| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2017 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı (1/774) ile 2015 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı (1/733) ve Sayıştay tezkereleri a) Millî Savunma Bakanlığı b) Savunma Sanayi Müsteşarlığı c) Akaryakıt İkmal ve NATO Pol Tesisleri İşletmesi Başkanlığı |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 17 .11.2016 |
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekili arkadaşlarım, Sayın Bakanım, değerli bürokratlar, basın mensupları; hepinize saygılar sunuyorum.
Sayın Bakan, bu Millî Savunma Bakanı olarak ilk bütçeniz, hayırlı uğurlu olsun. Şuayip Bey'e de, değerli arkadaşımıza da Bakan Yardımcılığının hayırlı olmasını diliyorum.
Sayın Bakanım, ben sözlerime size bir konuyu sorarak başlamak istiyorum, onunla ilgili bilgim yok gerçekten, bugün de vermediniz: Bu 15 Temmuz darbe girişimine ne kadar asker ve subay katıldı tüm Türkiye'de? Bir rakam vardır, bellidir herhâlde değil mi? Verebilirseniz memnun olurum, ona göre konuşmamı inşa edeceğim.
UTKU ÇAKIRÖZER (Eskişehir) - Buna bir ekleme yapabilir miyim? Buna kendi sınıflarında oran verirseniz... Yani tüm Silahlı Kuvvetlerin -böyle bir açıklama yapılmıştı- yüzde şu kadarı denmişti; generaller arasında ne kadar, astsubaylar arasında ne kadar bu sayı?
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI FİKRİ IŞIK (Kocaeli) - Şimdi arkadaşlarım tam rakamları detaylı olarak versinler ama şöyle düşünün: Jandarma ayrılmadan önce 358 general, amiralimiz vardı, 15 Temmuz itibarıyla söylüyorum. Maalesef Jandarma ayrıldıktan sonra Kara, Deniz ve Havada 150 general darbe teşebbüsünde bulunduğu için şu anda tutuklu veya ihraç edildi.
Şimdi, hani bir özgül ağırlık tartışması yapıldı ya, bu hakikaten vahim bir durum yani neredeyse ordunuzdaki her iki generalden 1'i bu darbe teşebbüsüne iştirak etmiş. Subaylarda ve astsubaylarda rütbe düştükçe... Özelikle subay ve astsubay dengesinde bizim yaklaşık 35 bin subayımız, 65 bin astsubayımız var. Her bir astsubaya karşılık 4 subay darbe teşebbüsüne katılmış. Kuvvetlerdeki rakamı ben size net olarak şimdi arkadaşlar getirsinler, bir yanılgıya meydan vermemek için...
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Sayın Bakanım, sokağa çıkan, şey yapan... Tabii, generallerden o kadarı darbeye katıldığı gerekçesiyle ya da örgüt mensubu olduğu gerekçesiyle alındı ama o gece sokağa çıkan kaç askerimiz, subayımız vardı?
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI FİKRİ IŞIK (Kocaeli) - Şimdi, şöyle: Burada -biraz önce Mehmet Bey de söyledi- öyle olaylar var ki sokağa çıkan her askeri de "bunlar darbeci" diye nitelemek de bazen haksızlık olabiliyor. Mesela, Siirt'de geliyorlar, diyorlar ki "Siirt Valiliğini teröristler bastı, hemen koşalım." Şimdi, oradaki askerin sokağa çıkma sebebi Siirt Valiliğini teröristlerin bastığı gibi yalan, asılsız bir haber. Bunu kim yapıyor? Oradaki o askerî birliğin komutanı olan FETÖ'cü subay fakat oradaki askerler gidip bakıyorlar ki, ellerinde Türk Bayrağı'yla halk vilayette. "Ya, bu hiç PKK baskınına benzemiyor..." Sonra, bakıyorlar ki, bir darbe teşebbüsü var ve kendi komutanlarına karşı direniyorlar. Dolayısıyla, şimdi, bu ne kadar askerin fiilen darbeye teşebbüs ettiği adli sürecin sonunda ortaya çıkacak. Şimdi, "Tatbikat yapıyoruz." diye çıkardıkları askerler var. Masum erler, hiçbir şeyden haberi olmadığı hâlde "Tatbikata gidiyoruz." diye çıkarılanlar var. Dolayısıyla, bütün bunlar nerede ortaya çıkacak?
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Nedir bunların sayıları yani sokağa çıkarılanların sayıları Sayın Bakan?
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI FİKRİ IŞIK (Kocaeli) - Sokağa çıkarılanların sayılarını arkadaşlarımız net olarak getirsin.
Şimdi, bunların her biri tek tek adli süreçte olduğu için, biz doğrusu burada adaletin bu işi ortaya çıkarması gerektiğine inanıyoruz ve bu noktada da elimizden gelen desteği vermeye çalışıyoruz. Yani, adaletin tam tecellisi, gerçekten başka bir amaçla çıkarılanlar ile darbe amacıyla çıkanların birbirinden tefrik edilmesi çok önemli bu süreçte adaletin yerini bulması açısından. Buna yönelik ciddi bir gayretimiz var yani şu anda darbeye karıştığı ve FETÖ'cü olduğu gerekçesiyle -biraz önce rakamları verdim- ihraç ettiklerimiz var, bir de açığa aldıklarımız var.
Şimdi, ihraç ettiklerimizin sayısı 3.410. Kuvvet kuvvet: 2.259'u Kara Kuvvetlerinden; bunların 87'si Kara Kuvvetlerinde general, 1.184'ü subay, 446'sı astsubay, 539'u uzman erbaş ama bunların tamamı o gün fiilen şeye çıkmış olanlar değil, diyelim ki yurt dışında ama biliyoruz ki bu yapının adamı, bu örgütün bir elemanı, o da bunların içerisinde.
Deniz Kuvvetlerinde 31 amiral var, 194 subay, 135 astsubay var, 8 uzman erbaş ve 6 sivil memur var.
Hava Kuvvetlerinde, mesela 32 general var, 566 subay var ve 173 astsubay var; toplamda 3.410, bunlar ihraç edilenler.
Bir de şu anda soruşturması devam ettiği için soruşturmanın selametinden dolayı açığa alınan personel var; bunlar da, Kara Kuvvetlerinde subay 505, astsubay 281, uzman erbaş 280; toplam 1.094; 28 de sözleşmeli er var.
Deniz Kuvvetlerinde 288 subay, 176 astsubay var; toplamda bütün rakam 495.
Hava Kuvvetlerinde 291 subay, 135 astsubay var; toplamda 460.
Bütün kuvvetlerin toplamı da 1.084 subay, 592 astsubay, 301 uzman erbaş, 35 memur, 2 işçi, 35 sözleşmeli er; toplam 2.049.
Şimdi, bu süreç devam ettikçe bizim de bunları ayırma, tefrik etme imkânımız olacak ama adli süreç de devam ettiği için çok fazla biz de işin içerisinde bire bir bulunamıyoruz, sadece destek vermek açısından bizden yargının talep ettiği bilgileri, belgeleri yargıya en süratli şekilde ulaştırmanın gayreti içerisindeyiz.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Teşekkür ederim ama şunu sormak istiyorum: Bir darbe...
BAŞKAN - Yalnız, bu çok karşılıklı şeye döndü. Ben sizin zamanınızı tekrar işletmeye başlayayım, durdurmuştum. Bu şekilde yol almamız mümkün değil.
Buyurun Sayın Kuşoğlu.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Tabii ki ama bir şeyleri ortaya çıkarabilmek, net olarak konuşabilmemiz için de...
BAŞKAN - O zaman formatı değiştirelim.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Tabii, özellikle kesin hesaba yönelik olarak değişmesi de gerekiyor efendim.
BAŞKAN - Onu konuştuk zaten.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Şunu söylemek istiyorum Sayın Bakanım: Bir darbe girişimi varsa bunu anlamaya çalışıyoruz. Ne kadar asker o gece sokağa çıkarıldı darbeyle ilgili olarak? Bu ayrı bir sayı. Daha sonra, darbeyle ilgili, darbecilerle ilgili, o örgütle ilgili olarak bağlantısını gördüğünüz, tutuklattığınız, içeri alınan, işten çıkarılan vesaire bunlar ayrı yani bildiğimiz kadarıyla, o gün Ankara'da 600 ya da 900 asker, İstanbul'da da bin 500-bin 600 asker sokağa çıktı. Yani, Türk Silahlı Kuvvetlerinin çok önemli bir bölümü asker olarak bu darbe girişimine katılmadı.
DURSUN ÇİÇEK (İstanbul) - Yüzde 1,5.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Yani, biraz sonra sayıları vereceksinizdir. Bizim bir geleneğimiz var, gizli, kapalı bir oturum yapıyoruz orada. 450 bin civarında askerimiz var, Türk Silahlı Kuvvetleri mensubu var ve bunların çok çok az bir kısmı sadece Ankara'da ve İstanbul'da sokağa çıkmış, çıkarılabilmiş. Yani, Türk Silahlı Kuvvetlerini 15 Temmuz için darbeci bir Silahlı Kuvvet olarak görmek mümkün değil diye düşünüyorum, değil mi? Yani, sizin de bir Millî Savunma Bakanı olarak bunu sahiplenmeniz lazım. Türk Silahlı Kuvvetleri o gün özellikle darbe yapmak istememiştir yani bunu tescil etmemiz lazım, kabul etmemiz lazım. Çok şükür yani bunu kabul etmemiz lazım.
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI FİKRİ IŞIK (Kocaeli) - Sayın Kuşoğlu, bunu zaten hem Sayın Cumhurbaşkanımız hem Sayın Başbakanımız hem de biz her vesileyle vurguluyoruz.
BAŞKAN - Sayın Bakanım, siz bu cevapları verdiğinizde ben mikrofonu açmayınca kayda girmiyor. Tam tutanak var. Bunların lütfen hepsini... Yoksa bitiremeyeceğiz.
KADİM DURMAZ (Tokat) - Sayın Başkanım, bir ara verip sağlıklı bu konuda Sayın Bakan anlatırsa... Bizler de soracağız, belki hepsinin cevabı şey olacak. Bilmiyorum, var mıdır teamüllerde?
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Sayın Bakanım, verdiğim, sokağa çıkarılan asker sayıları doğru değil mi aşağı yukarı? Kesin bir sayı veremedim, ben de bilmiyorum ama sizin bunu vermenizi, onun üzerine yorum yapmayı tercih etmiştim.
BAŞKAN - Sayın Bakanım, sizin mikrofonunuzu da sürekli açık tutayım.
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI FİKRİ IŞIK (Kocaeli) - Şöyle söyleyeyim: Şimdi, arkadaşlarım bir hazırlık yapıyorlar yani nerede, kim, kaç asker sokağa çıkmış? Tabii, Türkiye'nin muhtelif vilayetlerinde İstanbul ve Ankara'nın dışında da sokağa çıkan asker oldu. Dediğim gibi bunların önemli bir kısmı bir darbeye katılmak amacıyla, niyetiyle değil; aksine, bir olay veya bir tatbikat bahanesiyle çıkarıldı. Bunlarla ilgili eğer arkadaşlarımız rakamları net olarak toparlayabilirlerse ben onu size ikinci bölümde sunarım, onda bir şeyimiz yok ama şu anda sizi de yanıltmak istemem çünkü vereceğimiz rakamlar kayıtlara geçiyor. "Şu kadar asker sokağa çıktı." dediğimiz zaman o bütün kayıtlara da geçmiş olacak.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Tabii, tabii.
BAŞKAN - Sayın Bakanım, lütfen mikrofonu kapatmayın, ben sürekli açık tutacağım çünkü konunun da hassasiyetine binaen, bugün yani özellikle bu bütçe görüşmesi bu şekilde geçecek.
Buyurun Sayın Kuşoğlu.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Yani, bunun şöyle bir önemi var: 450 bine yakın sayısı olan bir Türk Silahlı Kuvvetlerinin, işte bin 500-2 bin kişilik, 2.500 kişilik bir bölümü yani yüzde 1'inin altında, çok altında bir bölümü var.
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI FİKRİ IŞIK (Kocaeli) - Daha yüksek.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - İşte, o sayıyı onun için bilmek istedim yani.
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI FİKRİ IŞIK (Kocaeli) - Önemli değil ama.
BAŞKAN - Sayın Kuşoğlu, bu da çok göreceli yani kendi illerimizde o gece bunların hepsini yaşadık yani "Bu kadarı çıktı, çıkmadı..."
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Başka illerde...
BAŞKAN - Ben, mesela Isparta'dan örnek vereyim: Isparta'da sadece 118 Harbiyeli çıkarabildiler ama ondan sonra bütün bu yollar kapatıldığı ve kışlaların önü kapatıldığı için bu 118 Harbiyeli tekrar Eğirdir'e dönüş yapamadılar, Isparta'daki garnizona sokuldu ama onun dışındaki diğer tarafta bekleyen geri kalan 600'ün üzerindeki Harbiye öğrencisi ve diğer Eğirdir'deki birlikler dışarı çıkamadılar ama hepsinin de hazırlıklarının olduğu tespit edildi. O yüzden zaten 2 CASA uçağı Isparta Havaalanına yönlendirilmişti o gece. Yani, bunun hiçbir tanesi bizi bir noktaya götürmez, o anlamda söyledim.
Buyurunuz.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Hayır, şöyle bir noktaya götürür: Şimdi, bir Türk Silahlı Kuvvetlerinin darbe yapıyor olması, Türk Silahlı Kuvvetlerinin -onun için üzerine basa basa söylüyorum- çoğunluğuyla generali, subayı, askeriyle birlikte bir darbe yapıyor olması ayrı bir konudur, onun içerisinde çok küçük bir bölümün yapıyor olması ayrı bir konudur. Silahlı Kuvvetlerin darbe yapıyor olması ayrı bir konudur, Türk Silahlı Kuvvetlerine darbe yaptırılıyor olması ayrı bir konudur. Bunlar çok önemli farklılıklar, bunları görebilmemiz lazım. Tamam mı yani...
BAŞKAN - Sayın Kuşoğlu, siz "darbe" diyorsunuz, ben "terörist saldırı" diyorum burada farklı.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Sonuç olarak, darbe olduğuyla ilgili artık kimsenin bir şüphesi yok herhâlde. Bir darbe girişimiydi herhâlde, bir terörist saldırı, bir terörist örgüt ama sonuç olarak bir darbe girişimi vardı, değil mi?
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI FİKRİ IŞIK (Kocaeli) - Sayın Başkanım, belki şu kayıtlara geçmesi açısından: Bu olayda bizim ifade ettiğimiz, asker elbisesi giymiş teröristler ancak bu, hiçbir zaman, Türkiye'de, daha doğrusu, herhangi bir demokratik ülkede, millî iradenin seçtiği Parlamentonun oluşturduğu bir Hükûmete ve bir Meclise Türk Silahlı Kuvvetlerinin veya herhangi bir silahlı kuvvetin, emir komuta zincirinde dahi olsa darbe yapmasını meşrulaştırmaz. Yani, biz Meclis olarak hepimiz o gün ortaya koyduk, çok net bir tavır koyduk, dedik ki: "Hiçbir şekilde darbeyi kabullenmeyeceğiz." Ve kabullenmedik. O gün hiçbir parti farklı bir tavır göstermedi.
Tutanaklara geçmesi açısından söylüyorum. Bizim, hiçbir şekilde -emir komuta zinciri içerisinde yapılmış olsa dahi- hiçbir darbeyi meşru görmemiz, mazur görmemiz mümkün değil. Türk Silahlı Kuvvetlerinin görevi bellidir, Türkiye Büyük Millet Meclisinin görevi bellidir, Türkiye'de yönetimin kimler tarafından nasıl icra edileceği Anayasa'mızda bellidir. Bu Anayasa'daki çerçevenin dışına hiç kimsenin çıkma hakkı da, yetkisi de yoktur. Bunu özellikle kayıtlara geçirmemiz lazım. Sanki, emir komuta zinciri içinde yapılan bir darbe makul görülebilir gibi bir anlayışı asla kabullenmemiz mümkün değil. Bunu, özellikle sizin söylediklerinize bir destek olarak da ifade edeyim, kayıtlara da geçmiş olsun.
(Oturum Başkanlığına Başkan Vekili Mehmet Şükrü Erdinç geçti)
BAŞKAN - Sayın Kuşoğlu, devam edin.
Buyurun.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Teşekkür ederim.
Şunun için bu tartışmayı açtım, bu bilgileri öğrenmek istedim Sayın Bakanım: Şimdi, Türk Silahlı Kuvvetlerinin, geçmişte olduğu gibi bir darbe yapıyor olması ülke demokrasisi açısından bir felakettir, çok kötü bir durum. Gerçekten, biraz önce söylediğiniz gibi bizlerin ve bütün demokrasiye meftun olanların buna karşı çıkması lazım ve karşı çıktık fakat bu darbenin arkasında birilerinin oluyor olması çok daha büyük bir felakettir. Yani, Türk Silahlı Kuvvetlerinin kendi başına bir darbe teşebbüsünde bulunuyor olması kötü, çok kötü ama bu darbeyi Türk Silahlı Kuvvetleri eliyle, Türk Silahlı Kuvvetlerini yıllardan beri takip ederek, işte belli kişilerin oralarda yuvalanmasını sağlayarak bir örgüt hâlinde ve dışarıdan kumandalı olarak yaptırmak Türkiye için tam bir felakettir. Demokrasiyi de aşar, ülkemizi tam bir felakete sürükler.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, devam edin.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Bizim gördüğümüz kadarıyla, böyle bir darbe girişimi onun için bu açıdan çok daha kötüdür. Yani, bir Batılı gücün ya da Batılı güçlerin bu darbenin arkasında oluyor olması -ki bunlar söyleniyor- ya da bu darbeyi, efendim, işte Rusya'nın, İsrail'in önlemiş olduğu gibi konular, bunlar bizi gerçekten üzüyor. Onun için bu konuların net olarak açığa çıkarılması da lazım.
Efendim, hiçbir ülkenin Türkiye'ye müdahale etmesinden mutlu olmayız, hiçbir ülkenin de bu darbe girişimini engellemesinden mutlu olmayız. Bu darbe girişimini, şu çok bilinen şekliyle halkın önlemiş olmasından çok mutlu olurum, öyle bir gerçekleşme olmasından çok mutlu olurum, kendimizin engellemiş olmasından çok mutlu olurum; askerin buna çok katılmadan, askerin çok az bir kısmının katılmış, diğerlerinin katılmamış olmasından, gerçek anlamda da darbeyi askerin engellemiş olmasından çok mutlu olurum. Onun için bunu kurcaladım; onun için bu konuda asker sayısını, sokağa çıkarılan asker sayısını, subay sayısını öğrenmek istedim. Bunu bilmemiz lazım.
Sonuç olarak, bu, yıllar sonra da araştırılacak, tartışılacaktır. Bizim şerefimiz haysiyetimizdir Türk milletinin, Türk devletinin. Öyle bir konu bu; hiçbir şekilde hafife alınacak bir konu değildir bu. Yıllardan beri bu konuyla ilgili olarak da yuvalanılmışsa ordu içerisinde, bunu da çok net olarak ortaya koymamız lazım, bunun için gerekenleri de yapmamız lazım ve bunun için de, Sayın Bakanım, bu yaptığınız düzenlemeler de yeterli olmayacaktır yani Genelkurmay Başkanının, Silahlı Kuvvetlerin istihbarat, harekât, eğitim, teşkilat konularında sadece savaşa yönelik olarak yetkili olması yeterli olmayacaktır. Şimdi, bu yaptığınız düzenleme dünyada hiçbir orduda yok. Genelkurmay Başkanı Başbakana ve Cumhurbaşkanına bağlı olacak ama Millî Savunma Bakanlığına kuvvet komutanlıkları bağlı olacak. Genelkurmay ile kuvvet komutanlıklarının bağını koparacaksınız, böyle bir şey de hiçbir şekilde, hiçbir yerde mümkün değil. Yani darbeyi önlemeye yönelik bir teşkilatlanma olmaz Sayın Bakan. Bu, darbeyi önlemeye yönelik belki başarılıdır, bu teşkilatla, olacağını da sanmıyorum ama böyle bir teşkilatlanma sonuç olarak Türk Silahlı Kuvvetlerinin varlığını, niçin kurulduğunu bir anlamda da inkâr etmektir. Bu Silahlı Kuvvetler herhâlde düşmana karşı kurulmuştur, Türkiye'yi koruyacak bir güçtür, ona göre de hazırlanması, teşkilatlanması, ilk hedefinin o olması gerekmez midir? Bu şekilde, bu mantıkla hareket edilmesi gerekmez mi? Şimdi, şu yapıya bakın, evet, siz Genelkurmay Başkanlığıyla yani emir komuta zincirini kesmiş oldunuz ama bu emir komuta zincirinin kesilmesi darbelere yönelik bir kesinti olmuş oldu. Bu, Silahlı Kuvvetlerin çok daha iyi çalışmasına, görev yapmasına yönelik bir düzenleme değil. Bununla ilgili bir iddiada da bulunamazsınız, bulunacaksınız tabii ama sonuç olarak bu konuda beni ikna edemezsiniz.
Mürted ne oldu bilmiyorum şu anda, mesela şunu yapıyorsunuz, diyorsunuz ki: "Mürted'den oradaki hava kuvvetlerinin taşınması..." Ya, nereye taşıyacağız bunu? Evet, Mürted Ankara'nın çok yakınında ama Diyarbakır'dan bir F16'nın buraya gelmesi, Ankara'ya gelmesi ne kadardır biliyor musunuz? On iki dakika, on üç dakikadır. Ben Millî Savunma Bakanlığında danışmanlık yaptım, bakan danışmanlığı, yıllar önce, yirmi beş yıl önce, F16 projesiyle ilgili olarak çalıştım. Diyarbakır'dan buraya gelmesi on üç dakikadır, ne fark eder? Yani Mürted'den alıyoruz, Diyarbakır'a götürelim, Diyarbakır kadar uzak bir yere götürelim, daha uzağa da götüremeyiz. Sonuç olarak, bir F16 yine o kadar sürede gelecektir, Ankara'da eğer öyle bir niyeti varsa, öyle bir duruma izin veriyorsak yine aynı şovunu yapacaktır. Yani bunların çok ani olarak yapılmaması, bu konularda karar verilmemesi lazım.
Mesela, Zırhlı Birliklerin de aynı şekilde... Daha önce, darbe girişimiyle bağlantılı bir konu değildi Etimesgut Zırhlı Birliklerinin alınması, Polatlı'ya gidecekti bildiğim kadarıyla, bir kısmı da Isparta'ya ve Başbakan böyle bir açıklama yapmıştı, daha sonra bu konu değişti, şimdi ne olacağını bilmiyorum, bir kısmı Şereflikoçhisar'a, bir kısmı da başka yerlere gidecek ama son karar nedir, o konuda bilgim yok.
Hâlbuki askerî birliklerin taşınacağı yerin bir müstahkem yer olması lazım, kolay ulaşılabilir ya da gerektiği zaman yani askerî koşulların, stratejinin gereği olan yerlere gitmesi lazım, sadece merkezden uzaklaştıralım mantığıyla bunların yapılmaması lazım. Son zamanlarda yapılan işler biraz böyle işler olmaya başladı yani askerî mantıkla, mantaliteyle değil, gerekçelerle değil, uzaklaştıralım bir an önce şu başkentin etrafından gerekçesiyle olmaya başladı, bunu anlamam mümkün değildir. Herhâlde sizin izah etmeniz de çok zor olacaktır Sayın Bakan.
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI FİKRİ IŞIK (Kocaeli) - Çok kolay.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Daha önce de bu konuyla ilgili olarak ziyaret etmek istemiştim sizi.
Siz sunumunuzda pek girmediniz, pek değil, hiç girmediniz ama 2015 yılıyla ilgili olarak da kesin hesabınızın yani daha önce Millî Savunma Bakanlığının ve Savunma Sanayii Müsteşarlığının yaptığı harcamaların denetlenmesi söz konusu. Onunla ilgili bilgi vermediniz ama onunla ilgili Sayıştay raporları var, önemli bir bölümünü de toplantımızın ona ayırmak zorundayız, en azından ben onunla ilgili bazı şeyler sormak zorundayım. Şimdi, Savunma Sanayii Müsteşarlığıyla ilgili olarak şartlı görüş verilmiş yani "Tümüyle kayıtlar uygundur." denmemiş, şartlı görüş verilmiş, 2+1 bulgu var. Savunma Sanayii Müsteşarlığının Savunma Sanayii Fonu'nun ne kadar olduğuyla ilgili bilgi sahibi olamıyoruz burada. Bakın, bazı eleştiriler var, bunlar önemli konular. Bazılarını geçeyim, vaktimiz yok ama şunu özellikle sormak istiyorum, arkadaşlarımız not alabilirlerse memnun olurum: Mesela, bazı tutarlar hesaplara kaydedilmiyor. Sabiha Gökçen Havalimanı'yla ilgili olarak 5 milyar 344 milyon hatalı bir meblağ söz konusu, 5 milyar 344 milyon. Ziraat Bankası döviz hesaplarında tutulan mevduatların muhasebe kayıtlarına alınmaması, 1 milyar 63 milyon hatalı gözüktüğü yani bunlar önemli meblağlar Sayın Bakanım, bunların olmaması lazım, Savunma Sanayii çok da karmaşık değil, fonun gelirleri ve giderleri. Yine, Savunma Sanayii Fonu'ndan, ki 2015 yılı Savunma Sanayii Destekleme Fonu toplam gideri... Gelirini tam olarak bilmiyor arkadaşlar, buraya almamışlar, bakın, Sayıştay denetçileri dâhil gelirleri tam olarak bilmiyorlar ve faaliyet tablosunda da görünmüyor, görünmesi lazım. Toplam gider 5 milyar 19 milyon lira ve bunun 4 milyar 903 milyon liralık kısmı silah, savunma ve modernizasyon harcaması, geri kalan 115 milyon liralık bölümü hizmet alımı, temsil, tanıtma gibi giderlerden oluşuyor. Kanuna göre fonun yüzde 2'sini ancak fon yönetimiyle ilgili olarak harcayabiliyorsunuz. Bunu, fona dâhil etmeden bu harcamaları yapıyorsunuz. Savunma Sanayii özel bütçeli bir kurum, 57 milyon liralık bir harcaması var, bütçe gideri var, ilave olarak bu 117 milyon lira da var.
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI FİKRİ IŞIK (Kocaeli) - O tabii, proje bazlı.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - 117 milyon proje bazlı değil, bunlar fon yönetimiyle ilgili harcamalar, fona dâhil edilmiş.
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI FİKRİ IŞIK (Kocaeli) - İşte, fon da projeyle ilgili.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - İşte, onların ne olduğu belli değil ama. Fon gelirleri de belli değil, bunlar da belli değil. Bunların bir araya getirilip bu hesaplamanın yapılması lazım.
Şöyle diyor Sayıştay denetim raporunda Sayın Bakanım: "Savunma Sanayii Destekleme Fonu bütçe ve nakit sistemine ilişkin bu husus 2013 ve 2014 yıllarında da eleştiri konusu yapıldı ama bununla ilgili olarak gerekli düzenlemeler hâlâ yapılmamıştır." 2013 ve 2014'te de benzer eleştiriler söz konusu imiş.
Yine, bulgu 6'da Savunma Sanayii Müsteşarlığının asli ve sürekli görevler için hizmet alımı yoluyla personel istihdam etmesi konusu da eleştiri konusu yapılıyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Kuşoğlu, buyurun.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Hemen bitireceğim.
2015 yılında gerçekleştirilen giderlerin toplamı 57 milyon lira. Bu tutarın içinde 553 SSM personeli, 158 güvenlik, temizlik, şoför, toplam 711 personel gideri yer almakta. 176 personel için ödenen toplam tutar 39 milyon, SSM bütçesinin yüzde 70'ine tekabül ediyor ve bununla ilgili olarak da Sayıştayın eleştirisi var. Bu konuların dikkate alınması lazım, geçtiğimiz iki yıldan beri çözülemeyen bu konunun da burada çözülmesi, normal koşullarda kesin hesapla ilgili bir komisyon oluşturmamız hâlinde gerekiyordu Sayın Bakanım, o da olmadığı için bunları maalesef açık tartışma konusu yapıp karara bağlayamıyoruz burada.
Bakanlığınızla ilgili olarak da şartlı görüş verilmiş, 3 bulgu var ve faaliyet tablosu da yanlış düzenlenmiş, vergi gelirleri geliri değildir Bakanlığınızın.
Vaktimi çok aşmamak için devam etmiyorum.
Sorular bölümünde de birkaç sorum olacak.
Bir de not alırsa askerlerimiz, Suriye'de ne kadar askerimiz, subayımız ve askerî cihazımız vesaire var?
Çok teşekkür ediyorum.
Bütçelerimizin hayırlı olmasını diliyorum.