KOMİSYON KONUŞMASI

MEHMET ALİ CEVHERİ (Şanlıurfa) - Evet, teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sözlerime başlamadan önce, Mardin Derik'te hain bir saldırı sonucu şehit olan Muhammed Fatih Safitürk kardeşime Allah'tan rahmet diliyorum, ailesine sabrıcemil niyaz ediyorum. Milletimizin başı sağ olsun.

Sayın Bakanım, Değerli Başkanım, muhterem hazırun; hepinizi saygıyla selamlıyorum. Şahsım adına Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı bütçesi üzerinde konuşacağım.

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı toplum için çok önemli, zaten adından da anlaşıldığı gibi ismi aile, aileyi içeriyor.

Toplumda sosyal yönü çok önemli olan bu Bakanlık, en önemli işlevi toplumda sosyal hizmet müdahalesinin ve takibinin gerçekleştirilmesi olan bu kurum, bütün toplum katmanlarına hitap etmektedir. Örneğin; çocuk, genç, kadın, erkek, engelli, yaşlı bireylerine ve ailelerine, koruyucu ve önleyici, geliştirici rehberlik ve danışmanlık odaklı sosyal hizmetleri ilgili kurum ve kuruluşlarla birlikte sunmaktadır. Sayın Bekaroğlu da ifade etti, kısacası bu kurum, kimsesizlere el uzatmakta ve kimsesizlerin kimsesidir. Kürtçede bunun çok güzel bir karşılığı var.(x) O da "Kimsesizlerin kimsesi." demek.

Kurumun öncelikli amacı, aile bütünlüğünün korunması ve aile refahının artırılmasıdır. Bununla birlikte bir diğer amacı, toplumun geleceği olan çocukların ve gençlerin sağlıklı gelişimini temin etmek üzere, çocuklara ve gençlere yönelik sosyal hizmet faaliyetlerini yürütmek ve bu alanda ilgili kamu kurum ve kuruluşlarıyla gönüllü kuruluşlar arasında iş birliği ve koordinasyonu sağlamaktır.

Yine toplumu ayakta tutan ve aileyi şekillendiren kadınların, toplumsal hayatın tüm alanlarında hak ve fırsat eşitliklerinden faydalanmalarını sağlamak, kadınlara sahip çıkmak ve olası mağduriyetlerini gidermektir.

Ayrıca, engellilerin ve yaşlıların toplumsal hayata etkin biçimde katılımlarını sağlamak ve bu yönde ilgili kurum ve kuruluşlarla birlikte faaliyette bulunmak.

Diğer önemli bir işlevi de vatan ve mukaddesatları uğruna seve seve canlarını feda eden şehitlerin yakınlarıyla gazilere yönelik sosyal hizmet faaliyetlerini yürütmektir.

Yukarıda özetlediğimiz gibi, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı sağlıklı bir toplumun bütün katmanlarıyla ilgilidir. Tabii, hepimizin olduğu gibi Bakanlığımızın da öncelikli hedefi ve misyonu çekirdek aile yapısını korumaktır. Bunun için çocuğun aile ortamı içerisinde yetişmesini sağlamak öncelikli amacıdır. Bunun için aile içi eğitim ve danışmanlık hizmetinin verilmesiyle birlikte, ekonomik problem yaşayan ve belli bir hayat standardının altındaki ailelerin ekonomik yönden desteklenmesi de kurumun diğer temel görevlerinden biridir.

Kurumunuzun misyonu ve işlevini özetledikten sonra, biraz da ilim olan Şanlıurfa'daki kurumunuzun teşkilat yapısını ve faaliyetlerinden bahsetmek istiyorum.

Sosyal hizmet merkezlerinin bulunduğu ilçeleri sayarsak Eyyübiye, Haliliye, Karaköprü, Siverek, Suruç, Harran, Ceylanpınar ve Viranşehir ilçelerimizde sosyal hizmet merkezleri bulunmaktadır.

2016 yılında Bozova ilçesinde SHM kuruldu. Bunlarla ilgili personel alımı, bina tedariki gibi kuruluş çalışmaları devam etmektedir. Haliliye ve Bozova'nın ek ders personel yetkileri onay aşamasındadır. Akçakale ve Birecik ilçelerinde açılış işlemleri devam etmektedir. Halfeti ve Hilvan ilçelerimizde ise sosyal hizmet merkezleri bulunmamaktadır. Oysa, bu ilçelerimizde de hizmet götürülmesi gereken çok ciddi bir kitle bulunmaktadır.

Bugün Şanlıurfa'nın valiliğimizin son açıklamalarına göre 1 milyon 960 bin nüfusu var. 1 milyon 960 bin il nüfusu ve 500 binin üzerinde Suriyeli misafir yolcusuyla birlikte yaklaşık 2,5 milyonluk bir nüfusu barındırmaktadır.

Bugün il müdürlüğümüzün mevcut personel sayısı Suriyeli kardeşlerimiz olmadan, eşdeğer bir ildeki kurum personelinden az olmasına rağmen, bugün ilimizde bulunan Suriyelilere gerekli hizmeti verecek personelimiz yeterli sayıda değildir.

Bugün sokak ve caddelerde sadece bizim çocuklarımız mendil satmamakta, yüzlerce Suriyeli çocuk sokaklarda dilenmektedir. Ülke olarak milyonlarca Suriyeli vatandaşa çok çeşitli hizmetler üretiyoruz. Bu amaçla milyonlarca lira para harcıyor, binlerce insanı istihdam ediyoruz. Ulusal varlıklarımızı misafir kardeşlerimizle paylaşıyoruz. Ancak bu kadar emek, özveri ve harcamaya rağmen; yaz-kış, yalın ayak, yarı çıplak, bazen soğuktan mosmor olmuş elleri, ayakları ve yanaklarıyla, bazen şiddetli güneşin altında simsiyah olmuş yüzleriyle, gelen giden araçların altında kalmayı düşünmeden dilenen, dilendirilen Suriyeli küçük çocukları görmekteyiz.

Objektiflere yansıyan bu kareler bir taraftan ulusal görünürlüğümüz üzerinde olumsuz etkiler oluştururken, bir taraftan da bunca emek ve harcamamıza ciddi bir biçimde gölge düşürmektedir. Bu durum bir taraftan toplumsal hissiyatı yaralarken diğer taraftan da küçücük, masum çocukların sömürülmesine ve istismar risklerine açık hâle gelmelerine neden olmaktadır. Şanlıurfa bu alanda da en yoğun, en yaygın ve en çarpıcı öneklerin yaşandığı illerin başında gelmektedir.

Eğitim ve kalkınmışlık düzeyi, toplumların dezavantajlı birey ve grup oranları üzerinde ciddi etkilere sahip olduğu bilinen bir gerçektir. Bu kapsamda Şanlıurfa'nın mevut düzeyi, ilimizin dezavantajlı kitlesine ait açık bir göstergedir.

Şanlıurfa, kendi nüfusuna oranla Suriyeli vatandaşların da en çok ikamet ettiği illerin başında gelmektedir. Bu da hem sorunların çeşitliliğini, hem problemin büyüklüğünü hem de hizmete ihtiyaç duyan insan sayısını aynı oranda büyütmektedir.

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığımız ve yereldeki il müdürlüklerimiz, devletimizin ilgi, şefkat ve yardım elini temsilen vazife icra etmektedirler. Bu bağlamda gerek bireysel gerekse kitlesel düzeyde güncel problemlere çözümler üretmek, muhtemel sorunlara önleyici stratejiler geliştirmek için, öncelikli olarak hizmette hızlı bir odak değişikliğine acilen ihtiyaç duyulmaktadır.

Bu da müracaat odaklı bir hizmet anlayışından arz odaklı, yani yerinde ve doğal ortamında tespit ve çözümlerine dayalı bir hizmet anlayışını gerektirmektedir. Toplumların gelişmişlik ve medeniyet düzeyleri, dezavantajlı bireylerine sunduğu hizmetin yaygınlığı ve kalitesiyle de doğru orantılıdır. Sosyal Hizmetlerin temel hizmet bileşenlerini; personel, araç, kuruluş ve ödenekler oluşturmaktadır. Şanlıurfa'mızda da izah edildiği gibi ciddi manada bir ödenek artışına ihtiyaç duyulmaktadır.

Bu arada yeri gelmişken sosyal politikaların manasının, halk kitlesi üzerinde sağlıklı bir toplum yapısı için geleceğe yönelik politika üretmek olduğunu da ifade edelim. Bu politikaları üretirken yerinde tespitin çok önemli olduğunu biraz önce ifade ettik ve sorunun kaynağına inmelidir. Bunun için sadece kamu eliyle sorunlara nüfuz edebilmek zordur, bunun için muhakkak kamuya duyarlı sivil inisiyatifi de katmak gerekiyor.

Bu bağlamda en çok güveneceğimiz kurumların yerel yönetimler olduğunu düşünmekteyim. Yerel yönetimlerin bu konuda sosyal politika üretip; kadınlar, çocuklar, gençler, yaşlılar ve engellilerle ilgili politikalar üretip aktif rol almaları gerekir. Çünkü belediyelerin en önemli görevlerinden biri sosyal belediyeciliktir.

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının önemli bir misyonunun da sorun gelmeden müdahale etmek olduğunu ifade etmiştik. Sorun geldikten sonra müdahale edilirse, bu sorun bir sosyal yara hâline gelmiş ve toplumsal bir maliyet oluşturmuş demektir. Eğer bir çocuk sokakta dileniyorsa, bu ekonomik yoksunluğun toplumsal sorun hâline geldiğinin en somut örneğidir. Bu çocukları veya ailelerini dilenmeye mahkûm etmekten kurtarmamız gerekir. Bunun için toplumun ekonomik seviyesini yükseltmemiz gerekir.

Bugün bu çocuklar sokakta dileniyorsa ya aile gerçekten iş bulamamakta veya geçinme problemi yaşamaktadırlar ya da çocuk sahipsizdir, anne ve babası bulunmaktadır veyahut aile bu işi meslek edinmiştir. Eğer bir aile geçinme problemi yaşamaktan dolayı çocuğunu sokaklarda dilendiriyorsa ya da kendileri dileniyorsa bu aileler fakruzaruret içerisindedirler. Bunların durumlarını iyileştirmek, ekonomik yönden destek vermek gerekiyor ki aile çocuğunu sokaktan çeksin veya kendisi çekilsin, sokak yerine çocuklarını okula gönderebilsinler, kendileri işlerine gidebilsinler.

Şayet çocuk sahipsizlikten dolayı dileniyorsa bu durumda da onu devletin şefkat dolu ellerine, yuvalarına almak gerekir ki, bu çocuklar ileride sosyal bir yara hâline gelmesinler. Bu noktada Bakanlığımızın hizmetleri takdire şayandır.

Bugün sorunların yerinde tespit edilmesi lazım, bu da yeterli ve vasıflı personellerle olabilir. Ancak, bizim için önemli olan diğer büyük bir sorun ise kurum olarak 18 yaş ve altı çocuklara hizmet verilmesidir. Bir çocuk 18 yaşını doldurduğunda kurumla ilişiği kesilmektedir. 18 yaş sonrası çocuklarımıza bir gelecek kurmadan sokağa salıvermemeliyiz. Bu çocukları ve özellikle kızlarımızı büyük tehlikeler beklemektedir. Bu çocuklarımıza muhakkak meslek edindirmeli, belli bir mesleki yeterliliğe ulaştırdıktan sonra bunlara ya kamu kurumlarına yerleştirmede öncelik verilmeli ya da uzun vadeli, düşük faizli krediler verilerek iş sahibi olmalarını sağlayabilmeliyiz ki, bunlara alan el değil, veren el yapalım ve aynı zamanda toplumsal yara olmaktan kurtaralım. Bunlar yara olmaktan ziyade yara iyileştirici olabilsinler.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Cevheri, süreniz bitti.

Ek süre veriyorum, lütfen toparlayın.

MEHMET ALİ CEVHERİ (Şanlıurfa) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Bunun için Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının, Millî Eğitim Bakanlığı, Gençlik Spor Bakanlığı ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı gibi Bakanlıklarla yakın işbirliği yaparak, bu çocuklarımıza yönelik ayağı yere basan, gerçekçi projeler üretmesi gerekir. Adından da, anlaşıldığı gibi bu bakanlığın hizmetinin odağında insan yer almaktadır. Dolayısıyla, insan odaklı hizmet üretilmesi gerekir. Bunun için insanın ırkı, dili, rengi, tabiiyeti önemli değildir, önemli olan insan olmaktır.

Diğer değinmemiz gereken önemli bir husus ise, hizmet edilirken, bataklıktaki sinekleri yok etme yerine, bataklığı kurutmak gerekir. Bugün madde bağımlılığı ülkemizde ciddi bir sorun olmaya başlamıştır ve ailelilerin temelini sarsmaya başlamıştır. Uyuşturucu kullanımı ve yaygınlaştırılması emperyalistlerin düşünen beyinleri yok etme projesidir. Ülkemizin ve insanlık âleminin en büyük beşerî gücü olan insani değerlerimiz uyuşturucuyla yok edilmeye çalışılmaktadır.

Bu sorunun bertaraf edilebilmesi için ailelerin ciddi manada eğitilmesi gerekir ve bunun için Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile yine Millî Eğitim, STK ve belediyelerin bir koordinasyon içinde çalışıp, proje üretip bu bataklığı kurutmaları gerekir. Aksi takdirde geleceğimizi kaybederiz.

Bu duygu ve düşüncelerle 2017 bütçemizin hayırlı ve uğurlu olmasını diler, saygılar sunarım.