| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2017 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı (1/774) ile 2015 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı (1/733) ve Sayıştay tezkereleri a) Sağlık Bakanlığı b) Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü c) Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu ç) Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu d) Türkiye Halk Sağlığı Kurumu e) Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 14 .11.2016 |
ÇETİN ARIK (Kayseri) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Bakan, değerli Komisyon üyeleri, değerli milletvekilleri, değerli bürokratlar; ben de hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Sayın Bakan, Sağlıkta Dönüşüm Projesi'yle şunu söylediniz: "Bu doktorlar muayenehanelerde para alıyorlar. Hastanelerde kuyruk var. Biz bu düzeni değiştireceğiz." dediniz ve şu söylemde bulundunuz: "Herkes istediği hastanede, istediği hekime, istediği saat ücretsiz muayene olacak." dediniz ama gelin görün ki gelinen tabloda bugün yüzde 200 katkı payı alınıyor. Yani paran varsa ameliyat olabiliyorsun, paran yoksa vay hâline. Bıçak parasını, tabiri caizse, devlet eliyle yasal hâle getirdiniz. Bugün bir bel fıtığından alınan 5 bin lira civarında katkı payı alınıyor.
Diğer bir sorun, performans sistemi, yani ne kadar hasta, ne kadar tetkik, ne kadar ameliyat o kadar para alınır deniyor ve bir hastaya iki dakika civarında vakit ayrılıyor. Yani sağlıkta aslolan nicelik değil, nitelik olmalı. Şu çok üzücü ki koruyucu sağlık hizmetinin karşılığı yok. Aslolan koruyucu sağlık hizmeti; aslolan hastalarımızı, vatandaşlarımızı hastalandırmamak.
Bakınız Sayın Bakanım, 2002 yılında 209 milyon hastaneye başvuru varken 2014 yılında 644 milyon başvuru gerçekleşmiş. Yani bir başka ifadeyle, 2002 yılında kişi başına ortalama 3,2 kez doktora başvuru varken 2014 yılında bu 8,2 olmuş. Yine 2002 yılında 769 milyon kutu ilaç satılırken 2014 yılında 1 milyar 970 milyona ulaşmış. 2002 yılında 2 milyon ameliyat gerçekleştirilirken 2014 yılında bu rakam 14 milyona çıkmış. Yani her 5 kişiden birine küçük ya da büyük bir cerrahi müdahale gerçekleştirilmiş. Yine, 78 milyonluk nüfusa sahip ülkemizde acile başvuru sayısı 104 milyonu geçmiş. Ve bunu size sorsak "Kız bakmaya gitmişlerdir." diyeceksiniz. Ama, tablo böyle değil, katkı payını ödeyemedikleri için acaba acil servise gider de orada katkı paysız muayene olabilir miyiz derdidir.
Sayın Bakan, yine, on dört yıllık iktidarınız boyunca hekimlik mesleğini çok itibarsızlaştırdınız. "Doktor efendi dönemi bitti." "Elinizi hastanın cebinden çekin." "Doktor efendi mani peşinde" gibi sözlerle doktorları hedef tahtası hâline getirdiniz. Sağlıkta şiddetin önünü açtınız. Neredeyse sağlık çalışanına küfretmek, dövmek, hatta öldürmek hak hâline geldi. Artık doktorlar acil servislerde beyaz önlüklerini giyemez duruma geldi. Doktor efendi mani peşinde değil, doktor efendi kaybettiği itibarını kazanma peşinde Sayın Bakanım.
Diğer bir sorun, Türkiye'yi bir taşeron cenneti hâline getirdiniz Sayın Bakan. Bakınız, 112 Acil sağlık hizmetleri için 2015 yılında Türkiye genelinde yaklaşık 3 bin taşeron şoför alımı yapılmış, oysa atama bekleyen binlerce ATT ve paramedik mezunu var. Bu personeller yıllardır Avrupa Birliği kriterleri gereği sürücü olarak çalışmaktaydılar. Şu an Avrupa kriterliğinde değişiklik mi yapıldı ki ATT ve paramedik sürücüler yerine taşeron sürücü alımı yapılıyor? Atama bekleyen binlerce ATT ve paramedik varken neden taşeron alımı yapıldığını, sağlıkta özelleştirmenin ilk ayağının 112 bünyesinde mi gerçekleştirildiğini merak ediyoruz.
Yine aynı sorun, tıbbi dokümantasyon ve sekreterlik. Bugün 60 binin üzerinde tıbbi dokümantasyon ve sekreterlik mezunu var. Kamu ve özel hastaneler bünyelerinde tıbbi dokümantasyon ve sekreter olarak çalışmakta olan kişiler üniversitelerin ilgili bölüm mezunları mı, değillerse hangi yönetmeliğe göre görev yapmaktadırlar? Yine bu örnekleri çoğaltmak mümkün. Yine, laboratuvar teknikerleri için de aynı şeyi söylemek gerekir.
Yine radyoloji teknisyenleri ve teknikerlerinin sorunu. Bunlara özel hastanelerde şua izinleri yeterli düzeyde verilmiyor. Verilmeme sebebi nedir? Denetimlerle bu konulara dikkat ediliyor mu Sayın Bakanım?
Radyasyona maruz kalan personele kamuda yıpranma payı SGK primlerine yansıtılırken özel hastanelerde çalışanlarla ilgili böyle bir çalışma yapılmaktadır. Neden bu şekilde bir ayrım yapılmaktadır? Özel sektör çalışanları aynı radyasyona maruz kalmıyor mu?
Yine, diğer bir sıkıntı, çalışma saatlerinin beş saatten yedi buçuk saate çıkarılması. Daha fazla radyasyona maruz kalmaları için mi bu uygulamayı gerçekleştirdiniz Sayın Bakanım?
Yine merak edilen bir diğer konu, TUS ve DUS sınavları...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Arık, süreniz tamamlandı, lütfen toparlar mısınız.
ÇETİN ARIK (Kayseri) - Yaklaşık iki ay oldu ancak sorular yine mahkemelik. Yine iktidarınız döneminde maalesef bu sık sık yaşadığımız bir konu hâline geldi. İki aydır doktorlarımız bu sınavın açıklanmasını bekliyor. Sınavlardaki şaibeli durumu nasıl açıklayacaksınız? TUS ve DUS sonuçlarını ne zaman kamuoyuyla paylaşacaksınız?
Sayın Başkanım, bir iki dakika daha müsaade eder misiniz?
BAŞKAN - Tamamlayın lütfen.
ÇETİN ARIK (Kayseri) - Beni lütfen Niğde Milletvekilinin elinden kurtarın. Hemen hemen her gece "Doktorum yer bulur musun; hastamız var, yoğun bakımda yer bulamıyorum." diyor. Sayın Bakan, acilen çözülmesi gereken sorunlardan birisi de yoğun bakım sorunu. Sadece Niğde değil, Nevşehir, Aksaray... Kayseri sağlık konusunda bir merkez konumda olduğu için hastalar Kayseri'ye geliyor ama maalesef ki Kayseri'de de yoğun bakım sıkıntı, sorunu çekiyoruz.
Ben sabrınız için teşekkür ediyorum.