| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2017 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı (1/774) ile 2015 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı (1/733) ve Sayıştay tezkereleri a) Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı b) Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu c) Ulusal Bor Araştırma Enstitüsü ç) Türkiye Atom Enerjisi Kurumu d) Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 08 .11.2016 |
AYTUĞ ATICI (Mersin) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli arkadaşlar, nükleer gibi kirli bir enerjiye karşı çıkan ve yenilenebilir enerji kaynaklarını savunan bütün arkadaşlarımızı saygıyla selamlıyorum.
Sayın Bakan, "Nükleer konusunda kesin kararlıyız." diyorsunuz, "Ne olursa olsun biz, Türkiye'ye, önce Akkuyu'ya sonra Sinop'a, sonra İğneada'ya, daha sonra, Allah kerimse, kendi nükleer santralimizi kendimiz yapmaya kadar gideceğiz." diye ısrar ediyorsunuz. Son söyleyeceğimi baştan söyleyeyim Sayın Bakan: Mersin size nükleer santrali yaptırmayacak. Neden biliyor musunuz? Çünkü, nükleer santral FETÖ'den daha tehlikelidir. Çünkü, nükleer santralde herhangi bir kaza olduğunda, hiçbir ayrım yapmadan herkese zarar verir. FETÖ bir kesime zarar verdi. Kendi yandaşlarını korudu FETÖ ama nükleer santral sizi de korumayacak, sizin çocuklarınızı da korumayacak. AKP'li, CHP'li, MHP'li, HDP'li, Alevi, Sünni, erkek, kadın, çocuk, yaşlı demeden herkesi etkileyecek ve kanser yapacak.
Şimdi, bu konuda Sayın Cumhurbaşkanı aldatılıyor, Sayın Cumhurbaşkanına doğru bilgiler verilmiyor. Ona deniyor ki "Efendim, enerjimizi çeşitlendirmeliyiz." Doğru, çeşitlendirmeliyiz ama nükleer enerjiyle değil, yenilenebilir enerjiyle çeşitlendirmeliyiz. Sayın Cumhurbaşkanına deniyor ki "Efendim, biz dışa bağımlılığı azaltmalıyız." Yalan söylüyorlar. Bugün enerjide Rusya'ya olan bağımlılığımız, nükleer santralle daha fazla, çok daha katı bir bağımlılık hâline dönüşecek. Diyorlar ki Cumhurbaşkanına "Efendim, burada nükleer santral çalışmaya başladığında 7 bin kişi çalışacak, inşaatta 20 bin kişi çalışacak." Siz de söylediniz. Yalan söylüyorlar çünkü sizin yaptığınız devletler arası anlaşmada nükleer santralde sadece bu işi bilen Ruslar çalışacak. Evet, inşatta amele olarak Türkleri çalıştırabilirsiniz, o da kısmen, sadece amele olarak çalıştırılabilir. Bu yanlışlardan derhâl vazgeçmeniz ve Cumhurbaşkanını... Keşke Başbakan yetkin olsaydı da onu da bilgilendirseydiniz ve bu işten vazgeçseydiniz.
Eğer nükleer santralde bir kaza olur ise ya da tıpkı Almanya'da olduğu gibi hiçbir kaza olmadığı hâlde oradaki çocuklarda, bizim çocuklarımızda kan kanseri yani lösemi olasılığı 2,2 kat arttığında "Pardon." dediğinizde iş işten geçmiş olacak. "Pardon." diyemezsiniz. Daha önceki enerji bakanları belki "Pardon." dediğinde, "Allah'ım beni affet." dediğinde, "Halkım ben affetsin." dediğinde belki bir nebze inandırıcı olabilirdi ama size kimse inanmayacak çünkü siz bu işi biliyorsunuz. Siz, nükleer enerjinin ne kadar zararlı olduğunu, Mersin'in ve Türkiye'nin bağrına sokulan bir hançer olduğunu en iyi bilenlerdensiniz. O yüzden "Pardon." deme hakkınız da lüksünüz de şansınız da yoktur. "Allah'ım beni affetsin." dediğinizde, ileride, Allah'ın da bile bile yaptınız için, ben, naçizane, âcizane size affedeceğini düşünmüyorum. Bilmeden yaparsanız olur ama siz bile bile yapıyorsunuz. Umarım bu müstehzi gülüşünüz yüzünüzde donmaz Sayın Bakan. Bu işe ne kadar ciddiyetle eğildiğimizi, ne kadar kanımızı, canımızı verdiğimizi siz en iyi bilenlerdensiniz.
Hükûmetiniz FETÖ'ye "Pardon." dedi. Evet, pardon. Peki, "pardon"unuz kabul edildi, mücadele ediyorsunuz, edeceksiniz, o konuya hiç girmeyeceğim, yüzünüze gözünüze bulaştırdınız, ayrı konu ama sonuçta FETÖ'ye "Pardon." dediniz, 241 sivilimiz şehit oldu, birçok insan zarar gördü ama geri dönüşü var. PKK'ya da "Pardon." dediniz, "Bizi aldatmışlar." dediniz. Peki, ona da kabul. Onunla da şimdi mücadele ediyorsunuz, onu da yanlış yapıyorsunuz, ayrı konu -mücadele yöntemleriniz açısından- ona da girmeyeceğim ama sonuçta geri dönüşü var mı? Var. Çözümü var mı? Var ama nükleer enerjide "Pardon." dediğinizde bunun geri dönüşü asla yoktur. O lanet olası nükleer madde Türkiye'ye geldiğinde milyonlarca yıl, sizin de çok iyi bildiğiniz gibi, burada ışınım salmaya devam edecektir. O yüzden, halkı yanıltmadan, hiçbir şekilde yanlış bilgi vermeden...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Evet, lütfen son cümlelerinizi alayım.
AYTUĞ ATICI (Mersin) - ...bu işi net bir şekilde masaya yatırmalısınız. Niye "yanlış bilgi vermeden" diyorum biliyor musunuz? Hatırlayın, sizden önceki bakan "Konya Karapınar'da güneş enerjisi santrali yapacağım." Dedi. Çıktım milletin kürsüsüne, tebrik ettim, "Sizi alkışlıyorum, doğru iş yapıyorsunuz." dedim. O zaman ki sayın bakan demişti ki -açın kayıtlarına bakın Meclisin- "Biz burada 3 bin megavatlık kurulu bir güç elde edeceğiz." Şimdi siz bin megavat diyorsunuz. E, gülün yani hakikaten gülünecek durumdasınız Sayın Bakan. Arkanızda bir sürü bürokrat var, herhâlde bunu bize yanıtlayacaklardır. "3 bin" diyen de bakan, 2014 yılında, şimdi "bin" diyen de bakan.
MEHMET ŞÜKRÜ ERDİNÇ (Adana) - O nasıl bir üslup ya?
BAŞKAN - Arkadaşlar, konuşmayın lütfen, müsaade edin.
AYTUĞ ATICI (Mersin) - Değerli arkadaşlar, ben üslubumu çok iyi bilirim. Sayın Bakan oradan alaycı bir şekilde gülmese bunları söylemem. Ben buradan konuşurken alaycı bir şekilde gülüşlerini lütfen siz de...
BAŞKAN - Ama siz de üzerinize...
EJDER AÇIKKAPI (Elâzığ) - Ne alakası var ya?
MUSTAFA SAVAŞ (Aydın) - Sen de üzerine alınma canım Allah Allah.
BAŞKAN - Arkadaşlar, müsaade edin ya.
AYTUĞ ATICI (Mersin) - Ben söyleyeceğimi söylüyorum, siz de benim söylediklerime bana cevap verin bana sataşacağınıza. Ben söyleyeceğimi söylüyorum. Evet, sözlerim ağırdır.
MEHMET ŞÜKRÜ ERDİNÇ (Adana) - Bunlara cevap...
AYTUĞ ATICI (Mersin) - Sözlerim ağırdır, dokunur kalbe, doğrudur.
MUSTAFA SAVAŞ (Aydın) - Dünyada 450 tane nükleer santral var.
BAŞKAN - Arkadaşlar...
AYTUĞ ATICI (Mersin) - Şimdi, milleti yanıltmayın. Bilmem kaç tane nükleer santral var diyorsunuz. Saydığınız ülkelerin hiçbirisinde güneş bu kadar yok Sayın Bakan. Japonya "Hepsini kapatacağım." dedi, mecbur kaldı, açtı. Fransa'nın, Almanya'nın güneşi yok, onlar mecburlar buna ama biz mecbur değiliz.
ŞAHAP KAVCIOĞLU (Bayburt) - Alternatifi güneş mi sadece?
AYTUĞ ATICI (Mersin) - Bizim alternatifimiz var.
"Millî irade", "millî irade" diyorsunuz, Mersin halkı da sizin de yaptırdığınız anketlerde yüzde 86 "Hayır." diyor.
Şimdi, siz hesabınıza geldiğinde "millî irade" diyeceksiniz, hesabınıza gelmediğinde de millî iradeyi yok sayacaksınız.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Toparlar mısınız lütfen, son cümlenizi alayım.
AYTUĞ ATICI (Mersin) - Peki.
Mersin halkı nükleer santralin tehlikeli olduğunu, orada canlarına kastedildiğini biliyor. Mersin halkı oradaki nükleer santralin tarıma da zarar vereceğini, balıkçılığa da zarar vereceğini, turizme de zarar vereceğini çok iyi şekilde biliyor ve size yüksek sesle haykırıyor. Gelin, bu sevdadan vazgeçin, 25 milyar doları sokağa atmayın, çünkü orayı yapamayacaksınız, başaramayacaksınız.
MUSTAFA SAVAŞ (Aydın) - Yapacağız, yapacağız.
AYTUĞ ATICI (Mersin) - Ve orada 25 milyar doları sokağa atacaksınız, en pahalı enerjiyi üretmek için.