynı şekilde, hayvancılıkta, mesela biz bu yıl DOKAP kapsamında ahır projelerinde başarılı bir kampanya sürdürdük. Yaklaşık 283 başvuru oldu, bunlardan 90 küsur projemiz kabul edildi. Çoğu, biraz önce bahsettiğim bu sebeplerle yetiştirilemedi ya da yapılamadı. Yine, diğer önemli bir neden de vatandaşlarımızın projelerden yararlanmasında özel idarenin mevzuatı gereği bu projelerin bir kısmında yapı ruhsat sorunu yaşanmaktadır özellikle köy yerleşim yerlerinde. Bu sorunun çözülememesi çiftçilerin projelerden vazgeçmesini gündeme getirmektedir. Bu konuda, mevzuat değişikliği veya bakanlık görüşüyle il özel idaresinin ruhsat verebilmesinin sağlanması, yine bu tür projelerin özellikle bizim gibi şehirlerde hayata geçmesi açısından önemli sayılıyor. Çünkü, Türkiye geneline baktığımızda, Türkiye'de hayvancılık desteklerinin yaklaşık yüzde 70'i Ege, Marmara ve İç Anadolu Bölgesi'ne ödenmektedir. Türkiye'de hayvancılık desteklerinin yaklaşık yüzde 60'ı batıdaki 15 şehre ödenmektedir. Hayvancılık desteklerinde kayıtlı kombine kesimhane kesilmesi zorunluluğu, süt desteğinde soğuk zincir üzerinden satış zorunluluğu gibi kriterler de batıda ve gelişmiş illerde çiftçilerin bu desteklerinden daha fazla yararlanmasını sağlamaktadır. Bu gibi nedenlerden ötürü buralardaki çiftçiler alacağı desteğe karşılık ulaşım masrafları fazla olduğu için de genellikle bu tür desteklerden vazgeçmektedirler, faydalanamamaktadırlar.
Bu konularla ilgili birkaç öneri de yapmak istiyorum. Sayın Bakanım, özellikle, destekleme kalemleri yıllık olarak, biliyorsunuz, belirleniyor ve çok fazla, bazı yerlerde 100'ün üzerinde. Her bir destekleme için ayrı başvuru olması, başvuru tarihlerinin farklı olması çiftçilerin desteklemelere müracaatını olumsuz etkiliyor. Kırsal kalkınma yatırım destekleri çok başlı. Örneğin, hayvancılık işletmesi kurmak için DAP, DOKAP, KKYDP, TKDK ve kalkınma ajansı gibi çok farklı kurumlar aynı içerikteki projeler için aynı desteği vermektedirler. Dolayısıyla, tarım ve hayvancılıkla ilgili yatırım desteklerinin birleştirilerek tek elden yürütülmesi bu projelerden çok daha aktif olarak çiftçilerimiz tarafından yararlanmasını sağlayacaktır.
Yine, her bölgeye ait küçük ve orta ölçekli işletmeler değişik kapasitelerde tip hayvancılık projeleri hazırlanarak çiftçilerin kullanımına sunulması. Biz, mesela, Bayburt'un yine iki köyünde toplu ahır projesi yapıyoruz. Bunların daha çok işlevsel olarak hem de hayvan sağlığı açısından bakanlık tarafından yapılması, önerilmesi çok daha yararlı olacaktır. Yine, merkezî destekleme kapsamında olmayan, yerel özelliği bulunan tarımsal sorun ve konular için yine bizim iller için ek bütçe sağlanması bizim oralardaki bu tür hayvancılık ve tarımla ilgili desteklere önemli katkı sağlayacaktır.
Birkaç şeyi daha öneri olarak ifade etmek istiyorum. Mesela, gübre desteğine bağlı her yıl toprak analizi yaptırma zorunluluğunun üç yıldan bire çıkarılması, yem bitkileri desteklerinde destek ödemesinin eskisi gibi tek seferde tamamlanması, destekleme başvuru işlemlerinin kolaylaştırılması, İnternet üzerinden mobil başvuru altyapısının oluşturulması, çok sayıda evrak ve başvuru şartları aranması köylü ve çiftçi için çok sıkıntı yaratmaktadır. Bunun en son örneği, gerçekten, güzel bir proje olan Genç Çiftçi Projesi. Burada 30 bin lira olarak verilen 18-41 yaş arası... Sahada uygulamada yaşadığımız sıkıntılardan bir tanesi de yine bizim orayı baz alarak bunun Türkiye genelinde ve nüfusa bağlı olarak kullandırılması çok dengeli bir şekilde dağıtılmış gibi gözüküyor ama bence biraz önce nasıl bazı teşviklerden 15 ilin özellikle fazla fazla yararlanmasında olduğu gibi bu tür desteklerin de Bayburt ve Bayburt benzeri illerde daha fazla kuralların hafifletilerek kullandırılması; mesela, orada köylere yakın yerlerde il müdürlüklerine ilave puanların biraz daha artırılması, özellikle bayanlara fazla puan verilmesi... Mesela, ben başvurulardan sonra kazanılan projelere baktım, hepsi bayan. Yani, kızı adına, hanımı adına gelir durumu iyi olan insanlar başvurarak bunlardan yararlandı ki bu uygulamada çok sorun çıkardı. Bunların, daha çok genç ve köyde kalmasını teşvik edeceğimiz kişilere kullandırılması yönünde şartların belirlenmesi çok iyi olacaktır.
Yine, göçü engelleme anlamında bu çıkarılan bir şey. Türkiye genelinde nüfusa göre yapılması çok doğru değil. Yani, işte, Çatalca'ya ya da İstanbul'a da aynı oranda veya nüfusa daha farklı veriyoruz, Bayburt'a da. Çatalca'daki bir adam Bayburt'a göç etmiyor ama Bayburt'taki birisi Çatalca'ya göç ediyor. Dolayısıyla, doğudaki, güneydoğudaki, Doğu Karadeniz'deki...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Son cümlenizi alabilir miyim lütfen.
ŞAHAP KAVCIOĞLU (Bayburt) - Bir şey ifade edip bitiriyorum Sayın Başkanım.
Yine, bir konu da vardı. Sayın Bakanım, IPARD, biliyorsunuz, Avrupa Birliği kapsamında bu 42 ili kapsıyor. Burada da yine Bayburt buna alınmamıştı. Bu 42 il belirlenirken diğer iller de çok bununla ilgili mücadele verdiler. Yaklaşık 2 milyar euro bütçesi olan bir programa, özellikle hayvancılık ve tarımın gelişimine, altyapısına proje desteği sağlayacak bu projeye Bayburt gibi tarım ve hayvancılıkla geçinen bir yerin katılmaması doğru değildi ama son mücadeleyle 2015 seçimlerinden sonra Hükûmetimizin 37 ili de IPARD kapsamına almasıyla ilgili çalışması vardı. Belirli bir çalışma oldu ama hâlâ konuda bir gelişme olmadı, onun biraz hızlanması bu illerdeki, bu konulardaki gelişmeleri hızlandıracaktır; onu belirtmiş olayım.
Son bir şey daha Başkanım: Yine, DAP ve DOKAP'la ilgili. Biz ilk kuruluşta DAP projesi kapsamındaydık Bayburt olarak fakat daha sonra DOKAP kurulunca Bayburt ve Gümüşhane DAP'tan çıkarıldı. DAP kapsamında özellikle yine tarım ve hayvancılıkla ilgili, yapılan sulama kanallarıyla ilgili, oradaki tarımın gelişmesiyle ilgili geniş bir bütçesi var. DOKAP ise daha çok Karadeniz'in, Doğu Karadeniz'in, yayla turizminin geliştirilmesi amaçlı kurulan bir destek programıydı. Burada da Bayburt'un, Gümüşhane'nin DAP'tan çıkarılması bizim bu projelerden, bu destekten yararlanmamamızı sağladı. Buradaki önerimiz de Sayın Bakanım, özellikle, DAP'ta en azından Bayburt'un ve Gümüşhane'nin Demirözü, Kelkit ve Köse tarafı -çünkü oralarda ne yayla turizmi ne de turizm var- tamamen hayvancılıkla geçinen bölgeler. En azından Aydıntepe Bayburt'ta ve Gümüşhane Torul tarafının da DOKAP kapsamında tutulması, bu projelerden Bayburt, Gümüşhane'nin de yararlanmasını sağlayacaktır. Gerçekten de bu şekilde olunca biz arada sıkıştık ne DOKAP'tan ne de DAP'tan Bayburt ve Gümüşhane hiçbir destek ve yardım alamamakta. Bu konuya ivedilikle eğilirseniz, Gümüşhane ve Bayburt lehine bir karar verirseniz çok memnun oluruz. Bu anlamda bir beklenti var. Çok da iyi bütçeleri var, biz buradan hiç faydalanamıyoruz. Sadece şunu söyleyeyim yani Bayburt'un bu anlamda, biliyorsunuz, alan alarak 3.630 kilometrekareyle geniş bir hinterlandı var. Yine, Türkiye'nin mera ve kullanılan tarım arazisi olarak da en iyi şehirlerinden bir tanesi, toplam alanının yaklaşık yüzde 94'ü mera ve ekilebilir alandan oluşmaktadır. Ki aşağı yukarı mera ve çayırları Türkiye'de toplam mera ve çayır oranlarının oransal olarak 3 katıdır. Bunu dikkate aldığımızda Bayburt'taki tarım ve hayvancılığın desteklenmesi anlamında bir an önce IPARD'a tekrar bizim alınmamız ve bu 37 ilin faaliyete geçirilmesi, ayrıca da Bayburt'un DAP kapsamına alınmasını önemle rica ediyorum.
2017 bütçesinin ülkemize hayırlı uğurlu olmasını diliyor, hepinize saygılar sunuyorum.