ZEKERİYA BİRKAN (Bursa) - Değerli Başkanım, değerli Komisyon üyeleri; tabii, birçok soru soruldu. En son biz düğmeye bastığımız için...

Ben de bir konuyu merak ediyorum. 2 tane sorum olacak. Bir tanesi şu: Siz konuşmanızın ilk bölümünde, bu darbenin neden olduğu noktasında, gerekçeleri noktasında bir örgütün iç dinamiklerinin, köşeye sıkışmışlığının, bir de Orta Doğu'daki yeni düzenin ve buna bu konuda da buraya müdahil olan dış güçlerin Türkiye'yi enterne etmek istediği yönünde beyanlarınız oldu. Tabii, ben de hukukçuyum, aynı zamanda sosyal hayatın içinde olan da birisiyim.

Şimdi, istikrarlı bir dönemle beraber, koalisyonların ardından 2002'den sonra istikrarlı bir döneme girdik. Ciddi anlamda büyüme olayları var. 2008 krizinden çok büyük yara almadan çıktık ve hemen ardından toparlayarak büyümeye devam ettik ve arkasından da 7 Şubatta MİT krizi çıktı, 7 Şubat MİT krizinin arkasından çözüm süreciyle ilgili birçok manipülasyonlar, KCK krizi derken -birçok kriz daha var o dönem gündemde- yine, arkasından devam ediyoruz, Gezi olayları başladı.

Şimdi, Gezi olaylarının tarihi de ilginç bir tarih. Osmanlı'nın son dönemini de katarsak son yüz elli yıllık dönemde yani cumhuriyetin kurulduğundan beri Osmanlı'nın da son dönemini alırsak ekonomik göstergelerin en iyi olduğu dönem. IMF'ye borcun son taksitinin ödendiğinin haftasında Gezi olayları çıkıyor. Mayısın ilk haftasında da işte 3'üncü havalimanı, 3'üncü Boğaz köprüsü, büyük çevre yatırımları milyar dolarlık ve Türkiye için ben şahsen -katılmayabilir bazı arkadaşlarımız ama- stratejik öneme sahip nükleer santral anlaşmaları gibi stratejik önemi haiz birçok adım atılıyor ve ekonomik anlamda da göstergelerin en iyi olduğu dönem ve Gezi olayları başlıyor, nedenini, niçinini tartışmıyorum. Gezi olayları haziranda başlıyor, ağustos, eylül devam ediyor, arkasından 17-25 Aralık olayları başlıyor ve arkasından da bugünkü 15 Temmuz darbesine geliyoruz.

Benim sormak istediğim şey şu: Yani burada, tabii ki, emniyetin istihbaratı var, jandarmanın istihbaratı var, MİT'in istihbaratı var. Evet, istihbarat belki bilgi almış olabilir ama bilgiyi almak sadece ham bilgi değil ama böyle bir sosyolojik anlamda psikolojik, tarihsel süreçte baktığımız zaman analiz yapılıyor mu, analiz mi yapmadık? Yani bu süreci izlediğimiz zaman, bir yol var, yani şu an bakınca görüyoruz bunu, bu konuda bir analiz eksikliğimiz var mı? Bir sorum bu.

Diğer bir sorum da şu çok Değerli Müdürüm: Siz devlette uzun yıllar görev yaptınız, Emniyet Genel Müdürü olarak da görev yaptınız ve çok çalkantılı bir dönemde müdürlük yaptınız. Tabii ki, emniyetin ilk başından bugüne kadar gelinen süreci de biliyorsunuz.

Şimdi, biz buraya adım adım geldik. Yani bir günde bu FETÖ'cü çete devleti ele geçirmiş değil, bazen çok yavaş, bazen hızlı ama adım adım geldik biz buraya. Bu adım adım gelişte özellikle devletin kritik noktalarını oluşturan emniyet, MİT -ne bileyim- askeriye gibi kurumlarda bu çocuklarımızın eğitiminde -polis kolejlerinin, askerî liselerin- burada bir eksikliğimiz var mı sizce? Yani geçen bir emniyet müdürümüz yanılmıyorsam KPSS'nin ve şeyin dahi değerlendirilmesi gerektiğini söylemişti. Ben yanlış hatırlamıyorum değil mi Başkanım?

MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul) - Öyle, öyle.

AYTUN ÇIRAY (İzmir) - En önemli yer orası.

ZEKERİYA BİRKAN (Bursa) - Çünkü sistemin bir tane şeyini, yani bir supabı, bir taneyi ele geçirince, sızınca birçok sıkıntı birden başlıyor yani. Bu noktada bizim sizce geldiğimiz nokta itibarıyla -polis kolejleri kapatıldı, askerî liseler kapatıldı- alınan önlemler yeterli mi, bir öneriniz var mı?

MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul) - Yani personel alım kaynakları ne?

ZEKERİYA BİRKAN (Bursa) - Evet.

Tekrar teşekkür ediyorum.