| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2017 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı (1/774) ile 2015 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı (1/733) ve Sayıştay tezkereleri a) Vakıflar Genel Müdürlüğü b) Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı c) Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı ç) Türkiye İnsan Hakları Kurumu d) Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı e) Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu, f) Atatürk Araştırma Merkezi g) Atatürk Kültür Merkezi h) Türk Dil Kurumu ı) Türk Tarih Kurumu |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 07 .11.2016 |
SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Ben kurumlarla ilgili, öncelikle usulle ilgili... Çok fazla kurum var bugün ve hepsi çok önemli ancak sayın bakanlarımız sunum yaparken özellikle bu kurumların faaliyetleri konusunda teknik, bütçeyle ilgili çalışmalar yerine çok uzun, çok ayrıntılı sunuşlar oldu, okumalar oldu özellikle belli kısımlarda. Kurumlarla ilgili sürem içerisinde konuşurken, özellikle TİKA'yla ilgili sayfa 22'de işte TİKA'nın çalışmalarından ayrıntılı olarak bahsedilirken dünyada en fazla insani yardım yapan 2'nci ülke ve dünyanın en cömert ülkesi olduğumuz konusunda bir vurgu yapıldı. Ama ülkemizde 20 milyona yakın bir yoksul sayısı var ve 3 milyona yakın Suriyeli mülteci de şu an ülkemizde yaşıyor. Yani böyle bir ülke konumunda iken dünyada böyle bir etikete sahip olmak ya da bu metin içerisinde yer alması ne kadar anlamlı?
Diğer kurumlar için, özellikle, evet, sanırım Sayın Bekaroğlu değindi -Suriyeli mülteciler- bu AFAD'ın çalışmaları içerisinde kamplarla ilgili çok fazla böyle iltifat edici, övücü sözler söyleniyor metinde ancak biz biliyoruz ki kamplar çok sıkıntılı. Kadınlar ve çocuklar için özellikle istismar konuları, eğitim konuları noktasında büyük sıkıntılar var ki birçok insan bu kampları terk ediyor ve biliyorsunuz ülkemiz sokaklarında evsiz, yurtsuz ve geçim sıkıntısı içinde olan birçok Suriyeli mülteciler yer almakta.
Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu, evet bu kurum görüşülürken, özellikle Komisyonda görüşülürken ben de katıldım görüşmelerine. Bu kurum bizim Avrupa Birliğinin vize muafiyeti uyum kriterleri noktasında kurmamız gereken bir kurumdu. İnsan Hakları Kurumu yerine bu kurum kuruldu ve burada metinde şöyle bir ibare var: "İş birliği ve çoğulculuğa dayalı bağımsız bir kurum." Ancak ta Komisyonda bu kurum kurulurken bu kurala riayet edilmedi. Başbakan ve Bakanlar Kurulunun üyelerini belirlediği bir kurum yapısıydı ki bizim muhalefet olarak çok fazla itirazda bulunmamıza rağmen bu hâliyle kuruldu ve Avrupa Birliğinin bu kriterleri ilk değerlendirmesinde kabul edilmeyen 5 kriter içerisinde bu kurum da yer alıyordu, bizim uyarılarımıza rağmen veto yiyen bir kurum hâline geldi. Sonradan tekrar düzenleme yapıldı, muhalefetin de kaygıları nispeten kabul edildi ancak bu kurumun çoğulculuğunu, iş birliğini ve uzlaşıyı, Avrupa Birliğinin temel kriterlerine ne kadar uyumlu bunu tekrar sorgulamak gerekiyor.
Diğer kurumlarla ilgili, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığıyla ilgili çok fazla övücü ve faaliyetleriyle ilgili ayrıntılı bir bilgi var bu metinde. Takip ettiğim kadarıyla Sayın Bakan sunuş yaparken süresinin çoğunluğunu bu kuruma, sonraki, işte Atatürk ve cumhuriyetin bize miras bıraktığı temel kurumlara ise çok kısa değindi. Ama Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklarıyla ilgili şöyle bir bilgi vermek istiyorum: Ben Kadın-Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonunun bir üyesiyim ve bu Komisyon bir alt komisyon kurdu yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızın sorunlarıyla ilgili ve biz yaklaşık dört ay, 15 Temmuza kadar düzenli olarak yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızın sorunlarıyla ilgili görüş, öneriler aldık, dinledik birçok kurumu. Sonra bir alan çalışması yaptık, Fransa ve Hollanda'da. Ben bu kurumu şimdi incelerken sanki oradaki vatandaşlarımızın hiçbir sorunu yokmuş gibi işte çok kapsamlı, çok güzel, iyi çalışmalar var... Umuyorum, yapılıyordur ama o vatandaşlarımızın sorunlarının hiçbirini temsil etmiyor, başta eğitim olmak üzere, vatandaşlık haklarıyla ilgili yaşadıkları ülkelerde birçok ciddi sorunlar var. Bu sorunlar ya onlara ulaşmamış bu yapmış olduğunuz kurumsal düzenlemeler ya da bilemiyorum bir sıkıntı var arada. Oradaki vatandaşlarımızın sorunlarının tespiti, bu sorunların çözümü noktasında bütçede ne tür uygulamalar yapılacak bunları göremedim ben burada, çok fazla övücü çalışma var ama asıl muhatap olunması gereken vatandaşların sorunları ve sıkıntıları ve çözüm önerileri dile getirilmemiş.
Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu ve bağlı kurumlarla ilgili görüşlerim ise, burada sayfa 20'de bu kurumların ortak bir yerleşke içerisinde toplanacağı ve eksikliklerinin giderilmesi, daha etkin hizmet verebilmeleri için TOKİ'yle bir protokol... Bu konuyla ilgili biraz daha ayrıntı verebilir misiniz? AKM'nin, biliyorsunuz, yıkılması söz konusu, ne olacak? İşte binaları, bu tarihsel dokuları ve bu kurumların simgeleri; bizler, gençler ve Türkiye'de yetişecek çocuklar için çok önemli tarihsel önemleri olan, sadece bulundukları bina anlamıyla değil varoluşlarıyla çok önemli olan bu kurumlara daha fazla bütçe ayrılması, desteklenmesi noktasında eksiklik görüyorum. Burada TOKİ'ye devredilmeleri noktasında nasıl bir çalışma planlanıyor, ne olacak bu kurumlar?
BAŞKAN - Sayın Özdemir, lütfen toparlar mısınız.
BAŞBAKAN YARDIMCISI VEYSİ KAYNAK (Kahramanmaraş) - Hangi kurumun TOKİ'ye devredilmesi?
SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Atatürk Kültür Merkezi, Türk Tarih Kurumu gibi... Şöyle bir ibare var: "Kurumların tek bir yerleşke içerisinde toplanarak..." Ya da bunu daha fazla açıklayabilir misiniz?
Bir de açılış konuşmasında Sayın Bekaroğlu Hocamızın usulle ilgili görüşleri karşısında Sayın Bakan, işte hukukun herkese eşit uygulandığından ve yargının bağımsızlığından bahsetti. Bu 2 cümleyi Sayın Bakan gerçekten inanarak mı söyledi? Biz bu ülkede yaşayan vatandaşlar olarak nasıl bir süreçten geçtiğimizi gayet iyi biliyoruz, en azından bu salonda yaşayan herkes yargının bağımsızlığı konusunda çok büyük bir soru işareti yaşadığımızı biliyor. İşte en basiti HSYK'nın yapısının nasıl felç edildiğini, işte bugün tartıştığımız o Fetullahçı cemaat yapılanmasının savcı ve hâkimlerinin bu kurumlara nasıl yerleştirildiğini, şimdi tekrar onların nasıl bir temizlenme süreciyle -işte ihraçlar, açığa alınmalar gibi bir temizlenme süreci-başka cemaat yapılanmalarına izin verildiği noktasında nasıl yargının bağımsızlığından bahsedeceğiz?
BAŞKAN - Sayın Özdemir, teşekkür ediyoruz.
SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Son bir otuz saniye...
Vakıflar Genel Müdürlüğüyle ilgili, KHK'larla el konulan 15 milyar lira değerindeki taşınmazların listesi, hangi kurumlara hibe edildi bu taşınmazlar? Yine OHAL'le birlikte Vakıflar Genel Müdürlüğüne devredilen 2.087 tapunun dağılımı, bu konuyla ilgili bilgi verilmedi. Yine OHAL'in ilan edilmesiyle birlikte hangi eğitim kurumlarına ait taşınmazlar Vakıflar Genel Müdürlüğüne devredildi?
Bir de Beylikdüzü ilçemizde, son olarak Sayın Bakan, 2 tane cemaat yapılanmasına ait yurt kapatıldı, Gürpınar Topçular Kız Öğrenci Yurdu ve Hasırcılar Erkek Öğrenci Yurdu ancak bu yurtlar çocuk istismarıyla gündeme gelen ve üzerinde çok büyük bir şaibe olan Ensar Vakfına devredildi, gerçekten devredildi mi ya da bu uygulamaya son verilecek mi?
BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Özdemir.
SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Başka hangi bu tür kapatılan cemaat kurumları yine şaibeli Ensar ya da faaliyet gösteren TÜRGEV'e devredildi, bunlarla ilgili de bilgi verebilir misiniz lütfen.
Teşekkür ederim süre verdiğiniz için.