| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2017 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı (1/774) ile 2015 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı (1/733) ve Sayıştay tezkereleri a) Sağlık Bakanlığı b) Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü c) Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu ç) Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu d) Türkiye Halk Sağlığı Kurumu e) Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 14 .11.2016 |
AYTUĞ ATICI (Mersin) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Bakan, eğer yaptığınız sunu bir siyasi propaganda için hazırlandıysa gerçekten AKP'lilerin çok hoşuna gider ancak eğer bütçe için hazırlanmış ise -ki öyle olmalı- son derece yanıltıcı, samimiyetsiz, şeffaf olmayan ve ülkem adına da gerçekten biraz üzücü.
Şimdi, iktidarın muhalefetten yararlanması gerektiğini her zaman savunursunuz ama bunu da net bir şekilde dejenere ettiğinizi görüyoruz. Nasıl mı? Geçen yıl Sayın Müezzinoğlu'nun sunumunda icraatini yetersiz bulduk, eleştirdik ancak hakkını teslim edelim ki Sayın Müezzinoğlu samimiydi. Bize verdiği kitapçıkta -siz de inceleyin- her şeyi yazmıştı. "İyiler bunlar, kötüler bunlar." demişti. Ben de sayfa sayfa eleştirdiğim için Divan Başkanı da "Efendim, görüyor musunuz, ne kadar şeffaf bir Bakanlığımız var." diye övünmüştü. Şimdi oradan, o noktadan ne kadar uzaklaştığımızı görüyorum. Geçen yıl eleştirdiğimiz bütün rakamları çıkarmışsınız Sayın Bakan, bizden yararlanmışsınız. Ne eleştirdiysek onları çözmek yerine tutmuşsunuz, sunumdan çıkarmışsınız yani kamuoyundan gizlemişsiniz. Bunların gizlenmesi, bunların sunulmaması bunların düzeldiği anlamına mı geliyor Allah aşkına? Bu durum, gerçekten, kafayı kumdan gömmek olarak tanımlanabilir.
Ben sizin neleri gizlediğiniz söyleyeceğim burada tek tek, rakamlarını da vereceğim. Kamuoyunun bunları bilme hakkı var. Örneğin, hastalıklara göre ölüm tablosunu gizlemişsiniz geçen seneden bu yana. Ürkütücü tablolar vardı orada. İnsanlar neden ölüyorlar? Örneğin, doğu ile batı arasındaki anne bebek ölümlerinin farkını gizlemişsiniz çünkü doğu, güneydoğuda anne ölümleri 5 kat daha fazlaydı. Bunu gizlemişsiniz. Bunu gizlemiş olmanız bu gerçeğin olmadığı anlamını taşımaz. Kanser oranlarındaki artışı gizlemişsiniz bu sunumunuzda, tam 2 kat artmış Sayın Bakan. Hani, çok güzel işler yapıyorsunuz ya, bizi koruyorsunuz ya, koruyucu hekimliğe önem veriyorsunuz ya, kanser oranlarımız 2 kat artmış. Örneğin, 14 yaş altında tütün kullananların oranının geçen dönem yüzde 23 olduğunu ancak bu dönem ne olduğunu bilmiyoruz. Yani, 14 yaş altında yüzde 23'ü söylemiyorsunuz. 19 yaş altında sigara kullananların yüzde 75 civarında olduğunu gizlemişsiniz. Bunları tek tek söyleyeceğiz, bunlar sizin başarılarınız değil Sayın Bakan.
Bakın, rakamlarla nasıl oynamışsınız? Bu rakamlarla bu şekilde oynamak istatistik bilimiyle de alay etmek demektir. Sezaryen oranlarını verirken kendi kitapçığınızda 2010 yılı ile 2016 yılını mukayese etmişsiniz Sayın Bakan, niye? Bütün yaptığınız mukayeseler 2002 ile 2016 ama sezaryeni verirken 2010'u mukayese etmişsiniz. Çünkü "2010 yılında sezaryen yüzde 45." demişsiniz, şimdi yüzde 53'e yükselmiş. Yani, az bir yükselme var. Hâlbuki, siz devraldığınızda yüzde 24'tü Sayın Bakan. Siz, sezaryeni yüzde 24'ten yüzde 53'e çıkardınız. Sizin sağlık politikalarınızın sonucu işte bu.
Şimdi, kabahati kendinizde arayacağınıza kalkıp dönmüşsünüz bana diyorsunuz ki: "Uzman doktorları bir daha eğitime alacağız." Bunu yapmayın Sayın Bakan. Kendi mesleğinize, kendi meslektaşlarınıza lütfen bu ayıbı reva görmeyin. Çünkü, o insanların eğitime ihtiyaçları yok.
Bakın, hep eleştirmiyoruz, ortak çözüm önerisi de sunuyoruz: Gelin, bir gebe okulu kuralım. Biz Mersin'de yaptık bunu, dönemin valisiyle beraber bir gebe okulu kurduk. 20'nci gebelik haftasını tamamlayan bütün anneleri, yanlarında babaları, mümkünse anneanneleri ve babaanneleri aldık, normal doğuma hazırladık bunları. Nasıl emzirilir, nasıl bebek yıkanır, nasıl gazı çıkarılır, normal doğumdan niye korkulmaz, güzellikleri ne diye anlattık, başardık ama Türkiye'ye yayamadık. Gelin, kitabı hazır, slaytları hazır, her şeyi hazır -ben de burada amele olarak çalışırım- bunu bütün Türkiye'ye yayalım. Yani doktorları değil, halkı eğitmemiz lazım. O yüzden, sezaryen rakamlarında lütfen doktorlara bir suç bulmayın.
Bir şey daha gizlemişsiniz, 10 bin kişiye düşen yatak sayısını gizlemişsiniz. Diyorsunuz ki: "2002'de 24,8'ken, 2014'te 26,6'ya artmış." Hayır, bu gerçek bir artış değil Sayın Bakan. Bu artışı hiçbir şekilde doğru bulmuyoruz çünkü toplam yatağı veriyorsunuz yani özel sektörü de. Hâlbuki, Sağlık Bakanlığının yatak oranına baktığımız zaman -10 bin kişi için- 16,2'den 15,9'a düşmüş.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Atıcı, lütfen tamamlar mısınız?
Buyurun.
AYTUĞ ATICI (Mersin) - Sağlık harcamalarına değiniyorsunuz. Sağlık harcamalarının da gayrisafi yurt içi hasıla içindeki oranını gizlemişsiniz. Diyorsunuz ki: "Sağlık harcamalarını arttırdık." Hayır, artmadı, gayrisafi millî hasıla içerisindeki oranı 5,4; yıllardır da bu böyle. Ha, OECD 8'in üzerinde ama siz bunu artırmamışsınız.
Bir şey daha gizlemişsiniz geçen sunuma göre, cepten yapılan sağlık harcamalarını dolar bazında gizlemişsiniz. Diyorsunuz ki: "Efendim, işte, toplam sağlık harcamalarına oranı düştü." Hayır, 2002'de 37 Amerikan doları; 2012'de, daha sonrasında da 100 doların üzerinde. 37 dolardan, 100 doların üstüne çıkarmışsınız. Yani, sizin harcamalarınız artınca oran düşüyor gibi görünüyor ama vatandaşın cebinden çıkan para aynı. Yani, işler iyiye gitmiyor. Bu durum hastalığını inkâr eden hastaya benzer Sayın Bakan. Biz size bu iş hastalıklı diyoruz, çözüm arayalım diyoruz; siz inkâr ediyorsunuz, hatta bazen kızıyorsunuz.
Sezaryen oranlarını konuştuk. Bebek ölümlerinde 2002 ile 2016'yı vermişsiniz, anne ölümlerini aynı şekilde. Ben de size desem ki, sizden önceki düşüş çok daha hızlıydı. Haydi, buyurun, 1960'dan beri bakalım. Aynı hekimler, aynı Bakanlık çalıştı. 1960 ile 2002 arasındaki düşüş oranları sizin yakaladığınız düşüş oranlarının kat kat üstünde. Bunlarla oynamayalım. Yani, şimdi, gidip bir kolesterolünüze baktırsanız acaba bunu on dört sene önceyle mi kıyaslarsınız, bir sene önceyle mi kıyaslarsınız? Bu şekilde bakın. Evet, kıyaslamak iyidir ama kamuoyunu yanıltmak gerçekten sıkıntılı.
Ama bir şeyi gizlemeyi unutmuşsunuz, şimdi onu da söyleyeyim, bir dahaki sefere onu da gizlesin arkadaşlarım: Sizin yeni çıkardığınız bu katastrofik sağlık harcamaları; 2012 yılından bugüne kadar tam 2,5 kat artmış. 2012'den bugüne kadar 60 bin hane/yılda katastrofik yani yıkıcı sağlık harcaması yapıyor sizin döneminizde ve bunu siz arttırmışsınız. Temel görevlerinizi de devretmişsiniz. Bakın, 2017 bütçeniz 32 milyar yaklaşık, değil mi?
BAŞKAN - Sayın Atıcı, lütfen tamamlar mısınız?
AYTUĞ ATICI (Mersin) - Toparlıyorum Sayın Başkan.
2017 bütçeniz 32 milyar. Maliye Bakanı geldi burada dedi ki: "Ben sağlığa 111 milyar TL para ayırdım." Yani, 111 milyar ayırıyor, 32 milyarı size ama bunun 2 katını SGK'ya ayırıyor. O nedenle, buraya da dikkat etmek gerekiyor. Yatırım yapmaktan vazgeçmiş benim Bakanlığım. Biz Bakanlığımızı seviyoruz, yatırım yapmanızı istiyoruz ama siz ne yapıyorsunuz? Diyorsunuz ki: "Arsayı bedava veriyorum, yirmi beş yıllık kiracı olacağım, yüzde 70 doluluk oranı veriyorum, al sana kamu-özel ortaklığı." Bu, yatırım değil. Zaten yatırım hesaplarında da yok, yatırımınızda da böyle bir şey yok. Ama Maliye Bakanı gerçekten uyanıkça davranıyor ve size diyor ki: "Sayın Bakan, 34 şehir hastanesinin sabit yatırımını hesapladım..." diyor. Ben demiyorum, Maliye Bakanı diyor. "...34 şehir hastanesinin sabit yatırım tutarı 27 milyar TL'dir." ve diyor ki: "Size yılda 111 milyar para ayırdım. Yılda 7 milyar ayırın, gelin bizi bu zorluktan kurtarın."
BAŞKAN - Sayın Atıcı, teşekkür ediyoruz.
AYTUĞ ATICI (Mersin) - Bir dakika içinde toparlıyorum.
Kızamık... Vermemişsiniz. Çocuk hekimisiniz Sayın Bakan. 2010'da 7'ye kadar sizinle beraber hep düşürdük ama 7.405 vakaya kadar çıktı, nerede şimdi? Bana "Silindi, bitti gitti kızamık." deyin, ben de teşekkür edeyim.
Veremden bahsettiniz. 13-14 bin sayılarında hâlâ verem hastası var. Gerçekten bunlar bizim örtbas etmememiz gereken şeyler.
İki şeyi söylüyorum Sayın Başkan: Bağımlılık. Bakın, burada da bir önerimiz var. "Bağımlılıkla ilgili iyi işler yaptık." diyorsunuz. Bir rakam vereceğim: 2012'de bağımlılıktan ölen kişi sayısı 162, 19 yaş altı ölen 15 kişi. 2013'te 162 oluyor 232 yani yüzde 43,2 artıyor bağımlılıktan ölen. Siz de bana diyorsunuz ki: "Biz iyi iş yapıyoruz." Hayır, yapmıyorsunuz. Birlikte yapabiliriz, bu konuda da biz varız. Geçen hafta bir önerge verdim, bir araştırma komisyonu tekrar kuralım, bu işi çözelim.
Son: Muayeneler yılda 8,4' e çıktı. Bakın, siz de akademisyensiniz, ben de. Biz genç öğrencilerimize şunu öğrettik, dedik ki: Hastalıkların yüzde 80'i birinci basamakta çözülecek, siz çözeceksiniz. Öğrencileri böyle yetiştirdiniz siz de ama şimdi bana verdiğiniz rakamlara göre birinci basamakta 214 milyon muayene var, ikinci, üçüncü basamakta bunun 2 katı yani 445 milyon muayene var. Yani, siz tamamen tersine çevirmişsiniz. Birinci basamak -üstelik aşılamalar da muayene diye geçiyor- 214 milyon, ikinci ve üçüncü basamak 445 milyon. Burada bir yanlışlık yok mu Sayın Bakan?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Atıcı...
AYTUĞ ATICI (Mersin) - Bunları düzeltmemiz gerekiyor.
Teşekkür ediyorum.