MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Sayın Başkan, Sayın Bakan, Komisyonumuzun değerli üyeleri, Bakanlığımızın ve kurumlarımızın değerli temsilcileri, sayın basın mensupları; öncelikle hepinizi saygılarımla selamlıyorum.

Genç ve dinamik bir Bakan, genç ve dinamik bir kadro. Ben de sözlerimde gençlerle ilgili, gençliğimizle ilgili sorunlara değineceğim; Türk gençliğinin sorunları, beklentileri ve özlemleri üzerinde bir kez daha düşünmemiz gerektiğini vurgulayacağım.

Beşerî potansiyelin ve sosyal sermayenin önemine vâkıf olmuş ülkeler için gençlik büyük bir fırsattır. Ekonomik gelişmesini istikralı şekilde sürdüren, kişi hak ve hürriyetlerine önem ve öncelik veren, demokrasiyi kural ve teamülleriyle benimseyen ülkelerin ortak özelliği, gençliğe ayrıcalıklı yer vermesinde yatmaktadır.

Bir milletin en büyük kozu, iyi yetişmiş, iyi eğitim almış, millî kimliğinden kopmamış, maneviyatından uzaklaşmamış, dünyanın ve insanlığın istikametini özüne ve kültürüne uygun olarak yorumlama kabiliyetini ve kapasitesini gösterebilmiş genç kuşağıdır. Türkiye'nin genç nüfusu birçok ülkeye nazaran fazladır. Ne yazıktır ki stratejik üstünlük ve millî servet olarak değerlendirdiğimiz bu gerçek, hak ettiği ilgi ve yakınlığı görememektedir. Ekonomik sorunlar gençlerimizi olumsuz etkilemektedir. İşsizlik, gelir dağılımındaki adaletsizlik, yoksulluk, eğitim ve öğretim hayatındaki çarpıklıklar gençlerimizin önüne engel çıkarmaktadır. Bugün ülkemizde 15 ile 24 yaş arasındaki genç nüfus birçok ülkenin toplam nüfusundan daha çoktur. Ancak, sağlanan eğitimin, iş imkânlarının ve hayat standardının, geleceğimizin teminatı olduğunu sürekli tekrarladığınız gençlerimiz açısından yeterli olduğunu söylemek mümkün değildir. Milyonlarca gencimiz iş aramakta, yuva kurmayı istemekte, kimseye muhtaç olmadan insanca bir iş ve gelir imkânına sahip olmayı talep etmektedir. Bu, onların en tabii hakkıdır.

Sayın Bakanım, ben "Ekonomi Bakanı" değilim diyemezsiniz, Gençlik Bakanısınız, gençlikten sorumlu Bakansınız. Tabii ki bu konularda üretilecek politikalara en büyük katkıyı sizin vermeniz gerekmektedir.

Bakınız, işsizlik oranına bakalım. 2016 Temmuz itibarıyla mevsim etkilerinden arındırılmış genç nüfusta işsizlik oranı yüzde 20,2'ye yükselmiştir. Genç işsiz sayısı geçen yılın aynı ayına göre 83 bin kişi artmış, genç istihdamda ise 88 bin azalma var. Genç istihdamda azalma olması gerçekten endişe verici. Diğer yandan, ne eğitimde ne istihdamda olan yani çalışmayan ve eğitim görmeyen 15-24 yaş grubunda gençlerimizin oranı yüzde 26,3'e çıkmıştır. 15-29 yaş grubuna baktığımız zaman yani çalışmayan ve eğitim görmeyen 15-29 yaş grubunun toplam gence oranı yüzde 36,4 düzeyinde. Sayın Bakanım, bu gençlerimiz sizce nerede? Yani, çalışmıyor, okumuyor, ne yapıyor bu gençlerimiz? Yani, buna bir kafa yormamız gerekmektedir. Ben inanın, mantıklı bir gerekçesini bulamadım okumayan ve çalışmayan, istihdamda görünmeyen gençlerimizin. Hadi bir kısmı işsiz, TÜİK'in verilerine baktığımız zaman onları da görebiliyoruz. Onu da şöyle söyleyeyim: 15-24 yaş grubunda 3 milyon 120 bin kişi var hem istihdamda hem eğitimde görünmeyen, işsiz sayısı 1 milyon 70 bin. Yine, 15-29 yaş grubunda istihdamda ve eğitimde görünmeyen 5 milyon 339 bin kişi bulunmaktadır. Bunun üzerinde mutlaka kafa yormamız gerekmektedir. Bu atıl gençlerimiz ne yapıyor? Bunu mutlaka araştırıp gerekli tedbirleri almamız gerekmektedir.

Genç nüfusun işsizliği, beraberinde sosyal ve kriminal sorunları da getirmektedir. Değişik zamanlarda yapılan anketlerde, gençliğin önem verdiği, örnek aldığı şahısların arasında, dizi film kahramanlarının olması bu açıdan hepimizi endişelendirmektedir. Feodal kalıntı, töre, mafya türündeki dizi filmlerin özellikle gençler arasında rağbet görmesi, okul önlerinde giderek artan şiddet olayları, ilkokullara kadar inen suçlu yaşı hepimizi düşündürmelidir.

Bugünün gençleri, yarının yetişkinleridir. Milliyetçi Hareket Partisi gençliğe yapılacak yatırımı, Türkiye'nin geleceğine yapılacak en önemli yatırım olarak görmektedir. Bu itibarla, Hükûmetin, Türkiye'nin acil çözüm bekleyen birikmiş ağır sorunlarının yanı sıra ve onlardan da önce olmak üzere, gençliğin sorunlarına eğilmesini bekliyoruz.

Sayın Bakanım, YURTKUR'la ilgili birkaç hususa değineceğim. Bu son iki yıldır yurtlarda misafir kabulü yapılmaması büyük sıkıntılara neden oluyor. Yani, KYK'yı çok yakından tanıyan biri olarak söylüyorum hatta şunu da ifade edeyim geçmişte denetim görevinde bulunduğum için: KYK çalışanları gerçekten çok büyük bir fedakârlıkla çalışıyor. Kendi ailesini ihmal ediyor ama yurtlarımızı, gençlerimizi ihmal etmiyor. Ben bunu yaşadım, gördüm; bir aile gibi görüyor, tüm gençleri kendi ailesi gibi görüyor ve de yurtlarda hakikaten hizmet kalitesinde de her geçen yıl daha da iyileşme var. Ama, geçmişte bu uygulama vardı, şöyle ki Sayın Bakanım: 500 kişi kapasiteli bir yurtta tam ilk kayıtlar esnasında koridorlara, kütüphaneye ranzalar atılıyordu, çocuklar orada kalabiliyordu. Burada amaç şu: Anadolu'dan gelmiş öğrenci, Ankara'ya gelmiş mesela, şehri tanımıyor, gidebileceği bir yer yok, ortada kalıyor. Bu çocuklara, hakikaten, YURTKUR sahip çıkıyordu. 500 kişilik yurtta ilk ay belki 700-800 kişi kalıyordu. Şehri tanıdıktan sonra zaten öğrencilerin birkaçı bir araya gelip ev tutuyorlar, başka yerlere gidiyorlar, sonradan yurt tekrar normal kapasitesi düzeyine, hatta daha aşağıya iniyordu. Ben, bu misafir kabulü yapılmaması uygulamasının gözden geçirilmesini istiyorum. Hepimiz babayız yani kendi çocuğunuzu hiçbir bilmediğiniz bir şehre gönderdiğiniz zaman eğer yurt almıyorsa ne yaparsınız? Sizlerin de bunu düşünmenizi istiyorum. O nedenle, eski uygulamasına YURTKUR'un devam etmesinin gençlerimiz için doğru olacağını düşünüyorum.

Diğer konu: İnşallah salı günü iniyormuş -geçen Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşmüştük- beslenme ve barınma yardımı. Bununla ilgili burada da bizim görüşümüzü ifade edeceğim. Milliyetçi Hareket Partisi olarak biz destek verdik gelen maddeye Sayın Bakanım, KYK ve vergi muafiyeti olan vakıfların ve kamu yararına dernekler yurtlarda belli kriterler çerçevesinde öğrencilerimiz kalırsa onlara beslenme, barınma yardımı verilecek. Biz ona diyoruz ki yani eşitlik ilkesi gereği yine kriterleri koyalım, tüm özel yurtta, hatta evde kalan... "Fakir çocuğa sen evde kalamazsın." demeyelim devlet olarak. Kriterlerimizi taşıyorsa tüm gençlere eşit şartlar sunan, eşit bir şekilde bir yardım uygulamasını başlatalım diyoruz. Bizim zaten seçim beyannamemizde de vaadimiz bu yönde. Yani, bunun daha doğru olacağını düşünüyoruz. Sadece belli vakıfların veya derneklerin yurtlarında değil, üniversite yurdunda kalabilir, özel şirketlerin yurdunda kalabilir. Eğer bizim kriterleri taşıyorsa biz o öğrencilere beslenme, barınma yardımını yapmamız gerekir Anayasa'nın eşitlik ilkesi gereği.

Komisyon Başkanımıza soracaktım, bu Spor Toto Teşkilat Başkanlığının faaliyetlerini belli periyotlarda görüşüyorduk, görüşmedik herhâlde. Onu ne zaman görüşürüz bilmiyorum.

Sunum yapılıyordu, kalktı mı?

BAŞKAN - Kalkmadı, bu yıl yapacağız onu inşallah.

MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Tamam.

Son olarak Sayıştay raporlarına değineceğim. Gerçekten, raporlar çok güzel hazırlanmış. Gerek Bakanlık gerek kurumlarla ilgili...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Bitiriyorum Başkanım.

BAŞKAN - Sayın Kalaycı, ek süre veriyorum.

Buyurun.

MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Ben Sayıştaya, arkadaşlarımıza, denetim elemanlarına teşekkür ediyorum. Çok önemli bulgular var. Özellikle, muhasebe kayıtlarında yapılan eksikler, yanlışlar, hatalar, takip edilmeyen konular var. Ben Sayın Bakandan hassaten bu konularda gerekli önerilere gerekli uyumun sağlanması gerektiğini, bunların düzeltilmesi gerektiğini ifade ediyorum. Bakanlığımız bütçemizin gençliğimize, spor camiasına, ülkemize, milletimize hayırlar getirmesini diliyorum.

Teşekkür ediyorum.