| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2017 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı (1/774) ile 2015 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı (1/733) ve Sayıştay tezkereleri e) Kültür ve Turizm Bakanlığı f) Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü g) Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü h) Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 16 .11.2016 |
MEHMET ALİ CEVHERİ (Şanlıurfa) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Sayın Başkanım, Kıymetli Bakanım, değerli Komisyon üyeleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum. Sayın Bakanım, şahsınızda bütün Bakanlık camiasını selamlıyorum.
Tarihsel açıdan baktığımızda, insanlık tarihine yön veren milletler ve devletler vardır. Kadim medeniyetlerin ve uygarlıkların mirasından gelen Türkiye, 114 devlet ve beylikle tarihte en çok devlet veya beylik kuran millettir. Bundan dolayıdır ki sadece ülkelerde değil, kıtalarda medeniyetine dair binlerce eser bırakmıştır. Ecdat yadigârı olan eserleri ve beraberindeki kültürleri yaşatmak ve gelecek nesillere aktarmak, kültürel mirasa sahip olmanın gereğidir. Devletimiz bu hassasiyetini hep canlı tutmuştur. Başta Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak kültürel mirasımıza sahip çıkan, koruyan, yaşatan, tanıtan bütün kurum ve kuruluşlarımıza ayrı ayrı teşekkür ediyorum.
Sayın Bakanım, değerli milletvekilleri; takdir buyurursunuz ki devletler ve milletler hafızalarıyla yaşarlar. Bu yüzdendir ki kültürel değerlerimiz, eserlerimiz önemlidir. Hafızasına sahip çıkmayan milletler ve devletler tarih sayfasında yok olup gitmişlerdir. Birçok ülkenin tarihi bile Urfa sokaklarındaki bir sadaka taşı, bir soluk taşı kadar eski değildir. Aztekler ve İnkaları mevcut Amerikalılardan saymazsak Amerika'nın üç yüz yıllık bir tarih ortaya çıkar. 639 yılında Hazreti Ömer döneminde İslam'la şereflenen Urfa sokaklarındaki bir sadaka taşı en az bin yıllıktır.
Eğer tarihiniz, kültürünüz, efsaneleriniz, öykü ve hikayeleriniz, yaşayan ve yaşatılan geleneksel sanatınız ve insanlarınız gibi köklü kültürel değerleriniz varsa bunu turizmle paylaşma imkânına sahip olabilirsiniz. Bu hususu memleketimden örneklendirerek pekiştireceğim.
Şanlıurfa merkezde bulunan Göbeklitepe on iki bin yıllık bir tarihe sahip olup dünyanın en eski tapınağıdır. Bu tapınak, Sümerlerden altı bin beş yüz yıl önce, Nuh tufanından yedi bin yıl önce, Mısır Piramitlerinden yedi bin beş yüz yıl önce, Hazreti İbrahim'den sekiz bin yıl önce ve Roma İmparatorluğu'ndan dokuz bin beş yüz yıl önce vardı. Kısacası, Göbeklitepe, tarihin yeniden yazılmasına sebep olan, dünyanın en önemli arkeolojik keşfidir. Urfa ve Göbeklitepe, insanlık medeniyeti tarihinin başlangıcı sayılan, "Bereketli Hilal" olarak adlandırılan Mezopotamya'nın en önemli kilit taşlarıdır.
Yeryüzünde önemli ve kadim şehirler vardır. Bu şehirler, bilim, inanç, sanat, kültür, tarih ve hukuk gibi insanlık âleminin ortak medeniyetine mekân olmuş önemli merkezlerdir. Bu şehirler batıda Atina ve Roma, doğuda ise Mekke, Medine, Kudüs, İskenderiye ve Şanlıurfa'dır. Arkeolojik bulgulara göre Şanlıurfa, dünyanın en eski kenti, insanlık tarihinin başlangıcı, peygamberlerin ve tüm insanlığın ortak ata yurdudur. Sahip olduğumuz özgün kültür varlıkları bakımından Şanlıurfa merkezi, Göbeklitepe ve Harran Dünya Kültür Mirası Aday Listesi'ne alınmıştır.
Son arkeolojik araştırmalarda MÖ 7000 yılına ait bulgular veren Harran şehri, 3 semavi dinin de kabul ettiği ve "Ceddül Enbiya" olarak vasıflandırılan Hazreti İbrahim'in vatanıdır. Hazreti İbrahim Şanlıurfa'da doğmuş ve Nemrut'la efsanevi mücadeleye girmiş, putperest zihniyeti Şanlıurfa'da yerle bir etmiştir. Hazreti Yakup Harran'da yaşamış, Harran'da dayısının kızıyla evlenmiş ve Hazreti Yusuf 2 yaşında iken Kenan bölgesine göç etmiştir. Hazreti Musa, Hazreti Şuayb, Hazreti Eyyüp, Hazreti Elyasa hep Şanlıurfa'da yaşamışlardır.
Bu arada, yine bölgemizde önemli bazı tarihî değerlerin yok olmaması adına birtakım çalışmaların yapılmasını, şahsınızda, Bakanlığımıza arz ediyoruz.
Sayın Bakanım, yerel yönetimlerin katkılarıyla Şanlıurfa merkezindeki Germuş Kilisesi ve Deyr Yakup Manastırı Restorasyon ve Çevre Düzenlemesi Projesi ilk defa hazırlandı, kurul onayından geçti, yatırım programına alınması gerekmektedir.
Sayısız kültürel değerlere sahip olan Şanlıurfa'da kültür merkezi projesinin ihale edilmesi Şanlıurfalılar tarafından beklenmektedir.
Bu arada, tabii, Şanlıurfa adına, memleketin adına, özellikle şahsınıza ve Bakanlığımıza çok teşekkürlerimi, şükranlarımı arz ediyorum. Çünkü, en büyük müzesini Şanlıurfa'da kurdular. Bu da bizim için bir övünç kaynağıdır.
Yerel yönetimlerin katkılarıyla Birecik Sahil Şeridi Çevre Düzenlemesi ve Sosyal Donatılar Projesi'nin birinci etabı tamamlandı. İkinci etabının yatırım programına alınması gerekmektedir. Bu husus, Fırat sahil havzasını çirkin bir görüntüden kurtaracaktır.
Yine Halfeti sahil şeridi çevre düzenlemesi "saklı kent" diye vasıflandırılan Halfeti ilçemizin turizmine canlılık kazandıracak, bölgemiz ve ilçemiz için önemli bir katkı sağlayacaktır.
Sayın Bakanım, Siverek, Suruç, Akçakale, Ceylanpınar ve Halfeti ilçelerimize birer kültür merkezinin yapılması için programa alınmasını özellikle takdirlerinize arz ediyoruz.
İlçe kütüphanelerimizde personel sıkıntısı had safhadadır. Bir çok kütüphanemiz tek personelle hizmet vermeye çalışmakta, bazı ilçelerimizde ise -Hilvan, Bozova gibi- başka kurumlardan geçici olarak istihdam edilen personelle hizmet verilmeye çalışılmaktadır. Buralara özellikle personel verilmesini arz ediyoruz.
Ceylanpınar ilçemizde ise ilçe halk kütüphanesi bulunmamaktadır. Halfeti ve Birecik ilçelerinde bakanlığa tahsisli bina bulunmamaktadır. Farklı kurumların binalarında hizmet verilmeye çalışılmaktadır. Bilgilerinize arz ediyoruz.
İlimizde faaliyet gösteren Devlet Türk Halk Müziği korosunun norm kadrosu 45 olup, hâlihazırda yaklaşık bunun dörtte 1'i kadroyla hizmet verilmeye çalışılmaktadır. Eğer yeterli sayıda kadro ataması yapılırsa Şanlıurfa müziğine önemli bir katkı sağlanacak ve güzel bir şekilde icra edilmesi sağlanacaktır.
Yine, Kültür ve Turizm Bakanlığımızın yaptığı çalışmayla Urfa sıra gecesi geleneğinin UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi kapsamına alınmasıyla bu gelenek sadece Şanlıurfa'nın değil, Türkiye'nin kültürel mirası hâline gelmiştir. Bu hususta katkı sağlayan, başta şahsınız olmak üzere bütün Bakanlık personeline ilim adına şükranlarımı arz ediyorum.
Diğer bir hususu da arz etmekte fayda görüyorum. Hacı Bektaş'ta olduğu gibi, Bakanlığınıza bağlı personelin istihdam edildiği, mizansenli icra yapan, geçmişten geleceğe, geleneği özüne bağlı kalarak aktaran Urfa sıra gecesi topluluğu oluşturulursa zannedersem zengin olan Şanlıurfa folkloruna önemli bir katkı sağlanacaktır.
Ayrıca, Şanlıurfa'nın bütün kültürel değer ve miraslarımızı kapsayan bir tanıtım filminin yapılmasını özellikle arz ediyoruz.
Sayın Bakanım, müsaadenizle Bakanlığınıza önemli bir teklifte de bulunmak istiyorum. Şanlıurfa, inanç turizmi bağlamında muazzam kültürel ve manevi değerlere sahiptir. Bu değerlerimizi özellikle yurt dışında tanıtarak ülkemize ve bölgemize turist çekebiliriz. Bunun için, şehir kimliği ve inanç turizmiyle ilgili ciddi çalışmalar yapabiliriz. Bu bağlamda, Şanlıurfa orjinli ve Türkiye teklifi olarak UNESCO'ya insanlığın ciddi manada ihtiyacı olan sabrı insanlık âleminde canlı tutmak ve yerleştirmek adına bir günü "Sabır Günü" ilan edebiliriz. Çünkü, Hazreti Eyyüp'ün makamıdır. Orada, malum, biliyorsunuz, çile çektiği mağara vardır. Yine Eyüp Nebi beldesinde mezarı vardır. "Uluslararası Sabır Günü" etkinliği olarak Şanlıurfa merkez olmak üzere dünyada ve Türkiye'de kutlarsak özellikle bölgeye ciddi manada bir katkı sağlarız.
Sayın Bakanım, turizmle ilgili bir iki hususu da arz ederek sözlerimi bitirmek istiyorum. Malum, Şanlıurfa'da turizm işletmeleri var ve bunların çok büyük bir kısmı da özellikle umre turizmiyle ilgileniyorlar. Bu işletmelere yönelik olarak mesleki eğitim kurs ve seminerleri verilirse özellikle personellerin kalitesi, eğitim seviyesi ve kültürü yükselmiş olur.
Şanlıurfa Kültür ve Turizm Müdürlüğü bünyesinde yükseköğrenim görmüş gençlere yönelik Arapça, İngilizce, Almanca ve Farsça dillerini içeren kokartlı turist rehberliği kursu açılırsa bölge gençlerimiz için de ciddi bir istihdam sağlanmış olur, hem de mesleğe bir kalite getirilmiş olur.
Yine, Bakanlar Kurulu kararıyla Şanlıurfa'da 2014 yılında kurulan Rölöve ve Anıtlar Müdürlüğü bir an önce gerekli kadrolar atanarak faal hâle getirilirse zannedersem Şanlıurfa'ya da yine ciddi manada bir katkı sağlanmış olur.
Sözlerimi nihayetlendirirken Bakanlığımızın 2017 bütçesinin Bakanlığınıza, ülkemize, milletimize ve sanat camiasına hayırlı olmasını saygıyla arz ediyorum.