KOMİSYON KONUŞMASI

MEVLÜT DUDU (Hatay) - Teşekkür ederim.

Sayın Başkan, Sayın Bakanım, değerli milletvekili arkadaşlarım, değerli bürokratlar ve sevgili basın emekçileri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Ben bu kısıtlı sürede genel bir panorama çizmek istiyorum Avrupa Birliğinden başlayarak. Bakanlığın sunumunda Avrupa Birliğiyle ilgili bölümü şöyle bir incelediğiniz zaman müzakere süreciyle ilgili bilgiler veriliyor. Ama, hepimiz gerçeği biliyoruz ki Avrupa Birliği süreci çok ciddi anlamda kesintiye uğramıştır. Mülteci sorunu, sonbahar aylarında Avrupa Birliğiyle varılan geri kabul anlaşması ki biz Dışişleri Komisyonunda da buna muhalefet etmiştik, parti olarak da Genel Kurulda da muhalefet ettik. Bu anlaşmanın asla yürürlük durumunun söz konusu olamayacağını ve hükümsüz kalacağını söylemiştik, ne yazık ki haksız çıktık bu anlamda. Ben çeşitli Avrupa ziyaretlerimde Avrupa'da şu konuyu dile getiriyorum: Bu, sadece Türkiye'nin sorunu değildir, asla değildir. Avrupa'nın, bütün dünyanın ve özellikle Almanya'nın sorunudur. Çünkü neticede bu mülteciler Türkiye'de de kalmak istemiyor ve Avrupa'ya yerleşmeye çalışıyorlar. Nitekim her yıl Ege Denizi'nde binlerce insan bu nedenle boğuluyor. Onun için buna çözüm bulmak zorundasınız. Suriye'de kalıcı bir barışın sağlanması için Avrupa Birliği üzerine düşen katkıyı mutlaka yerine getirmelidir, hep bunları söyledik. Nitekim dün bir "tweet"te gördüğüm Berlin'de bir duvar yazısı, mültecilere yönelik olarak diyor ki: "Evet, siz buradasınız çünkü biz sizin ülkelerinizi yıkıyoruz." İşte gerçek budur. Bu anlamda da Parlamentonun Bakanlıkla eş güdümlü olarak çok ciddi bir çalışma içerisine girmesi gerektiğini düşünüyorum.

Kıbrıs konusuna gelince, biz geçen hafta bir Cumhuriyet Halk Partisi heyetiyle birlikte, Sayın Bakan, Kıbrıs'taydık. Kıbrıs'ta söylenen şu: "İlk kez çözüme, anlaşmaya bu kadar yakınız." deniyor. Ama, ne pahasına, orası biraz belirsiz. Nitekim Kıbrıs Cumhurbaşkanının bir açıklaması var, diyor ki: "Toprak vermeden anlaşma zor görülüyor." Doğrusunu isterseniz biz Sayın Cumhurbaşkanıyla da görüştük Kıbrıs'ta. Kıbrıs'taki izlenimlerimiz sonucunda vardığımız nokta, konu iki noktada düğümleniyor; biri toprak konusu, diğeri Türkiye'nin garantörlüğü konusu. Türkiye'nin garantörlüğünden vazgeçmesi için işte "İngiltere ve Yunanistan istemiyor, Türkiye de vazgeçsin." şeklinde bir tazyik uygulanıyor. Ama, ne yazık ki biz Hükûmetin bu konuyu, Kıbrıs konusunu çok ciddi takip ettiğine dair bir izlenim edinmedik; umarım öyle değildir, takip ediliyordur.

Orta Doğu'ya gelince, Orta Doğu'da geldiğimiz nokta ne yazık ki ortada. Özellikle Suriye'yle ilgili 18 Ağustosta Sayın Numan Kurtulmuş tek bir cümleyle olayı özetliyor, bize de aslında söz kalmıyor geriye söyleyecek. Numan Kurtulmuş diyor ki: "Bugün yaşadıklarımız Suriye politikamızın sonucudur." Ben de katılıyorum ve bu bir itiraftır, zaten ertesi gün Sayın Başbakan da benzer ifadelerle aynı itirafta bulunmuştu. Suriye'de şu anda bir Fırat Kalkanı operasyonu var. Bu operasyon bizce de doğrudur, doğru bir operasyondur ama neden buraya gelinmiştir, işte neden gelindiği konusu ne yazık ki yine AKP'nin yanlış politikası, yanlış dış politikası nedeniyle oraya gelinmiştir. Ama, gelinen noktada operasyonun yapılması doğrudur, onaylıyoruz. Orada ciddi bir PYD koridoru tehlikesi vardır. Fırat Kalkanı operasyonuyla şimdilik IŞİD ve diğer radikal unsurlar sınırdan uzaklaştırılmıştır ama PYD'nin varlığı hâlâ devam etmektedir. Türkiye ne pahasına olursa olsun o koridorun tamamlanmasına ve Afrin'le birleşmesine izin vermemelidir, bunun gereği yapılmalıdır. Çünkü bir Hatay Milletvekili olarak söylüyorum, Hatay halkının bir temsilcisi olarak söylüyorum, Hatay'ın varlığını tehdit eden ciddi bir tehlike ortaya çıkacaktır o koridorun tamamlanması durumunda. Bu konuda birkaç yıldır edindiğimiz izlenimler var dış basından, yabancı diplomatlarla...

Sayın Başkan, çok önemli, bunu tamamlamak istiyorum.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Dudu, lütfen tamamlayın.

Bir dakika daha ilave ediyorum.

Buyurun.

MEVLÜT DUDU (Hatay) - ... görüşmelerimizden çok ciddi duyumlarımız var. Bu konu en kısa zamanda kaşınmaya başlanacak. Bunun için Hükûmetin gerekli tedbirleri alması gerektiğine inanıyorum.

Ayrıca, Sayın Bakan, bir şey sormak istiyorum. Son günlerde kamuoyunu çok meşgul eden bir konu, Ege denizindeki 16 ada ve 1 kayalık. Yunan işgali altında olduğu, Yunan egemenliği altına girdiği, bu adalara Yunan bayrakları çekildiği, hatta Yunanistan'ın bu adalarda belediyeler kurduğuna dair çok ciddi duyumlar var, görüntüler var, haberler var. Bununla ilgili bugüne kadar kamuoyunu aydınlatıcı bir açıklama, tatmin edici bir açıklama yapılmadı. Bu konuda da bilgilendirirseniz seviniriz.