| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2017 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı (1/774) ile 2015 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı (1/733) ve Sayıştay tezkereleri e) Kültür ve Turizm Bakanlığı f) Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü g) Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü h) Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 16 .11.2016 |
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli arkadaşlarım, Sayın Bakanım, değerli bürokratlar ve basın mensupları; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Sayın Bakanım, Millî Eğitim Bakanlığından sonra Kültür Bakanlığına geldiniz. Kültür Bakanlığı da Millî Eğitim gibi çok önemli bir bakanlık muhakkak. İlk bütçe sunumunuz bu, şöyle: İsterdim ki burada kültürle ilgili, özellikle kültürle ilgili, turizm daha somut politikalar içeriyor ama kültürle ilgili vizyonunuzu, felsefi düşüncenizi, tasavvurunuzu öğrenelim, ne düşünüyorsunuz? Çünkü diğer bakanlıklardan, politikalardan daha farklı yani Kültür Bakanlığı olmasa kültür olmayacak mı, kültür gelişmeyecek mi? Muhakkak gelişiyor, her gün her faaliyet kültürle ilgili ama bunların yönlendirilmesi gerekiyor. Nasıl yönlendirileceği, özellikle hangi alanlarda yönlendirileceği bunlar çok önemli. Dolayısıyla bakanların vizyonu, tasavvuru bu açıdan çok önemli. Sizin konuyla ilgili tasavvurunuzu -tecrübeli bir kişisiniz, siyasisiniz, birikimi olan birisiniz- bunu önemsiyorum, onun için özellikle öğrenmek isterdik. Buna ilişkin olarak da politikaların, bundan sonrasıyla ilgili Bakanlığınızın harcamalarının nasıl gerçekleşeceğini bilmiş olurduk.
Şimdiye kadar gördüğüm kadarıyla değerli arkadaşlar, en fazla değişen bakanlıklardan bir tanesi Kültür Bakanlığı. Dolayısıyla bu on dört yıllık iktidar döneminde de Bakanlık çok net olarak politikalarını göremediğimiz, net olarak ne yapmak istediğini anlayamadığımız ya da çok net olmadığı alanlardan bir tanesi maalesef, sıkıntılar olan yerlerden bir tanesi. Onun için, sizin bu konudaki vizyonunuzu önemsiyordum. Belki son bölümde düşüncelerinizi özetleyen böyle bir sunum yapabilirsiniz, memnun oluruz.
Tabii, kültür deyince ben iki konu görüyorum özellikle: Bir, geçmişte yaşadığımız, geçmişimize ait olan kültürün bugüne aktarılması, bugün yaşatılması, yeni nesillerin onları öğrenebilmesi yani geçmişteki kişilerle ilgili, olaylarla ilgili ve mekânlarla ilgili, fiziki mekânlarla ilgili kültürün bugüne aktarılması. Ve bugün -özellikle çok daha zor bir bölümü sizin göreviniz- yaşadıklarımızın, her gün yaşadığımız olayların kişilerin ve mekânların kültür olarak benimsenmesi, benimsetilmesi; bu, çok önemli bir hadise. Her gün milyonlarca olay yaşıyoruz, söz söyleniyor ve bütün bunlar çeşitli mekânlarda gerçekleşiyor. Bunların hangisi bizim kültürümüz olacak? Bunları işte sizin politikalarınız belirleyecek, bunlarla oluşacak, ön plana çıkanlar hangileri olacak; bunların net olarak ortaya konabilmesi lazım. Bunları işte Devlet Tiyatrolarında ya da Devlet Opera ve Balesinde göreceğiz, topluma ayna tutulacak, o aynadan kendimize bakacağız, kendimizi göreceğiz, görmek istediğimiz bölümlerini özellikle, almak istediğimiz bölümleri; böyle bir göreviniz var sizin.
Biraz önce söylediniz, Avrupa'da kendi filmlerini, kendi yerli dizilerini izleyen, en fazla izleyen ülkelerden biriyiz. Ben hatırlıyorum, yirmi otuz yıl önce de "Ne kadar çok yabancı yayın izliyoruz, sinema, yerli dizi izliyoruz, bu gidişle kültürümüz yok olacak." diye şikâyet ediyorduk. Hâlbuki bugüne gelindiğinde kendi sinemamızla, belli bir noktaya kadar kendi yerli dizilerimizle, kendimizi anlatmayı başarmış durumdayız, o bakımdan da övünüyoruz, bu da güzel bir şey. Biz siyaseti şimdiye kadar hep kültür üzerinden yaptık ağırlıklı olarak, kültür siyaseti yapıyoruz. Kültürümüzün yok olacağını, özellikle bazı politikalar, Batılı politikalar karşısında biteceğimizi, yok olacağımızı anlatmaya çalışıyoruz ama bunların çok anlamı yok yani biz gerçekten köklü, geçmişine bağlı bir topluluksak, milletsek, bunların farkındaysak, fevkindeysek zamanı gelince kendi kültürümüzü diğer dünya kültürleriyle birlikte öğreniyoruz, ön plana çıkarıyoruz, yaşıyoruz, yaşatıyoruz. Demek ki o bakımdan korkulacak bir toplum değiliz, bu kadar korkmamamız lazım, bunun özellikle korkulacak şekilde siyasete malzeme yapılmaması lazım; öyle bir sonuç elde ediyorum. Bu da güzel, olumlu bir durumdur diye düşünüyorum. Ama şöyle bir şey de var filmler için söylediğiniz konu: Şu anda ben bakıyorum Avrupa'ya, Batı'ya giden insanlarımız içinde kendi ülkesinden yani Türkiye'den çok daha fazla müze ziyaretini biz Batı'da yapıyoruz, oralara gittiğimizde yapıyoruz. İnşallah önümüzdeki yıllarda da kendi kültürümüzü öğrenmek için müze ziyaretlerini daha sıklaştırırız, çok daha fazla müze ziyareti yapan, kendi kültürüyle ilgili mekânları ziyaret eden bir toplum oluruz, aynı paralelde, dediğiniz paralelde Avrupa'da en ön sıraya geçeriz diye düşünüyorum inşallah.
Sizin Bakanlık olarak özellikle yönlendirmeniz gereken konulardan bir tanesi de hani geçmişin kültürünü yaşamamızı sağlayacaksınız ama, öğrenmemizi sağlayacaksınız ama onunla beraber -bizim kent kültürümüz içerisinde özellikle çok önemli yer tutuyor, kültür oluşması için çok önemli- bana göre bir trafik kültürü oluşturulması lazım, böyle bir politikanızın olması lazım. Trafik kültürü, kentteki trafik kültürü, bir hizası olması lazım onun. Günlük yaşantımızda apartmanda yaşıyoruz çoğumuz, apartman kültürü; iş kültürü, bizim babalarımız, atalarımız bu iş masalarında çalışmadılar, bizler çalışıyoruz, bir iki nesildir bunları görüyoruz, öğrenmeye çalışıyoruz, bir kültür oluşturmamız gerekir. Bu konularda yardımcı olacaksınız.
Teknoloji konusunda yardımcı olacaksınız Sayın Bakanım. Şu telefon, İnternet, bilgisayar, bunlar konusunda, bunların kullanımı konusunda bize ait bir kültür oluşması konusunda yardımcı olacaksınız, destek olacaksınız.
Tabii, bütün bunları da bizlerin, yine biraz önce söylediğim şekilde, görsel sanatlarla kendimizin görmesi, anlayabilmesi lazım. Bunun için de Devlet Tiyatrolarına, Devlet Opera ve Balesine çok önemli görevler düşüyor, onların da daha özgür bir ortamda, daha bağımsız bir ortamda çalışabilmesi lazım, sansürün mümkün olduğunca olmaması, hiç olmaması lazım. Dolayısıyla sanatçıya kendimizi, kültürümüzü anlayabilmemiz için, görebilmemiz için, yaşayabilmemiz, yaşatabilmemiz, oluşturabilmemiz için daha fazla yer vermemiz lazım, çok daha fazla bu konularla ilgili anlayışlı olmamız lazım. Belki de dolayısıyla, bu kurumların sadece özel bütçeli değil de mali açıdan özel bütçeli değil özerk olmasını da, sanatçıların özellikle daha bağımsız, daha özgür olmasını da sağlayabilmemiz lazım. Özellikle bu kuruluşların daha farklı bir statüde çalışmalarını temin etmeniz lazım diye düşünüyorum, çok daha faydalı olacaklardır.
Siz, yine sunumunuzda değinmediniz, 2015'le ilgili olarak da biliyorsunuz hesap vermeniz gerekiyor, kesin hesabınızı, yaptığınız bundan önceki harcamalarınızın hesabını vermeniz gerekiyor. Onunla ilgili olarak bakıyorum Sayıştay raporlarına, sizin Bakanlığınızla ilgili özellikle faaliyet sonuçları tablosu yanlış düzenlenmiş. Sayıştayın bazı eleştirileri var ama benim gördüğüm kadarıyla da faaliyet sonuçları tablonuzda, mesela gelirler hesabında "vergi gelirleri" diye bir bölüm var, 111 milyon, bu sizin geliriniz değil, Bakanlığınızın geliri değil, bunun burada olmaması lazım, bu şekilde düzenlenmemesi lazım.
Ben bir de bu faaliyet sonuçları tablosunda diğer çeşitli gelirler var, 56 milyon liralık, onu sormak istiyorum, nedir, arkadaşlarımız çıkarırlarsa memnun olurum.
Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğünün faaliyetleriyle ilgili olarak da teşebbüs ve mülkiyet gelirleri var, 3 milyon 966 bin. Sayın Bakan, bunların özellikle Devlet Opera Balesi ve Devlet Tiyatrolarının ne kadar hasılat elde ettiğini, 2015 yılını en azından öğrenmek istiyorum. Özellikle onun için soruyorum, faaliyet tablolarındaki teşebbüs ve mülkiyet gelirleri mi bu rakamları oluşturuyor? Gişe hasılatı ne kadar? Mesela 7 milyon 161 bin lira ona mı tekabül ediyor Devlet Tiyatrolarında, öğrenmek isterim.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Kuşoğlu, buyurun toparlar mısınız.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığıyla ilgili olarak şartlı görüş verilmiş Sayıştay tarafından. Burada da faaliyet tablosunda yanlışlıklar var, bunların düzenlenmesi lazım. Sayıştayın da 3 tane önemli eleştirisi var, bunların da dikkate alınması lazım.
Sayın Bakanım, E cetvelinde bu sene yine fazla taşıt istememişsiniz, 26 taşıt aracı istemişsiniz, makul onlar ama E cetvelinden özellikle öğrenmek istediğim bazı kalemler var. 3 konu var sizinle ilgili:
40'ıncı madde, E cetveli 40'ıncı madde sizinle ilgili. "Yurt içi ve yurt dışında yetiştirileceklerin ders, araç ve enstrüman giderleri, bunlara ilişkin öğretmen, uzman ve yabancı uzman ücretleri ve yurt dışında veya yurt içinde verecekleri konser giderleri, sergiler için ödenecek giderler..." vesaire denmiş bunun için bir madde konmuş, ödenek konmuş. Kaç kişi, kimler, hangi sanatçılar yararlandı bundan, şimdiye kadar E cetveli 40'ıncı maddeden kimler yararlandı?
Bir de 41'inci madde de aynı şekilde "Türk tarihinin önemli şahsiyetleri, olayları, masal kahramanları, belgesel çizgi filmlere dönüştürülmesi ve tanıtılması." diyor bunlarla ilgili yapımlarda bunları üretenleri destekliyorsunuz. Şimdiye kadar kimler ne kadar yararlandı, ne kadar para ödendi; onu öğrenmek istiyorum.
Bir de son olarak E cetvelinin 56'ncı maddesi. Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü ile Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğünce sahnelenen eserlere ait telif ücretleri buna göre ödeniyor. Ne kadar ödendi? Aslında bunun E cetveline alınmasına gerek yok bunun, onun için özellikle soruyorum.
Sayın Bakanım, ben kültürle ilgili konulara daha fazla değindim, kültür politikalarınızın olması gerektiğine değindim ama turizm konusunda değerli arkadaşlarım var, Osman Bey gibi, onlar turizmle ilgili daha fazla eleştiride bulunacaklar ya da fikirlerini anlatacaklar. Gördüğümüz kadarıyla en azından turist sayısında yüzde 30'luk bir düşme, yüzde 40'da gelirlerde düşme söz konusu. Gelecek yıllarla ilgili olarak da telafi çalışmaları yeterli değil diye düşünüyoruz önemli meblağlar ayrılmasına rağmen. O konuları diğer arkadaşlarıma bırakıyorum.
Sayın Başkan, ikramı da tam bu sırada yaptırdınız, böyle bir kültür olmaması lazım Sayın Bakanım, işte, Plan ve Bütçe Komisyonundaki kültürümüzün de böyle olmaması lazım. Muhalefet özellikle konuşurken böyle şeyin dağıtılmaması lazımdı, ara verip yememiz lazımdı.
Hayırlı uğurlu olmasını diliyorum bütçelerinizin.
Teşekkür ederim.