| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 24 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 25 .11.2014 |
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Özellikle, ben, Plan ve Bütçe Komisyonundaki arkadaşlarıma seslenmek istiyorum: Biliyorsunuz, Plan ve Bütçe Komisyonu tek anayasal komisyondur. 40 kişiden oluşur, ne olursa olsun en az 25'i iktidardan olur yani gelen bütçenin ya da bir kanunun geçmemesi diye bir şey söz konusu değildir, her hâlükârda 25 kişilik çoğunlukla -muhalefet en fazla 15 kişi olur- geçer. Muhalefet en fazla 15 kişi olur, her hâlükârda geçer, bütçelerin geçmemesi diye bir şey söz konusu değildir. Bütçeler, Plan ve Bütçe Komisyonunda son şeklini alır, Genel Kurulda hiçbir şekilde ödenek artırıcı veya azaltıcı bir teklif de verilemez, burada son şekli verilir. Biz, üç seneden beri, dört seneden beri burada hiçbir şekilde son şeklini vermiyoruz arkadaşlar bütçelerimize çünkü bununla bu görevimizi, bize verilen misyonu yerine getirmiyoruz. Bunda da Plan ve Bütçe Komisyonu Başkan Vekili Sayın Bilgiç'in çok büyük bir olumsuzluğu var, etkisi var maalesef, farklı, olumsuz bir şekilde yönlendiriyor.
BAŞKAN - Sataşma olmasın tabii arkadaşlar.
ADNAN KESKİN (Denizli) - Dinle Beyefendi, dinle.
SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) - Tekrar eder misiniz son cümlenizi?
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Özellikle iktidar grubuyla ilgili olarak yanlış bir yönlendirme yapıyor. Burada son şeklini vermemiz gereken detayına girmemiz gereken, sorumluluk almamız gereken bütçelerle ilgili olarak maalesef o görevimizi yerine getiremiyoruz.
Sayın Bakan, demin konuştuk, mesela mühendislerle ilgili konuyu anlayabiliyorum, bunlar özel sektörde istihdam edilebilir, kamuda istihdam edilmeleri şartı yok ama öğretmen açığı var kamuda. Öğretmen açığı var, şu anda Millî Eğitim Bakanının dediğine göre en fazla norm standart yüzde 87, yüzde 13'lük bir açık var. Bunu kullanabiliriz, bütün arkadaşlarımız da bu konuda hemfikir. Bunu şimdi kullanmazsak on sene sonra zaten açık kalmayacak, zaten genç sayısı, öğrenci sayısı düşecek, bu dönemde arttı. Millî Eğitimdeki 62 milyarlık bütçenin zaten yüzde 80'i personele gidiyor, yatırım değil bu. Öğrenci sayısında artış oldu, ona paralel okul sayısını artırdık, öğretmen sayısını artırdık. Şimdi açık var, bunu neden artırmıyoruz, neden mantığın gereğini yapmıyoruz? Zaten beş sene sonra düşecek, on sene sonra iyice düşecek, öğretmen açığı söz konusu olmayacak ki o zaman, şimdi var. Bunu artırabilmemiz lazım, ya geçici olarak alalım ya kadrolu olarak alalım, bu kadar öğretmen de bekliyor. Mühendisleri anlıyorum, diğerlerini anlıyorum, kamuda çalıştırma şartı yoktur ama kamuda öğretmenler için böyle açık varken bununla ilgili inisiyatif koyamamamızı, bu Komisyonda gereğini yerine getiremememizi anlayamıyorum hakikaten. Neden bu sorumluluğu almıyoruz, neden görevlerini ihmal ediyorlar bu konuda özellikle iktidara mensup arkadaşlar? Bunu yapabiliriz rahatlıkla, önemli bir yük de getirmiyor. Gerçekten çok da önemli bir yük getirmiyor, bunu çok rahat bir şekilde halledebiliriz, sizin de onayınızla halledebiliriz. Arkadaşlar bu inisiyatifi alsınlar diye düşünüyorum.
SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) - Burada Komisyonun kararı var. Bunu düzeltmenizi rica ediyorum Sayın Kuşoğlu.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Sizin özellikle, Sayın Bilgiç, arkadaşlarımızı hep farklı yönlendirmeniz nedeniyle Komisyon görevini yerine getirememiştir. Demin söylediğim buydu. Hep farklı yönlendiriyorsunuz Komisyonu, dolayısıyla misyonunu yerine getiremiyor. Olumsuz bir şekilde yönlendiriliyor.
Şimdi, burada 8'inci madde mali kontrole ilişkin hükümler içeriyor Sayın Bakanım.
SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) - Hükûmetimizin de bu konudaki kanaatini tabii ki alacağız. Nihai karar Komisyonundur.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Komisyonun karar vermesi için uygun ortamı hazırlamıyorsunuz, sürekli olarak yanlış yönlendiriyorsunuz arkadaşları. Onların mantığı ve vicdanlarına seslenip rasyonel karar almalarını sağlamadınız.
SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) - Arkadaşlarımızı bu şekilde suçlayamazsınız.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Sizi suçluyorum, arkadaşları suçlamıyorum. Sizi suçluyoruz zaten.
BAŞKAN - Sayın Kuşoğlu, sataşma olmasın çünkü oraya da söz vermek durumunda kalacağız, onun için...
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Sayın Bilgiç'e sataştım ama.
Teşekkür ederim söz için.