| Komisyon Adı | : | (10 / 276, 277, 278, 279) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
| Konu | : | Gazeteci Yazar Fehmi Koru'nun Fetullahçı terör örgütüne ilişkin bilgi vermesi |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 20 .10.2016 |
ZEKERİYA BİRKAN (Bursa) - Sayın Koru, hoş geldiniz diyorum.
GAZETECİ-YAZAR FEHMİ KORU - Hoş bulduk.
ZEKERİYA BİRKAN (Bursa) - Ben çok uzun yıllar sizi okumuş olan birisiyim, hatta gazeteyi aldığım zaman sadece sizin sütununuzu okuyan birisiyim.
Şimdi, tabii, bir hayal kırıklığımı -yani yeri değil belki ama- şahsen burada da ifade etmek isterim: 28 Şubat Türkiye'de bir dönüm noktasıdır, bir kırılma noktasıdır; özellikle içinde bulunmuş olduğumuz muhafazakâr kesim açısından bir kırılma noktasıdır. İlginçtir ki o dönemde hemen hemen muhafazakâr kesimdeki işte cemaattir, cemiyettir, birçok şeydir bir tarafta kalmışken Zaman gazetesi 28 Şubatçıların tarafında kaldı ve daha enteresandır ki siz farklı söylüyorsunuz ama buraya gelen askerî uzmanlar ve gazetecilerin hepsi şunu söyledi, bu örgütün 28 Şubatla beraber büyümeye başladığını, 28 Şubat sürecinde muhafazakârların alanı daralırken bu örgütün okullarının büyüdüğü yönünde beyanları var. Yani bu konuda siz tabii, geri dönüp baktığınız zaman "Evet, orada kaldım." Bu konuda bir öz eleştiri yaptığınızda, bunu merak ettiğim için soruyorum...
GAZETECİ-YAZAR FEHMİ KORU - Ben kalmadım orada, ayrıldım yalnız o dönemde.
ZEKERİYA BİRKAN (Bursa) - Ayrıldınız ama sonra ayrıldınız, bayağı bir sonra ayrıldınız.
GAZETECİ-YAZAR FEHMİ KORU - Yok, 1998'de ayrıldım.
ZEKERİYA BİRKAN (Bursa) - Ama 1997'de oldu 28 Şubat baktığınız zaman.
GAZETECİ-YAZAR FEHMİ KORU - Bir de mevziyi muhafaza diye bir şey var, bulunduğunuz yerde başkaları başka şeyler yazsalar bile siz doğru bildiklerinizi yazmaya devam edeceksiniz.
ZEKERİYA BİRKAN (Bursa) - Bir diğer konu, bu cemaatin, örgütün yönetici kadrosu yurt dışında, ABD'de ve tabii, bir hücre teorisine göre de çalıştığı çünkü bugün gelinen şeye de baktığınız zaman belli yani iletişim noktasında. Yani bu yabancılar tarafından özellikle ABD'nin iade etmemesi noktasındaki ısrarına da baktığınız zaman bir bağlantısı var mı sizce?
Bir diğer nokta da şu: Şimdi, bizim siyasi hayatımızda müdahaleler var yani ben şey olarak söylüyorum, mesela Baykal'la ilgili olan bir kaset olayı var, müdahalesi var; bununla ilgili de tutuklamalar ve bağlantılar işte yine bu örgütü adres gösteriyor gibi yani henüz bir yargı kararı olmadığı için ben kesin bir şey söyleyemiyorum. Tabii, bir genel başkan gönderiliyor, yerine başka birisi geliyor. Tabii, yeni gelen genel başkan da yeni bir ekiple, farklı bir dizaynla bu partiyi idare ediyor. Yani bu kasetle bu müdahale varken Baykal niye gitti? Yeni gelen genel başkan niye geldi? Acaba Türkiye'nin ilerisinde CHP'ye bunların biçmiş olduğu bir rol var mı? Ya da CHP gemisini Baykal'ın olduğu dönemdeki kaptanlıktan alıp hangi limana götürmek istiyorlar? Bu konuda bir öngörünüz var mı? Gerçi Baykal "Okyanus ötesi değil." diye söylemişti ama ben kendi...
Teşekkür ederim tekrar.
GAZETECİ-YAZAR FEHMİ KORU - Estağfurullah.
BAŞKAN - Buyurun Fehmi Bey.
GAZETECİ-YAZAR FEHMİ KORU - 28 Şubatta, ben kendi kanaatimi söyledim, başka kanaatlerde olanlar bulunduğunu biliyorum. Bazı şeyler vardır başlangıcı itibarıyla aleyhte çalışırken sonuçları itibarıyla lehinize dönebilir. Yani mesela aynı türden bir analojiyi AK PARTİ için yapanlar da var yani 28 Şubatın doğurduğu bir iktidar olarak. Hâlbuki hepimiz biliyoruz ki Refah Partisi iktidardan uzaklaştırıldı, Refah Partisinin elemanları, unsurları, ona destek verenler, partililer, en büyük zararı o dönemde gördüler, listeler yayınlandı bu partiyle irtibatlı diye. Ama sonuç itibarıyla, neticede, 2002 yılında iktidara gelen bir siyasi parti var. Böyle bakıp o dönemde farklı bir sonuca varmak nasıl yanlışsa, benim baktığım noktadan gördüğümle sonradan olanlar arasında bir fark olabilir diye düşünüyorum. Bu benim düşüncem.
Fetullah Gülen'i niye iade etmediğini doğrusu anlamakta güçlük çekiyorum, yani neticede birtakım hukuki gerekçeler ifade ediliyor ve "Amerikan sistemi böyle şeylere müsaade etmez." deniyor ama aynı Amerika'nın çok daha, hukukla hiç alakası olmayan, mesela Noriega gibi bir Cumhurbaşkanı, Panama'nın Cumhurbaşkanı, Panama da adamın bütün her şeyine rağmen ondan memnun. Gidip oradan aldı ve CIA'in de yıllarca maaş ödediği, kendisinin bir elemanı, oraya kadar yükselmiş, gidip oradan alıp otuz yıl cezaevinde tuttuğu da bir vakıa, Amerikan sistemi buna müsait ama kendisinin orada bulunan ve bir ülkenin hukuk içerisinde kendisinden talep ettiği bir insanı iade etmemesini ben anlamakta zorlanıyorum. Bir tek şey aklıma geliyor: Uygun zamanı bekliyorlar yani bir pazarlık bekliyorlar, buradan birileri "İşte bunu verirseniz, biz de şunu, daha önce yapmayız dediğimiz bir şeyi yaparız." filan. Amerika buna da müsaittir, malum. Belki böyle bir şeyi bekliyorlar, böyle bir zamanı bekliyorlar ya da kendileri açısından en zararsız olacak bir dönemde. Ben verecekleri kanaatindeyim ama sonrasını galiba sizlerin düşünmeniz lazım yani geldiğini varsayalım, ortaya çıkacak olan tablonun ben iyi bir tablo olmadığı kanaatindeyim. Yani bu kadar istiyorsunuz devlet olarak, "Al, verdim." dediği andan itibaren, biraz daha komplocu yaklaşarak, bunu belki de size en zarar verecek şekilde...
ZEKERİYA BİRKAN (Bursa) - Hayır, hayır, devlet mantığı ya da bir devletsen, eğer suç örgütü lideriyse, bunun hukuken böyle olması gerekmez mi?
GAZETECİ-YAZAR FEHMİ KORU - İşte öyle olduğu için istiyorsunuz zaten de ben de diyorum ki benim baktığım noktadan: Yanlış yapıyorsunuz yani bence, istemem ben onu. Orada kaldığı müddetçe burada söylediğiniz her şey daha iyi algılanır, onu suçlayıcı her şey, buraya geldiği andan itibaren farklı bir duruma girebilir gibi düşünüyorum. Yani bunun üzerinde aslında düşünmeniz lazım. İstemekte, tabii, devlet olarak haklısınız da, siyasi iktidar olarak bu niçin sizin lehinize, bunu şahsen anlamakta zorlanıyorum.
Bu Baykal kasedi, tabii, hassas bir konu. Yani eğer böyle bir şeye gerçekten bu FETÖ'nün adamları teşebbüs etti ve böyle bir olayı yaptılarsa bu herhâlde sonuç alma amaçlıdır. Ben yalnız bundan kuşkulu olduğumu burada ifade edeyim. Bunu mutlaka yine polis içerisinden birileri yapmıştır ama böylesine derin bir irtibat içerisinde bunu yaptıklarını zannetmiyorum.
Şimdi, benim bu, hani, "derin" dediğim bir şey var ya, onların da kendi akılları var, bazen bağımsız olarak hareket eden akılları, eğer onlarla irtibatlıysa, böyle bağımsız hareket eden bir akıl o işi yapmış olabilir ve böyle bir sonuç doğuracağını da muhtemelen bilmeden ya da tam tersine böyle bir sonuç doğurmak için yapmış olabilirler. Yani cemaatin o sırada Deniz Baykal'la ne sorunları vardı? Veya Kemal Kılıçdaroğlu'na gel diyecekleri kadar herhangi bir yakınlıkları nereden oluyor? Belki bunu bilmediğim içindir, belki öyle bir yakınlık vardır, belki onunla ilgili, Baykal'la ilgili bunu yapmalarını gerektiren bir şey vardır ama benim gördüğüm noktada böyle bir şey göremiyorum ben. Dolayısıyla da sanki öyle bir şey yokmuş gibime geliyor.