KOMİSYON KONUŞMASI

MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sayın Başkan, Sayın Bakan, değerli milletvekili arkadaşlarım, Bakanlık, kurum ve basınımızın değerli temsilcileri; öncelikle hepinizi saygılarımla selamlıyorum.

Sayın Arslan'ı kutluyorum, gerçekten çok önemli sorunlara parmak bastı. Mutlaka çözüm getirilmesi gereken, dikkat edilmesi gereken konuları ifade etti. Bu, tarım alanlarıyla ilgili olsun, imar yetkilerinin birçok bakanlık, kuruma verilmesinin yarattığı sonuçlarla ilgili olsun, tapu harçlarının yüksek olmasının vatandaşı yanlış beyana ve Maliye Bakanlığıyla uyuşmazlıkların, sorunların ardı ardına gelmesine neden oluyor. Ben gerçekten tebrik ediyorum, teşekkür ediyorum. Zaten, bu anlamda Komisyonumuzun da, her arkadaşımın da memleketimiz için, milletimiz için mevcut sorunların çözümüne yönelik öneriler getirdiğini düşünüyorum. Bunların mutlaka dikkate alınması lazım.

Evet, Sayın Bakanım, Rıza Bey'i ben yıllardan beri tanırım. Kendisi çok sevilen ve samimi bir arkadaşımız. Gerek Enerji Bakanlığı bütçesi görüşülürken gerek şimdi Amasra için çırpınıyor hakikaten.

ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI MEHMET ÖZHASEKİ (Kayseri) -Biliyor da, herhâlde beni daha eskiden biliyor, onun için.

MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Birkaç konuyu söyleyeceğim.

Ben geçmişte denetim elemanıydım. Amasra'yı gördüm, defalarca gördüm. Bölgeye, Bartın'a olsun, Zonguldak'a olsun, hatta Kastamonu'ya olsun, denetime gittiğimizde, hafta sonları gezmeye gittiğimiz, gördüğümüz bir yer. Gerçekten de Fatih Sultan Mehmet'e atfedilen "Lala, lala! Çeşmi cihan bu mu ola?" sözünü yerinde de görme imkânı olan biriyim. Hatta, Fatih Sultan Mehmet'in Cenevizlilerden orayı almak için "O güzelliğe kıymayayım. Gidin, anahtarı alın gelin." dediği de söylenir. Bilmiyorum ne derece doğru.

MUHAMMET RIZA YALÇINKAYA (Bartın) - Doğru.

MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Benim burada söyleyeceğim şu: Gerçekten bu cennet beldeyi cehenneme çevirmeyelim. Mutlaka bir orta yolu vardır. Yani, millî servetimiz. Kullanmayalım mı? Kullanalım ama bunun bir çözümünü, bir çaresini oturup bulalım. Hem o güzelim yeri mahvetmeyelim hem de tabii ki oradaki kaynakları kullanmanın bir formülünü, bir yolunu bulalım diyorum. Bunda da bulamama gibi bir durumun söz konusu olmayacağını düşünüyorum. Yani, biraz konu üzerinde gelen eleştirileri dikkate almamız gerektiğini düşünüyorum.

Sayın Bakanım, bir konu daha var belki zamanımın tamamını alacak: Sayıştay denetim raporu. Sayın Bakanım, çok ciddi tespit ve öneriler var. Eski bir denetim elemanı olarak söylüyorum, yıllarca değişik kamu kurumlarında denetim yaptım, ki bu Mecliste de önümüze gelen raporlar var, herhâlde en fazla maddesi olan raporlardan biriyle karşılaşıyoruz. Şimdi, bakıyorum Anayasa'ya, kanuna, yönetmeliğe, sözleşmeye uyan yok tespitlere göre. Kayıtlar hatalı, ne usul var ne takip var ne iş kontrolü var ne de anayasal kurumumuz olan Sayıştayın uyarılarını dinleyen var. Birkaç yıldır aynı konuların yazıldığını söylüyor Sayıştayımız. Ben Komisyon Başkanımıza şunu söyleyeceğim: Aslında, biliyorsunuz, 2015 kesin hesabını da görüşüyoruz. Sayıştayın yazdığı rapordaki önerileri mutlaka tek tek görüşmemiz lazım, mutlaka tek tek görmemiz lazım. Aynen KİT Komisyonundaki gibi Sayıştayın denetim raporunda yer alan önerileri, uyarıları mutlaka Komisyon olarak görüşmemiz lazım, hepimizin yapılan işlemlerden bilgisi olması lazım. Ben şunu kesinlikle kabul edemiyorum... Yani, hukuk önünde herkes eşittir, hiç kimsenin, hiçbir kurumun bir imtiyazı yoktur. Yasalara uymamak suçtur en başta. Ben bu anlamda Sayıştaya da bir soru soracağım: Tespitlerde kanunlara açıkta aykırı işlemler olduğunu söylüyor. Yani, sadece "Bunlara uyun." şeklinde bir öneri mi getiriliyor? Yoksa, bununla ilgili ayrıca bir de soruşturma yürütülüyor mu? Bana göre yürütülmesi lazım. Biz yıllarca yazdık, kanuna açıkça aykırı bir işlem varsa, zarar varsa tazmin yönüyle, yasaya uymamanın suç olması nedeniyle de ayrıca disiplin yönüyle ve yargı yönüyle işlem yapılması gerekir. Bu konuda bizi aydınlatırsa Sayıştay memnun olacağım.

Şimdi Bakanlığın raporuna bakalım. 21'inci sayfada "Denetim Görüşü" var. "Çevre ve Şehircilik Bakanlığı 2015 yılına ilişkin yukarıda belirtilen ve 'Denetimin Dayanağı Amacı, Yöntemi ve Kapsamı' bölümünde açıklanan çerçevede ekte sunulan mali rapor ve tablolarının 'Denetim Görüşünün Dayanakları' bölümünde açıklanan nedenlerden dolayı Mali Duran Varlıklar ve Maddi Duran Varlıklar hesap alanları hariç doğru ve güvenilir bilgi içerdiği kanaatine varılmıştır." "Mali Duran Varlıklar" ve "Maddi Duran Varlıklar"la ilgili de bulgularını madde madde yazmış, diyor ki: Bakanlığa tahsisli veya Bakanlığın kullanımında bulunan taşınmazların envanter ve kayıt çalışması yapılmamış. Taşınmaz varlıklar için mevzuatta yazılı limitler dikkate alınmadan amortisman ayrılmış. Yapılmakta olan yatırımlara ilişkin tutarların yapılmakta olan yatırımlar hesabında izlenmemesi ve geçici kabulü yapılan işlere ilişkin tutarların bu hesapta izlenmeye devam edilmesi önerilmiş. TOKİ'yle yapılan protokol kapsamında satın alınması kararlaştırılan konutlara ilişkin ödemelerin varlık hesaplarında izlenmemesi önerilmiş. Döner sermayeli kuruluşlara taahhüt edilen ve yatırılan sermayelerle ilgili kayıtların doğru yapılmamasını madde olarak almış. Yine, diğer idareler hesabına kabulü yapılan yatırım harcamalarına ilişkin tutarların Bakanlığın varlık hesaplarında izlenmesi neticesinde binalar hesabı bakiyesinin gerçeği yansıtmadığını yazmış. Bunlar kayıtların doğru olmadığını yani bir anlamda bizim burada görüşmüş olduğumuz 2015 Yılı Kesin Hesabı'ndaki Bakanlıkla ilgili kayıtların belli hesaplarda doğru olmadığını ortaya koyuyor. Yani, bunu bilmemiz lazım Komisyon üyeleri olarak. Yani, onayladığımız bazı kalemler yanlış. Bu tamamen rakamların, Bakanlığın tablolarındaki rakamların doğruluğuyla ilgili tespitler. Daha vahimi var, onu "Denetim Görüşünü Etkilemeyen Tespit ve Değerlendirmeler" diye Sayıştay bulgularını sıralamış. Burada da arkadaşlar, tamamen kanunlara, mevzuata aykırı olarak yapılan işlemler sıralanmış madde madde. 1'inci maddeyi dikkatlerinize sunayım: "Uygulama Projesi ile Anahtar Teslim Götürü Bedel İhale Edilen Yapım İşlerinde Uygulama Sırasında Birçok Proje Değişikliği Yapılması" diyor. Uzun uzun, tabii, tek tek okumayayım, sadece belli bazı bilgileri vereyim. Kanuna aykırı iş artışları yapılmış Sayıştayın tespitlerine göre. Şurada bir paragraf var, aynen okuyacağım, diyor ki: "İş artışı yapılabilecek hâller 4735 sayılı Kanun'un 24'üncü maddesinde açıkça sayılmıştır. Bu şartlar oluşmadan iş artışı yapılması, ihale kanununun rekabet, saydamlık, ihtiyaçların uygun şartlarla karşılanması ve kaynakların verimli kullanılması gibi temel ilkelerine aykırıdır. İşin devamı sırasında meydana gelen iş artışları ve bunların bedellerinin belirlenme yöntemi, ihaleye katılan diğer isteklilerin bilgisine sunulmadığından rekabet şartlarını ortadan kaldırmaktadır." Yani, çok açık bir şekilde burada ihaleye fesat karıştırmaya giden tespitler var.

Değerli Komisyon Başkanım, bunları burada görüşmeden yaptığımız konuşmaların hiçbir anlamı olmuyor. Bu konularda ne yapılmış? Sayıştayın önerilerine karşı Bakanlık ne yapmış? Onu da söyleyeyim, diyor ki Sayıştay: "Konu Bakanlığın 2012 ve 2013 Sayıştay Denetim Raporu'yla Türkiye Büyük Millet Meclisine raporlanmasına rağmen Bakanlık cevaplarında aynı genelgelerden bahsedilmiş..."

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Kalaycı, ek süre veriyorum.

Buyurun.

MUSTAFA KALAYCI (Konya) - "...ancak herhangi bir gelişme sağlanamamıştır. Proje değişiklikleriyle iş artış ve eksilişlerinin 2/8/2013 tarihli genelge hükümleri çerçevesinde, makul bir süre içinde yapılmasının uygun olacağı değerlendirilmektedir." Yani, bu konularda Komisyon olarak ayrı ayrı bu maddeleri görüşmemiz gerektiğini düşünüyorum.

Yine, döner sermayelerle ilgili gerek Tapunun gerekse Bakanlığın raporlarında genel bütçe için harcama yapıldığı tespiti var. Hele ki döner sermaye gelirlerinin yüzde 67'sinin bütçe içinde harcandığını söylüyor Sayıştay. Personel giderleri, ben anlamıyorum niye döner sermayeden karşılanıyor. Niye Bakanlığın, ilgili kurumun bütçesine bu ödenek konulmuyor da ayrı bir DÖSİMM kanalıyla bu ödemeler yapılıyor? Bunların kanuna aykırı olduğu açık, Türkiye Büyük Millet Meclisinin bütçe hakkının ihlal edildiği açık dolayısıyla Anayasa'ya aykırı olduğu açık. Sayıştay da "Sürekli uyardım." diyor ama uyulmuyor. Şimdi, bunları görmeyecek miyiz?

Değerli arkadaşlarım, bu konuları -ki bu Bakanlıkta epeyce madde var, ben sadece iki tanesinden bahsedebildim- bunları ayrı bir oturum yapıp gerekirse görüşelim, hem Sayıştaydan hem Bakanlıktan gerekli bilgileri alalım, hepimiz ne olduğunu ne bittiğini bilelim; Anayasa'nın bize yüklemiş olduğu denetim sorumluluğumuzu layıkıyla yerine getirelim diyorum.

Ben Bakanlığımız ve bağlı kurumların bütçelerinin hayırlı sonuçlar getirmesini diliyorum.

Teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum.