| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2017 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı (1/774) ile 2015 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı (1/733) ve Sayıştay tezkereleri a) Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 11 .11.2016 |
AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANI FATMA BETÜL SAYAN KAYA (İstanbul) - Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; konuşmama başlarken öncelikle saatlerdir süren görüşmelerimizde son derece yapıcı eleştiri, değerlendirme ve sorularıyla katkıda bulunan bütün milletvekillerimize çok teşekkür etmek istiyorum. Bu değerli katkılardan mutlaka faydalanacağımızı da ifade etmek istiyorum.
Değerli milletvekilleri, Bakanlığımız toplumumuzun bütün dezavantajlı kesimlerine en iyi şekilde hizmet vermeye çalışmaktadır. Devletimizin özel ilgisine mazhar olması gereken engelli, yaşlı, yetim, kimsesiz vatandaşlarımız, kadınlarımız, şehit yakını ve gazilerimiz, fakir ve muhtaçlarımızla ilgili yapacağımız her çalışma değerlidir ve her türlü siyasi değerlendirme ve kaygıların üzerindedir. Öncelikle bunu da belirtmek istiyorum.
Kadim medeniyetimizin temel kültür değerlerine sahip çıkmamızın bir gereğidir. Bu anlamda, bu hizmetlerin daha iyi yapılması için sayın milletvekillerimizin verdiği katkılar da bizim için çok önemli, bunu önemsediğimizi bir kez daha ifade etmek istiyorum.
Bu kadar geniş alanda neredeyse toplumun bütün kesimlerini ilgilendiren hizmetlerde elde ettiğimiz başarıyı dile getirirken kesinlikle yaptıklarımızı yeterli görmediğimizi de en baştan tekrar ifade etmek istiyorum.
Hak temelli hizmet anlayışıyla daha fazlasını yapmamız gerektiğine yürekten inanıyoruz. Rakamları konuştururken, bu önemli hizmetlerde nerelerden nerelere geldiğimizi göstermek için ifade ederken AK PARTİ Hükûmetleri olarak engellilerimize, kadınlarımıza, çocuklarımıza, yaşlılarımıza, yoksullarımıza ne kadar değer verdiğimizi göstermeye çalışıyoruz. Verdiğimiz bu değerle milletimizin bizlere emanetleri olarak gördüğümüz bütün dezavantajlı kesimlerimize daha güzel hizmetler sunmaya ve gösterge rakamlarını daha iyi noktalara taşımaya devam edeceğiz.
Bu düşüncelerle şu ana kadar yapılan eleştirilere ve sorulan sorulara sürem yettiğince cevap vermeye gayret göstereceğim. Cevap veremediğimiz soruların cevapların da yazılı olarak sayın milletvekillerimize göndereceğiz.
Öncelikle konuşmalarda aldığım soru notlarından başlamak istiyorum.
Sayın Mehmet Günal "Kadına yönelik şiddetin nedeni nedir? Neden şiddet ve cinayetler artıyor? Sosyal travmayı analiz ediyor musunuz? Şiddet uygulayan neden şiddet uyguluyor? 'Şiddeti önlemek için eğitimler düzenledik.' diyorsunuz. Topyekûn eğitim vermek amacıyla çalışmalarınız var mı, örgün eğitimde uygulanıyor mu?" diye soru sormuştu, şu an burada yok ama...
Ülkemizde şiddetin boyutları, nedenleri, sonuçları üzerine Bakanlığımız tarafından düzenli aralıklarla araştırmalar gerçekleştiriyoruz. Bu kapsamda, 2008 ve 2014 yıllarında Türkiye'de kadına yönelik aile içi şiddet araştırmaları ve ayrıca 6284 sayılı Kanun'un etki analizi yapılmıştır. Kadına yönelik şiddet çok boyutlu bir sorun olarak yalnızca kadınları değil tüm toplumu olumsuz etkilemektedir. Kültürel faktörler, evlilik içinde çatışma ve sorunları çözememe gibi ilişki faktörleri, yoksulluk, kadının istihdam olanaklarına erişimde sınırlılıklar gibi ekonomik faktörler şiddetin ortaya çıkmasını etkileyen temel faktörlerden. Şiddetin nedenlerini ortadan kaldırmak amacıyla Hükûmetimizin ve Bakanlığımızın çalışmaları devam etmekte. Bu kapsamda şiddete karşı sıfır tolerans ilkesi çerçevesinde ve mağdur odaklı bir yaklaşımla çalışmalarımızı kararlılıkla yürüttüğümüzü ifade etmek istiyorum. Tüm taraflarla iş birliği içerisinde hazırladığımız 2016-2020 Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Ulusal Eylem Planı kapsamında çok boyutlu olarak, Adalet Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Millî Eğitim Bakanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı başta olmak üzere, ilgili tüm tarafların katkı ve katılımlarıyla çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Eylem planımızla yasal çalışmalar, şiddet mağduru kadınların korunması ve desteklenmesine yönelik kurumsal mekanizmaların güçlendirilmesi, eğitim ve farkındalık artırma çalışmaları, kurumlar arası iş birliği ve koordinasyonu artırma başlıkları altında çok boyutlu olarak kapsamlı çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
Yine, Mehmet Günal Bey'in "Şiddeti önlemek için değerler eğitimi de vermek lazım, veriliyor mu?" diye bir sorusu olmuştu. Şiddet eğilimi, büyüklere karşı gelme; anne, baba, öğretmen gibi, kendine zarar verici davranışlarda bulunma; intihar eğilimleri, artan madde bağımlılığı gibi, ahlaki yozlaşma gerek iş ahlakında bozulma gerek artan hırsızlık, dolandırıcılık, yalan söyleme gibi durumlar değerler eğitimine olan ihtiyacı gözler önüne seriyor. Değerler sosyal hayatı düzenler ve bireyler arası bağlılığı artırır, bireyin kendine ve topluma yararlı olmasını sağlar. Bakanlığımızın 26 ünite ve 198 ayrı konudan oluşan aile eğitim programıyla millî ve evrensel değerleri toplumumuza aktarmayı hedeflemiştik. Burada "aile" derken aile de bireylerden oluşuyor, onu da ifade etmek istiyorum. Aileye verdiğimiz her eğitim aynı zamanda bireylere verilmiş oluyor; kadın, çocuk ve erkeklere de bu eğitimleri vermiş oluyoruz. Yine, aile içinde değerlerin aktarılmasıyla ilgili olarak bir program hazırlanmış, bu programda değerlerimizin önemi, değerlerin çocuk ve gençlere kazandırılma yöntemleri ve değer eğitiminde anne-baba tutumlarının nasıl olması gerektiği gibi konular bulunmaktadır.
BAŞKAN - Sayın Bakan, bir ricam var; önceliği şu an salonda hâlihazır bulunan milletvekillerimizin sorularına veriyorsunuz, olmayanları atlıyorsunuz ve yazılı cevaplıyorsunuz yoksa süreyi yetiştiremezsiniz.
AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANI FATMA BETÜL SAYAN KAYA (İstanbul) - "15 Temmuzda şehit olan vatandaşlarımız ile diğer şehitlerimiz arasında ayrım yapıldığı izlenimi bulunuyor." diye bunu birçok vekilimiz sordu; Mehmet Günal, Aytuğ Atıcı, Çetin Arık bundan bahseden vekillerimiz. Şehitlerimiz arasında herhangi bir ayrım söz konusu olmayıp tüm şehitlerimizin yakınları ve gazilerimiz bizim için ayrı ayrı birer değerdir. Vatanımız için gözünü bile kırpmadan şehadet şerbetini içen şehitlerimizin yakınlarına hizmet etmek bizim için büyük bir şereftir. Bu kapsamda, devletimizin tüm imkânlarını bütün şehit yakınlarımız ve gazilerimize ayrımsız ulaştırıyoruz. Böyle bir yanlış anlaşılmaya fırsat vermemek için şehit ziyaretleri yaparken tüm şehitlerimize ayrı ayrı gidiyoruz.
Bu vesileyle Ulusal Kurtuluş Savaşı'mızın bütün kahramanlarını, kırk yıldır sürdürdüğümüz terörle mücadele şehitlerimizi, bugün hâlâ Suriye'de, Irak'ta ülkemizin birliği ve bütünlüğü için mücadele eden kahramanlarımızı ve 15 Temmuzun şehit ve gazilerini minnet ve şükranla yâd ediyorum.
Yine, dün uğradığı alçak saldırı sonucu bugün kaybettiğimiz Mardin Derik Kaymakamı Muhammet Fatih Safitürk'e de Allah'tan rahmet ve ailesine, yakınlarına, milletimize başsağlığı diliyorum. Hepsinin yakınlarını kıymetli emanetlerimiz olarak görüyor ve hepsini ayrı ayrı gözetiyoruz.
Zekeriya Temizel "Yoksulluğu yönetiyoruz sadece -bunu aslında birçok vekilimiz söyledi- yoksulluk yönetimi ülkeyi felakete götürür. Bu konuda ne yapıyorsunuz?" demişti. Yoksullukla mücadelede sosyal yardımlara iki temel işlev yüklüyoruz; yoksulluğun etkilerini azaltmak ve yoksulluğun bizatihi kendisini azaltmak. Bu çerçevede kısa vadeli yoksullukla mücadele stratejimiz kapsamında sosyal yardımları yoksulluğun etkilerini azaltmak için kullanıyoruz. Gıda, barınma, sağlık yardımları ile temel ihtiyaçlara yönelik destekler vererek yoksulluğun acil olarak ortadan kaldırılması gereken yönlerine doğrudan müdahale edilmekte. Öte yandan, orta ve uzun vadeli yoksullukla mücadele stratejilerimizleyse sosyal yardımları yoksulluğun bizatihi kendisini azaltmak için kullanıyoruz. Bakanlığımızın iş kurmaya yönelik proje destekleri, şartlı eğitim yardımı, istihdama yönelik işe başlama ve yönlendirme yardımları, ücretsiz ders kitabı, taşımalı eğitimden yararlanan çocuklara öğle yemeği verilmesi, engellilerin okullara taşınması gibi uygulamalar bu kapsamda değerlendirilebilir. Vatandaşlarımızın istihdam edilmesi durumunda işveren sosyal güvenlik primlerinin Bakanlığımızca karşılanmasına yönelik altyapıyı kurduk ve uygulamaya geçiriyoruz. Bütün bu çalışmalarımız sonucunda yoksulluk oranları 2002 yılında yüzde 30,3 iken 2015 yılında 1,58'e indirdik. Ancak biz bu gelişmeyi asla yeterli görmüyoruz. Bu çerçevede yoksullukla çok boyutlu şekilde mücadele edilmesi için "İnsani Gelişmeye Geçiş Stratejisi" adıyla ülkemizin ilk ulusal yoksullukla mücadele çalışmalarını da yürütüyoruz.
Zekeriya Bey'in sorusu: "Almanya'daki otizm köyünün bir örneği Türkiye'de kurulabilir mi, örneğimiz var mı?" Ve çalışmalarımızı sormuş. Bakanlığımızın yerel yönetimler, üniversiteler iş birliğinde bu tür merkezlerimiz mevcut, Konya'da 1 tane mevcut. Otizm tanılı bireylerin de çalıştığı korumalı iş yeri uygulaması ülkemizde mevcut. Bakanlığımızca korumalı iş yerinde çalışanlara ücret desteği verilmekte. 2016 Eylül ayı için kişi başı minimum 514 lira destek vermekteyiz.
Zekeriya Bey'in "Çocukların istismarı ve madde bağımlılığına ilişkin sorunların üstü kapatılmaktadır." diye bir söylemi olmuştu. Çocukların istismarının önlenmesine yönelik çalışmalar çocuk hakları temelinde devam etmekte olup konuya ilişkin oluşturulan Meclis araştırma komisyonu tarafından hazırlanacak rapor doğrultusunda ihtiyaç ve öneriler de dikkate alınarak çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bakanlığımızca çocukların istismarı ve madde bağımlılığına yönelik her türlü konuyu titizlikle takip ediyoruz. Ancak tüm süreçler mağdurların deşifre edilmemesi ve özel hayatlarının da korunması amacıyla gizlilik çerçevesinde yürütülmekte.
"Sosyal yardım yararlanıcı sayısının 2002 yılından itibaren büyük artış gösterdiği, bu yoksul sayısının arttığı anlamına gelmektedir." Aytuğ Bey'in sorusu. Birçok vekilimiz de aynı soruyu sordu gerçi. Sosyal yardımların artıyor olmasının yoksulluğun artmasının bir göstergesi olarak sunulmasının yanlış olduğunu söylememiz lazım. Sosyal yardımların artmasında 3 neden öne çıkmakta: İlk olarak muhtaç sayısının artmasından ziyade ulaştığımız kişi sayısı artmakta, kurumsallaşma ve ulaşılabilirliğimiz gelişmekte.
İkinci olarak sosyal yardımlar yeterli düzeyde tanıtılmaya başlandığından kişisel farkındalık artmış, daha fazla vatandaşımız ihtiyaç duyduğu yardımı talep eder hâle gelmiştir.
Üçüncü olarak eşi vefat etmiş kadınlarımıza yardım programı, muhtaç asker ailelerine yardım programı gibi hedefleme yapılmış, yeni yardım programları hayata geçirilerek kişilerin ihtiyacına uygun seviyede yardım yapılmaya başlanmıştır. Hâliyle yararlanıcı sayısı yoksulluğun artmasından çok, daha fazla vatandaşımıza daha fazla yardım çeşidiyle ulaşan sosyal devlet uygulamalarımızın yaygınlaşmasından kaynaklanmaktadır.
"Çocukevlerinin şahıslardan veya kurumlardan kiralanan apartman evleri olduğu ancak bunlardan bazılarının FETÖ mensubuna aidiyeti, iltisaklı olan kişilerden kiralandığını biliyoruz, bu konuda çalışmanız yapılmakta mıdır?" Bakanlığımızca bu konuda gerekli hassasiyet gösterilmiş ve tüm hizmet alanlarımızla ilgili olarak FETÖ/PDY kapsamında alınacak tedbirler konulu bir genelge yayınlanmıştır. Bu genelgeyle geçmiş yıllarda çocukevi hizmeti için kiralanan ancak 15 Temmuz 2016 tarihinden sonra terör örgütü mensubu olduğu belirlenen kişilere ait evler il müdürlüklerine verilen yetki gereğince farklı adreslere taşınmıştır. Çocukevleri hizmetinin yürütülmesinde birçok STK ve gönüllüyle iş birliği yapılmış olup bunlardan FETÖ soruşturmaları kapsamında 4 STK ve 1 gönüllü kişi hakkında suç örgütüyle bağlantısı nedeniyle iş birliği protokolleri sonlandırılarak çocuklar farklı adreslere taşınmıştır. Bu konuda gerekli hassasiyetin gösterildiğini bir kez daha belirtmek istiyorum.
İsmail Faruk Aksu "Şiddete maruz kalanlara maddi yardım sunuluyor mu, ne gibi hizmetler sunuyorsunuz?" dedi. Şiddet mağdurları ve beraberindeki çocuklara Bakanlığımızın hizmet birimlerinden ŞÖNİM'lerden başlayarak koruyucu ve önleyici hizmetler sunulmaktadır.
Şiddet mağdurları barınma ve korunma hizmetlerinin yanı sarı psikososyal, ekonomik, sağlık, hukuki desteklerle desteklenerek hizmet sonrasında da profesyonel elemanlarca takip edilmektedir.
Kadın konukevlerine kabul edilen kadınların hukuki konularda rehberlik almaları, gerektiğinde ücretsiz avukat sağlanmasında iş birliği yapılması, kadın konukevi açılacak binaların temini, kadın konukevinden ayrılan kadınlara kira ve çocuklarına eğitim yardımı sağlanması, iş bulmalarına destek sağlanması, halk eğitim merkezlerinde yürütülen meslek edindirme kurslarına katılımlarının sağlanması amacıyla yerel yönetimler, Türkiye İş Kurumu il müdürlükleri, baro başkanlıkları, millî eğitim müdürlükleri, sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıfları ve bunun gibi kurum ve kuruluşlar, ayrıca sivil toplum örgütleriyle iş birliği içinde hizmetlerimizi yürütüyoruz.
Ekim 2016 itibarıyla Bakanlığımıza bağlı kadın konukevlerinden 20.784 kadın, 12.855 çocuk olmak üzere toplam 33.639 kişiye hizmet verilmiştir. Söz konusu kişilerden 21.257 kadın ve çocuğa psikososyal destek hizmeti verilmiş, 13.047 kadın ve çocuğa tıbbi destek sağlanmış, 4.084 kadına hukuki destek ve danışmanlık sağlanmış, 8.404 kadına maddi destek sağlanmış, 9.179 kadın meslek edindirme kursları, okuma yazma kursları, bilgi ve bilinçlendirmeye yönelik eğitim faaliyetlerinden yararlandırılmıştır, 929 kadın işe yerleştirilmiş, 2.371 çocuğa kreş ve çocuk kulübü hizmeti sağlanmıştır.
Yine, İsmail Faruk Aksu Bey "Çalışanlara yönelik yapılan düzenlemelerde eşlerin paylaşımlı kullanabilecekleri ebeveyn izni bulunmamaktadır." dedi. Doğuma bağlı yarı zamanlı ve kısmi süreli çalışmaya ilişkin düzenlemede çalışma güvencesi ve özlük hakları korunarak kadın istihdamını destekliyoruz. Yarı zamanlı çalışmaya ilişkin düzenleme ile özellikle doğumun ilk ayları için kadınlara annelik ve çalışma hayatını daha kolay bir şekilde yürütebilme imkânını sağlıyoruz. Anneler yarı zamanlı çalışarak tam ücret alabilmekte ancak bilindiği üzere, doğumdan sonraki ilk altı aylık süreçte bebeğin sağlıklı gelişimini sağlayabilmesi için anne sütü gereklidir. Bu düzenleme ile hem bebeğin ilk altı ay daha düzenli bir şekilde anne sütüyle beslenmesini destekliyoruz hem de kadınların iş hayatından tam zamanlı kopmamasını sağlayarak işe dönüşlerini kolaylaştırıyoruz. Böylece çalışan kadın hem işinden hem bebeğinden uzun süreli uzak kalmamış oluyor hem de özlük hakları bakımından korunmuş olacak. Çocuk mecburi ilköğretim çağına gelene kadar kısmi zamanlı çalışma imkânı ise her 2 ebeveyn için tanınmakta. Burada çocuk bakım sorumluluğunun her 2 ebeveyne ait olduğu düşüncesiyle hareket edilmiştir. Bu süreçte bu izni kullanan çalışanın çalıştığı süre nispetinde özlük hakları korunuyor. Ayrıca, doğuma bağlı kısmi süreli çalışma talebinin işverenler için haklı fesih sebebi sayılmayacağı yönünde de bir düzenleme yapılmakta. Bu sayede anne veya babalar işten çıkarılma korkusu yaşamaksızın bu haktan faydalanabilecekler.
Down sendromlu bireylerin istihdam edilemedikleri ve araç alımında ÖTV muafiyetinden yararlanamadıkları konusuna gelince, down sendromlu bireylerin EKPSS ile kamuda istihdam edilme hakkı bulunmakta sayın vekilim.
Ayrıca, engelli bireylerin özel sektörde istihdamını desteklemek amacıyla Bakanlığımız "İşe Katıl Hayata Atıl" projesini başlatmıştır. "Her birey çalışma hayatında yer alabilir." anlayışının bir ürünü olan bu projede iş koçluğu sistemi uygulanmakta. Proje kapsamında down sendromluların da istihdamı sağlanmaya devam edilmektedir. Özel sektöre yönelik bilinçlendirme ve bilgilendirme çalışmalarımız devam etmekte. Engellilik ölçütü sınıflandırması ve engellilere verilecek sağlık kurulu raporları hakkındaki yönetmeliğe göre down sendromu almış bireylerde zekâ işlev bozukluğuna bağlı olarak raporlama işlemi yapılmakta ve ilgili cetvel uyarınca yüzde 25 ve yüzde 100 arasında engellilik oranı alabilmekte down sendromlular.
"İstanbul Sözleşmesi'nin uygulanabilirliği konusunda ilerleme sağlandı mı, ne gibi çalışmalar yapılıyor, hangi bakanlıklarla iş birliği yapıyorsunuz, disiplinler arası çalışma yapıyor musunuz?" İstanbul Sözleşmesi'nin hükümleri göz önünde bulundurularak hazırlanan 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun'un yürürlüğe girmesiyle yasal altyapımızı güçlendirmiş ve kadına yönelik şiddetle mücadeleyi de bir üst seviyeye taşımış bulunmaktayız.
Ayrıca, 2002'den bu yana gerçekleştirdiğimiz yasal reformlarla Anayasa'mız, Türk Medeni Kanunu, Türk Ceza Kanunu gibi temel kanunlarımızı kadına karşı sıfır tolerans tanıyan bir yapıya kavuşturmak için çalışmaktayız. 6284 sayılı Kanun'un uygulanmasına ilişkin koordinasyon görevi Bakanlığımıza verilmiş durumda. Bu doğrultuda Adalet, İçişleri Bakanlığı, Salık Bakanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı başta olmak üzere, ilgili tüm kurumlarla toplantılar, koordineli çalışmalar gerçekleştirmekteyiz.
Ayrıca, ulusal düzeyde kadına yönelik şiddeti izleme komitesi, yerel düzeyde 81 ilde kadına yönelik şiddetle mücadele il koordinasyon izleme ve değerlendirme komisyonları vasıtasıyla sistematik izleme çalışmalarımızı sürdürmekteyiz.
Ayrıca, konukevlerine ilişkin bir soru iletilmişti. Konuşmamda da bahsettiğim üzere, 2002 yılında 8 kadın konukevi ile 170 kişilik bir kapasiteyle hizmet vermekteydik. Bugün Bakanlığımız çatısı altında 101 kadın konukevimizle toplam 2.657 kişilik kapasiteyle hizmet vermekteyiz. Son on beş yılda kadın konukevi sayımızı yaklaşık yüzde 1.200, yatak kapasitemizi de yüzde 1.500 artırmış bulunmaktayız.
Ayrıca, yerel yönetimlere bağlı kadın konukevlerinin sayı ve kapasite artışının sağlanmasına ilişkin iş birliklerimizi de artırmaktayız.
"Küresel Cinsiyet Uçurumu 2016 Raporu'nda ülkemiz 144 ülke arasında 130'uncu sırada yer alarak çok geride kalmıştır." Bunu birçok vekilimiz sordu. Bu da kadın konusunda nerelere gidiyoruz sorusunu beraberinde getirmektedir. Bununla ilgili yorumlarımı sormuştu vekillerimiz. Rapor, küresel bazda toplumsal cinsiyet uçurumunun kıyaslanması için bütünsel bir yapı sağlanarak ülkelerin gelişmişlik düzeylerine göre değil, toplumsal cinsiyet uçurumlarının sıralanmasıyla oluşturulmaktadır. Toplumsal cinsiyet eşitliği indeksiyle kaynakların toplam düzeyinden ziyade, kaynaklara erişimde uçurumu azaltan ülke sıralamada öne çıkmaktadır. Bu raporda skorlar hesaplanırken kadınların hesap edilen değişkene ait verileri erkeklerin verilerine bölünmekte. Örneğin, 2016 yılı raporunda "Ekonomik Katılım ve Fırsatlar" başlığındaki erkeklere oranla kadınların kazandığı gelir değişkeni için ülke skorları incelendiğinde Mozambik'in 0,85, Türkiye'nin 0,44 puan aldığı görülmekte. Bu örnekten de anlaşılacağı üzere, raporun giriş kısmında ülkelere ilişkin olarak ele alınan verilerin düzeylerden ziyade farkı hesaplamaya odaklandığı açıkça belirtilmiştir. Raporun belirleyicisi olan veriler dikkate alındığında Mozambik'te yaşayan kadınlarla erkekler arasındaki fark Türkiye'de yaşayanlara göre daha azdır ancak Mozambik'te yaşayan kadınların statüsünün Türkiye'de yaşayan kadınların statüsünden daha iyi olmadığı da aşikâr.
Bakanlığımızın iş birliği yaptığı kurumları sormuştu vekilimiz. Bakanlığımız sunduğu hizmetin gereği olarak ilgili tüm bakanlıklarla, üniversitelerle, sivil toplum kuruluşlarıyla çeşitli konularda iş birliği çalışmaları yapmakta, çocuklara sunulan hizmetlerde 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu gereğince Çocuk Koruma Hizmetlerinde Koordinasyon Strateji Belgesi ve çocuk hakları strateji belgeleri hazırlanmış olup ilgili tüm kurumların sorumluluk alanları ve eylem planları belirlenmiştir. Kurumlar arası merkezi koordinasyon toplantıları ise Bakanlığımız koordinesinde Adalet Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Millî Eğitim Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından müsteşar ve müsteşar yardımcıları düzeyinde katılım sağlanarak gerçekleştirilmekte. Çalışmalarımızı ilgili tüm taraflarla iş birliği hâlinde yürütüyoruz.
Kız çocuklarının maddi imkânsızlar nedeniyle okul bıraktığını söyledi vekilimiz, buna cevap vermek istiyorum. Yoksul hanelerin çocuklarının düzenli olarak okula devam etmeleri durumunda aylık olarak yapılan şartlı eğitim yardımlarında kız çocuklarına aynı eğitim durumundaki erkek çocuklarından daha fazla ödeme yapmaktayız. Bu sayede kız çocuklarının okullaşma oranlarında ve ilköğretimden ortaöğretime geçiş oranlarında artış sağlamaktayız. Söz konusu programdan faydalanan kişilere ilişkin etki değerlendirme çalışması yapılmış ve elde edilen sonuçlara göre kız çocuklarının ortaöğretime geçiş oranları yardım alanlarda yüzde 50'lerden yüzde 80'lere yükselmiş durumda. Kız çocuklarında erkeklere göre devamsızlık iki kat daha fazla azaldı. Bunların yanı sıra, ücretsiz kitap yardımı, taşımalı sistem öğle yemeği yardımı, engelli öğrencilerin ücretsiz taşınması, eğitim materyali yardımı, özel eğitime gereksinim duyan engelli öğrencilerimizin okullara erişimi ücretsiz sağlanmakta, böylelikle kapsayıcı sosyal yardım programlarıyla çocukların beşerî sermayelerine destek verilmekte. Bunların yanı sıra, eğitimine devam eden kız çocuklarının barınma ve yurt ihtiyaçları da karşılanmakta. Ayrıca, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonu'ndan finanse edilerek yaptığımız yurtlarda da kız öğrencilere yönelik yapılan yurtlara öncelik vermekteyiz.
"Engellilerin Haklarına İlişkin Sözleşmeye Ek İhtiyari Protokol neden hayata geçmemiştir?" diye bir soru gelmişti. Engellilerin Haklarına İlişkin Sözleşmeye Ek İhtiyari Protokol'ün onay süresi ilgili belgelerin Birleşmiş Milletler Genel Sekreterliğine sunulmasını müteakip 26 Mart 2015 tarihi itibarıyla tamamlanarak ülkemiz açısından 25 Nisan 2015 tarihinde yürürlük kazanmıştır. Böylece, Ek İhtiyari Protokol, Anayasa'nın 90'ıncı maddesi gereği iç hukukumuzun bir parçası hâline gelmiştir. Engelli vatandaşlarımız insan hakları ihlaline maruz kaldıkları iddiasıyla iç hukuk yollarını tüketmeleri durumunda Engelli Hakları Komitesine bireysel başvuru yapma hakkına sahiptir, ülkemizden henüz bir başvuru yapılmamıştır.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Öyle bir hak olduğunu bilmiyorlar.
AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANI FATMA BETÜL SAYAN KAYA (İstanbul) - Öğrenmiş olduk.
Türkiye'de kadınların iş gücüne katılımı ve istihdam oranları ile OECD ülkeleri ortalamasında oranlar karşılaştırıldığında veriler çok gerilerde kalıyor. Yıllık son güncel TÜİK verilerine baktığımızda 2015 yılı için 15-64 yaş aralığında Türkiye'de kadınların iş gücüne katılma oranı yüzde 35 ve istihdam oranı yüzde 30,5 iken OECD ortalamasına baktığımızda bu oranlar kadınlarda yüzde 63 ve 58,6. 2005 yılında ülkemizde istihdam edilen 5 milyon 108 bin kadın varken 2015 itibarıyla bu rakam 8 milyon 58 bine çıkmış durumda, artış tam olarak 2 milyon 950 bin olup oransal olarak bakıldığında yaklaşık yüzde 57,7 oranında artış bulunmakta. Bakanlık olarak Hükûmetimizin öncelik alanlarından kadın istihdamını ve iş gücüne katılımını artırmaya yönelik temel politika hedeflerimize ulaşmak için çok sayıda proje ve faaliyet yürütmekteyiz. Ülkemizde kadın istihdamı alanında izlediğimiz politikalar ve yürütülen projeler sonucunda kadınların iş gücüne katılımında ve istihdamında yıllar itibarıyla artış sağlıyoruz. Bu konuya ilişkin olarak ayrıca Onuncu Kalkınma Planı'ndaki hedeflerimiz 2018 yılı sonuna kadar kadınların iş gücüne katılım oranını yüzde 34,9'a, istihdam oranını ise yüzde 31'e yükseltmektir. Ayrıca, Ulusal İstihdam Stratejisi'nde 2023 yılında kadınlarımızın iş gücüne katılım oranının yüzde 41'e çıkarılması ve kayıt dışı çalışma oranının da yüzde 30'a düşürülmesi hedefimiz vardır.
"Gazilerin ortez ve protez ücretlerinin tamamı neden ödenmiyor? Aktif tekerlekli sandalye ücretleri neden tam olarak ödenmiyor? Diş tedavi ücretleri sadece 4 alt, 4 üst şeklinde ödeme yapılıyor, tamamı neden ödenmiyor?" 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren olaylar nedeniyle vazife malullüğü aylığı alan malul personel -er ve erbaş dâhil- ile bakıma muhtaç vazife ve harp malullerinin sağlık kurulu raporuyla ihtiyaç duydukları her türlü ortez, protez ve diğer iyileştirici araç gereçler herhangi bir katılım payı veya fark alınmaksızın ve kısıtlama getirilmeksizin SGK tarafından karşılanmakta. Bununla beraber, gazilerin ortez, protez, aktif tekerlekli sandalye ve diş tedavilerinin ücretlerinin ödenmesi işlemleri Sağlık Uygulama Tebliği hükümlerince yürütülmekte olup bu tebliğ ise SGK tarafından düzenlenmekte.
"Sosyal yardım sistemi takdire dayanıyor. Hak temelli olduğunu belirttiğiniz sosyal yardım sisteminin objektif olması gerektiğini düşünüyorum. Sosyal yardım kararlarına itiraz edilemiyor." Sosyal yardımlar, Anayasa'mızda ifadesi bulunan sosyal devlet ilkesinin bir gereği olarak kamu hizmeti olarak sunulmakta. 2003 yılından bu yana temel ilkeleri, yararlanma kriterleri ve tutarları belli olan düzenli, kapsayıcı sosyal yardım programları vasıtasıyla hizmetlerimiz yürütülmekte. Sosyal yardımlara aktarılan kaynağın yüzde 78'inin hak temelli düzenli yardımlara aktarıldığı göz önünde bulundurulmalı. Ayrıca, muhtaçlık durumunun objektif şekilde belirlenebilmesi için TÜİK, TÜBİTAK ve Kalkınma Bakanlığıyla iş birliği içerisinde geliştirdiğimiz puanlama formüllerimizin deneme aşaması tamamlanmış olup 2015 itibarıyla "Sosyal Yardım Karar Destek Sistemi" adıyla yol gösterici nitelikte kullanılmaya başlanmıştır. Ayrıca, sosyal yardımlara hak sahipliği konusunda bütün itiraz kanalları açıktır ve bütün itirazlar da hassasiyetle değerlendirilmektedir.
Sosyal yardım ve istihdam bağlantısına da çok önem vermekteyiz. Bu alandaki uygulamalarımızı örnek olarak verebiliriz. Geçici olarak küçük bir yardımla üretken duruma geçirilebilecek kişilere yönelik olarak iş kurmalarını teminen gelir getirici proje destekleri veriyoruz. 2010 yılından itibaren çalışabilir durumda olan sosyal yardım yararlanıcılarını İŞKUR'a kaydederek istihdam kazandırıcı faaliyetlerden faydalandırıyoruz. Sosyal yardım alan kişinin iş görüşmesine gitmesi, işe kabul edilmesi durumunda gereken yol masrafı, sağlık raporu, fotoğraf gibi giderler için işe yönlendirme yardımı veriyoruz. İşe yönlendirilen kişilerin işe yerleşmesi durumunda asgari ücretin 1/3'ü kadar işe başlama yardımı veriyoruz. İşine düzenli olarak devam eden kişilerin kömür, eğitim ve gıda yardımlarında öncelikli olarak değerlendirilmesi, şartlı eğitim ve sağlık yardımlarından faydalanan hanelerin üç yıl içinde toplam on iki ay şartlı eğitim ve sağlık yardımlarını almaya devam etmesi şeklinde teşvik paketleri oluşturduk. İstihdam piyasasında yer alan sosyal güvenceli muhtaç ailelerin sosyal yardımlardan faydalanması için mevzuat değişikliği yaptık. 2016 yılında yaptığımız kanun değişikliğiyle sosyal yardım alan kişileri istihdam eden işverenlerin SGK primlerinde destekleme uygulamasının altyapısını hazırladık.
"2022 sayılı Kanun'da 2013 yılında yaptığınız değişiklikle yardım alınmasını imkânsız hâle getirdiniz. Yaşlılık yardımıyla ilgili düzenleme yaptınız ancak engellilik yardımları konusunda düzenleme yapmadınız." 2013 yılında 2022 sayılı Kanun'da yapılan değişiklikle engelli aylığı alınmasını imkânsız hâle getirdiğimizi söylüyorsunuz fakat bu rakamlar bu görüşünüzü desteklemiyor. Zira, 2013 yılında engelli aylığı alan kişi sayısı 570 bin iken bu rakam 2015 yılında 610 bine çıkmış durumda. Ayrıca, yaşlılık yardımlarında yapılan düzenlemelerin engellilik yardımlarında da yapılması konusunda çalışmalarımız var.
"Evde bakım yardımı konusunda haksız yere ödeme yapılması durumunda haciz işlemleri yapılıyor. Bu konuda bir düzenleme var mı?" Evde bakım yardımına ilişkin yersiz ödemelerin terkini noktasında kanun taslağımızı hazırladık ve Başbakanlığa gönderdik. Düzenlemenin yasalaşması durumunda tüm haciz işlemleri durdurulacak ve söz konusu borçlar da silinecektir.
"Yoksulluk oranlarındaki iyileşme soru formlarında yapılan değişikliklerden kaynaklanıyor." Yoksulluğun ölçülmesinde TÜİK, Dünya Bankası tarafından geliştirilen harcamaya dayalı ölçüm metodu kullanılmakta. Sunuş konuşmamda da yer verdiğim yoksulluk rakamlarının tespitinde kullanılan yöntemde 2002 yılından beri herhangi bir değişiklik yapılmamıştır.
Tedavi merkezlerinin sayısının artırılmasıyla ilgili bir soru geldi Lale Hanım'dan. Sağlık Bakanlığıyla yatılı çocuk ergen madde bağımlılığı tedavi merkezlerinin sayısının artırılmasına yönelik görüşmelerimiz devam etmekte olup açılacak çocuk ergen madde bağımlılığı merkezlerine yakın bölgelerde çocukların tedavi sonrası sosyal uyumlarını gerçekleştirmek üzere çocuk destek merkezleri açılmıştır. Çocuklarımızın madde bağımlılığından korunmasına yönelik koruyucu, önleyici tedbirler ilgili kurum ve kuruluşlarımızla birlikte yürütülmektedir. Sağlık Bakanlığınca madde kullanım tıbbi tedavisi ve tıbbi rehabilitasyonu tamamlanan madde bağımlısı çocuklardan 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu gereği tedbir kararı verilenlerin sosyal uyumlarının sağlanması amacıyla çocuk destek merkezlerine kabulleri sağlanmaktadır. Bu merkezlerin temel amacı çocukların temel gereksinimlerini karşılamak, fiziksel, duygusal, psikolojik ve sosyal ihtiyaçlarını belirleyerek gerekli müdahaleleri gerçekleştirmek, aile ve yakın çevrelerine dönmelerini ve diğer sosyal hizmet modellerine hazır hâle gelmelerini sağlamak üzere hizmet vermektir. Merkezlerimiz çocukların mağduriyet, yaş ve cinsiyet özelliklerine göre ihtisaslaştırılmıştır. 15 çocuk destek merkezi Sağlık Bakanlığınca madde kullanım tıbbi tedavisi ve tıbbi rehabilitasyonu tamamlanan çocukların sosyal uyumlarını sağlamak üzere hizmet vermektedir. Madde bağımlılığı bulunan çocuklar için merkezler en fazla 30 kapasiteli olarak hizmet vermekte. Çocuk destek merkezinde kalan çocuklara ve ailelerine yönelik psikososyal destek ve müdahaleyi içeren ANKA Çocuk Destek Programı geliştirilmiştir. Program içeriğinde kişilik gelişiminin sağlanması, suç ve madde bağımlılığıyla ilgili davranış değişikliğinin oluşturulması ve kurallı yaşam becerilerinin kazandırılmasıyla ilgili modüller bulunmakta olup bu modüller bağımlı çocuklara uygulanmaktadır.
Mehmet Bekaroğlu, "6,3 milyon kişinin ücretsiz sağlık hizmetlerinden faydalandığını söylüyorsunuz. Bunun içinde Suriyeliler de var." demiştiniz. Genel sağlık sigortası primini ödediğimiz söz konusu 6,3 milyon kişi içinde Suriyeli sığınmacılar bulunmamakta, bu rakam tamamen Türk vatandaşlarını içermekte. Suriyeli sığınmacıların sağlık harcamaları Sağlık Bakanlığımız tarafından karşılanmakta.
"FETÖ'cülere GSS vermiyorsunuz."
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Afrikalılarla ilgili önemli tüberküloz ve AIDS şeyi var. Sağlık şeyleri karşılanmıyor, Afrika'dan gelen.
AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANI FATMA BETÜL SAYAN KAYA (İstanbul) - Onlar da Sağlık Bakanlığıyla ilgili, bizim Bakanlığımızla ilgili değil Afrikalılar da. Ben Sağlık Bakanımıza ileteceğim sizin sorunuzu.
Yani, bazı sorular bizim Bakanlığımızla ilgili değil, ben onları da ilgili bakanlıklara ileteceğim.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Bürokrasinin kesyapıştır cevaplarında yok.
AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANI FATMA BETÜL SAYAN KAYA (İstanbul) - Geldiklerinde tekrarlarsınız.
"FETÖ'cülere GSS vermiyorsunuz, FETÖ'cüler sağlık hizmetlerinden nasıl faydalanacak?"
BAŞKAN - Sayın Bakan, son on dakika, hatırlatma yapayım size.
AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANI FATMA BETÜL SAYAN KAYA (İstanbul) - Sosyal yardım mevzuatımız gereği kişilerin kimlikleri, geçmişte işledikleri suçlar gibi hususlar sosyal yardım verilmesi veya verilmemesi kararında etken değildir. Sosyal yardım kararları kişilerin muhtaçlıkları, servetleri, hane içinde yaşadıkları refah düzeyleri çerçevesinde verilmektedir.
"Vakıflar AK PARTİ bir üye getirince yardım veriyor, vakıf yönetiminde siyasi kararlar veriliyor." dediniz. Bilindiği üzere, sosyal yardımlara ilişkin başvurular vakıflara yapılmakta ve hak sahipliği kararı nihai olarak vakıflar tarafından verilmektedir. Bu vakıflar, özel hukuk tüzel kişiliğine haiz yapılardır. Karar organı olan mütevelli heyetlerinde kamu kurumu, yerel yönetim, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve vatandaşların oluşturduğu katılımcı bir yapı hâkimdir. Belediye başkanı, köy ve mahalle muhtarları, STK temsilcisi ve hayırsever vatandaşlar mütevelli üyesi olarak yerel ve sivil inisiyatifi temsil ederek muhtaçlık kararının oluşmasını sağlamaktadır. Muhtaçlık kararı öncesinde vakıflarımız vatandaşlarımızın bilgilerini Bütünleşik Sosyal Yardım Bilgi Sistemi üzerinden 15 kurumun veri tabanından on-line olarak sorgular. Ayrıca, kişilerin hane ziyareti yapılarak muhtaçlık durumunu yerinde tespit ederiz. Mütevelli heyetleri 3294 sayılı Yasa'nın çizdiği sınırlar içerisinde bağımsız bir şekilde karar almaktadır. Ayrıca, muhtaçlık durumunun objektif şekilde belirlenebilmesi için oluşturduğumuz puanlama formüllerimizin deneme aşaması tamamlanmış olup az önce de belirttiğim gibi 2015 itibarıyla "Sosyal Yardım Karar Destek Sistemi" adıyla yol gösterici nitelikte kullanılmaya başlanmıştır.
"Şanlıurfa'daki vatandaş 'Açım, aç.' diyerek kendini yaktı. Bu konudan haberiniz var mı?" Konuya ilişkin olarak Bütünleşik Sosyal Yardım Sistemi'nden ve Suruç Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfından aldığımız bilgilere göre, bahsi geçen vatandaşın 32 yaşındaki Mahmut Ötkün olduğu ve kişinin eşi ve 3 çocuğuyla birlikte Şanlıurfa ili Suruç ilçesinde ikamet ettiği, hapiste olan kardeşini görme isteği gerçekleşmeyince kendisini yakıp adliyeye girmeye çalıştığı, Suruç Kaymakamlığınca konuya ilişkin gerekli iş ve işlemlerin yapıldığı tespit edilmiştir.
"Sebepsiz zenginleşme ve bildirim yükümlülüğüne uyulmaması nedenleriyle yersiz ödenen yardımların geri alınmasında mağduriyet oluşuyor." 2022 sayılı Kanun yardımlarında Bütünleşik Sosyal Yardım Bilgi Sistemi üzerinden on-line olarak hak sahiplerinin bilgileri ilgili kurumların veri tabanlarından sorgulanmakta. Örneğin, Sosyal Güvenlik Kurumu SGK'dan adres ve vefat bilgileri MERNİS'ten sorgulanmakta. Bu şekilde yersiz ödemelerin oluşmasının önüne geçilmiştir. Evde bakım yardımlarında da Bütünleşik Sosyal Yardım Bilgi Sistemi'ni kullanmaya başlayacağız. Bu noktadan sonra, aynı sorgulamalar evde bakım yardımı için de yapılabilecek. Ancak, şimdiye kadar evde bakım yardımına ilişkin olarak yersiz ödemelerin terkini noktasında kanun taslağı, az önce de belirttiğim gibi, hazırlanmış ve Başbakanlıkta.
Otizmli bireylerin özel eğitim eksikliği nedeniyle yaşadığı sıkıntıları dile getirip bunu sormuştu Vekilimiz. Bakanlık olarak otizmli bireyi ve ailelerinin yaşam kalitesini artırmak, ailelere destek vermek, sistemli ve nitelikli bakım hizmetlerinin sunulabilmesini sağlamak için uygun politikaların geliştirilmesine yönelik Otizm Spektrum Bozukluğu Ulusal Eylem Planı Taslağını hazırladık. Hazırladığımız eylem planı Yüksek Planlama Kuruluna sunularak 13 Nisan 2016 tarih ve (2016/8) sayılı Kararı'yla onaylandı. 2016-2019 yılları arasındaki üç yılı kapsayan ulusal eylem planında 7 öncelik ve 65 tedbir getirilmiştir. Otizm Spektrum Bozukluğu Ulusal Eylem Planı Eksen D kapsamında "Eğitsel Değerlendirme, Özel Eğitim, Eğitim ve Rehabilitasyon"la ilgili başlıklarda tedbirler alınmayı öngörmüştür. Bununla birlikte, otizmli bireylerin özel eğitimleri Millî Eğitim Bakanlığının ilgili genel müdürlükleri Özel Eğitim Kurumları Genel Müdürlüğü ve Özel Eğitim Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından yürütülmekte.
3 Aralık Dünya Engelliler Günü'nde Otizm Eylem Planı'mızı inşallah açıklayacağız. Otizmle ilgili çalışmalarımızı dünyanın saygın sivil toplum kuruluşlarından olan AUTISM SPEAKS'le birlikte yürütüyoruz. Türkiye'de de bu konuda çalışan başarılı akademisyenlerden danışmanlık desteği alıyoruz.
"Romanlara yönelik yaşam alanları oluşturulması kapsamında çalışmanız var mı?" Bakanlığımız konuyla ilgili çalışmaların koordinasyonunu üstlenmiş durumda. Roman Vatandaşlara Yönelik Strateji Belgesi Ve Eylem Planı kapsamında Çevre Bakanlığı da dâhil olmak üzere, çok sayıda kurumun sorumlulukları bulunmakta. Bu kapsamda, Çevre Bakanlığı konut yapımı ve tamiratı konusunda sorumlu kılınmıştır.
"Kaç kadın il müdürümüz bulunmakta?" sorusu vardı. Bakanlığımızda Burdur, Kırıkkale, Kırklareli, Erzurum olmak üzere, 4 kadın il müdürümüz şu anda görev yapmakta.
KADİM DURMAZ (Tokat) - Az değil mi Sayın Bakan?
AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANI FATMA BETÜL SAYAN KAYA (İstanbul) - Çok az, çok çok az. Sayısının fazlasıyla artması gerekiyor.
KADİM DURMAZ (Tokat) - Mesela, Tokat'ta bayan müdür hanım iki yıldır hizmet ediyordu, aldınız görevinden.
AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANI FATMA BETÜL SAYAN KAYA (İstanbul) - Asla yeterli bulduğumuzu söyleyemem.
"Otizm Eylem Planı sahada nasıl uygulanacak?" İlgili bakanlıkların stratejik planlarına Otizm Eylem Planı'mızın maddelerini ekleteceğiz. İzleme kurulu Bakanlığımız tarafından oluşturulacak ve altı ayda bir ilerleme raporlarıyla da bu eylem planının takibini biz yapacağız, hep birlikte.
"Şiddet, istismar konularında Yargıtay içtihadı birleştirme kararı çalışması yapıyor musunuz?" Yargıtay içtihatları birleştirme kararları Yargıtay tarafından verilmekte. Anayasa'nın 138'inci maddesinin ikinci fıkrasına göre "Hiçbir organ, makam, merci veya kişi yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hâkimlere emir ve talimat veremez, genelge gönderemez, tavsiye ve telkinde bulunamaz." Bu sebeple, bu sorunun muhatabı Bakanlığımız olmamakta.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Herhâlde o soru, "Yargıtay kararlarını dikkate alıyor musunuz?" olacaktı. Kim sordu acaba Sayın Bakanım?
AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANI FATMA BETÜL SAYAN KAYA (İstanbul) - "Kadına yönelik şiddetle mücadele kapsamında savcılara, hâkimlere eğitim verilebilir mi?" yine Sayın Çakırözer'in sorusu. Bakanlığımız ile Türkiye Adalet Akademisi iş birliğinde hâkim ve savcılarımıza yönelik cinsiyet eşitliği ve kadına yönelik şiddetle mücadele konularında eğitim programları düzenlenmekte. Bu kapsamda, Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü tarafından yürütülen Aile İçi Şiddetle Mücadele Projesi kapsamında farklı meslek gruplarına yönelik olarak eğitici eğitimleri, eğitimler ve süpervizyon eğitimlerini gerçekleştirmiş olup 22 hâkim ve savcı ile 125 yazı işleri müdürü, 147 aile mahkemesi uzmanının eğitici eğitimleri tamamlanmıştır. Ayrıca, 107 hâkim ve savcıya yönelik üç günlük meslek içi ve meslek öncesi eğitimler gerçekleştirilmiştir ve bu konuda çalışmalarımız artarak devam edecektir.
İşitme engellilerin cihaz ödemesinde sorun olduğu, altyazılı televizyon programlarının olmadığı, ÖTV indiriminden yararlanma, EKPSS'de eşit şartlarda yarışamadıkları gibi hususları sormuş yine Utku Çakırözer. İşitme cihazı ödemelerine ilişkin olarak SGK SUT Komisyonuna gelen talepler değerlendirilmekte.
Engelliler için ÖTV indirimindeki temel mantık, toplu taşıma kullanmada zorluk yaşayan engelli bireylerin hareket olanağına destek olmaktır.
EKPSS'de de işitme engelliler, işitme engelliliğinin doğuştan veya sonradan gerçekleşmesi durumuna göre ÖSYM Bilim Kurulunca oluşturulan sorular çerçevesinde sınava alınmaktadır. Yazılı olarak daha detaylı bilgiyi sunacağız.
"Sosyal yardım istatistikleri düzensiz ve geç yayınlanıyor." Bakanlık olarak yapılanmamız nedeniyle sosyal yardımlar dâhil olmak üzere faaliyetlere ilişkin bilgiler kamuoyuna yıllık faaliyet raporları aracılığıyla açıklanmakta. Söz konusu yıllık faaliyet raporlarına Bakanlık web sayfası üzerinden ulaşılabiliyor.
Erişilebilirlik uygulamaları ve erişilebilirlik izleme çalışmalarının ne aşamada olduğu sorulmuştu. 5378 sayılı Engelliler Hakkında Kanun'un geçici 2'nci ve geçici 3'üncü maddelerine istinaden her ilde valilikler bünyesinde erişilebilirlik izleme ve denetleme komisyonları oluşturulmuştur.
BAŞKAN - Evet, Sayın Bakanım, süreniz doldu. İsterseniz, bir teşekkür için...
BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - Bu Sayıştayın çok ciddi denetim şeyleri vardı.
BAŞKAN - Arkadaşlar, müsaade ederseniz, bakın, biraz sonra...
AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANI FATMA BETÜL SAYAN KAYA (İstanbul) - Yazılı olarak verelim.
BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - Ama buradaki en önemli görevlerden biri denetim ve Sayıştay raporlarının görüşülmesi.
BAŞKAN - Sayın Bakanım, buyurun bir yarım saat daha süre vereyim size, o kısmı cevaplayalım!
AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANI FATMA BETÜL SAYAN KAYA (İstanbul) - Hayır, ben yazılı olarak hepsini vereceğim Sayın Başkanım.
BAŞKAN - Sayıştayla ilgili olanları alalım.
BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - Hayır, Sayıştayla ilgili... Bizim buradaki görevimiz bu.
AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANI FATMA BETÜL SAYAN KAYA (İstanbul) - Sayın Başkanım, hepsine yazılı olarak cevap vereceğim, vekillerimiz hiç merak etmesinler.
BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - Sayın Bakanım, buradaki çalışmaların en önemli başlıklarından biri, Sayıştayla ilgili ortaya çıkan rapor tespitleriyle ilgili Bakanlığınızın vereceği denetime karşı cevaptır. Siz birçok soruya cevap verdiniz...
AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANI FATMA BETÜL SAYAN KAYA (İstanbul) - Sizin Sayıştayla ilgili sorunuza cevap vereyim.
BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - Benim değil sadece, buradaki tespitlerle ilgili. Bunun savunmasını herhâlde baştan verseydiniz daha doğru olacaktı diye düşünüyorum.
BAŞKAN - Ama Sayın Kuşoğlu konuşmasında şunu söyledi: Bunun Sayın Bakanın alanı olmadığını ve diğer ilgili bürokrat arkadaşların...
BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - Sayın Kuşoğlu'nun bahsettiği konu belli konularla ilgili ama denetimiyle ilgili cevabı Sayın Bakan cevaplamalı.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Sayın Bakan bilmez ama sorumlu.
BAŞKAN - Tamam, Sayın Bakan da cevapları yazılı olarak ileteceğini ifade ediyor. Ama yine, Sayın Tamaylıgil'in sorusuyla ve Sayıştayla ilgili elinizde olan cevapları alalım Sayın Bakan.
Buyurun.
AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANI FATMA BETÜL SAYAN KAYA (İstanbul) - Bakanlığımızın genel bütçe kapsamındaki kamu idarelerinin 2017 yılında edinebilecekleri taşıtları gösteren cetvelde 31 adet T22 diğer taşıtlar ve 5 adet T15 ambulansın kullanım amaçları sorulmuştu.
BAŞKAN - Ambulansları sordular özellikle, evet.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Nasıl kullanacaksınız? Hastane falan yok, bu araçları nasıl kullanacaksınız/
AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANI FATMA BETÜL SAYAN KAYA (İstanbul) - 5378 sayılı Engelliler Hakkındaki Kanun'un geçici 2'nci ve geçici 3'üncü maddelerine istinaden, valilikler bünyesinde oluşturulan erişilebilirlik izleme ve denetleme komisyonlarında engelli sivil toplum kuruluşu temsilcileri de görev yapmakta olduğundan, komisyonların denetimlere giderken ulaşımları il müdürlüklerimizce karşılandığından erişilebilir olarak düzenlenmiş taşıtlara ihtiyaç bulunmakta. 2016 yılında aynı amaçla kullanılmak üzere 51 adet lift donanımlı minibüs 51 ile teslim edildi. Dağıtımı yapılmayan diğer illere gönderilmek üzere 31 adet lift donanımlı araçların alımı planlanmıştır. 5 adet T15 ambulans aracımızdan 3 tanesi Engelli, Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğünce, 2 adeti de Çocuk Hizmetleri Genel Müdürlüğünün taşra kuruluşlarında hasta nakil aracı olarak kullanılmak üzere talep edilmiştir. Engelli ve yaşlı rehabilitasyon merkezlerimiz var ve orada yatalak hastalarımız da bulunmakta, oralarda kullanılacak.
AYTUĞ ATICI (Mersin) - O zaman, ambulans değil hasta nakil aracı almanız gerekir Sayın Bakanım, siz daha iyi bilirsiniz.
AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANI FATMA BETÜL SAYAN KAYA (İstanbul) - Bakın, bu kişilerin acil olarak hastaneye de nakledilmeleri gerekiyor.
AYTUĞ ATICI (Mersin) - 112 gelecek Sayın Bakan onun için.
AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANI FATMA BETÜL SAYAN KAYA (İstanbul) - Bizim kuruluşlarımızda hekimler de var biliyorsunuz.
AYTUĞ ATICI (Mersin) - Sayın Bakanım, sağlık hizmeti tek elden verilir, onun için, oraya ambulansla, 112... Hasta nakil aracı alırsınız, olur.
AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANI FATMA BETÜL SAYAN KAYA (İstanbul) - "Sayıştay tarafından 2015 Yılı Performans Denetim Raporu'nun değerlendirilmesinde toplam kaynak ihtiyacı tablosu programı hazırlama rehberine neden uygun olarak hazırlanmadı?" Söz konusu bulguya 2014 Yılı Performans Programı Denetim Raporu'nda da yer verilmiş olup ilgili denetim, 2015 Yılı Performans Programı yürürlüğe girdikten sonra gerçekleştirildiği için ancak 2016 Yılı Performans Programı hazırlıklarında dikkate alınabilmiştir. 2016 yılında genel bütçe kapsamında Bakanlığımıza tahsis edilen 24 milyar 799 milyon 651 bin liralık bütçe tutarının tamamı performans programına bağlanmıştır.
"Huzurevlerindeki döner sermaye saymanlıklarında muhasebe kayıtları neden hatalı atılmıştır?" Sayıştay raporunda bahsedilen hatalı muhasebe kayıtları bulunan iller tespit edilerek gerekli yazışmalar yapılmış ve kayıtlar mevzuata uygun hâle getirilmiştir.
"Sayıştay raporlarına bakıldığında çocukların sokağa çıkmasını önlemeye yönelik niçin veri bulunamamaktadır?" 28554 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Sosyal Hizmet Merkezleri Yönetmeliği çerçevesinde, çocuk gençlik merkezleri sosyal hizmet merkezlerine dönüştürülmüştür. Söz konusu çalışma, performans göstergesi olmaktan çıkarılmıştır.
2015 Yılı Sayıştay Faaliyet Raporu'nda belirtilen Bakanlığımız iç denetçi sayısının yetersizliği göstergesinin yetersizliğine ilişkin... Bakanlığımızda sayısal olarak iç denetçi eksikliği vardır. Kadro sayısı 20 olmasına rağmen mevcut sayı 9'dur.
BAŞKAN - Sayın Bakanım, Sayın Bekaroğlu hem mutlu oldu hem ikna oldu.
Teşekkür ediyoruz.
AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANI FATMA BETÜL SAYAN KAYA (İstanbul) - Ben teşekkür ediyorum.