MAHMUT TANAL (İstanbul) - Yok, ben kavga insanı değilim, hakkımı ararım.

Şimdi, Sayın Bakanım, bize bu sunuş konuşmasında sayfa 6'da İstanbul Sultanbeyli'den bahsetmişsiniz. Hasanpaşa Mahallesi var. Hasanpaşa Mahallesi'nin sokak isimleri var, asfaltlama işi var, elektriği var, suyu var, altyapısı var, doğalgazı var ama buranın tapusu yok, ormanlık bölge görünüyor. Yani burada, Sultanbeyli'deki... Diyorsunuz ki: Efendim, buradaki mülkiyet sorununu biz trampa usulüyle halledeceğiz. Trampa usulü oradaki halkı yerinden göçürüyor ve göç etmek zorunda kalıyorlar, mağdur ediyorsunuz. Bu, gerçekten, "Trampa usulü" dediğiniz, halkın... Biraz önce Sayın Rıza Bey'in bahsettiği, referandumla gelin, yapın, halk kabul ederse yapalım ama yoksa evinden zorla göç etmek zorunda bırakıyorsunuz.

Geliyorum, yine aynı sunuş konuşmanızda sayfa 12 ve 13'te "Üsküdar" diyorsunuz. Bakın, Üsküdar'la ilgili, yeni yapılan Çamlıca Camii çevresi kentsel dönüşüm alanı. Çamlıca Camii'nin denize bakan tarafındaki Kirazlıtepe Mahallesi, vatandaşa ait hisseli 7 parsel, toplamda 190 dönüm yer. Üsküdar Belediyesinin talebiyle İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından kentsel dönüşüm ve gelişim alanı ilan edilerek vatandaşın buradaki malının üzerinde âdeta bir ahkâm kesiliyor. Yani burada Küplüce Mahallesi, Yavuztürk Mahallesi, Güzeltepe Mahallesi, Küçüksu, Çengelköy ve Bahçelievler Mahallesi; bunların tamamı etkileniyor.

Ümraniye'yle ilgili herhangi bir çalışmanız yok. Beykoz'da yine mülkiyet ve yine imar sorunu var. Burada, hemen geliyorum yine Üsküdar Bulgurlu Mahallesi, 80 pafta, 1197 ada, 48 parsel, Amine Hatun Cami; Bulgurlu Mahallesi, 80/1 pafta, 2243 ada, 9 parsel; Alvarlızade Cami; Selamiali Mahallesi, 69/1 pafta, 2623 ada, 4 parsel; Bağlarbaşı Huzur Cami; Çengelköy Mahallesi, 185 pafta, 977 ada, 8 parsel, Bahçelievler Cami; bu camilerin tamamının mülkiyeti Üsküdar Belediyesine ait. Üsküdar Belediyesinin -Türkiye'de buna benzer çok belediye var- Maliyeye 7 trilyon borcu var. Üsküdar Belediyesi bu üzerinde arsa görünüp cami görünmeyen arsaları kendi borcuna karşılık Maliyeye devrediyor ve güya alacak tahsil edilmiş görünüyor. Bu, kanuna karşı hile. Bu, sahtekârlık. Bu, tahsil edilmeyen paranın buharlaşmasıdır. Aslında bu paraların vatandaşa kamu hizmeti olarak dönmesi gerekirken kamu hizmeti olarak dönmüyor, borçlar bu şekilde camilerin devriyle tahsil edilmiş görünüyor; aslında tahsil edilmiş bir borç da yok. Yazık, günah. Bu şekilde Türkiye'de kaç tane belediye var? Kaç tane cami bu şekilde belediyelerin borcu olup o arsası belediyeye ait olup Maliyeye devredilen var? Bu, gerçekten kabul edilebilir bir durum değil.

Hiçbir arkadaşın değinmediği başka can alıcı bir konu var. O da nedir? Tapu ve Kadastro Müdürlüğünün bünyesinde tapu müdürlüğüne gittiğiniz zaman yapacağınız her türlü işlem ve hatta işlemlerdeki gayrimenkul sayısı kadar kurum bütçesine döner sermaye ücreti ödenmektedir. Bunun sebebi, döner sermaye uygulamasında bir yıl öncesine kadar o dönem işlem başına iken ondan sonra işlem başınadan döndü, gayrimenkulün sayısına kadar... Yani sizin sunuş konuşmanızda da var, gayet rahat, 5 tane gayrimenkulün sahibiysen ve bir işlemle o 5 tane işlemi yapabilirken geçmişte bir tek döner sermaye alınırken şu anda her gayrimenkul için ayrı ayrı döner sermaye ücreti alınabiliyor.

Bir başka çarpıcı örnek: Sizin sattığınız bir gayrimenkulünüzün değeri 1.000 TL ise o kişi için de yine döner sermaye ücreti 210 TL, fiyatı 3-4 trilyonu bulan bir yalının da yine döner sermaye ücreti 210 TL. Böyle uçurum ve...

Bir başka örnek: Sayın Bakanım, bildiğim kadarıyla siz de hukukçusunuz. Gidip tapu sicil müdürlüğüne ne diyoruz biz? Medeni Kanun'un 1020'nci maddesi diyor ki: Tapu sicil kayıtları alenidir, her vatandaş inceleyebilir, kontrol edebilir. Peki, gidip incelediğiniz zaman sizden işlem başına para alıyorlar mı? Alıyorlar. E, peki, yarın öbür gün adliyeye gidip adliyede ben şu dosyayı bir incelemek istiyorum; para mı alınacak? Trafik tescil müdürlüğüne gittiniz, ben dosyasını inceleyeceğim aracın; para mı alınacak? Şirketi devredeceksiniz; onu işleyince para mı alınacak? Yani bu resmen, her kalemde bu şekilde para alınması...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Tanal, süreniz doldu.

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Ben özür dilerim. Bitiyor Sayın Başkanım.

BAŞKAN - Son sözünüzü alayım.

Buyurun.

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Bir de üstadımızın da...

ÇETİN ARIK (Kayseri) - Ben veriyorum.

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Veriyormuş, ne olur.

BAŞKAN - Yok, yani öyle bir usul yok.

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Bakın, önemli şeylerden bahsediyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN - Olabilir efendim, herkes, bütün arkadaşlarımız önemli şeylerden bahsediyorlar.

Toparlayın.

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Sizden istirham ediyorum, bitiyor zaten, sabrınıza sığınıyorum ben.

BAŞKAN - Toparlayın.

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Şimdi, bu şekilde bunları yaparken bu döner sermayenin asıl amacı ne? Asıl amacı: Orada çalışan personele en azından bir gelir olarak gelip morali düzelsin ve daha fazla çalışabilsin. Ne yapıyoruz biz? Bu döner sermayeden gelen paraları orada çalışan personele vermiyoruz. Peki, ne oluyor? Kıt kanaat, kıt imkânlarla, yetişmiş olan personel mecburen gitmek zorunda kalıyor büyük şehirden.

Ve geliyoruz... Mesela çok güzel, can alıcı bir soru: Bu kadar para tahsil ettiniz, şu anda Türkiye'de tapu kadastro müdürlüklerinin hangisi kirada değildir, hangisinin tapusu size ait? Bildiğim kadarıyla hepsi kirada. Kaldı ki, bugüne kadar tapu kadastro müdürlüklerine kiralık olan gayrimenkullere aylık ne kadar kira veriyorsunuz? Ve bu gayrimenkullere sahip olan şirketler hangi şirketlerdir? Belirli şahıslarda, belirli firmalarda..