| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2017 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı (1/774) ile 2015 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı (1/733) ve Sayıştay tezkereleri a) Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı b) Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 24 .11.2016 |
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Başkanım, çok teşekkür ediyorum.
Değerli Bakanım, hoş geldiniz. Şahsınızda Komisyonumuzu teşrif eden seçkin heyeti saygıyla selamlıyorum. Şehitlerimizi rahmetle anıyorum. Öğretmenler Günü'nü de kutluyorum.
Değerli Bakanım, tohum, toprak ve vatan, sizin Bakanlığınızı ifade eden kavramlar. Tabii, bunları ekonomik ve fiziki anlamlarından ziyade, üzerine manevi ve millî manalar yükleyerek söylüyorum ve 3 ziynet olarak tarif ediyorum bunları. Varoluş sebebimiz, yaşama gayemiz bunlar. Bizde tohum mübarektir, toprak mübarektir ve vatan, uğrunda can verme sırrına erenlerin ruhaniyeti manasında, şair Kuntay'ın tarifiyle "Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır / Toprak, eğer uğrunda ölen varsa vatandır." ve vatan mübarektir.
Ve toprak... Üstadımız, millî şairimiz Akif'in "Bastığın yerleri toprak diyerek geçme, tanı / Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı / Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır atanı / Verme, dünyaları alsan da, bu cennet vatanı." vurgusuyla kaydettiği üzere aziz ve mukaddes.
Ve tohum... İki bin yıldır yalnız Anadolu'ya değil, cihana ektiğimiz adalet ve kardeşliğin ifadesi.
Tohum, toprak ve vatan... Kimliğimiz ve benliğimizin tarifi bunlar.
Bu noktada, Türkiye'de her alanda ak süreci başlatan Sayın Cumhurbaşkanımızın, Millî Tarım Projesi tanıtım etkinliğinde, toprağa düşerek onu vatanlaştıranlara telmihen yaptığı tarihî tespitlerini paylaşmak isterim. Sayın Cumhurbaşkanımız şunu söylüyor: "Anadolu, Selçuklu, Büyük Selçuklu'nun Sultan Alparslan'la bu topraklara attığı tohumların üzerine inşa edilmiştir. Osmanlı, Anadolu Selçuklu'nun bu topraklarda besleyip güçlendirdiği tohumların izi takip edilerek kurulmuş bir devlettir. Cumhuriyet de Osmanlı'nın geniş bir coğrafyaya yaydığı zengin tohum varlığından elimizde kalan bakiye üzerinde vücut bulmuştur."
Sonra, bu muazzez coğrafya üzerinde ekilen adalet ve kardeşlik tohumlarına kayıt düşüyor Sayın Cumhurbaşkanımız. İşte tarihî tespiti şöyle: "Ecdadımız, her dönemde, gittiği her yerde toprağın altını bereketli kılmanın, üzerini de mamur etmenin çabası içinde olmuştur. Bu şekilde geniş bir coğrafyada atılan o sevgi, dostluk, kardeşlik tohumları, aradan asırlar geçse de canlılığını sürdürmektedir. Sadece biraz suya, biraz gübreye, biraz emeğe, velhasıl sevgi, dostluk, kardeşlik tohumlarının yeniden yeşertilmesine ihtiyaç vardır. Biz, on dört yıldır, Balkanlar'dan Orta Asya'ya, Kuzey Afrika'dan Ortadoğu'ya kadar, kadim tarihî ve kültürel bağlarımızın olduğu her yerde işte bu anlayışla gönül köprüleri kurmanın çabası içindeyiz."
Evet, değerli arkadaşlarım, tohum, toprak ve vatanın bizdeki karşılığı budur. Tohum, kardeşliktir; toprak, bütün cihandır ve vatan, şehitler mekânıdır. On dört yıldan bu yana, üslubumuz, kardeşlik; muradımız, bayrak, millet ve devlet birliği; seferimiz, küresel vicdana insanlık değerlerini taşımaktır. Kardeşlik, ölümüne kardeşlik, vazgeçemeyeceğimiz kıymetimiz. Birlik ve beraberlik, manevi ve kalbi içtenliğimiz. Ve vatan, uğrunda ölmeyi şeref saydığımız aziz ve mukaddes değerimiz.
Anadolu, bizim için yüksek manaların ifadesidir. Anadolu, bizim için şahika değerlerin adresidir. Anadolu, iki bin yıldır kardeşlik, birlik ve bütünlük mirasının tüm cihana yayıldığı maneviyat kalesidir. Vatanı sadece dille sevmek yetmez, vatan sevgisi feda gerektirir. Ak dava, bu sevdayı fedalarla, vatan uğrunda kefenini cebinde taşıyan liderin öncülüğünde, yatırımlarla, reformlarla kaydetmiş, on dört yıllık süreçte ülkemize çağ atlatan atılımları gerçekleştirmiştir. "Ak hizmet" demek, sağlık, eğitim, ulaşım ve enerji alanında kaydedilen reformlar, belki en önemlisi tarım alanında kaydedilen tarihî atılımdır.
Şairin "Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz, kişinin görünür rütbeyiaklı eserinde" dediği gibi, ak hükûmetler vatan sevdasını eserlerle yatırımlarla, reformlarla ortaya koymuş, halk üzerinde muktedir bir güç olmayı değil, halkın hizmetkârı olarak onun iradesine teslim olmayı seçmiştir.
Değerli arkadaşlarım, burada, tarım alanında bir devrisabık yapmak istemiyorum ama bir not düşmek adına, 2002 öncesinde dükkânı ve tezgâhıyla küstürülmüş esnafın, toprağından ayrı düşürülmüş çiftçinin ve besicimizin geçmişte yaşadığı ızdırapları hatırlatmak isterim. Tarımda ak reform dönemini başlatan hükûmetlerimiz, öncelikle bu alanda ciddi bir kurumsallaşma süreci izlemiş, GAP, DAP gibi yerel inisiyatifleri destekleyen, yerel kaynak ve potansiyeli harekete geçiren kuruluşları tesis etmiş, Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumunu tarım sektörünün hizmetine sunmuş, sulama projeleriyle Anadolu toprağının yeniden dirilişine vesile olmuş, eğitim çalışmalarıyla...
BAŞKAN - Teknik bir arıza oldu, buyurun.
Beş dakikanız daha var şu anda.
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - ...kırsal kesimde toprağına ve tohumuna sahip çıkma şuurunu paylaşmıştır. Tarım alanında kaydedilen yatırım ve atılımları tek tek anlatacak değilim ancak sadece bu sektöre yönelik olarak son dönemde hayata geçirilen tarımda dönüşüm ve değişim modellerini aktarmak isterim.
Bunlardan biri, haziran ayında gündeme taşınan, Türkiye'de tarım arazilerinin önemli bir kısmını barındıran Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi yatırım hamlesi ve cazibe merkezleri oluşturulmasıdır.
Bir diğeri ise cumhuriyet tarihimizde bir ilk olan Millî Tarım Projesi'dir. Havza bazlı üretimi destekleme ve hayvancılıkta yerli üretimi destekleme şekliyle bu model, öze dönüş, yerli imkân ve kabiliyetleri tetikleme, bölgesel tarım kaynak, potansiyel ve değerlerini katma değer üretir boyuta taşıma hamlesidir, çiftçimizi toprağıyla buluşturma ve barıştırma konseptidir, yerli ve milli tarımsal değerlerimizin küresel vizyona takdimidir. Bunun hakiki adı "ak takdim"dir Musa Bey.
Bir diğer önemli atılım da TKDK bünyesinde hayata geçirilen Leader Projesi'dir. IPARD 2 programıyla desteklenen sektörlerle beraber, yeni sektörlerin inisiyatiflerinin de desteklenmesini amaçlayan bu proje, tarım, turizm, kültürel miras, hizmetler sektörü ve sosyal konular gibi kırsal yaşamın bütün bileşenlerini birbirine bağlayarak yerel ekonomiyi geliştirmeyi, iş imkânlarını artırmayı, yerelde henüz bulunmayan yerel kaynak ve potansiyelden yararlanarak yeni gelir kaynakları oluşturmayı, kırsalda yaşayan insanların geniş kitlelere entegrasyonunu sağlamayı amaçlamaktadır. Bu da ilktir ve tarım alanında atılmış tarihî bir adımdır.
Bu vesileyle, Erzurum'un ve ilçe bazında İspir ve Tortum ilçelerimizin pilot bölge olarak kaydedilmesinden ötürü Bakanlığımıza minnettarlığımı ifade ediyorum.
Değerli Başkanım, kırsal kesim kanaat önderlerinin terbiye ve disiplininden yararlanmış biri olarak, ak hükûmetlerce ortaya konulan reform düzeyindeki yatırım, yaptırım ve eserlerin özellikle Millî Tarım Projesi'nin bir can suyu olduğunu ifade ediyorum.
Sahadan yaptığım gözlemler, tarım alanındaki gelişmelerin yine bu bölgelerde müessir olan göçü tersine döndürmeye başladığını kaydetmiştir. Bu, tabii bir süreçtir. Zira, birim başına tarımsal verimlilik cumhuriyet tarihimizin en yüksek rakamlarına ulaştı, tarıma verilen desteklerde rekor artış sağlandı, destek kapsamına alınan büyük ve küçükbaş hayvan projelerinde çok iyi bir oran yakalandı, mera ıslahında, arazilerin birleştirilmesinde, sulamada ve daha birçok önemli başlıkta dev adımlar atıldı. Tabii, bu tespitleri daha çok Erzurum özelinden yapıyorum. Malum, Erzurum, çok eski çağlardan beri tarım ve hayvancılık merkezi olarak tarif edilmiştir. Çünkü, bu kadim kültür ve medeniyet merkezimizin, çevredeki sert iklim şartlarına rağmen, dağ silsileleri ve akarsu boylarındaki verimli ovaları tarıma ve bilhassa hayvancılığa uygun bir ortam oluşturmuştur. Geleceğin de en önemli tarım ve hayvancılık merkezi olma potansiyeline sahip Erzurum'da son on dört yıllık dönem hareketli ve bereketli hizmet atılımlarına sahne oldu. Önce bu büyük atılımlardan özetle söz edip sonra da noksanlarımızı ve tekliflerimizi sizlerle paylaşmak istiyorum.
Erzurum'a son on dört yılda verilen nakit hibe destekte rekor artış sağlandı. Üretimden hasada, işlemeden satışa her aşamada üreticilerimiz desteklendi. Mazot desteği ilk kez başlatıldı, kimyevi gübre desteği doğrudan çiftçimize ödendi. Tarımsal kredilerde faizler düşürüldü. Tarımın birçok alanında üreticilerimize sıfır faizli kredi sağlandı. Reform niteliğindeki bu büyük hizmetlerden ötürü Hükûmetimize, Bakanlığımıza, yerel tarım teşkilatlarımıza teşekkürü borç biliyorum.
Değerli Bakanım, bu büyük atılımlara rağmen, yılların ihmaline uğramış şehrimizde hedeflediğimiz noktaya hâlâ ulaşamadığımızı belirtmek istiyorum. Erzurum'da idari kuruluşların yanı sıra, araştırma enstitülerimiz mevcut, sizin de malumunuz Değerli Bakanım. Şehrimiz, Türkiye'nin en eski ziraat fakültesine sahip. Bu fakültede alanında çok yetkin bilim adamları görev yapıyorlar. Gıda mühendisliği fakültemiz var, veteriner fakültemiz var.
BAŞKAN - Sayın Aydemir, on dakikalık süreniz doldu. Lütfen toparlayın.
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Evet, toparlıyorum Değerli Başkanım.
Özetle, Erzurum'u ülkemizin ve hatta Avrasya'nın, Avrupa'nın, Orta Doğu'nun hayvancılık merkezi yapacak entelektüel birikime sahibiz. Bu büyük birikimin, icracı makamların önüne daha somut, daha uygulanabilir, daha sürdürülebilir projeler koyması gerektiğine inanıyorum. Bu noktada eksiklik gördüğümü ifade etmek istiyorum.
Ayrıca, Kalkınma Ajansımızın, DAP teşkilatımızın, teknoparkımızın proje üretimi ve yönetimi konusunda daha fazla inisiyatif alması ve bürokratik kademelere, siyasi kadrolara daha çok fikri katkıda bulunması lazım. Bu genç bürokrasi unsurlarının, bilim yuvalarımızla birlikte, yeniliğe açık bir anlayışla, dünyaya açık bir vizyonla seferber olmalarını bekliyoruz. Biz, siyasi heyet olarak, 7 gün 24 saat iş birliğine hazırız, buradan ifade ediyorum.
Sayın Bakanım, Doğu Anadolu'muz, inovasyona açık, 21'inci asrın paradigmalarına uygun, teknolojiye dayalı hayvancılık merkezi olmaya adaydır. AK PARTİ iktidarı da bu büyük projeyi hayata geçirmeye muktedirdir. Doğu Anadolu, gıda sanayimizin bereketli havzası, Erzurum da buranın merkezi olabilir. Hollanda gibi, bir vilayetimiz büyüklüğündeki bir ülke koca dünyayı doyuracak üretim yapabiliyor da biz niye yapmayalım? Bunu ciddi olarak düşünmeliyiz. Ziraat fakültemiz düşünmeli, gıda mühendisliği fakültemiz düşünmeli, sivil toplum teşkilatlarımız düşünmeli. Nihayet, biz düşünmeliyiz ve düşünüyoruz.
Erzurum'u cazibe merkezlerinden biri olarak planlayan siyasi irade bu konuda gereğini yapacaktır, bundan eminiz. Yeni teşvik uygulamalarının odağını, merkezini, gıda ve ona bağlı sanayi teşkil etmelidir. Kalkınma Bakanlığı bütçesinde ifade ettim, burada da yineliyorum: Hayvancılık ihtisas organize sanayi bölgesi elzemdir, tarım kampüsü elzemdir, hipodrom elzemdir Erzurum için. 14 ilimizi kapsayan Doğu Anadolu Projesi'yle 2019 yılı sonuna kadar 2,3 milyon dekar araziyi daha sulamaya açmayı hedefliyoruz. Bu hedefe ulaşmamız hayati önem taşıyor. Erzurum tarım ve hayvancılığının hızlı şekilde gelişimini sağlamanın ön şartı, elbette, yeterli finansman bulmaktır. Bunun için yerel proje ve kredi bankası kurulmasını teklif ediyorum. Çünkü, şehrimizde tarım ve hayvancılıkla uğraşanların kişi başına kullandıkları krediler yetersizdir. Ziraat Bankası merkezî yapısı, çiftçiye ayırdığı kaynak itibarıyla, yeterli olmaktan uzaktır.
BAŞKAN - Sayın Aydemir, lütfen tamamlar mısınız.
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Tamamlıyorum Değerli Başkanım.
Tarım kredi teşkilatları da finansman gücü ve yapılanma şekliyle tarım kesiminin ihtiyaçlarını karşılayamıyor. Çiftçinin ürün planlaması, yerel markalaşma, alternatif ürün seçimi, ürünlerin ambalaj ve pazarlanması, kredi ihtiyaçlarının giderilmesi, son teşvik yasasına uygun projelerin üretilmesi konularında hem planlama yapacak hem proje hazırlayacak hem projeyi takip edecek ve hem de kredilendirme yapacak bir yerel kalkınma bankasına ihtiyacımız vardır. Böyle bir bankanın örgütlenme ve hizmet mantığı, yeniden yapılandırılan İller Bankası modeli şeklinde olabilir.
Bir de, Değerli Bakanım, daha önce bizim Erzurum'da bir hayvan hastanesi vardı, nasıl olduysa bir şekilde bu kapanmış. Şimdi özellikle ziraat odası yetkililerinden aldığım, mütemadiyen her gittiğimde bana söyledikleri, buranın yeniden hayatiyet bulması şeklinde. Bunu da size arz ediyorum.
Efendim, ezcümle, tarım alanında ülkeye yeni bir vizyon kazandıran Sayın Cumhurbaşkanımız, Başbakanımız ve Sayın Bakanımıza minnettarlığımızı bir kez daha vurguluyoruz. Tarımda kaydedilen ak yatırımların bereket bereket tüm Anadolu'yu sarmasını niyaz ediyoruz ve sözümüzü millî amentümüz İstiklâl Marşı'mızdan;
"Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda,
şüheda fışkıracak toprağı sıksan şüheda.
Canı, cananı bütün varımı alsın da Hüda,
etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda."
kıtasıyla tamamlıyor, muhterem heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Bütçemiz mübarek olsun, bereketli olsun inşallah.