| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2017 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı (1/774) ile 2015 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı (1/733) ve Sayıştay tezkereleri a) Millî Eğitim Bakanlığı b) Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanlığı c) Yükseköğretim Kurulu ve üniversiteler |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 15 .11.2016 |
KASIM BOSTAN (Balıkesir) - Sayın Başkanım, Değerli Bakanım, Komisyonumuzun çok kıymetli üyeleri, Millî Eğitim Bakanlığımızın kıymetli bürokratları; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
2017 yılı Millî Eğitim Bakanlığı bütçemizin millî eğitim camiamıza ve milletimize hayırlar getirmesini temenni ediyorum.
Tabii "millî eğitim" deyince... Millî Eğitim, yüzbinlerce çalışanı ve milyonlarca öğrencisiyle toplumun her kesimine hitap eden, toplumun her kesimine dokunan bir Bakanlığımız ve bu yönüyle de toplumda gelişen olumlu veya olumsuz tüm olaylarda toplumun ve milletin gözü de ister istemez Millî Eğitim Bakanlığına dönüyor.
Cumhuriyetimiz kurulduğu günden bu yana ülkemizin kalkınmasını eğitimli kadrolar üzerinden yapmayı hedeflemiş ve bu çerçevede de eğitime ciddi yatırımların ve okullaşma konusunda ciddi kaynakların ayrıldığını görüyoruz ve bizim AK PARTİ hükûmetleri döneminde de bu anlamda, okullaşmaya ve okulların kalitesinin artırılmasına, sınıflardaki çocuk sayılarının Avrupa standartlarına çekilmesi konusunda ciddi yatırımların ve ciddi kaynakların ayrıldığını hep beraber görüyoruz. Hatta, ilk defa cumhuriyet tarihinde, bizim dönemimizde millî eğitim bütçesinin millî savunma bütçesinin de önüne geçtiğine şahidiz.
Şimdi, toplum da eğitim üzerinden ülkemizin kalkınmışlığına inandığı için ve kız, erkek okullaşma noktasında ciddi anlamda okullaşmaya itibar etmeye başladı ve bu noktada da bizim uyguladığımız birtakım eğitim politikalarından dolayı öğrencileri eğitmekten ziyade yarıştırır birtakım eğitim politikaları ortaya çıktı ve sadece öğrencileri değil, aynı zamanda, aileleri de yarıştırır birtakım eğitim uygulamalarına şahit olduk. Bu durum da birtakım özel okulların, birtakım dershanelerin hızla toplumda yaygınlaşmasına sebebiyet verdi. Millî Eğitim, eğitim verir ama bu dershaneler eğitim vermedi, bu dershaneler at yarışı gibi yarışan öğrenciler yetiştirmek için test çocukları yetiştirdiler. Test uygulama tekniklerini geliştirerek çocuklara test uyguladılar ama eğitim vermediler. Maalesef, bu durumun, hem Eğitim Bakanlığımızı hem de Eğitim Bakanlığımızda görev alan eğitim camiamızı toplumun nezdinde biraz itibarsızlaştırdığını görüyoruz. Yani, toplumun bu milletin paralarıyla yapmış olduğu okullarda ve bu milletin maaş ödeyerek çalıştırdığı öğretmenlerin eğitimine çok fazla itibar etmez bir duruma geldiğini maalesef gözlemlemiş olduk. Öncelikle, bizim bu süreçten öğretmenlerimizi çıkarmamız lazım. Yani, öğretmenlerimizin kendilerine öz güvenlerinin yerine gelmesi için çeşitli eğitim programlarını uygulamamız lazım. Öğretmenlerimizin ekonomik durumlarını düzeltmememiz lazım çünkü biz geleceğimizi bu öğretmenlere emanet ediyoruz. Öz güveni olmayan ve ekonomik kaygılar içerisinde olan eğitim camiamızın bizim bu geleceğimizi, emanet edeceğimiz gençlerimizi sağlıklı yetiştirme konusunda zafiyetleri olabileceği endişesini taşıyor toplum.
Şimdi, bu şeyden sonra, biz bir 15 Temmuz yaşadık. Bu 15 Temmuzun aktörlerine baktığımız zaman; mühendisler var, pilotlar var, öğretmenler var, doçentler var, profesörler var, hâkimler var yani eğitilmiş bir kadro var. Yani, eğitilmiş bir kadro, 15 Temmuzda, bu milletin tanklarıyla, tüfekleriyle bu milletin iradesine darbe yapmaya kalktı. Yani, bizim eğitim kurumlarımız, demek ki hâkim de yetiştiriyor, pilot da yetiştiriyor, mühendis de yetiştiriyor ama vatanına, milletine hainlik yapmama konusunda duyarlılıkları aşılayamıyoruz. Bu sadece AK PARTİ dönemlerine ait değil, bu Cumhuriyet Dönemi'nin eğitim politikasının ürettiği sorunlardır.
MUSA ÇAM (İzmir) - Sizin altın nesiller Hocam, sizin altın nesiller.
KASIM BOSTAN (Balıkesir) - Hayır, bu cumhuriyetin altın nesilleri bunlar, cumhuriyetin.
Bakın, ben size başka bir şey daha söyleyeyim...
MUSA ÇAM (İzmir) - Yerleştirdiniz onları, yerleştirdiniz.
KASIM BOSTAN (Balıkesir) - ...28 Şubatı yapanlar da eğitimli kadrolardır; askerdir, hâkimdir, savcıdır, basının köşe yazarlarıdır ve basındır. Daha geriye gidelim, 12 Eylülü gerçekleştirenler de eğitimli kadrolardır.
MUSA ÇAM (İzmir) - Onların alnı secdeye varmıyor diye tasfiye edip altın nesli getirdiniz, altın çocukları getirdiniz.
BAŞKAN - Sayın Çam, sizin de süreniz var, size de söz vereceğim.
MUSA ÇAM (İzmir) - Tamam Sayın Başkan.
KASIM BOSTAN (Balıkesir) - Yani benim burada vurgulamak istediğim şu...
MUSA ÇAM (İzmir) - Bir heyecan olsun diye konuştum.
BAŞKAN - Bir heyecan katabilir ama o zaman siz yani tarihi okumayı bilmiyorsunuz, tarihi bugün okuyorsunuz. Şöyle geçmişe doğru gidin gelin, İttihat ve Terakki'den başlayın altın nesillerinize.
Buyurun Sayın Bostan.
KASIM BOSTAN (Balıkesir) - ...Bu toplumun eğitim kurumlarının yetiştirdiği insanlar bu topluma karşı darbe yapabiliyor. Burada bizim eğitim sistemimizde bir sorun olduğunu görüyorum ben. Milletine darbe yapabilen bir eğitimli kesim olamaz ve bunu da bizim eğitim sistemimiz üretiyor, okullarımızdan yetişiyorlar. Bunun üzerinde durmamız gerekiyor. Toplum olarak bu soruyu kendimize sormamız gerekiyor. O hükûmete, şu hükûmete suçu yıkmak sorunun çözümü değil. Mesela, biz, bir daha, bundan böyle 15 Temmuzları yaşamayacaksak, topyekûn eğitim sistemimiz üzerinde iyi çalışmamız gerekiyor.
Ha, biraz önce arkadaşımız konuştu, Kur'an kurslarından bahsetti, Kur'an eğitiminden bahsetti ve bunu sanki cumhuriyet rejimine karşı yapılmış, karşı yapılan eğitimlermiş gibi göstermeye çalıştı.
BAŞKAN - Kimse yapmamıştır onu canım, bir yanlış anlama olduğunu düşünüyorum ben.
KASIM BOSTAN (Balıkesir) - Yo, yo, biraz önce bir arkadaşımız Osmanlıca eğitiminin verilmiş olmasıyla harf devrimine karşı birtakım şeylerin gerçekleştirilmesine adım atıldığı yönünde değerlendirmeler yaptı, üzülerek izledim. Bunlar birbirinin alternatifi değildir. Bizim toplumumuzun bin yıllık temel değerleriyle çağdaş değerleri buluşturduğumuz takdirde biz geleceğe güvenle gidebiliriz. Onun için, eğitim camiamıza çok ciddi sorumluluklar düşmekte ve bu sorumlulukları da yerine getireceğine olan inancımı burada ifade ediyor, tekrar, 2017 yılı eğitim bütçemizin vatanımıza, milletimize hayırlı olmasını diliyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum.