KOMİSYON KONUŞMASI

MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Sayın Başkan, Sayın Bakan, değerli milletvekili arkadaşlarım, Bakanlık ve kurumlarımızın değerli temsilcileri, kıymetli basın mensupları; hepinizi saygılarımla selamlıyorum.

Sayın Bakanım, öncelikle şunu ifade etmek istiyorum: Bakanlığınız döneminde gerçekleştirilen çok önemli hizmetler var. Konya'da da bunları görüyoruz; işte, Mavi Tünel, Bozkır, Bağbaşı, Afşar barajları, göletler gibi. Elbette bunlar önemli projeler, sizin de dediğiniz gibi "Muhteşem projeler." Yine, her zamanki gibi teşekkürlerimizi de sunuyoruz Konya adına, teşekkür ediyoruz.

Sayın Bakanım, bizim sorumuzu biliyorsunuz, "su" diyoruz biz, Konya Ovası "su" diyor. Suyumuz tükeniyor. Eleştirilerim, Hükûmetinizin ve Bakanlığınızın bu konuya daha fazla eğilmesini sağlamak, daha fazla dikkatini çekmek için.

Sayın Bakanım, bir defa, ülkemizde kuraklık sorununu her geçen yıl artarak yaşayan yer Konya Ovası. Ülkemizin tahıl ambarı olan Konya'da, yine geçen yıl sonbahar ve kışın çok kurak geçmesi nedeniyle tarımsal üretim olumsuz etkilenmiş, yeterli yağış alamadığından özellikle hububat rekoltesinde yarı yarıya düşüş olmuştur.

Konya'da yer altı suyundaki azalma yıllardır önemli bir sorun. Konya Ovası'na dış havzalardan su getirecek yeni projelere şiddetle ihtiyaç var ama "Her şey bitti." diyor Hükûmetimiz, maalesef belli bir aşamadan sonra oralı değil. Bakın, KOP İdaresi Kızılırmak suyunun Kulu ve Cihanbeyli'ye getirilmesi için rapor hazırlamış ama Hükûmet dikkate almamıştır.

Mavi Tünel'le ovanın su ihtiyacının karşılanacağı algısı da oluşturuluyor. Sayın Bakanım, bu yılın başlarında Sayın Başbakanımızla birlikte Konya'da açılış töreninde, temel atma töreninde KOP'la Konya Ovası'nın suya hasretinin dineceğini, KOP Projesi'nin 2019 yılı sonunda bitirileceğini söylediniz. Bugün de sunumunuzda yine 2019'da "KOP Projesi bitiyor." dediniz. Yine, sunumuzda "Konya Ovası suya doyuyor." dediniz, bunu hep kullanıyorsunuz. Doğru değil Sayın Bakanım yani siz de çok iyi biliyorsunuz. Mavi Tünel'den aktarılması planlanan su 414 milyon metreküp. Bunun da 100 milyon metreküpü Konya şehir merkezinin içme suyu olarak getiriliyor. Yani, Konya Ovası'nın su ihtiyacına baktığımız zaman gelen su onda 1'i bile değil Sayın Bakanım yani suya doymuyor. Allah razı olsun yani bunlar yapılıyor ama bu ifade doğru değil.

ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Beyşehir'den gelen Derebucak da var.

MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Hepsini toplayalım Sayın Bakanım, burada toplamışsınız zaten yani yetmiyor, biliyorsunuz, 4 milyar metreküpün üzerinde Konya Ovası'nın su ihtiyacı.

Sayın Temizel'e de teşekkür ediyorum. Yani biz de yıllardır bunu söylüyoruz. Yani, Fırat Karasu'dan, Kızılırmak'tan, Sakarya'dan... Günümüz teknolojisiyle zor da değil getirilmesi. Yine, Ermenek Barajı'ndan, Manavgat Çayı'ndan yani buralardan su getirilebilir. Toroslar'da hâlen değerlendirebilecek imkânlar var. Söylediğimizde de ilgileniyorsunuz onu da ifade edeyim ama kullanılabilir suyumuz hâlen var.

Bir de şunu söyleyeceğim yani yanlış algıdan kastım o. KOP Projesi 2019 bitmiyor Sayın Bakanım, Mavi Tünel bitiyor, planlanan o, barajlar bitiyor. Biliyorsunuz KOP Projesi, bölgesel kalkınma projesi yani o nedenle KOP Projesi bitmiyor. İlçelerimizin, köylerimizin, kasabalarımızın tekrar kalkınması için bu proje daha yıllarca sürecek, bölgesel kalkınma projemiz. Bölge içi gelişmişlik farklarının giderilmesi, göçün... Yani, KOP'un barajlar, Mavi Tünel kısmı bitiyor 2019'da Sayın Bakanım inşallah ama KOP Projesi -Kalkınma Bakanlığımız da buradadır. Zaten Hükûmetin de en son çıkardığı eylem planı da var 9 milyar küsur kaynak tahsis edilen- bir bölgesel kalkınma projesi, barajlar kısmı ayrı ama o proje kapsamında yapılacak çok konu var.

Sayın Bakanım, her yıl gündemde tuttuğunuz bir konu var. Hükûmetimiz su kullanımını yasaklayarak bu sorunu halletmek istiyor. Su kotası uygulayarak çiftçinin kullandığı su miktarının en fazla üçte 1'ini vermeyi planlıyor. Bitkisel üretim düşecekmiş, Konyalı çiftçi perişan olacakmış... 4 adet, biliyorsunuz, şeker fabrikamız var. Bunlar ne olacak? Hükûmet bunları hiç düşünmüyor. Konyalı çiftçiyi kara kara düşündüren kuyulara sayaç takma zorunluluğu kaldırılmalı Sayın Bakanım ve suya kota uygulamaktan vazgeçilmeli. Hükûmet, öncelikle, Konya Ovası'na su getirmek için yeni projeleri uygulamaya koymalı, arazi toplulaştırmasını hızla bitirmeli, sulama şebekelerinin rehabilitasyonunu hızla bitirmeli, kapalı sisteme dönüştürmeli ve tümüyle ovada modern sulama sistemlerine geçilmesi için ilave tedbirler almalıdır.

Şimdi, Sayın Bakanım, biliyorsunuz, DSİ'nin eylem planına göre, dekar başına şahıs kuyularında 200 ton; kooperatif kuyularında, sahalarında 350 ton su verilmesi söz konusu. Bunun yansımasını söyleyeyim Sayın Bakanım. Çiftçimiz tarlasının buğdayda yüzde 40'ını, ayçiçeği ve fasulyede yüzde 35'ini, pancar ve mısırda yüzde 30'unu, yoncada yüzde 20'sini ekebilecek eğer suyu bu şekilde verebilirseniz. Geri kalanını nadasa bırakacak. Sayın Bakanım, herkes de kabul ediyor ki Konya Ovası Türkiye tarımının kalbi. Yani, su kotası burada üretimi yüzde 75'e varan oranda düşürecek. Ne yapacaksınız peki tarımsal üretimde? İthalat mı yapacaksınız Sayın Bakanım? Yani, su olmadan tarım olmaz. Konya Ovası'nda çiftçimizin geçimi tarımla Sayın Bakanım. Tarımdan başka bir şey yapma imkânı yok, vatandaşımızın başka alternatifi yok. O nedenle diyoruz ki: "Yeni mavi tüneller lazım." Sayın Bakanım. Yani, Mavi Tünel çok güzel proje, muhteşem proje ama Konya Ovası'nın su ihtiyacını karşılamak için yeni mavi tüneller lazım. Fırat Karasu'dan, Kızılırmak'tan, Sakarya'dan -yine biraz önce dediğim gibi- Ermenek Barajı'mızdan, Manavgat Çayı'mızdan su getirmenin yollarını bulmalıyız, ovanın su ihtiyacını karşılamalıyız.

Şimdi, biliyorsunuz, bu yer altı suları hakkındaki kanunda geçmişte iki defa düzenleme yapıldı. Çiftçiyi bir anlamda çok büyük sıkıntıya düşürecek düzenleme yapıldı. Ama, ben burada da söylemiştim, bunu yapamazsınız, "Çiftçiler o kuyulara sizleri gömer." demiştim. Çünkü, başka şeyi yok Sayın Bakanım. Yani, sayaç tak, ondan sonra da elektriğini, suyunu kontrole al. Çiftçinin yapabileceği bir şey yok. Nitekim, sizler de bunu gördünüz, Bakanlar Kurulu kararıyla hep ertelediniz. En son mayıs ayında yine iki yıl daha ertelendi. Yani, yine aynı yere geliyorum. Şu anda benim bilgim dâhilinde olan kuyuların -ki 100 bin civarında kuyu var ovada- yüzde 5'i ancak sayaç taktı. Yani, çiftçimiz çıkardığınız kanunları aslında hiç de önemsemiyor. Ne yapsın yani canını mı alacaksınız? Yani, o kuyudan tarlasını sulayıp geçimini sağlıyor. Yine, aynı şeyi söyleyeceğim. Bu sayaç takma meselesinden önce Hükûmet öncelikle kendi görevini yapmalı, arazi toplulaştırmasını hızla bitirmeli, sulama kanallarının rehabilitasyonunu hızla bitirmeli. Zaten bunlar yapıldığı zaman -Sayın Bakanım, önemli bir tasarruf söz konusu- birçok kuyu da devre dışı kalacak. Yani, bunu mutlaka dikkate almamız lazım.

Bir de şunu ifade edeceğim: Konya'da arazi toplulaştırmalarında sorunlar yaşanıyor, sağlıklı bir şekilde yürütülmüyor, eskiye göre daha da sorunlar çıkmaya başladı.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun Sayın Kalaycı.

MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Biz bu konuda gerçekten ciddi birikime sahip olan Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğümüzün bu toplulaştırma çalışmalarına aktif katılmasının çok yararlı olacağını düşünüyoruz yani Tarım Bakanlığına tek başına bırakılmamalı. DSİ çünkü alanları en iyi bilen kuruluşlarımızdan biri, bu toplulaştırmaya aktif katılmalı.

Sayın Bakanım, sizin de çok önemsediğinizi bildiğimiz, Konya'ya da geldiğinizde hep bahsettiğiniz bir projeyle ilgili bir sorundan bahsetmek istiyorum. Bu ÖDS Projesi'yle -yani sulama kooperatifleri, özel idare ve DSİ tarafından- Konya'da 2011 yılında yapılan protokolle 308 sulama kooperatifimizden 70'e yakını, önceden sulama tesisi olanlar için yüzde 50'sini kooperatif, yüzde 50'sini özel idare; sulama tesisi olmayanlar için yüzde 75'ini özel idare, yüzde 25'ini sulama kooperatifleri ödemek üzere bu protokol imzalandı ama 2014 yılında Büyükşehir Yasası çıkınca özel iradelerin yetki ve sorumlulukları büyükşehirlere devroldu biliyorsunuz. Şimdi, DSİ Genel Müdürlüğümüz yapılan yatırım bedellerinin tamamını kooperatiflerden istiyor. Önceki protokolde muhatabın biri kayboldu, özel idare yok. Bu da hakikaten kooperatiflerin altından kalkabileceği bir şey değildir. Aslında Büyükşehir Yasası'yla her türlü borç, alacak yükümlülükleri büyükşehre geçmiş olması lazım özel idarenin ama büyükşehirden alamıyor DSİ -artık niye bilmiyorum- kooperatiflerle bu işi çözmeye çalışıyor. Yani, şu anda mahkemeye gidiyor kooperatiflerimiz. Yani, ortada bir protokol var, onların istediği bu protokolün uygulanması, protokoldeki kendi taahhütlerini ödeme konusunda bir sıkıntıları yok.

Sayın Başkanım, bitireceğim, iki konu var, kısa kısa bahsedeceğim. Biri bu orman işçilerimiz, geçici işçilerimiz Sayın Bakanım, bu beş ay yirmi dokuz gün çalışan işçilerimiz. Bunlarla ilgili sözler de verildi, geçen yılki toplu iş sözleşmesi protokolü imza töreninde bunların çalışma sınırının kaldırılacağı, beş ay yirmi dokuz günden daha fazla çalıştırılacağı üzerinde konuşmalar da yapıldı. Daha önceki Başbakan hemşehrimiz de Sayın Davutoğlu da bu konuda "müjde" diye açıklamıştı protokol töreninde ama hâlen bu konuda yapılan bir şey yok. Burada dikkat çeken nedir Sayın Bakanım? Yani, elinizde 8.500 civarında -yanlış bilmiyorsam- Orman Genel Müdürlüğünde geçici işçi var. Bunlar varken bir de ayrıca taşeron işçiler de var, bir de İŞKUR'dan eleman alıyorsunuz. Yani, bu sizin talebiniz mi? Biz görüyoruz ki bölgemizde de görüyoruz, sezon dışında dahi orman idaresinde çalışan İŞKUR elemanları var. Yani, nereden çıkıyor bu ihtiyaç? Elimizdeki personelin sorunlarıyla yaşarken bir de bu İŞKUR elemanları çıkıyor. Bunların sayısı kaç şu anda bilmiyorum yani Türkiye genelinde çok fazla olduğunu düşünüyorum. Yani, bu biraz da -özellikle belediyelerin ve Orman Bakanlığında da- yoğun bir şekilde istismar alanı. İnsanımızı üç ay, beş ay, altı ay iş veriyormuş gibi minnet duygusu içine sokuyoruz. Bu da yanlış Sayın Bakanım.

Ben teşekkür ediyor, Bakanlığımız bütçesinin hayırlı sonuçlar getirmesini diliyorum, saygılar sunuyorum.