KOMİSYON KONUŞMASI

ERKAN AYDIN (Bursa) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Öncelikle ulu önder Mustafa Kemal Atatürk'ü 78'inci ölüm yıl dönümünde saygı ve özlemle anıyorum.

Maalesef Türkiye'nin iç ve dış politikada yaşadığı kaos ekonomiye de yansımakta. Türk lirası her geçen gün dolar karşısında değer kaybetmekte, devalüasyonun açtığı yaralar ise derinleşmektedir. Özel sektörün dış borcu 300 milyar dolara yaklaşırken riski ise 210 milyar doları aşmıştır. Dolarda eylül ayından bugüne kadar süregelen dalgalanmalarla yüzde 7'e varan artış bu borca TL cinsinden 63 milyar TL'lik ek yük daha getirmiştir. Yerleşiklerin ve yabancıların taşıdığı toplam riskin hacmi, yurt içi hasılanın yüzde 50'sini aştı. Türkiye'nin dış borcu içerisinde özel sektörün büyük bir ağırlığı var. Toplam kur riski 400 milyar dolara yakın. Finansman dışarıdan aksadığında ve beklentiler olumsuzlaşınca kurlarda hareket başlıyor. Hükûmet istediği kadar faizleri düşürmeye çalışsın bir türlü kuru tutamıyor. Dolayısıyla da yaşanan kur riskinin yüksekliği, dışarıdan finansman girişinin aksaması ve Hükûmetin faizleri düşürmek için baskı yapması döviz kuru üzerinde olumsuz etki yaratıyor.

Türk firmalarının taşıdığı risk ise 200 milyar dolara yakın. Kurdaki her hareket bu şirketlerin öz kaynaklarını eritiyor, kredileri ödeyemez hâle getiriyor. Kurdaki her yüzde 10'luk artış 10 milyar dolarlık da kayba neden oluyor. Böyle giderse Türkiye tarihinin en büyük krizini 2017 yılında yaşayabilir ve daha sorunlu bir yıl geçirmeye aday olarak da görünüyor.

Merkez Bankası verilerine göre özel sektörün dış borcu Ağustos 2016 itibarıyla 296 milyar dolar. İlk sekiz ayda 13 milyar dolarlık bir artış olurken bu tutarın yaklaşık 208 milyar doları uzun vadeli borçlardan oluşuyor. Tabii, özel sektör dış borcunda kritik konulardan birisi de varlıkların yükümlülükleri ne ölçüde karşılayabildiği. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2016 Ağustos verilerine göre finansal kesim dışındaki firmaların yükümlülükleri 3,2 milyar dolar artarken net döviz pozisyonu ise 210 milyar 520 milyon dolar olarak gerçekleşti. Buna göre şirketlerin kur riski Temmuz 2016 dönemine göre 1,4 milyar dolar daha artmış oldu.

Kimi uzmanların bu konudaki görüşleri ise "Şu anda özel sektörün kısa vadeli çevirebileceği dış borç, Merkez Bankası rezervlerinin üzerinde. Kurun yükselmesi Türkiye'yi çok ciddi bir döviz girdabına sürükleyebilir." şeklinde. Türkiye'nin bir saatli bombanın üzerinde oturduğu riskinin kayda değer bir görüş olduğunun da bilinmesi gerekir.

Kamu özel ortaklı projelerin hepsinde hazine garantisi var. Bütçede görünmediği için de bir taşla iki kuş vuruluyor. Hem büyük yatırımların ödeme garantisiyle yapılması sağlanıyor hem de bütçe üzerindeki fazladan yük görünmüyor, böylece bütçede bu yatırımlar da maskelenmiş oluyor.

Şimdi, bütün bunlara baktığımızda, Sayan Bakanın da sunumundan sonra ekonomide bu tablonun iflasları getirebileceği, işsizler ordusunu artırabileceği ve ekonomide de çok büyük sıkıntıların ortaya çıkabileceği görünmektedir. Bunlarla ilgili önümüzdeki dönemde ciddi önlemlerin alınması gerekmektedir. Türkiye'nin çok ciddi bir döviz girdabına girme ihtimali de günden güne artmaktadır. Döviz sıkıntısına düşülmemesi için yeni bir planlamanın da -belki de yapılıyor ama- daha ciddi bir şekilde yapılması şarttır ve bu şartlar altında hazine garantisi verilen projelerin nasıl tamamlanacağı da büyük bir soru işareti olarak akıllarda kalmaktadır.

Bunun yanında seçim bölgem olan Bursa'da da sanayicilerin -ki Türkiye'de ihracat konusuna baktığımızda üçüncü olan ildeki sanayicilerin- girdi maliyetleri oldukça yüksektir. Enerji olsun, diğer navlun giderleri, diğer giderleriyle birlikte karşılanamama şeklinde gitmektedir. Eğer önlemler alınmazsa da hem yeni iflasların hem işsizler ordusunun artmasının da olabileceği ihtimali çok büyüktür. Zaten son on dört yıla baktığımızda 500 ve üzeri istihdam yaratan hiçbir fabrikanın açılmaması da Bursa sanayisinin ne kadar geriye gittiğini, ayrıca bu sürede de birçok firmanın yabancı ortaklık alarak ya da tamamen satılarak da yabancı sermayenin eline geçtiği görülmektedir. Bütün bunların değerlendirilerek ekonomide daha iyi bir yere getirilmesi için de önlemlerin alınması gerekiyor.

Teşekkür ederim.