| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2017 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı (1/774) ile 2015 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı (1/733) ve Sayıştay tezkereleri a) Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı b) Mesleki Yeterlilik Kurumu c) Türkiye ve Orta Doğu Amme İdaresi Enstitüsü, ç) Devlet Personel Başkanlığı |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 21 .11.2016 |
ÇETİN ARIK (Kayseri) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Bakan, yeni göreviniz hayırlı uğurlu olsun.
Türkiye'nin önemli sorunlarından biri istihdam ve istihdam içinde yer alan aslında oyun oynaması gerene çocukların iş gücüne katılımlarıdır. TÜİK verilerine göre işsizlik oranı ağustosta, geçen yılın aynı dönemine göre 1,2 puan artarak yüzde 11,3 oldu. İşsiz sayısı da 435 bin kişi artarak 3 milyon 493 bin kişiye ulaştı. Bu, maalesef bir rekor. Bu rekorun içinde artık iş aramaktan umudunu kesen, bir başka deyişle işsizliğin kader olduğunu düşünerek köşesine çekilen yurttaşlarımız hariç. Resmî rakamlara göre 3,5 milyon, gayriresmi rakamlara göre 6 milyon işsiz, 78 milyonluk bir ülke için çok büyük bir tehlikenin kapıda olduğunun göstergesi. Bu konu, siyasi tartışmaların ötesinde, bu ülke üzerine kafa yoran herkesin ciddiyetle üzerinde durması ve yaşanan tehlikeyi bertaraf edecek istihdam politikaları üzerinde yoğunlaşmasını gerektiren bir konu. Maalesef bu konuya gereken hassasiyetin gösterilmediğini endişeyle izliyoruz.
Sayın Bakan, istihdamla ilgili bir diğer tehlikeyse okulda oyunda olması gereken çocukların tarlada, atölyelerde, sokaklarda, ekmek parası peşinde koşmasıdır. Çocuk işçiliği insani gelişmişlik açısından ciddi bir sorun olarak karşımızda durmaktadır. Çocuk işçiliğinin azaltılması ve çocuk istismarının ortadan kaldırılması için çeşitli projeler yürütülse de ülkemizde güvencesiz ve esnek çalışmayı dayatan istihdam stratejileri, ideolojik amaçlı eğitim politikaları, çocukların istismarı ve çocuk işçiliği konusunda son derece olumsuz bir tablonun ortaya çıkmasına neden oluyor. 2012 yılında yayımlanan TÜİK'in Çocuk İş Gücü Anketine göre yüzde 44,7'si tarım, yüzde 24,2'si sanayi ve yüzde 31'i hizmet sektöründe olmak üzere toplam 893 bin çocuğumuz evine ekmek götürmek için bir iş yapıyor. Başta kız çocukları olmak üzere yoğun ev işleri yapan çocuklarımız bu sayının içerisinde yer almıyor.
Yine 2012 yılında yasalaşan 4+4+4 ile zorunlu ilköğretim yaşı 6-13 yaş aralığına çekilmiş; bu da çocuk işçiliğinin yaygınlaşmasına, yaşın fiilen 13'e düşmesine neden olmuştur. Uzaktan ve esnek çalışma stratejileri de çocuk işçiliğe maalesef katkıda bulunacaktır. Uzaktan ve esnek çalışma altında yürütülen istihdam projeleri, ev içinde çalışan 8 milyon çocuğu ilgilendiren önemli bir konudur.
Türkiye'de önlenmesi yerine yönetilmesi tercih edilen yoksulluk çocukların çalışma nedenlerinin de başında yer almaktadır. Ülkelerindeki savaş ortamından kaçarak ülkemize sığınan Suriyeli çocukların da ülkemizdeki çocuk işçiliği konusunda tabloyu daha da kötüleştireceği aşikârdır. Ülkemize sığınan 3 milyon Suriyelinin yarısının çocuk olduğu öngörülüyor. Bu da ülkemizdeki çocuk işçi rakamlarının artışı demektir. Bu konuda sağlıklı bir veri elimizde bulunmasa da kentlerin sokaklarında her gün karşılaştığımız Suriyeli çocuklar bu gerçeği gözler önüne seriyor.
Ucuz iş gücü olarak görülen çocuklarımız son derece olumsuz koşullar altında çalışıyor. Ücretli ya da yevmiyeli olarak çalışan çocuklarımızın yüzde 3,4'ü sakatlanma ve yaralanma yaşamış, yüzde 34'ü aşırı yoruluyor, çalışan çocuklarımızın üçte 1'ine iş yerinde yemek verilmiyor, yüzde 36'sının haftalık izni yok, yüzde 89'unun yıllık ücretli izni bulunmuyor ve ülkemizin kanayan yaralarından biri olan iş cinayetlerinde çocuklarımız da kurban gidiyor. İstanbul İş Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi verilerine göre 2013 yılında yaşamını yitiren 1.235 işçinin 59'u çocuk işçi. Bunlardan 18'i 14 yaş altı çocuklarken 41'i 15-17 yaşlarındaki çocuk işçiler. 2014 yılında her 100 iş cinayetinin 3'ünde çocuk işçiler bulunuyor. Çocuk ve büyükler ülkemizde iş cinayetlerinden ölüyor.
Bu vesileyle, Siirt'in Şirvan ilçesindeki maden ocağında meydana gelen heyelanda hayatını kaybeden işçilerimize Allah'tan rahmet diliyor, henüz ulaşılamayan işçilerimizin de...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Arık, son bir dakika.
Buyurun.
ÇETİN ARIK (Kayseri) - Toparlıyorum Başkanım.
...sağ salim ailelerine kavuşması için dua ediyorum. İnşallah Şirvan'dan müjdeli haberleri alırız.
Maalesef, Türkiye olarak iş cinayetlerinde de kötü bir rekorun sahibiyiz. İş cinayetlerinde Avrupa'da 1'inci, dünyada 3'üncüyüz. 2016 yılının ilk on ayında iş cinayetlerinin sonucu en az 1.596 işçi kardeşimiz hayatını kaybetti Görülen o ki, yıl sonuna kadar yeni, fakat utanılası bir rekor kırılarak iş cinayetlerinde de tarihimizin en üst seviyesine ulaşacağız.
Altını bir kez daha çizmek istiyorum. Bu konular siyaset yapılacak konular değil ancak AKP iktidarının emek politikaları iş cinayetlerini de beraberinde getiriyor. Bakın, AKP iktidarının on dört yılını tamamladığı dönemde hazırladığı bir rapor bunu gözler önüne seriyor. İş Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisinin SGK verileri üzerinden hazırladığı rapora göre AKP iktidarı döneminde en az 18.067 işçi yaşamını yitirmiş.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ÇETİN ARIK (Kayseri) - Toparlıyorum.
BAŞKAN - Sayın Arık, son bir dakikanızı da kullandınız. Son cümlelerinizi alayım.
Buyurun.
ÇETİN ARIK (Kayseri) - Tamam Başkanım.
Savaşan ülkelerin savaşta kaybettiğinden fazla insanı maalesef biz ekmek kapılarında kaybediyoruz. Bu sorunun "fıtrat", "kader" denilerek geçiştirilmemesi, iş cinayetlerini önlemek için ciddi tedbirlerin ve yatırımların alınması gerekiyor.
Bütçenin hayırlı uğurlu olmasını diliyor, teşekkür ediyorum.