| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2017 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı (1/774) ile 2015 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı (1/733) ve Sayıştay tezkereleri a) Orman ve Su İşleri Bakanlığı b) Orman Genel Müdürlüğü c) Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü ç) Meteoroloji Genel Müdürlüğü d) Türkiye Su Enstitüsü |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 16 .11.2016 |
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli arkadaşlarım, Sayın Bakanım, değerli bürokratlar, değerli basın mensupları; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Sayın Bakanım, Türkiye'nin, Anadolu'nun ormanlaştırılması, verimli, sulak bir hâle getirilmesi, doğasının korunması çok güzel bir görev, çok mübarek bir görev. Onun size nasip olması, uzun yıllardır bu işi yapıyor olduğunuz için de şükretmeniz, hamdetmeniz gerekir tabii ki, çok güzel bir görev. Türkiye Cumhuriyeti'nin de parasının bol olduğu bir zamanda böyle bir işi yaptınız, yapıyorsunuz. Dolayısıyla da bol bol yatırım yapma imkânına sahipsiniz ve biraz önce söylediniz "En çok tesis yapan Bakan" unvanı da sizde. Devamını diliyorum.
Tekrar bu konuya döneceğim ama bir konu var. Yatırımlarınız çoğu İstanbul'a yani Bakanlık olarak değil sadece, Ulaştırma Bakanlığının yatırımlarını, diğer bakanlıkların yatırımlarını hesaba kattığımızda İstanbul'a çok fazla yatırım yapılıyor. Yatırımların neredeyse yarıya yakını, yüzde 40'a yakını İstanbul'a yapılıyor ve doğanın en fazla, ormanların en fazla tahrip edildiği yerlerin başında da İstanbul geliyor Sayın Bakan. Bunu da dikkate almamız lazım.
Bir tartışmamız var sizinle. Ben dört beş yıldır her bütçede söylüyorum. Global Forest Watch'ın çalışması var Türkiye'yle ilgili. "Türkiye'de orman kaybı var." diyor, siz "Yok, bizim ormanlarımızda artış var." diyorsunuz. Bilmiyorum, o orman mıdır yoksa ağaçlandırma çalışmalarını da mı buna dâhil ediyorsunuz? Oradan mı farklılık doğuyor? Ama hiçbir bütçede de bu konuyla ilgili net bir açıklama yapmadınız. Bu farklılık nereden doğuyor? Onlar da bilimsel bir çalışma yapıyorlar. Neden böyle farklı bir durum söz konusu, tezat bir durum söz konusu? Açıklayabilirseniz memnun olurum.
Sayın Bakanım, şimdi, tekrar geleyim şu yaptığınız işe ve en fazla tesis yapan Bakan olma unvanına sahip olmanıza: Sayın Bakanım, bir holding sahibi olsaydınız, holdingin başında olsaydınız, yönetici olsaydınız, yaptığınız yatırımlar güzel, yatırımlarınızla övünürdünüz ama bu yatırımların ardından sizin holdinginizde, şirketlerinizde hiç bunlarla ilgili kayıt olmasa, doğru dürüst kayıt tutulmasa, yapılan işler, alacaklarınız, verecekleriniz belli olmasa, daha sonraki yıllarla ilgili planlama yapabilir misiniz? Daha sonraki yıllarla karşılaştırma yapabilir misiniz? Daha sonraki yıllarda yapacağınız yeni yatırımları planlayabilir misiniz? Denetim yok, yaptığınız işler kâğıda dökülmemiş, kayıtlara dökülmemiş, muhasebede belli değil, alacağınız belli değil. Böyle bir durumda başarısız olmanız kaçınılmaz olurdu, özel sektörde bir holdingin başında bulunan bir "ceo" olarak, sorumlu olarak sıkıntınız olurdu. Bunu neden söylüyorum? Çünkü Sayıştay raporları bize öyle söylüyor Sayın Bakanım.
Bakanlığınızın, Orman ve Su İşleri Bakanlığının 2015 Sayıştay Denetim Raporu, şartlı görüş verilmiş. Bütün kuruluşlarınıza, Bakanlığa bağlı kuruluşlara şartlı görüş verilmiş yani hiçbirisinde "Tam, yerli yerindedir." sonucuna ulaşılmamış Sayıştay tarafından, hepsinde şartlı görüş var.
Bakın, Bakanlığınızla ilgili olarak şöyle diyor: "4916 Sayılı Kanun gereğince tanınan haklardan yararlanan bir kısım işletmecinin taahhüt ettikleri yükümlülükleri yerine getirmemeleri..." Çeşitli kanunlarla bazı işletmecilere bazı haklar veriyorsunuz, protokol yapılıyor, bir sözleşme yapılıyor, ona istinaden de bir iş yapılıyor ama daha sonra onun o sözleşme şartlarına uygun olması lazım, o şartları yerine getirip getirmediğinin denetlenmesi lazım, yerine getirmemişse gereğinin yapılması lazım ki sonraki yıllarda da bu işi yapacak, benzeri işleri yapacak kişiler kurallara uyabilsinler. Bu denetimin olması lazım. Bunu yapmamışsınız. Örnekleri var.
Marmaris Millî Park alanı içerisinde bu tür bir aksama söz konusu. Yine, Marmaris ilçesi Adaköy Aktaş mevkisinde yine benzeri bir durum söz konusu.
Sonuç itibarıyla diyor ki: "İzin lehtarı şirket af kanunu kapsamındaki taahhüdünü zamanında yerine getirmeyerek kanundan yararlanma hakkını kaybettiğinden 4916 sayılı Kanun'un geçici 2'nci maddesinin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar uyarınca tahsis izninin iptal edilmesi gerektiği değerlendirilmektedir." Edilmemiş, senelerdir bu sürüncemede kalıyor. Bunun gibi çok konu var.
Bakın, hemen 2'nci maddede de "Marmaris Millî Parkı sınırları içerisinde bulunan tahsisli alanlarda belediyelerce yapılan imar planı revizyonları için Bakanlığın uygun görüşünün alınmamış olması, Kültür ve Turizm Bakanlığına tahsis edilen Millî Park alanında yer alan sahalarda altyapı ve yatırım planlarının Orman ve Su İşleri Bakanlığı ile Kültür Bakanlığı arasında müştereken yürütülememesi, Bakanlıkça el konulan Millî Park sınırları içerisinde bulunan plansız ve izinsiz yapıların yıktırılarak Millî Park sınırları dışına çıkarılmaması..." Millî park alanı ilan ediyorsunuz, güzel ama buralara izinsiz yapı yapılıyor, plansız, izinsiz yapılar var, bunları millî park alanının dışına çıkaramıyorsunuz. Bunlarla da uğraşmanız lazım. Bunlar da çok önemli konular. Aksi takdirde, hiçbir değeri kalmaz ki Sayın Bakan.
Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğüne de şartlı görüş verilmiş. Bakın, burada çok önemli konular var. Müsaadenizle bunların biraz detayına girmek istiyorum. "Melen ve Yeşilçay projelerinde -Melen ve Yeşilçay projelerini biliyorsunuz arkadaşlar- bunlarla ilgili olarak 1053 sayılı Kanun kapsamında İSKİ'ye su temini sağlandığı hâlde protokol yapılmadığından alacakların tahsil işlemine başlanmaması..." diyor. Melen ve Yeşilçay'dan İSKİ'ye su temini sağlanmış. Bunlar için yabancı kaynaklardan 44 milyon Kuveyt dinarı, 94 milyar 738 milyon Japon yeni JICA kredisi kullanılmış. Bunları kullanmışsınız ve İSKİ'ye de su temin etmişsiniz Melen'den ve Yeşilçay'dan. Bunlarla ilgili olarak müşavirlik hizmetleri dâhil 215 milyon 923 bin lira Yeşilçay için, 2 milyar liraya yakın -1 milyar 979 milyon- Melen'le ilgili olarak bir meblağ ortaya çıkmış. Bunun protokole göre otuz yıl içerisinde İSKİ tarafından size ödenmesi gerekiyor. 2010'lu yıllardan itibaren hâlâ bu protokol yapılmamış, imzalanmamış. Bakanlar Kurulu kararı çıkarmışsınız. Aslında, bu skandal Sayın Bakanım. Gerçekten, bu geçmiş yıllarda olsaydı, sizden, 2002 öncesinde olsaydı bu nedenlerle birçok bürokrat görevden alınırdı ya da siyasi bazı büyük sıkıntılar söz konusu olurdu.
Bakın, Bakanlar Kurulu kararı çıkarmışsınız, demişsiniz ki: "Otuz yıl içerisinde geri ödenecek ama faizsiz ödenecek." Hazine buna uymamış. Hazineye de dolaylı bir yükümlülük getiriyorsunuz. Hazine de burada haklı. Peki, ilave kur farkları ne olacak? Çok da önemli kur farkları var. Siz de verdiğiniz görüşte bunu kabul ediyorsunuz. Bu konuyla ilgili olarak Hazine Müsteşarlığıyla da epey bir yazışma yapılmış, hâlâ sürüncemede, yıllardan beri bu konu sürüncemede, hâlbuki bir an önce başlanması lazım. Buradan gelecek, bakın 2 milyar oradan, 200 milyon da oradan, 2 milyar 200 milyon liradan fazla bir meblağ. Bu meblağı alacaksın, başka yerlerde kullanacaksın. Kaynakların boştan yere atıl durması bu. Bunların yapılması lazım. Bunlar kamu açısından bir skandal. 2 milyar 200 milyon yani az buz bir para da değil. Bir an önce ödemenin yapılması lazım. İSKİ, baştan böyle mi düşünüyordu Sayın Bakanım? Ya da İSKİ sizden dolayı torpilli de mi böyle oluyor?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Kuşoğlu, buyurun.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Siyaseten sorarım tabii yani sizin iyi niyetinizi biliyorum ama orayla bağlantınızı bilen birisi olarak da bunu sormak hakkım. Bunun olmaması lazım yani devlette böyle bir durumun ortaya çıkmaması lazım. Bunun gereğinin yapılması lazım.
Yine, Bulgu 5, DSİ'yle ilgili rapor: "Belediyelerden 1053 Sayılı Kanun uyarınca geri alınması gereken içme suyu yatırım bedellerinin tahsil edilmemesi..."
Bazı belediyelere Bakanlık olarak içme suyu tesisleri yapmışsınız, güzel. Yaptığınız bu tesislerin bedelini geri almıyorsunuz. Neden geri alınmaz Sayın Bakanım? Bunlar niye geri alınmıyor da daha sonraki yatırımlar için kaynak oluşturulmuyor?
Ben, belediyelere bakıyorum, 80 küsur belediye. Bir İzmir Büyükşehir Belediyesi var CHP'nin başka yok, hepsi aşağı yukarı size yakın belediyeler ve önemli meblağlar var burada da. Niye bu paraları tahsil etmiyoruz? Şöyle bir şey var: Sonuçta, belediyelere yardımcı olacaksak daha doğru dürüst, bir hakkaniyet çerçevesinde bu belediyelere yardımcı olalım. Hem bunların içme suyu tesislerini yapacaksınız hem parasını ödemeyecekler; olmaz ki öyle bir şey. En azından, kuralları uygulamakla yükümlü bir bakanlık olarak, kurum olarak DSİ'nin bu takibatı yapabilmesi lazım. Olmaz böyle bir şey. Siyasi bir baskı mı var Sayın Bakanım? Bunu sizin göğüslemeniz lazım öyleyse de. Belediye başkanlarından gelen bir baskı varsa da sizin bunu göğüslemeniz lazım. Olmaz, bu kadar büyük bir alacak... Bakanlığa, devlete yaptırsınlar, ondan sonra ödemesinler. Dediğim gibi, belediyeler yardımcı... Yabancı değil, bunlar da kamu kuruluşu, devlete hizmet ediyor, öyleyse bu kaynak tahsisinin daha bilinçli bir şekilde yapılması lazım, belki daha fazla ihtiyacı olan belediyeler var, onlara yardımcı olunması lazım. Bu şekilde olmaz bu.
Sayın Bakanım, yine Orman Genel Müdürlüğüyle ilgili olarak 8 bulgu var. Sizin Bakanlığınızın ve bağlı kuruluşlarının geçen yıl da Sayıştay raporlarında çok fazla tenkit edilen konuları vardı. Bunların birçoğu düzelmemiş vaziyette ve hâlâ bu sıkıntı devam ediyor. Yani yatırımları yapıyorsunuz, güzel, takdir ediyoruz, alkışlıyoruz, "Allah razı olsun." diyoruz ama gerisini de getirmeniz lazım. Dediğim gibi, bu bir özel sektör şirketi olsa, holdingi olsa dökülürdü şimdiye kadar, maazallah iflas ederdi, inanın böyle. Bu taraflarına dikkat edilmesi lazım. Bunları çok önemseyin. Yatırımcısınız, mühendissiniz, geriye bakmadan gidiyorsunuz ama bakmanız lazım Sayın Bakanım. Mevzuata da denetim konularına da asgari hassasiyeti göstermeniz lazım.
Bakın: "Bakanlıkların yeniden yapılandırılması kapsamında bağlı olduğu kurumu değişen özel ağaçlandırma kredileriyle ilgili iş ve işlemlerin usulüne uygun devralınmaması ve kurumun mali tablolarında yer almaması.." Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolü Genel Müdürlüğü Orman Genel Müdürlüğüne bağlanmış, devredilmiş ama devredildikten sonra Ağaçlandırma ve Erozyon Genel Müdürlüğünün alacaklarının takibi yapılmamış. O zaman niye birleştirdik biz bu kurumları? Onun takibi yapılmamış. Demek ki orada bu işi bilen kadrolar da yok edilmiş. Bu taraftan, hiçbir şekilde takibi yapılmamış, önemsenmemiş. Demek ki yanlış bir iş yapmışız. Bunun sorumlusu kimdir Sayın Bakanım? Bununla ilgili bir soruşturma açtırdınız mı? Sorumlusu kimdir bunların tahsil edilmemesinin, takip edilmemesinin?
"İdari alacakların tahakkuk kayıtlarının bazı bölgelerde yapılmaması, bazı bölgelerde hatalı yapılması nedeniyle bu alacaklara ilişkin kayıtların kurumun mali tablolarında eksik yer alması.." 105 milyon lira bu şekilde bir toplam var, bir yekûn oluşmuş Sayın Bakanım. Bunlar önemli.
BAŞKAN - Sayın Kuşoğlu, toparlarsanız, lütfen.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Sayın Başkan, toparlayacağım da...
BAŞKAN - "Önemli" dediğiniz için "Toparlar mısınız" demedim, süreniz kalmadığı için.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Evet.
Bunlar, bir kesin hesap komisyonu kurulduğu zaman özellikle ele alınması gereken somut konular. Burada bütçeyle ilgili konuşuyoruz. Evet, iyisiniz, hoşsunuz, güzelsiniz, yatırımlarınız iyi, öyle böyle, bunları söyleyebiliriz. Hepimiz kendi bakış açımıza göre eleştiri yaparız veya takdir edebiliriz ama bunlar somut konular, bunlar işler yapılıp bittikten sonra -Sayın Bakanım, hiç 2015'e girmediniz- aynı zamanda hesap vermeniz gereken konular. Evet, 2015'te ben, devletin 10 milyar lirasını harcadım ama bu 10 milyar lira karşılığı şu işleri yaptım diyebilmeniz lazım. Bu tarafı yok sizde, bu tarafına girmiyorsunuz. Yatırımcı bakanlıkların çoğunda yok, sizde de hiç yok Sayın Bakanım. Bu konularla ilgili olarak hesap verebilir bir durumda olmanız lazım.
DSİ'yle ilgili, biz, burada, geçen torba kanunda -yılbaşından sonraydı- DSİ'deki maliye kadrosunu beş yıl daha görevlendirdik ama gördüğüm kadarıyla şöyle bir şey var: Onlar da -yine 5018'in eksikliklerinden biri- kendilerine gelen bütün evrakı kayıtlara koymak zorunda kalıyorlar. Bu yanlıştır. Böyle bir evrak olmaz. Bu, yapılan projenin, yapılan işlerin doğruluğunu yansıtmıyor. Bu projeyi bu şekilde kayda alamam diyemiyor arkadaşlar da, böyle sıkıntı var. DSİ maalesef, en fazla sıkıntısı olan, bulgusu olan, eleştiri yiyen kurumlardan bir tanesi, Orman Genel Müdürlüğü de öyle.
Çok ayrıntıya girmeyeyim ama kesin hesap komisyonu olsaydı, inanın, bu kurumlarınızın hiçbirinin ibra edilmemesi lazımdı. Meteoroloji Genel Müdürlüğü hariç diyeceğim ama Meteorolojinin de tabloları yanlış. Birçoğunda var, hâlâ bizim kurumlarımız -sizin kurumlarınızda da var- vergi gelirlerini gelir olarak kaydediyor. Vergi geliri gelir değil ki, kurumun geliri değil ki gelir olarak kaydediliyor, hâlâ yapılıyor bu yanlış.
Bunlar, muhakkak düzeltilmesi gereken konular Sayın Bakanım.
Özellikle İSKİ konusunda, konuşmanız sırasında cevap vermenizi diliyorum. Belediyeler konusunda, o 82 belediyeyle ilgili olarak cevap vermenizi diliyorum. Diğer konularla ilgili olarak da yazılı cevap verirseniz memnun oluruz.
Bütçelerinizin hayırlı uğurlu olmasını diliyorum.
Çok teşekkür ediyorum Sayın Başkan.