KOMİSYON KONUŞMASI

FAİK ÖZTRAK (Tekirdağ) - Teşekkür ediyorum.

Sayın Başkan, Sayın Bakan, Plan ve Bütçe Komisyonunun değerli üyeleri, değerli bürokratlar, değerli basın mensupları; konuşmama başlarken hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Ben başımdan geçen bir olayla konuşmama başlamak istiyorum: 24 Ocak 2013 tarihinde zamanın Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Sayın Binali Yıldırım'ın yanıtlaması talebiyle yazılı bir soru önergesi verdim.

Konu Gebze-Orhangazi-İzmir Otoyolu Projesi'ydi. Yap-işlet-devret modeliyle yapılacak projenin sözleşmesi 27 Eylül 2010 tarihinde imzalanmıştı. İşin bitirilmesi için de sözleşmede beş buçuk yıllık bir süre belirtilmişti. Ancak daha sonra işin bitirilmesi için yapım süresi yedi yıla çekildi. İhalede 31 Temmuz 2017 olarak açıklanan proje bitiş tarihi de, daha sonra 15 Mart 2020 olarak değişti.

31 Mart 2012 tarihinde çıkarılan 6288 sayılı Yasa'yla bu projeyi alan iş ortaklığını ihale sonrasında olumlu etkileyecek şekilde yap-işlet-devret projelerine önemli bazı KDV muafiyetleri getirildi. Diğer taraftan sözleşme imzalandıktan sonra projenin finansmanında ciddi sıkıntılar yaşandığı bilgileri sızdı. Bunun üzerine konsorsiyum tarafından bulunacak dış finansmana hazine garantisi sağlanacağı bilgileri Mayıs 2012'de basına yansıdı. Şubat 2013'te Türkiye Büyük Millet Meclisinden çıkarılan bir kanunla kamu-özel iş birliği kapsamında gerçekleştirilecek tüm yatırımlar için alınan dış kredilerin Hazine Müsteşarlığı tarafından otomatik olarak üstlenilebilmesinin önü açıldı. Bu da ihale sonrasında gerçekleşti ve tüm bu düzenlemeler projenin maliyetinde ihaleden sonra işi alan konsorsiyuma ciddi avantajlar sağladı.

Ben de yukarıda sözünü ettiğim soru önergesiyle ihalesi bitmiş bir işin ardından ihale koşullarını ve proje maliyetlerini etkileyecek bu düzenlemeler hakkında sorular sordum. Ancak sorularıma milletvekili olarak zamanında cevap alamadım. Aynı soruları bu defa 14 Mayıs 2013 tarihinde 4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu çerçevesinde Bakanlığa tekrar sordum. Bu başvuruma da kanunun emrettiği süre içinde yanıt alamadım. Bunun üzerine 18 Temmuz 2013 tarihinde Başbakanlık Bilgi Edinme Değerlendirme Kuruluna başvurdum. Kuruldan 19 Eylül 2013 tarihinde gelen yanıtta milletvekili olduğum ve bu kimliğimle verdiğim önergeye Bakanlık tarafından cevap hazırlandığından yaptığım itiraz hakkında karar alınmamasına karar verildiği tarafıma bildirildi.

Bakanlığın cevabını bekledim ancak yine cevap alamadım. Bunun üzerine, 29 Mayıs 2014 tarihinde Başbakanlık Bilgi Edinme Değerlendirme Kuruluna bir defa daha itirazda bulundum. 26 Haziran 2014'te Değerlendirme Kurulundan daha önce gelen görüşün muhafaza edildiğine dair bir yazı aldım.

Hem Türkiye Büyük Millet Meclisi İç Tüzüğü'ne hem de Bilgi Edinme Kanunu'na göre on beş gün içinde almam gereken bir cevabı iki yıl üç ay bekledim ama alamadım. Geçen yıl 2016 Bütçe Kanunu üzerinde Genel Kurulda grubum adına yaptığım kapanış konuşmasında aynı soruları Ulaştırma Bakanına bir defa daha yönelttim, yine yanıt alamadım.

Şimdi, yeni Bakanımıza soruyorum: Ağzından "millet iradesini" düşürmeyenler, neden milletin vekilinin millet adına sorduğu sorulara üç buçuk yıldır cevap vermiyorlar?

Bu Aziz Nesinlik hikâyeyi niye anlattım biliyor musunuz? Kamu-özel iş birliği projeleri kapsamında gerçekleştirilen projelerle ilgili olarak saydamlıktan ve hesap vermekten nasıl kaçınıldığını göstermek için. Bunu gideremezsek ileride başımıza ciddi işler açılacak. Kamu-özel iş birliği kapsamında verilen garanti ve koşullu yükümlülükler artık uluslararası kuruluşların da dikkatini çekmeye başladı. Uluslararası Para Fonu'nun üç sayfalık son ülke değerlendirme notunda sırf bunun için gerçekten uzun bir paragraf ayrılmış.

Peki ne yapmalıyız? Artık, yap-işlet-devret modeliyle yapılanlar başta olmak üzere, bu projelerin hesapları açık ve şeffaf şekilde ortaya konulmalı. Çıkarılan yasalarla otomatik olarak verilen borç üstlenim garantileri ve hazine dışındaki bakanlıkların verdiği mahrum kalınan gelir garantileri borç hesaplarında görünmüyor. Bunu gidermek için derhâl bir çerçeve kanun çıkarılarak kamu-özel iş birliği projeleri kapsamında verilen örtülü-açık garantiler ve koşullu yükümlülükler ile dış finansman süreçleri tek bir hesapta izlenmeli. Verilen garantilerin ne kadar olduğu, ne kadar yolcu ya da geçiş garantisi verildiği, bunun ne kadarının gerçekleştiği aylık olarak kamuoyuna açıklanmalı.

Ben buradan Hükûmeti bir kez daha uyarıyorum. Döneminizde sıcak para bağımlısı hâline getirilmiş ekonomimizde çarkları döndürmek için yıllık 200 milyar dolar para bulmak gerekiyor. Bunun için sadece borçlarla ilgili değil koşullu yükümlülüklerle ilgili de...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Lütfen toparlar mısınız?

FAİK ÖZTRAK (Tekirdağ) - ...saydamlık ve hesap verir olmak şart. Aksi takdirde bu 200 milyarı bulmakta giderek daha fazla zorlanacağız.

Son olarak, bazı projelerle ilgili bilgi almak istiyorum: Şimdi, bu havaalanı, köprü, yol, limanlar için Bakanlığınızca verilen yolcu ve yük trafik garantisinin TL karşılığı nedir, toplam olarak bugüne kadar verilen bu yolcu ve yük garantilerinin TL karşılığı nedir?

Yine, son olarak bölgemle ilgili olarak: Tekirdağ-Hayrabolu yolunun 2016 ek yatırım programına alındığı söyleniyor, alındı mı Sayın Bakanım, ne kadar ödenek konuldu, ihalesi ne zaman yapılacak?

Yine, Saray-Kapaklı yolunun 2017'de bitirileceği söyleniyor, bitirilecek mi? Muratlı-Karıştıran duble yolunun asfaltının 2017'de biteceği söyleniyor, programda olduğu söyleniyor, bu da bitecek mi?

Son soru: Malkara-Süleymanpaşa yolu duble yol oldu ama her yıl bir tarafı kapatılıyor bakım için. Bu ne zaman bitecek? Bu yol çünkü son derece önemli bir yol, hem sınır kapısına gidiyor hem Çanakkale'ye gidiyor. Gerçekten, Türkiye'nin göz önünde olan yollarında bir tanesi. Bununla ilgili olarak da artık ne zaman bu yıllık düzenli hâle gelmiş olan yol kapatmalar bitecek diye soruyorum.

Teşekkür ediyorum.